CAHİL CESUR OLUR
09.11.2009 00:13:18
Sayın
Okurlar;
Ben, genelde insanları,
şahsında tanırım ve şahsında severim. Yıldızımız barışmıyorsa,
hiddete, şiddete ne gerek var ki? Devlet kaldırımları çift yapmış.
Ben bu kaldırımdan giderim, muhterem de karşı kaldırımdan gider, olur
biter. Bilirim ki, hiddet, şiddet insanın gözüne perde indirir,
gönüllerden gözlere, gözlerden gönüllere giden yollar tıkanır.
Örneğin; maşa yanı başımızda dururken, ateşi el ile almak, takdir
edersiniz ki tam bir dangalaklıktır.
Sayın
Okurlar;
Cahil cesur olurmuş. Ben,
cahili, asla küçümsemiyorum. Şartlar, onu bir yerde cahil yapmış
olabilir. Hatta, öyle cahiller bilirim ki, efendiliği ile, insanlığı
ile, yüksek hürmet ve saygısıyla ? Okuduğunu zanneden, mürekkep
yalamış? nice cahili suya götürür, su içmeden de geri getirir. ANCAK;
cahil, hem cahil hem de küstah olursa dizginini elden
bırakmayacaksın. Böyle bir cahil, BAŞ DA OLSA, TAÇ DA OLSA, TAHT DA
OLSA ONUN YULARINI SAĞLAM TUTMAK GEREKİR. Çünkü, kendisini
frenleyemeyen ve bilmediğini bilmeyen, ukalâ cahille, bilge adamın
arasında sadece bir fark vardır. Bilge adamı frenleyebilirsin, diğeri
başı boş ve yularsızdır. Zaten tehlike de buradadır. Huzûri şairimiz,
bakın ne diyor:
Cahil olan cesur
olur ekseri
Hasut da görülmez rahat
eseri.
Sivri akıllıdır bazı
SERSERİ
Kızına darılır, karısını
boşar
Sayın
Okurlar;
Biz eleştiri insanı değiliz.
Sadece düşüncelerimizi, bilgilerimizi okurlarımızla paylaşmak
istiyoruz. Örneğin; eşeğin sırtına bin tane kitap yüklesen, ot mudur,
çöp müdür, saman mıdır, kitap mıdır bilmez. İşte bu nedenle, ne
okumuş cahile, ne de küstah cahile sır verilmez. Çünkü, sırrın elden
gider. Kaldı ki, küstah cahile söz anlatmak, köre renk tarifi yapmak
gibidir. Bunun için, serseri ve küstah cahilin dostluğundan, Ârifin
düşmanlığı daha iyidir. Allah kimseyi saltanatı, ünvanı, makamıyla
övünen kimselerden yapmasın.
Sayın
Okurlar;
Deve kuşu, yumruk kadar
kafasını kuma soktuğu zaman veya gözlerini yumduğunda ?KİMSE BENİ
GÖRMÜYOR.? dermiş. Kuşlar âleminin ve de uçamayan gövdesiyle
yarışları yapılan bu kuşun, obur olması hâdisesi de kendisine ne
güzel yakışmış. Niye mi? Böyle bir kuşun ölümünde midesinden kerpeten
çıkmış. Yani, neler yemiş, neler yutmuş.
İşte, işini, aşını, eşini bilmeyen
binlerce insan; ama gel gör ki bu tayfa, hep zeytinyağı gibi suyun
üstünde. Sıkıştığı zaman savunmalar da hazır. Ya emmisini, ya
dayısını, ya parasını ileriye sürdü mü işler bitiyor. Hiç bilmiyoruz
ki, ilahî adalet bir gün tecelli ederse, biz ne yapacağız ve nasıl
bir cevap vereceğiz.