ISRARA NE HACET BÜLBÜL
05.11.2008 00:31:38
Sayın
Okurlar;
Göz görüyor, kulak işitiyor,
denenmişte denenirse netice değişmiyor. Göğün maviliğini anlamak için
her yerden bakmaya bir gerek var mı? Gök mavidir. Olaylar ortada.
Teröristler aldı başını gidiyor. Bunların hepside, aynı şer tayfalar
değil mi? Geçelim bunları. Özetle,bu hainlerin nasıl, niçin, hangi
amaçla çalıştıklarını ülkemizde bilmeyen var mı? Acımasız ve zulümle
yürüyen bu hain olayların Van’ı-Hakkari’si
Şemdinli’si olmaz. Mikrop mikroptur. Çok fazla sabırda
bilinmelidir ki, bir gün gelir sabır taşını da çatlatır. Genel olarak
hemen bilinmelidir ki bu ve buna benzer olaylarda ’’
nazla, niyazla, cilalı sözlerle, idare-i maslahatla, kulağı yakından
değil, arkadan dolanarak göstermekle böyle işlerin ne zaman sonu
alınmıştır ki, şimdi alınsın? Sadi Şirazinin dediği gibi
’’ zalime zulm adaletin ta kendisidir.
’’Şiddetli acımasız ve kanlı olaylarda bazılarını
küstürmeyelim, inciltmeyelim, biraz daha bekleyelim gibi mütevazi
düşüncelerle, ağır haraket edersek, belki de ileride telafisi mümkün
olmayan büyük yaralarda alırız. Öyle zaman gelir ki, bugünkü
hadiselere, memleket millet sevgisiyle üzülürken, yarın daha vahim
olaylar karşısında bugünleri bal kaymak gibi ararız. Cenab-ı Hak bu
arada devletimize, milletimize, şanlı ordumuza, güvenlik güçlerimize
zeval vermesin. Şimdi biraz kendimize
dönelim.
Örneğin, büyüklerin yemeği çok
lezzetli olabilir ama bizim ekmek torbamızdaki kırıntı, o yemekten
daha lezzetli daha tatlı ve daha da garantilidir. Emekle yediğimiz,
sirkede olsa, terede olsa bunlar ağa babaların kuzusundan daha
hayırlıdır. Yine bilinmelidir ki, elin oğlu, balın içinde zehiri
getirir, bunu pekalâ sunabilir. O mürüvetsiz eşşek arısı, dikkat
ederseniz, hiç bal vermediği gibi, iğnesini bir an olsun sakınıyor
mu? Acımasız, iki yüzlü, riyakâr, gizliş sıtma, yumuşak diken insan
müsvettelerine, sözleri, lütufla, keremle söylediğimiz müddetçe,
serkeşliği de mizacına uygun artacaktır. BU BÖYLEDİR.HUYLU HUYUNDAN
NE ZAMAN VAZGEÇMİŞ. Yumuşak eğe ile, hiç kimse ’’pas
yeniğini temizleyemez. Yine bilinmelidir ki, düşmanlar genelde
içeride olur. Kendisini, şerlik, şeytanlık, vahşilik, acımasızlık
içerisinde tutan böyle adi bir kimseye, bir boynuz büyüklüğünde
şekeri versen, bu arızalı ve gaflet dolu şartlanmış sepet kafa,
menfaati icabı bir yerde ’’bunun tadı nedir? diye gene
soracaktır. İşte o zaman bu haine, bu cambaza, layık olan şey iki
boynuz takmaktır. Teröristin tatlısı, ekşisi, tuzlusu, tuzsuzu olur
mu? Bunlar nerde, ne zaman değişmiş ki şimdi değişsin? Akrep, yılan,
çıyan bir defa olsun zehir sunmaktan vaz geçmemiştir. Biz ülkemizde
ki bu vahim olayları ve vatan evlatlarının şehit haberini aldıkça
elbette ki yüreğimiz kan ağlıyor. Bekleyelim görelim, yine de yüce
mevladan hayırlısını dileyelim. Israra ne hacet
bülbül.
not: yurt dışında olduğum
için, kısada olsa yazılarıma ara verdim. Çarşamba ve cuma günleri
köşe yazılarıma devam ediyorum. Okurlarıma saygıyla sunulur.