• resmi ilanlar

ANNELER ÜNİVERSİTEDE OKULU EĞİTİM PROGRAMI BAŞLADI

17/05/2022 11:00

Abant İzzet Baysal Rektörlüğü tarafından düzenlenen Kadın Aile ve Toplum Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “Bilinçli Anne, Bilinçli Toplum” temasıyla düzenlenen ve 4 gün sürecek 5. Anneler Üniversitede Okulu eğitim programı başladı.

Üniversite eğitimi alma fırsatı bulamamış anne ve anne adaylarına sağlıklı beslenmeden kadın sağlığına, girişimcilikten aile içi iletişime kadar geniş bir yelpazede atölye çalışmaları ve eğitim hizmeti sunan program, 16-20 Mayıs 2022 tarihleri arasında Abant İzzet Baysal Üniversitesinde gerçekleştirilecek.

 

 

“GÖNÜLLÜ EĞİTİMCİLERİN BİLİNÇLENDİRİLMESİNDE ÜNİVERSİTELERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”

 

Abant İzzet Baysal Üniversitesi tanıtım filminin gösterilmesinin ardından 5. Anneler Üniversitede Okulu eğitim programının açılış konuşmasını Kadın Aile ve Toplum Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hikmet Yağlı Mavil yaptı. Anneliğin önemine değinen Mavil, “Kuşkusuz bu gönüllü eğitimcilerin bilinçlendirilmesi noktasında üniversitelere büyük görevler düşmektedir. ‘Bilinçli Anne, Bilinçli Toplum' sloganıyla yola çıkan 5. Anneler Üniversitede Okulu projesi, bu çerçevede bölgemiz kadınlarının farklı alanlardaki bilgi ve deneyimlerini artırmayı, daha müreffeh bir gelecek için tarımdan ekolojiye, teknolojiden sanata, gıdadan sağlığa kadar birçok konuda farkındalık yaratmayı hedeflemektedir. Bu doğrultuda siz kıymetli annelerimizin üniversitemizin bilgi birikimi ve akademik tecrübesinden azami ölçüde yararlanmasını arzu ediyoruz.” dedi.

“EĞİTİM PROGRAMI”

 

Eğitim programı hakkında bilgi veren Doç. Dr. Mavil, “Her gün farklı konular ele alınacak. İlk gün, girişimcilikte kadının rolü ve sağlıklı beslenme önerileri ele alınacak. Evsel atıkların geri dönüştürülmesi için vermikompost ve tohum topu yapımı öğretilecek. İkinci gün, Mengen Meslek Yüksekokulu mutfağında güzel yemek yapmanın incelikleri, uluslararası aşçılarımız tarafından uygulamalı olarak gösterilecek; ardından Mengen Atalık Tohum Ambarı ziyaret edilerek, sürdürülebilir yaşam hakkında farkındalık geliştirilecek. Üçüncü gün, geleneksel ve tamamlayıcı tıp farkındalığı, kadın sağlığı, suç mağdurlarına verilen adli destek hizmetleri ve nitelikli beslenme noktasında gıda güvenliği ele alınacaktır. Son gün, İslâm'da kadın ve ailenin önemi, aile içi sağlıklı iletişim ve medyanın aile üzerindeki etkileri değerlendirilecek. Canlı müzik performansıyla ‘Anne' temalı Bolu türküleri seslendirilecek.” diye konuştu.

Doç. Dr. Mavil, programın organizasyonu aşamasında desteklerini esirgemeyen Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Samettin Gündüz başta olmak üzere, konuşmacı akademisyenlere ve emeği geçenlere teşekkür etti.

“BOLU'NUN DEMİRCİLER KÖYÜ'NDE 49 KADIN, DEMİRCİLER GELİNCİK KADIN TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ'Nİ KURDUK”

 

Açılış konuşmasının ardından ilk sunumu Demirciler Gelincik Kadın Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Emine Özdoğan, “Girişimcilikte Kadın Eli” konusunda yaptı. Kariyerinden örnekler vererek, aslında her kadının pek çok şey başarabileceğinin altını çizen Özdoğan, kadınların el ele vererek yaptıkları iş birliği çalışmalarının önemine vurgu yaptı. Kooperatif çalışmaları hakkında bilgi veren Özdoğan, özetle şunları söyledi: “Bolu'nun Demirciler Köyü'nde 49 kadın, Demirciler Gelincik Kadın Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'ni kurduk. Tabii ki kişi ve kurumlarımızın da desteğini aldık. Farkındalık oluşturmak için, birçok kişi ve kurumu ziyaret ettik. Biz burada yöresel ürünlerimizi yapıyoruz. Yöresel ürünleri yaparken sadece 49 kadın ortak çalışmıyoruz. Bizim çocuklarımız da, kayınvalidelerimiz de çalışıyor. Gelinler yazın çok müsait olmayınca, tarhanaları arabanın bagajına koyup yaylaya gidiyoruz. Yaylada kayınvalideler var. Onlarla tarhanaları yapıyoruz. Bolu'da muhteşem bir tesisimiz var. Tertemiz tesisimizde, her şeyi güzelce seriyoruz ve kurutuyoruz. 2020'de daha az olan çeşit sayımızı şimdi daha da artırdık. Kızılcık marmelatına kadar her şeyi yapıyoruz. Eriştelerimizi, tarhanalarımızı yapıyoruz. Bunları çeşitlendiriyoruz. 6 sera ve 1 lavanta bahçemiz var. Hanımlar, köylerinde her sabah damlarına bakıp, gündüz işlerini yürütüp, tarlalarında, bahçelerinde çalışıp, evlerine bakıp akşamları da eğitim aldılar. Böyle 1-2 saat de değil; kooperatifçilik eğitimi 40 saat. Girişimcilik eğitimi 32 saat. Seracılık eğitimi 150 saat, İşkur eğitim aldıkları için onları destekledi ve ücret ödedi. İş yerlerinde hijyen eğitimi aldılar, 160 saat. En son yöresel yemekler kır lokantası açacağımız için de aşçılık eğitimi aldık. Tüm yörelerimizin yemeklerini öğrenmeye çalıştık. Salı ve Cuma günleri köy ekmekleri yapıyoruz. Her zaman kendimizi geliştirmek için çalışıyoruz. Kalite eğitimi aldık, şu anda yurt dışına ürün ihracatı yapabilecek seviyeye geldik.”

“KADINLAR İLK ADIMI ATMALI.”

 

Emine Özdoğan, kadınların bir şeyler üretmek için harekete geçtiklerinde, aslında arkalarında kocaman bir destek bulacaklarını, öncelikle kadınların bir adım atması gerektiğini vurguladı.

Soru cevap bölümünün ardından Emine Özdoğan'a, Prof. Dr. Muhittin Tayfur tarafından teşekkür belgesi verildi.

 

“YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN ÖNEMİNE DEĞİNİLDİ”

 

Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhittin Tayfur ise, “Hangi Diyet? Sağlıklı Beslenme Önerileri” başlıklı sunum yaptı. Yaş, cinsiyet, sağlık ve fiziksel aktiviteye uygun şekilde, besin öğelerini yeterli ve dengeli almanın ve yaşamımız boyunca bu beslenmeyi alışkanlık haline getirmenin önemine değinen Prof. Dr. Tayfur, “Besin miktarları ve türleri çok önemli. Yağlar, proteinler, karbonhidratları uygun miktar ve oranlarda almak gerekiyor. Eğer bunu bu şekilde sağlayamazsak, ne yazık ki kısa, orta ve uzun dönemde sağlık sorunlarıyla karşılaşırız. Sağlıklı, verimli ve üretken olabilmemiz için bunları dengeli biçimde almamız gerekiyor.” dedi.

 

“DİYET, RENKLİ BESİNLERDEN OLUŞMALI.”

 

Yeterli ve dengeli beslenmenin vücudumuza sağladığı yararlardan bahseden Prof. Dr. Tayfur, özetle “Enerjinin, besin öğelerinin yeterli ve dengeli alınmasıyla, kişilerin arzularını, ruh halini dengelemeyi, akademik performanslarının, aktivitelerinin verimli geçmesini, dolayısıyla hastalık riskinin düşmesini hedefliyoruz. Diyet renkli olmalı. Çünkü bir besin, tek başına bütün besin öğelerini karşılamaz. Mesela et son derece değerli bir besindir. Ama baktığınız zaman bütün mineral ve vitaminleri karşılamaz. Süt, sebze ve meyveler de aynı şekilde. Bunlar belli besin öğelerinden zengin olduğu için, her öğünde dengeli biçimde birlikte alınarak, bunları vücutta kullanmayı sağlamamız gerekiyor. Örneğin yağı yeterli ve uygun miktarda almamız gerekiyor ki, yağda çözünen vitaminleri vücutta kullanabilelim. Proteini uygun kaynaklardan almamız gerekiyor ki, emilimi proteinle birlikte yapacak minerallerle alınabilsin. Bunun miktarı ve oranları önemli. Örneğin proteini fazla alırsanız vücutta bazı besinlerin kullanımını engeller. Bazı vitamin ve minerallerin birbirlerine oranları vardır. Bu yüzden yeterli, dengeli beslenme ve uygun diyet diyoruz; optimal beslenmedir bu. Gelişigüzel abur cuburları atıştırdığımız zaman bunların enerji yoğunluğu yüksektir. Ne yazık ki, enerjiyi yüksek miktarda aldığımız zaman, hareket ederek bunu harcayamazsak, bunlar vücutta yağ olarak birikir. Dolayısıyla obezite ve diğer sağlık sorunları ortaya çıkar. Diyabet, kalp damar hastalıkları, bazı kanser türleri gibi.” ifadelerini kullandı.

 

“HACİMSEL BESLENME TOKLUK DUYGUSUNU ARTIRDIĞI İÇİN ÖNEMLİ”

 

Sağlıksız beslenmenin zararlarını anlatan Prof. Dr. Tayfur, özetle “Gelişigüzel bazı ürünleri tükettiğiniz zaman yoğun enerji alırsınız. Örneğin orta boy patates kızartması tükettiğiniz zaman 450 kalori ve 22 gr. yağ alıyorsunuz. İçeceklerde de aynı sorun var. Yağ yok ama şeker var. 330 ml asitli bir içecekle 35-40 gr. kadar şeker tüketmiş oluyorsunuz. Bunları yaygın bir şekilde tüketiyoruz. Son yıllarda porsiyonlar büyüdü, kalorisi arttı. Bir oturuşta bunları tükettiğinizde yoğun enerji alıyorsunuz ama tokluk duygusu yaşamıyorsunuz. 45 gr. yağ, 400 kalori. 180-200 gr. civarında derisiz tavuk eti tükettiğinizde 400 kalori. 100 gr. sebze meyve, 20 ila 50 kalori. Midedeki hacimleri ne kadar farklı oluyor. Bu yüzden her zaman meyve ve sebzenin ihmal edilmemesini, hacimsel beslenmeye önem verilmesini istiyoruz. Hacimsel beslenme tokluk duygusunu artırdığı için önemli.” dedi.

 

“SÜRDÜRÜLEBİLİR VE YEREL KAYNAKLI BESLENMEK GEREKİR”

 

Son yıllarda dukan, detoks, aralıklı oruç, glutensiz beslenme ve benzeri moda diyetler türetildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tayfur, “Moda diyetler hızlı kilo kaybetme sözü verirler. Olabildiğince yiyecekleri sınırlarlar. Belli yiyecek gruplarını öne çıkarırlar, belli yiyecekleri kötü olarak tanımlarlar. Örneğin yiyebildiğiniz kadar et yiyin, yumurta yiyin. Sebze meyve tüketmeyin, ekmek yemeyin gibi. Bunları dayatırlar. Ünlü kişileri referans olarak pompalarlar. Bu diyetleri, her derde deva olarak sunarlar. Yeme alışkanlıklarını kalıcı olarak değiştirme yönünde hiçbir çabaları yoktur. Bilimsel değildirler.” dedi ve mucize bir besin veya diyetin olmadığını, sürdürülebilir ve yerel kaynaklı beslenmenin önerildiğini vurguladı.

Soru cevap bölümünün ardından Prof. Dr. Muhittin Tayfur'a, Doç. Dr. Hikmet Yağlı Mavil teşekkür belgesi verdi.

 

“VERMİKOMPOST YAPIMI ATÖLYE ÇALIŞMASI GERÇEKLEŞTİRİLDİ”

 

Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Naciye Somuncu Demir ise, “Evsel Atıkların Geri Dönüşümü: Evde Vermikompost ve Tohum Topu Yapımı” konulu sunum yaptı ve atölye çalışması gerçekleştirdi. Çöplerin yarısından fazlasının evsel atık olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Demir, özetle “Vermikompost, solucan gübresi demek. Evsel atıkları, kompost yöntemiyle azaltabiliriz. Gübreden farklı olarak toprağı ıslah edecek organik materyalin bulunduğu çok yüksek bir malzemedir. Atıklarınızı bir araya getirdiğiniz özel bir gübre. Bu gübrede belli materyaller var sadece. İçerisinde azot ve fosfor vererek istenilen şekilde gübre elde edebildiğimiz bir materyaldir. Kompost, toprağı zenginleştirici ve ıslah edici bir materyaldir. Evinizde yapacağımız vermikompostla, bahçelerinizi, tarlalarınızı zenginleştirebilirsiniz. Biz yumurta kabuğunu toprağa atıyoruz; bu sineklenme yapar, koku yapar, hoş olmayan bir görüntü yaratır. Bu kompost değildir. Kompostu saksılardan büyük bahçelere kadar her yerde kullanabilirsiniz. Kırmızı Kaliforniya solucanı, toprak dostu canlıdır. Vermikompost solucan kompostudur ve vermikompost işleme, organik maddenin solucanlar tarafından sindirilerek gübreye dönüştürülmüş halidir. Bu solucanlar, toprak solucanlar değildir. Bunlar çok oburdur ve toprak altında yaşarlar. Kokusuz ve asitik olmayan her türlü meyve ve sebze kabuklarını ve artıklarını yerler. Çay posası, salatalık, muz ve elma kabuğu çok sever.” dedi.

Evde vermikompost yapımı hakkında atölye çalışması gerçekleştirdi. Soru cevap bölümünün ardından Dr. Öğr. Üyesi Naciye Somuncu Demir'e, Doç. Dr. Hikmet Yağlı Mavil tarafından teşekkür plaketi verildi.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: