• resmi ilanlar

ADLİYE PERSONELİNDEN 3 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ

25/10/2017 11:00

FETO/PDY soruşturmaları kapsamında yargılanan 5'i tutuklu 20 sanıktan tutuklu bulunan Ömer Temurok, Nizamettin Başaran ve Türkan Başaran'ın tahliyesine karar verildi. Aslı Onan Sülü ve Ali Osman Kavun'un ise tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

Haber: Hakan AYDIN -Ebru EYVAZOĞLU

FETO/PDY soruşturmaları kapsamında hakim karşısına çıkan sanıkların savunmaları dinlendi. 5’i tutuklu 20 sanığın savunmalarının ardından Bolu Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu bulunan Ömer Temurok, Nizamettin Başaran ve Türkan Başaran’ın tahliyesine karar verildi. Aslı Onan Sülü ve Ali Osman Kavun’un ise tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Tahliye kararı salonda büyük bir sevinçle karşılandı. Kıbrıs’ta okuyan ve yurtdışı çıkış yasağı nedeniyle okuluna devam edemeyen Abdullah Demir’in de adli kontrol tedbiri kaldırılarak, okuluna devam etmesinin yolu açıldı. 31 tanığın dinleneceği dosyada duruşmalar 15 Ocak 2018’den itibaren devam edecek.

ONUR KUZBINAR

İHRACIMA NEYİN SEBEP OLDUĞUNU BİLMİYORUM

Üzerime atılı terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmiyorum. 1981 yılında Seben’de doğdum. Selçuk Üniversitesi Turizm Rehberlik Bölümünden mezun oldum. Öğrencilik yıllarında devletin yurtlarında barındım. F.B.’nin ihbar dilekçesi sonrası gözaltına alındıktan sonra ifademin ardından serbest bırakıldım. Açığa alınmadığım halde 14.07.2017 tarihinde çıkartılan KHK ile görevimden ihraç edilirken, bu ihraca neyin sebep olduğunu halen bilmiyorum.

ÖRGÜTE HİZMET ETTİĞİNİ BİLMİYORMUŞ

Faizsiz bankacılık nedeniyle Bankasya’a hesap açtırdım. Sonrasında dıt kart aldım. Benim bu bankanın bahse konu örgüte hizmet ettiğini bilmem mümkün değildi. 2012 yılından bu yana hesap hareketim yoktur. Ayrıca bu bankaya finansal destek sağladığım iddiasının da bir temeli yoktur. Ayrıca Işık Sigorta’da aracıma poliçe düzenlettiğim doğrudur. En uygun fiyatı orası vermişti. Bu durumun suçlamaya delil sayılmasını kabul etmiyorum. 

BEYANLARI KABUL ETMİYORUM

Ben cezaevi gibi kapalı bir ortamda çalışıyorum. Kendi arasında sürekli dedikodu üreten, kutuplaşma ve iç çekişmeler sürekli yaşanır. Aleyhime ifade veren H.Ç., F. B. ve H.D.’nin beyanlarını kabul etmiyorum. Benden önceki sanıklar kurum içinde yaşanan guruplaşma hakkında bilgiler vermişlerdir. Bu hususa mahkemenin dikkat edeceğini düşünüyorum.

BAŞKA YERDE KURBAN KESTİRMEMİŞ

Nizamettin Başaran’ın evinde ele geçirilen not kağıdında adımın neden bulunduğunu bilmiyorum. Zaman Gazetesi ve örgütün diğer yayın organlarına aboneliğim yoktur. Kurbanlarımızı ailecek köyümüzde keseriz. Başka yerde kurban kestirmedim. Not kağıdındaki bilgilerin aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum. Yargılama sonunda mahkemenizden beratımı talep ediyorum.

Nizamettin Başaran’ın evinde ele geçirilen not kağıdında ‘Kurban bulmaya başla. 4 taksit’ Çeşitli isimlerle birlikte Onur Kuzbınar imside yer alıyor. Sızıntı ibareli not defterinde ise ‘Aktif Sen’e üye olunacak’ dendikten sonra O. Kuzbınar ibaresi yer alıyor. Bir de Çanakkale ve Bursa gibi illere 50 TL notu düşüldüktan sonra gezi yapılacağı belirtilmiş. Ne diyeceksiniz?

Dediğim gibi benim yayın organlarına aboneliğim yoktur. Nizamettin Başaran’a da her hangi bir para vermedim. Kurban bağışı da yapmadım. Bu hususların aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum.

Sonrasında Mahkeme Başkanı Nizamettin Başaran’a yönelik olarak ‘Niye bu notları tuttun’ diye sordu. Başaran ise ‘Sızıntı ve NT ibareli not defterlerinde yazılı olan ibareleri kabul etmiyorum. Bu yazıları aramızda husumet bulunan akrabalarımın, bu not kağıtlarını benim yaylada olmadığım bir sırada eve bıraktıklarını düşünüyorum’ demesi üzerine Mahkeme başkanı ‘Kriminal daireden bu not kağıtlarının senin el yazınla yazıldığı rapor edildi’ demesi üzerine Başaran ‘Kabul etmiyorum’ demekle yetindi.

ÖMER TEMUROK

IŞIK EVİNE GİTTİĞİNİ SÖYLEMEMİŞ

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Terör örgütünü lanetliyorum. Öncelikle emniyete ve savcılıkta verdiğim ve ifademde sehven yanlışlıkla geçtiğini düşündüğüm. İki noktayı düzeltmek istiyorum. Ben ifademde ders çalışmak için dershane öğretmenimin evine gittiğimi belirtmiştim. Ancak bu husus ifademe Işık evine gittiğim şeklinde zapta geçmiş. Ayrıca ben zaman gazetesine abone olmadığımı sadece deneme sınavlarına girdiğimi söylemiştim. Bu hususların düzeltilmesini talep ediyorum.

HEM OKUMUŞ HEM ÇALIŞMIŞ

2002-2003 yılında dershaneye gittiğim doğrudur. Yine bu yapıya ait Niğde’deki tek özel koleje de gittim. 2004 yılında mezun olmama rağmen 2008 yılana kadar üniversiteyi kazanamadım. 2008 yılında AİBÜ iktisat fakültesini kazandım. Aynı yıl KPSS sınavına girerek Silivri infaz korumaya atandım. 2009 yılında göreve başladım. Bolu’ya tayin istedim. İhraç olana kadarda Bolu da çalıştım.

ALEYHİNE BEYANLARI KABUL ETMEDİ

Aleyhime beyanlardaki isnat ve beyanları kabul etmiyorum. F.B’nin niye benim ismimi verdiğini bilemiyorum. Duyumdan kaynaklı iddialardır. M.F’nin beyanları da duyuma dayalı ve mesnetsiz iddialardır. H.D isimli şahsın beyanını kabul etmiyorum. E.Y’nin beyanı gerçeği yansıtmıyor. Ramazan Çam beyanında benim Suat Türkoğlu ile gezdiğimi söylemiş. Türkoğlu benim AİBÜ den arkadaşımdır. Bu şahısla cemaatle ilgili konuları konuşmadım. O.D ile selamlaşma dışında bir ilişkim olmamıştır. Ancak bu şahıs ‘Hoca efendi istesin tüm mal varlığımı satar ona veririm’ dediğimi iddia ediyor. Ben bu iddiayı kabul etmiyorum.

PARALARI TALİMATLA YATIRMAMIŞ

2008 yılında Bank Asya hesabımı açtığım doğrudur. Olağan bankacılık işlemleri yaptım. 2014 yılında Şubat ayında aracımla bir kaza yaptım. Hasar gören aracımı satıp bir kısmını elden geriye kalan 3 Bin lirası da hesabıma havale edilmiştir. Daha sonra bir araç daha aldım. Buna 2014’ün Eylül ayında satarak elde ettiğim 8 bin lirayı banka hesabına yatırdım. Şüpheli olarak görülen hesap hareketleri bunlardır. Örgütün yönlendirmesi ve talimatı ile para yatırmadım.

İLGİNÇ İSİMLERLE BORÇ İLİŞKİSİ

MASAK raporunda şüpheli olarak gösterilen işlemlerden biri Suat Türkoğlu ile yaptığım işlemdir. Suat Türkoğlu üniversiteden arkadaşımdır. 500 TL borç istemiştir. Bunun geri ödemesini banka havalesi ile yapmıştır. 

*Suat Türkoğlu şu anda firari olarak aranan bir isim olduğunu biliyorsundur. Kaldı ki Suat Türkoğlu’nun babası Bolu da 2 milyona yurt binası satın almış biri senden niye bu parayı istesin?

Bahsettiğiniz konulardan haberim yoktur. Ben sadece bir arkadaşıma borç verdim. Arkadaşımda bana havale yolu ile geri gönderdi.

Hayrullah Deniz isimli arkadaşım düğün yaptığı dönemde benden borç istedi. Verdiğim borcun geri ödemesini banka üzerinden yapmıştır.

*Nerde sakat adam var o isimleri tanıyorsun. İnsanın çevresi kendini gösterir. Nerede FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçlaması ile yargılanan varsa senle bir ilişkisi var.

Bolu da çevremin geniş olmasının nedeni üniversiteyi de burada okumamdan kaynaklıdır.

 

Mahmut İnce isimli şahısla Sümer mahallesinde bulunan bir emlakçı da tanışmıştım. Bir süre sonra benden acil borç para istedi. Bende kendisine verdim. Verdiğim bu borcuda banka havalesi ile ban iade etmiştir.

*Mahmut İnce emlakçı falan değil. Üniversitede idari personel FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün akademisyenler dosyasında higway de toplantıları düzenlediği söylenen kişidir.

Ben bylock kullanıcısı değilim. Evimde yapılan aramada her hangi bir suç teşkil edecek materyal bulunmamıştır. Bankacılık işlemlerim normaldir. 15 aydır tutuklu bulunuyorum. Tutuklandığımda 2,5 yaşındaki oğlum baba bile diyemezken şu anda 4 yaşındadır. Mahkemenizden öncelikle tahliyemi. Yargılama sonrasında beratım istiyorum.   

*Üniversite yıllarında nerede kaldınız?

Üniversite de okurken aynı zamanda da çalışıyordum.  Bu nedenle ev tuttum. Tuttuğum evde de tek başıma kaldım.

*Örgüt evinde kalmadın yani?

Hayır kalmadım.

*Denetimli serbestlik müdürlüğüne nasıl geçtin?

Ben vardiyadayken bir gün Ayşe Taşkın isimli arkadaşım denetimli serbestlik müdürlüğüne geçmek isteyenlerin dilekçe vererek başvurmasını istedi. Ben de bu yönlendirme sonrası dilekçeyle başvurdum. Hatırladığım kadarıyla benim ile birlikte 10 personel daha başvurdu. Bakanlık tarafından 3 kişi bu müdürlüğe atandı. Atamamızda örgütün etkisi olduğu iddiasını kabul etmiyorum.

ÖZLEM KAĞAN

BENİM İÇİN EN BÜYÜK CEZADIR

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hakkımda düzenlenen iddianamede suçsuzluğumu gösteren hiçbir delile yer verilmemiştir. Aslında bu örgütle adımın anılması bile benim için en büyük cezadır. Evimde bulunan dokuz adet bir dolarları eşimin yeğeninin Urfa dan düğün esansında yöre insanın adeti gereği yere atılan paralardır. Düğünde oynayanlarda atılan bu paraları küçük çocuğum toplamıştır. Kaldı ki bu paralar cüzdanda ve üzerimizde değil. Evimizde çekmecede bulunmuştur. Aleyhime delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum. Büyük oğlumun üniversite önce Fem dershanesine küçük oğlumu da melih kolejine gönderdiğimi beyanlarımda kendim söyledim. İyi birere eğitim almalarını istedim. Bu durumun aleyhime delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum. Yargılama sonrası beraatımı talep ediyorum.

RAMAZAN ÇAM

İŞ İLANIN BAŞVURARAK GAZETE DAĞITICISI OLDUM

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben 2010 yılı ile 2012 arasında 16 ay kadar Zaman Gazetesinde dağıtıcı olarak çalıştım. Abim Bolu’ya Ağız Diş Sağlığı Hastanesi’nde tıbbi sekreter olarak çalışmaktaydı. Onun yanına gelmiştim. Askerden yeni gelmiştim, iş ihtiyacım vardı. Bir ilanda Zaman Gazetesinin dağıtıcı ilanını gördüm ve başvurdum. Bizden sorumlu kişi ilk başladığımda Ahmet Özdemir’di. Düzce’ye tayini çıkınca Osman Geniş bizden sorumlu olarak çalışmaya başladı. 16 ay süresince 13 aydan fazla kısmını dağıtıcı olarak geçirdim. Erhan Uyman isimli muhasebe işlerini yapan kişi Osman Geniş’le anlaşamayınca son 2 buçuk ayı dağıtım yetkilisi olarak geçirdim. Bu sırada Erkan K. isimli akademisyenle tanıştım. Kendisi abimin arkadaşıydı. Bana bu yapının sakıncalarından bahsetti. Usulsüzlüklerini görmemi sağladı ve bana baskı yaparak kpss’ye çalışmama neden oldu. Aldığım puanla infaz koruma memurluğuna girdim. Memuriyete girişimde çalıştığım yerin katkısı olmamıştır. Hatta ayrılmamı istememekteydiler.

Bankasya hesabımın aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum. Bu hesap 2010’da gazetede işe başladığım esnada maaş hesabı olarak açılmıştı. Yalnızca bu amaçla kullandım. Bunu dışında bankaya herhangi bir para yatırmadım.

Hts kayıtlarında birsen fazla şahısla irtibatım belirtilmiştir. ancak örgüte muzahir gazetenin dağıtıcı olduğum göz önünde bulundurulursa abonelik teyidi ve dağıtımla alakalı problemler nedeniyle bir çok şahısla irtibatlı olmamın normal olduğu anlaşılacaktır. Memurluğa başladıktan sonra da bir çoğuyla irtibatım devam etmiştir. Zira ben zeytinyağı incir gibi yöresel ürünleri pazarlamaktaydım. Şahısların çoğuna her ay zeytinyağı bırakmaktaydım. Görüşmelerim bu kapsamda olmuştur.

“MEMURİYETİME İŞYERİM REFERANS OLMADI”

Aleyhime beyanda bulunan Emrah K’nın beyanını kabul etmiyorum. Duyuma dayalı beyanlarını söylemiş ve gazetede çalıştığım tarihi de yanlış aktarmaktadır. Haydar D. de somut değil duyuma bilgilerini aktarmıştır. Daha sonra ifadelerini değiştirdiği malumdur. Kurum müdürünün baskısıyla aleyhe beyanda bulunduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarımın da ifadeleri alındıktan sonra beyan eklendiği söylentisi çıkmıştı. Ayhan Demirci benim Emrullah Sarı’nın referansı ile memuriyete girdiğimi ifade etmiş ancak bu ifade doğru değildir. Ben gazeteden ayrıldığımda Emrullah Sarı göreve başlamıştı. Ben Emrullah Sarı’yı tanımam. Daha doğrusu sonradan tanıdım. Bu nedenle referans olması olanaklı değildir. Ben infaz koruma memurluğu başvurularını da gazetedekilerden gizli olarak gerçekleştirdim. Oradaki şahıslar da başvurumdan haberdar değillerdi. Kaldığım yer bir cemaat evi değildi. Sıradan bekar eviydi. Aleyhe beyanları kabul etmiyorum.

“BİR AKADEMİSYENİN UYARISI İLE BU YAPIDAN KOPTUM”

Ben ifademde bir dönem Zaman Gazetesinde çalıştığımı ifade ettim. Bu gazetede SGK kaydımın olması normaldir. Gazetede çalışmama sebep olan şey örgütsel bağlılık değil o dönem nafakamı çıkarma düşüncesidir. Bu durumun farklı değerlendirilmesini kabul etmiyorum.

