İ?NAT
10.09.2008 00:29:35
Sayın
okurlar;
Bu kelime, Osmanlıca bir kelime
olup kısaca ?Zahmete uğratma-uğratılma? anlamındadır. ?Mukayyet
kafiye ve mukayyet seci sanatı? şimdi konumuza gelelim. Siyaset
hayatında iktidar da olur muhalefet de olur. İşin doğrusu budur.
Önemli olan nokta, aslında, ne iktidar ne de muhalefet olmak. Asıl
önemli nokta, icraattaki gerçekçilik yani, haklılık payları.
Sayın
okurlar;
Dünyamızda güzel huydan, güzel
duygulardan, güzel ahlaktan, daha iyi bir haslet ve ehliyet yoktur.
?Israra ne hacet bülbül? yanlışsa, eğriyse veya yasalara uygun
değilse, bu konuda ısrara bir gerek var mı? Teşhisimiz yanlışsa,
tedavimiz de yanlış olacaktır. Yani, bir mesele olmuyorsa,
yürümüyorsa ve bundan faydalı sonuçlar elde edilmiyorsa, halkın büyük
çoğunluğu da tasvip etmiyorsa, böyle yanlışlara ısrarla devam etmek,
meseleleri daha da çıkmaza sokacaktır. Kuvvete gelince, kuvvet
yerinde ve akıl sayesinde kullanılır. Yani, onun sevk ve idare
mekanizması akıldır. Doğruların olduğu yerlerde yanlışın barınması
mümkün değildir. Genel teamül de budur.
Sayın
okurlar;
Bir sofranın etrafında yüzlerce
insan otururken ve birlikte yemek yerken, baş olmak isteyen iki adam,
inatları yüzünden her nasılsa, dünyaya
sığmazlarmış.
Görebilmek, anlayabilmek,
dinlemek, yorumlamak, güçle kuvvetle olmaz. Bunun içindir ki ALİMLİK,
BİLGELİK insanın zatından doğan bir hünerdir. Bu kabiliyet, bu hüner,
ister ipekli bir kaba, ister yünden, çuldan, çuhadan bir aba
içerisinde olsun, hiç fark etmez. Fazla inatlaşmanın sonu bir yerde
koca şeytan gibi, insanı kör yapar. Görevini, inatla yanlış yollara
götüren, ?Doğruyu bulabilme? düşüncesinden de yoksun olan kafanın,
bundan böyle vicdan yarasına, ne mazeretin çaresi, ne de ilacın
şifası olmaz. Doğrular, bir araya geldiği zaman, ışıklar çoğalır,
yollar da aydınlanır. Ancak, hırs, nefis bir başka nefsi sevdi mi
ortalıkta ne aydınlık kalır ne de yol kalır. Bunun için, doğruluk
arandı mı zaten yanlışlara yer kalmaz.
Sayın
okurlar;
Aklın yolu birdir ve herkesin
bir aklı vardır. Zaten dünyamızda ve canlı mahlûkatta en önemli
silah, insanoğluna verilmiştir. Bu Allah?ın bir lütfü olan akıldır.
Biri yanlış diyor, diğeri doğru diyor. Şimdi bırakalım boş lafları.
AKIL, MANTIK, MÜDRİKE, İDRAK NE DİYOR? Babası yanlış diyorsa, oğul
babası olduğu için tasdik mi edecek? Aksi de düşünülebilir. Asıl
önemli varlık, fikirdir. Bunun gerisinde kalanlar, ettir, kemiktir,
sinirdir. İnsanlık tarihinin birçok sayfasında nice hükümdarlar
vardır ki, gücü ve kuvveti mükemmel olduğu halde, yanlışta ısrar
etmesi sonucu hüsrana uğramışlardır. Yine bilinmelidir ki, kimde bir
güzellik varsa, bu ödünçtür. Hayatta her şey gelir geçer, doğru
kalır. İnsanlık hayatında inatlaşmak ve devamlı bu konuda ısrar
etmek, fevkalade kötü ve yanlış bir huydur. Bu huy, kökleşir, dal
budak sararsa bir gün gelir, seni de sarar. Örneğin, çoban ol
diyorlar, kurt oluyor. Bekçi ol diyorlar, hırsız oluyor. Bunun neresi
akıl? Bütün konularda, İNAT, insanlara körler çarşısında ayna,
sağırlar çarşısında da gazel attırır. Her kim olursa olsun yanlışta
ısrar, binlerce yanlışı da yanında getirir. Ham, pişkinin sözünden
anlamıyorsa, lafı kısa keseceksin vesselam. Müspet düşüncelerin,
müspet aklın, doğruluk bahçesi daima güldür. Yanlışlarda ısrar
ediliyor ve devamlı dikenleşmeye devam ediliyorsa neticede bir gün
külhana atılacak odun olur. Elbette ki her meselenin mutlaka bir
çözüm yolu vardır. Yine bildiğim kadarıyla ifade edeyim ki, sonunu
göremeyen inat akıl, sadece ve sadece nefistir. Bunun için, en büyük
aslan, nefsini yenen aslandır.