HAK ve HUKUK (Guguk değildir.)

08.04.2009 00:27:48

   Sayın okurlar;

   İnsanoğlunun yaradılışından bugüne kadar, hak ve hukuk kavramları gündemini devamlı korumuştur. Ancak, az veya çok, bu iki temel kavram, ne yazık ki insan şeklinde yaradılmış, (BAZI) İki ayaklı, şer ve şeytan güçler tarafından istismar ediliyor. Adalet teşkilatımız, hukukun içerisinde ve üstünlüğü alanında üzerine düşen görevi zaten yapıyor. Hakkını, hukukunu bilmeyen kişi, pek tabi kendi rezilliğini, adiliğini ortaya koyacaktır. Bu tür insanlarda hak ve hukuk anlamı, iman müessesi ile birleşse idi, hiç böyle mikrop işlere kalkışırlar mıydı? Örneğin; adam adam olmaktan çıkmış çalmaktan, soymaktan, kan dökmekten, yalan söylemekten adeta zevk alıyor. Ayrıca, defaadle ve altını da çizerek söylediğim gibi, bu Allah?tan korkmaz ve kuldan utanmaz tayfa, yaptığından da zerre kadar pişmanlık duymuyor. Bu nasıl bir kafadır? Bu nasıl bir düşüncedir akıl ermiyor. Belki de yasalarımızdaki mevcut cezalar yeterli ve caydırıcı değil (Bilemiyoruz) aramızda, hak bildiği yola inanarak gidenler çok ama, hani Anadolu da bir darbı-ı mesel vardır. ?Bizim inek eve doğru gidecek de, mahallenin itleri bırakmıyor? derler. Gayrı meşru işlerden zevk alan ve hakkı hukuku bir tarafa bırakan bu ?yularsız-tasmasız-numarasız ve de arsızca insanoğluna, hainlik düşünenler, öyle zaman geliyor ki hiç haberin olmadan arkadan da sokak köpekleri gibi paçanı tutmaya çalışıyorlar.

   Sayın okurlar;

   Haklı olan her iddia, er geç muzaffer olsa da su kurbağaya ulaşıncaya kadar kurbağanın da gözünün patlaması içten bile değildir. Bir gerçekte o dur ki insanoğlu, dünyasında bir haktan, bir de haksız olmaktan mutlak surette korkacaktır. Birilerine haksızlık yapmak, belki de haksızlığa uğramaktan daha acıdır.

   İşte seçimler, işte bazı yerlerde seçim sonucu yollara dökülen kanlar. Eğer insanlar vurmakla, kırmakla, çalmakla, hain düşüncelerle adam olsalardı, Nemrut, Şeddat, Firavun, ülkelerinin şeytanı değil melekleri olurlardı.

   Sayın okurlar;

   Yazar (Henry Clay) bir sözünde bu konuda şöyle diyor: (Ben haklı olmayı, başbakan olmaya tercih ederim.) Aynı konuda şairimiz Tevfik Fikret?te şöyle söylüyor.

   ?Cehl ölmeli, zulüm ölmeli, hakkı bulmalı kuvvet,

    Hakkın yüzü güldükçe, gülümser beşeriyet?

   Bildiğim o dur ki, vazifenin ve hakkın öz annesi hürriyettir. Vazife ve hak ikiz kardeş gibidirler. Aynı günde doğar, büyür, olgunlaşır ve kaybolurlar. İnsanlar nerede kuvvet görseler, zannederler ki (HAK) çoğu kez oradadır. Hâlbuki insanlık dünyasında hak ile güç pek az birleşmişlerdir. Olaylar göstermiştir ki, pisliklerin çoğu, kafası puslu, beyni kurtlu, ahlakı sulu, zayıf karakterli insanlardan gelmiştir. Mutlu ve güçlü insanlarda böyle adilikler görmek mümkün mü? Olmaz, olamaz. Çünkü, mutlu ve güçlü adama, böyle şeyler zaten gerekmez. Basit kafayla, değerli kafanın arasında da bu nedenle bir fark vardır. Basit düşünceli kafa, zamanın nasıl öldürüleceğini, değerli düşüncelerin sahibi de zamanın nasıl kazanacağını düşünür. Özetle ve genel anlamıyla, şaptan şeker olmuyor, cinsi bilinen de cinsine çekiyor vesselam. Duamız o dur ki. Cenabı Hak kimseyi haksız ve hukuksuz bir duruma düşürmesin.