Ben çalışmış olduğum süre boyunca gazetenin sahibi olan malum yapının uygulamalarından rahatsız olduğum için Erkan K. isimli akademisyenin uyarı ve ihtarları sonrasında bu yapıdan kopmaya çalıştım. 2012’de infaz koruma memurluğuna geçtim. Bu tarihten sonra örgütle hiçbir bağlantım kalmadı. Gazetedeyken de gönül bağım söz konusu değildi. Çalıştığım süre boyunca sohbetlere davet edenler oldu. Ama yoğun şekilde çalışmaktaydım.  Gecemiz gündüzümüz yoktu. O yüzden herhangi bir faaliyetine katılmadım.

“OKTAY GÜNEŞ TEHDİTKAR KONUŞUNCA DAVA AÇMADIM”

Gazeteden işçilik alacaklarımı almak için dava açma aşamasına geldim. Bu esnada Emrullah Sarı yardımcı oldu. Oktay Güneş il imamından sonra en etkili şahıslardan biriydi. Bana tehditvari konuşunca dava açmadım. Suçsuzum. Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum.

SALİH EMRE BAŞARAN

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hakkımdaki suçlamalara ayrı ayrı cevap vermek istiyorum. Bankasya hesabımı Bolu Belediyesi’nin toplu taşıma araçlarında bu bankaya ait temassız kart kullanılmasının zorunlu olması nedeniyle açtırmıştım. 2013 sonrasında Fatih Kolejinde çalışmaya başladığımda adı geçen bankayla anlaşma nedeniyle maaş hesabı olarak da kullanılmaya başlandı. İşten ayrılmadan hemen önce okul, yapı kredi ile çalışmaya başlayınca ben de mevduat hesabını kullanmayı bıraktım. Hesap hareketlerimde sıradan bankacılık işlemleri dışında bankaya finansal destek sağlama anlamına gelecek mevduat hareketim olmadığı anlaşılacaktır. Benim banka seçme veya banka kurtarma gayem asla olmamıştır.

“EKMEK PARAMI ÇIKARMAK İÇİN ÇALIŞTIM”

SGK kaydım da hakkımdaki diğer suçlamadır. Ben Fatih İlkokulunda ise başlamadan önce yeni düğün yapmıştım.  Borçlarım bulunmaktaydı. İşsizdim. Bir sürü yere cv bıraktım fakat çağıran olmadı. Evimin yanında bulunan okula da cv bırakmıştım. Oradaki eleman işi bırakınca beni apar topar ise başlattılar. Benim ise başladığım dönemde okul üzerinde bir terör damgası bulunmamaktaydı. Herkesin parmakla gösterdiği bir okuldu. Ekmek paramı çıkarmak için bir işyerimde çalışmanın hakkımdaki suçlamaya dayanak yapılmasını kabul etmiyorum.

Benim bir dönem Fem dershanesinde eğitim aldığıma ilişkin iddia kesinlikle doğru değildir. Gerekirse araştırılabilir. Üniversiteye hazırlanırken final dershanesine gitmiştim. Onun dışında eğitimim olmadı.

Ben Fatih Kolejinde çalıştığım dönemde öğrencilerin okula girişi, servislerin okula ulaşması gibi konularla ilgilenmekteydim. Geç kalanların takibi, servisi kaçıranların okula intikallerinin sağlanması gibi konularda velilerle irtibat halindeydim. Sonu 4414’le biten hattın faturasının yarısını kurum ödüyordu. Bu nedenle veli olan birçok şahısla telefon irtibatımın olmasından daha doğal bir şey yoktur.

“ALLAH TOPUNUN BELASINI VERSİN”

15 Temmuz sonrasında bylock şüphesiyle gözaltına alındım. Fakat gizli haberleşme programını kullanmadığım ortaya çıktı. Buna rağmen tutuklandım ve 11 ay tutuklu kaldım. Ben vatan ve milletine bağlı milliyetçilik duyguları baskın bir bireyim. Hain darbe girişimini gerçekleştirenlere en çok ben lanet ediyorum. Bunun ceremesini en çok bizim gibi garibanların çektiğini düşünüyorum. Allah bu belayı başımıza saranların topunun belasını versin. Askerlikte Kıbrıs’a ulaşımımın dahi şüpheli olduğu değerlendirilmiş. Bu yurtdışına çıkış işlemimin askerlik için olduğunu belirtmek isterim.  Bahsedilen kolejden herhangi bir kimsenin referansı ile çalışmadım. Eşim hala asgari ücretle özel bir okulda çalışmaktadır. Eğer böyle bir inisiyatifim olmasaydı eşimi o okula aldırırdım. Halen ailem ciddi mağduriyetler yaşadı. Mahkemenizden beraatıma karar verilmesini istiyorum.

TÜRKAN BAŞARAN

Ben 1965 yılında doğdum.  1986 yılında adliyedeki görevime başladım. Yardımcı hizmetlerden sonra zabıt katibi sınavını kazanarak 30 sene adliyede görev yaptım. Namusumla ve özveriyle çalışan bir memurum. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra gözaltına alınarak tutuklandım.

Kızımın Kamboçya’da eğitim gördüğü doğrudur. Eşim savunmasında ayrıntılarını anlatmıştır. Örgüte müzahir olduğu bildirilen Zaman isimli üniversitede hazırlığın yarım dönemi okuduktan sonra Beltei isimli üniversiteye geçiş yaptı ve mezun oldu. Bu durumun aleyhime kullanılması doğru değildir.

Bankasyada ciddi bir mevduat hesabım bulunmamaktadır. Kızıma ani olarak para yollama gereksinimi olduğunda açmıştım. Bankaya finansal destek sağlama anlamına gelecek hesap hareketim olmadığı görülecektir. Bu nedenle bu durumun aleyhe kullanılmasını kabul etmiyorum.

Çocuklarımın örgüte müzahir dershanelerde eğitim gördüğüne yönelik iddianın da doğruluk payı bulunmamaktadır. Kızım fem dershanesinin sbs sınavına girdi. Oğlum ise final dershanesinde bir dönem eğitim aldı. Bu yöndeki tespitin ve isnadın gerçeği yansıtmadığını ifade etmek isterim.

“DERNEĞE EŞİM ÜYE YAPMIŞ”

HTS kayıtlarındaki şahıslarla gerçekte benim irtibatım bulunmamaktadır. Birçoğunu tanımam. Görüşmeleri eşimin yapmış olabileceğini düşünüyorum. Oktay Güneş, Gürbüz Yavuz eşimin mesai arkadaşlarıydı. Aynı yerdeki lojmanlarda oturmamız nedeniyle eşlerini tanırım. Belki eşleriyle görüşmüş olabilirim. Fakat ismi geçen şahıslarla irtibatım olması mümkün değildir.

Abant Çalışanlar Derneğine benim irademle gerçekleştirdiğim bir üyeliğim yoktur. Eşim bilgim dışında beni üye yapmış. Hiçbir faaliyetine iştirak etmedim. Gerekirse bu durum kolluk kayıtları ile sübuta erdirilebilir. Üyesi olmadığım bir dernekten dolayı kovuşturuluyor olmayı kabul etmiyorum.

15 Temmuz’dan sonra tutuklanarak bir buçuk yıla yakın süredir cezaevine konuldum. Emekliliğe ayrıldım. Atılı suçla herhangi bir ilgim bulunmamaktadır. Tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum. Hayatımın geri kalan kısmını yaşadığım bir buçuk yılı unutmaya çalışmakla geçireceğim.

YÜKSEL ÖZTÜRK

Ben şerefsiz, silahlı hain terör örgütü üyesi değilim. 15 Temmuz gecesi yaşanan hain teşebbüsü kınıyor ve lanetliyorum. Ben bayrağı ve vatanı için canını feda edebilecek yapıda bir insanım. Fakat şu an örgüt üyeliği suçlaması ile huzurda bulunmak bana ağır gelmektedir. 2004 yılında kpss puanıyla infaz koruma memurluğu sınavında başarılı olarak memuriyete başladım. Bu yapının ev ve yurtlarında kalmadım. Dershanelerine gitmedim. Çocuklarım da bu yapının okullarında okumadı. 14 Temmuz 2017’de açığa alınmamış olmama rağmen KHK ile haksız yere ihraç edildim. İhraçtan sonra manevi yönden bir takım zorluklar yaşadık. OHAL başvurum inceleme aşamasındadır. Lehime sonuçlanacağını düşünüyorum.

“DİJİTÜRK’Ü FENERBAHÇE YÜZÜNDEN İPTAL ETTİRDİM”

Aleyhime beyanda bulunan şahısların ifadeleri asılsızdır. 11 yıl boyunca cezaevinde kurum fotoğrafçılığı yaptım. Cezaevinden gruplaşma sonucu yönlendirme ile infaz koruma memuru Ferhat Biçer’in Bimer’e yazdığı ifadeler sonrasında gözaltına alındım ve ifadem dahi alınmadan serbest bırakıldım. Daha sonra kurum müdürünün baskı ve telkiniyle sohbete gidiyorlardı diye mesnetsiz iddialarla hakkımda dava açıldığını düşünüyorum.

Dijitürk iptali konusunda talimat almadım. Ben futbola ilgiliyim. Maçları izleyebilmek için 2013’te üye olmuştum. Bir yıllık taahhüdüm bitince bir yıl daha uzattım. Fakat taraftarı olduğum Fenerbahçe’nin kötü bir sezon geçirmesi ve fiyatların yüksek olması nedeniyle uzatmak istemediğimi söyledim. Yazdığım dilekçeyi kurum faksından ilgili şirkete gönderdim. Dilekçede amacım açıkça görülmektedir. İptal tarihi tamamen tesadüf sonucu şüpheli görülen tarihe denk gelmiştir. Protesto amacım olsaydı o dönemde kullandığım D Smart’ı da kapattırırdım.

HTS kayıtlarında irtibatlı olduğum bildirilen Adnan Daylan ve Gürbüz Yavuz’u basından tanırım. Kendileri ile bir adet görüşmenin hangi sebeple oluştuğunu bilemiyorum. Adnan Daylan’la olan irtibatın ortağı olduğu avm’nin bir telefonuyla gerçekleşme ihtimali yüksektir. Bu hususun da aleyhime kullanılmamasını talep ediyorum.

Örgüt üyeliği için kriter olarak belirlenen banka hesabı, himmet ve kurban bağışı, dernek üyelikleri, SGK kaydı, örgüte ait okul ve dershane kaydı, süreli ve süresiz yayın aboneliği, yurtdışı gezisi gibi bir delil aleyhime toplanmış değildir. Sosyal medya hesabımda şerefsiz hain Feto örgütünü ve hain Fethullah Gülen’i öven mesaj yazmadım. Evimde bir suç unsuruna rastlanılmamıştır. Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum.

3 SANIK TAHLİYE EDİLDİ

Ali Osman Kavun’un bylock kayıtları okundu. Kavun’un “Başla ve bitir” adıyla bylock kullandığı ifade edildi. Duruşma sonunda mahkeme heyeti karar arası verdi. Bolu Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu bulunan Ömer Temirok, Nizamettin Başaran ve Türkan Başaran’ın tahliyesine karar verildi. Aslı Onan Sülü ve Ali Osman Kavun’un ise tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Kıbrıs’ta okuyan ve yurtdışı çıkış yasağı nedeniyle okuluna devam edemeyen Abdullah Demir’in de adli kontrol tedbiri kaldırılarak, okuluna devam etmesinin yolu açıldı. 31 tanığın dinleneceği dosyada duruşmalar 15 Ocak 2018’den itibaren devam edecek.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: