• resmi ilanlar

İL SAĞLIK MÜDÜR YARDIMCISI ‘ABİ' Mİ ÇIKTI?

22/08/2017 11:00

Eski Polisler neler anlatıyor

FETÖPDY Silahlı Terör Örgütü’nün emniyet teşkilatına yönelik yapılanmasında yer aldığı iddia edilen sanıkların yargılanmasına devam edildi. Pazartesi günü öğleden sonra Etkin Pişmanlık Hükümlerinden faydalanarak tutuksuz yargılanmasına devam edilen Uğur Öztürk’ün söylemleri damga vurdu. Bir dönem İl Sağlık Müdür Yarımcılığı görevinden bulunan Akif Kurtoğlu’nun, Bolu’ya atanan emniyet mensuplarına ağabeylik yaptığı iddia ediliyor.

2015 yılı ortalarından Muş ilinden Bolu’ya atandığını söyleyen eski polis memuru Uğur Selçuk, Bolu’da kendisiyle ‘Harun’ kod ismini kullandığını bildiği Akif Kurtoğlu’nun ilgilendiğini, telefonuna Muş’ta yüklenen ancak soruşturma kapsamında bylock olduğunu öğrendiği programın Kurtoğlu tarafından güncellediğini ifade etti.  15 Temmuz akşamı Kurtoğlu’yla mesajlaştığını belirten Öztürk, gelen cevapta cemaatin yaşanan girişim ile alakasının olmadığını kendisine söylediğini belirtti.

Haber: Hakan Aydın

ÖZCAN KÖKSAL

Adli Kontrol Şartıyla Serbest yargılanan Özcan Köksal yaptığı savunmada şunları söyledi;

GÖREVE İADE EDİLMEYE BEKLERKEN İHRAÇ OLMUŞ

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hain darbe girişimini nefretle kınıyorum. Bolu Emniyet Müdürlüğü’nde olay yeri incelemede çalışırken 18.07.2016 yılında açığa alındım. Neden açığa alındığımı öğrenmeye çalışırken 27.07.2016 tarihinde teftiş kurulu tarafından düzenlenen evrak ile Bank Asya’da bulunan hesabımdaki artış nedeni ile açığa alındığımı öğrendim. 33.745 TL’lik artışın talimat ile bankaya yatırıp yatırmadığım soruldu. Bu soruya yazılı savunmamı gönderdiğim aşamada gözaltına alındım ve savcılık tarafından serbest bırakıldım. Tamamen bireysel bankacılık faaliyetleri nedeni ile yanlışlık ile açığa alındığımı düşünüp göreve iade edilmeyi beklerken 01.09.2016 tarihinde ihraç edildim.

EV ALMAK İÇİN PARAYI BANK ASYADA BİRİKTİRMİŞ

İddianamede 2015 yılının eylül ayına kadar Bank Asya’da bulunan hesabımda 40.000 TL’yi talimat ile bulundurduğum ve yapının dini sohbetlerine katıldığım iddia edilmiş. Ben bahsedilen bu parayı ne talimat ile yatırdım ne de bankaya destek olmayı düşündüm. 2008 yılında Kayseri’de kooperatife üye oldum. Ödemelerimi zamanında yaptım. Ancak kooperatif sözleşmedeki taahhütlerini yerini getirmeyince üyelikten çıkarak o güne kadar yapmış olduğum kooperatif aidatlarını geri aldım. Bu parayı da 2011-2012 yıllarında Bank Asya’da altın hesabında değerlendirdim. 2012 yılının haziran ayında Bolu’ya atandım. Ev almak için araştırmalar yaptım. Eskişehir’de ikamet eden birinden Bolu’da bulunan evini almak üzere 105.000 TL’ye anlaştık. Ev için altın hesabındaki parayı TL’ye çevirdim. Bir bankada 70.000 TL’lik konut kredisi ayarladım. Eksik kalan 15.000 TL’yi kayınbiraderimden borç aldım. Ev almak için ayarlamış olduğum paranın tamamını da Bank Asya’ya yatırdım. Evi alacağım şahıs Bolu’ya gelince tapuya gittik ancak işlemleri yaparken evin fiyatını 111.000 olduğunu söyledi. Bunun üzerine evi almaktan vazgeçtim. Bankaya destek talimatının geldiği tarihler ile benim ev almak için yaptığım işlem tarihlerinin aynı döneme denk gelmesi tamamen tesadüftür. Bu işlemlerin üzerime atılı suçlamada delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.

TERÖR ÖRGÜTÜYLE AKALI FAALİYET GÖRMEDİM

Benim dini içerikli sohbetlere katıldığım iddiası dosyamda yer alıyor. Mesai arkadaşlarımın zaman zaman yaptıkları sohbetlere beni de çağırdıkları olmuştur. Ancak bu toplantılara ailemle gittiğimi hatırlamıyorum. 1-2 kez bahsedilen davetlere katıldım. Katıldığım toplantılarda FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile alakalı hiçbir faaliyet görmedim. İddiayı reddediyorum. Kimse Yok Mu Derneğine 19 mesaj atarak bağışta bulunduğum bildiriliyor. Ben bu bağışları tamamen insani duygular ile yaptım.

HAKSIZLIK NEDENİ İLE DEVLETİME KÜSMEDİM

18 yıllık meslek hayatım boyunca devletime ve milletime hizmet etmeye çalıştım. Terör ile mücadele ederken yaralandım. En küçük uyarı cezam bile yoktur. Yaşıyor olduğuma inandığım haksızlık nedeni ile devletime küsmedim. Savunmam doğrultusunda mahkemenize beraatımı talep ediyorum.

Sizden önce burada Osman Hançer ve Ömer Kurt gibi isimler ifade vererek sizin bahse konu dini sohbetlere katıldığınızı söylediler. Ancak siz katılmadığınızı söylüyorsunuz. İfadeler esnasında neden bu duruma itiraz etmediniz?

Ben dini toplantı adı altındaki sohbetlere katılmadım. Arkadaşlarımın davetlerine katıldım. Bu toplantılarda dini içerikli sohbet olmazdı. Gündeme ilişkin konuları konuşurduk. Ömer Kurt ve Osman Hançer’in aleyhime yönelik beyanlarını kabul etmiyorum. İsmail Ece’yi fazla tanımam. Neden benim sohbetlere katıldığımı söylüyor bilemiyorum. Cemalettin Küçük ile aynı büroda çalıştık. Aleyhime beyanlarını kabul etmiyorum. Beyanlarda sohbetlerde ağabey olarak katıldığı söylenen Süleyman Ersöz ve Mehmet Erkenekli isimli şahısları tanımam.

SEFA BİCAN

Savcılık ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini söyleyen Sefa Bican, Karaçayı’da gerçekleştirilen duruşmada ise bu kümlerden yararlanmak istemediğini belirtti.

PİŞMANLIK HÜKÜMLERİMDEN YARARLANMAK İSTEMİYORUM

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hain darbe girişimini nefretle kınıyorum. Meslek hayatım boyunca devletime ve milletime sadık olarak çalıştım. Hiçbir örgütten talimat almadım. Savcılık ve emniyetteki ifadelerimde dini sohbetlere katılmadığımı söylememe rağmen iddianamede katıldığım belirtiliyor. Bu ifadeyi düzeltmek istiyorum. Bu tür toplantılara katılmadım. Yaptığım fotoğraflı teşhisler benim samimiyetle yaptığım işlemdir. Ömrümde bir kez gördüğüm Ömer Sun ve Murat Açar tespitleri doğrudur. Ömer Sun isimli şahsı ‘Faruk’ Murat Açar isimli şahsı ‘Muhsin’ olarak tanıdım. Bu iki isim ile ilgili olarak yaptığım işlem sonrası etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyip istemediğim sorulduğunda yararlanmak istediğimi söyledim. Ancak pişmanlık gerektiren faaliyetim yoktur. Bu nedenle herhangi bir etkin pişmanlık hükmünden yararlanmak istemiyorum.

SOHBET AĞABEYLERİNİ EVDE TANIMIŞ

2013 yılında PMYO’da Mikail isimli üniversite öğrencisi ile tanıştım. Bolu’ya atamam çıkınca Mikail tanıdıkları olduğunu söyledi. Mikail’in yönlendirmesi ile isminin Faruk olduğunu söyleyen bir şahıs ile tanıştım. Bu şahıs beni Latif Ayaz’ın kaldığı eve yerleştirdi. ‘Faruk’ kod adlı Ömer Sun ve ‘Muhsin’ kod adlı Murat Açar’ı bu evde bir kez gördüm. Bahse konu evde kaldığım 3 ay içerisinde herhangi bir sohbet toplantısı olmadı. Daha sonra bu evde Latif Ayaz ile ayrılarak başka bir eve yerleştik. Üzerime atılı şekli ile silahlı terör örgütü üyesi değilim. Dini sohbet adı altında hiçbir toplantıya katılmadım. Aleyhime yer alan soyut ve gerçek dışıdır. Savunmam çerçevesinde mahkemenizden beraatımı istiyorum.

Emre Köksal isimli şahıs sizin dini sohbetlere katıldığınızı belirtiyor. Bu hususta ne söyleyeceksiniz?

Bu şahsın aleyhime olan beyanlarını kabul etmiyorum. Şahsın kendisine yönelik suçlamalardan kurtulmak için adımı vermiş olduğunu düşünüyorum.

SERHAT SABAN

Hatlarında tespit edilen bylock programı nedeniyle tutuklu yargılanan Serhat Saban yaptığı savunmasında şunları söyledi;

KİMSE BANA REFERANS OLMADI

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Kim FETÖ’nün ekmeğini yediyse hesabını versin. Benim veremeyeceğim hesabım yoktur. Adı ister PKK olsun, ister FETÖ veya DAEŞ olsun fark etmez; tüm terörü ve şiddeti kınıyorum. 2002 yılında mesleğe başladım. Operasyonel birimlerde hiç görev almadım. Kimseye kumpas kurmadım. Amirlerim dışında kimseden emir ve talimat almadım. 13 yıllık meslek hayatımda kimse bana referans olmadı.

BYLOCK KULLANMADIM

Hakkımda hazırlanan dosyada bylock kullanıcısı olduğum iddia ediliyor. Ben bu programı kullanmadım. HTS kayıtları ve bylock programına ilişkin mesaj içerikleri mahkemeye ulaştığında bu görülecektir. Hakkımda yapılan tespitin bir hatadan kaynaklandığını düşünüyorum. Aksine olan iddiayı kabul etmiyorum.

KİM DESTEK VERDİYSE YARGILANSIN

Çok net olarak söylemek istiyorum; FETÖ’nün tek bir kuruşu ve lokması boğazımdan geçmedi. Kimse aksi bir beyanda bulunamaz. Her kim FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne ve şiddete destek verdiyse huzurunuzda hesap versinler. Benim verilecek hesabım yoktur. Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da devletime hizmet edeceğim. Öncelikle tahliyemi yargımla sonunda beraatımı istiyorum.

UĞUR ÖZTÜRK

2015 yılının yaz aylarında Bolu’ya atandığını belirten Uğur Öztürk, Bolu’ya geldiğinde isminin Harun olduğunu söyleyen ancak daha sonrasında adının Akif Kurtoğlu olduğunu öğrendiği şahsın kendisiyle ilgilendiğini belirtti. Öztürk yaptığı savunmasında şunları söyledi;

KABAK BİZE PATLADI

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben daha önce savcılık ve emniyette verdiğim ifadeleri tekrarlıyorum. Meslek hayatım boyunca narkotik ve kaçakçılık şubelerinde çalıştım. Terör örgütün mali kaynaklarına darbeler vurdum. 15 Temmuz akşamı birileri bir şey yaptı ancak kabak bize patladı. Dini hassasiyetlerimizin istismar edildiğini düşünüyorum. Yıllarca şüphelileri adliyeye getirirken şimdi sanık oldum. Silahlı terör örgütü üyesi olduğum iddiası ile yargılanıyor olmaktan dolayı çok üzgünüm. Görevimden ihraç oldum. Bu aşamada ne olduğunu anlamaya çalışırken kendimi cezaevinde buldum. Suçlu ile suçsuzlar ayırt edilmelidir. Benim gibi suçsuz olanların hakları iade edilmeli.

GERÇEK YÜZÜ 17/25 ARALIK SÜRECİNDE ORTAYA ÇIKTI

Hazırlanan dosyada bylock kullandığım yönünde bir iddia bulunuyor. Ben bunu kullanmadım. Mesaj içerikleri gelince suçsuzluğum kanıtlanacaktır. Muş’ta görev yaparken dini hassasiyetlerimden dolayı dini sohbetlere katıldım. O dönem ülkede cemaat adı ile bilinen bir yapılanma vardı. Ben bu yapı ile cemaat adı altında faaliyet yürütürken tanıştım ancak yapının gerçek yüzü 17/25 Aralık sürecinde ortaya çıktı.

BYOCK, EAGLE ve TANGO KULLANMIŞ

Muş’ta görev yaparken mesleğini öğretmen olarak bildiğim Kadir isimli şahıs bir program üzerinden mesajlaşacağımızı söyledi. Benim telefonuma EAGLE olarak bildiğim programı yükledi. Bu programın kırmızı e harfli amblemi vardı. Telefonuma bluetooth ile yüklendi. Emniyette bana telefonuma yüklenen programın tango isimli program olduğu söylendi. Bu şahsın bu programın nasıl tango görünümüne çevirdiğini bilmiyorum bana dini içerikli mesajlar gelirdi. İlerleyen süreçte siyasi içerikli mesajlar almaya başladım. Özellikle Bolu’ya atandığım süreçte bu siyasi içerikli mesajlar gelmeye başladığını fark ettim. Rezza Zarrab olayına ilişkin haber linkleri mesaj olarak gelirdi.

PROGRAMIN İKONU G-MAİL’E DÖNDÜ

Bolu’ya atandıktan sonra doktor olduğunu bildiğim Akif Kurtoğlu isimli şahıs ile program üzerinden tanıştım. Bu şahıs Bolu Merkez’de yaşıyordu. 1-2 kez görev yaptığım Mengen’e gelmişti. 2015 yaz döneminde Bolu’ya geldikten sonra örgütün bahse konu toplantılarına katılmadım. Akif Kurtoğlu isimli şahıs 2016’nın ilk aylarında Mengen’e gelerek telefonumda yüklü olan programı güncelledi. Güncelleme sonrası programın ikonu G-mail’e döndü.

CEMAATİN DARBEYLE İLİŞKİSİ YOK

Darbe girişiminin yaşandığı gece Akif Kurtoğlu ile mesajlaştım. Yaşanılanlarla ilgili olarak neler olduğunu sordum. ‘Emniyet personelinin üzerine neden bomba atılıyor?’ dedim. Ancak bana attığı cevabı mesajda cemaatin yaşanan girişim ile alakasının olmadığını ve mesajlaşma programını silmemi istedi. O gece tam saatini bilmemekle beraber 24.00 sularında bu programı telefonumdan kaldırdım. Akif Kurtoğlu olarak söylediğim şahsın “Harun” kod adını kullandığını biliyorum.

NEZARETHANEDE YÖNLENDİRMEYE KALMIŞ

Ben ilk gözaltına alındığımda Akif Kurtoğlu ile aynı nezarethanede tutuldum. Kendisi ile lavoboya giderken karşılaştık ve kısa bir görüşmemiz oldu. Akif bana “bylock ve Bank Asya hesabım nedeni ile sorgulanıyorum bende bylock yok seninle mesajlaştığımız programın adı bylock değil ” dedi. Ben telefonumdaki programın olduğu bilmiyordum.  Bu nedenle de ifadelerimde bylock isimli programı kullanmadığımı söylemiştim. Ben bu yapı ile ilişki örgütsel faaliyette bulunmadım. Herhangi bir eylemim olmadı. Yapmış olduğum savunmalar doğrultusunda silahlı terör örgütü üyesi suçlamasına beraatımı istiyorum.

UĞUR SELÇUK

Dini sohbetlere katılmadığını belirten Uğur Selçuk isimli eski polis, katıldığı toplantıların arkadaşlarının daveti üzerine ve güncel konuların ele alındığı toplantılar olduğunu söyledi. Selçuk yaptığı savunmada şunları söyledi;

DİNİ HASSASİYETLERİMDEN DOLAYI İŞTİRAK ETTİM

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. İddianamede benim Mehmet Erkenekli ve Süleyman Ersöz tarafından düzenlenen Osman Hançer’in davet ettiği toplantılara katıldığım yapı ile bağımı 2014 sonrası kesmediğim iddia ediliyor. Ben daha önceki beyanlarımı tekrar ediyorum. Bu yapının dini sohbetlerine 2013 yılı ortalarına kadar katıldım. Bu toplantılara tamamı ile dini hassasiyetlerimden dolayı iştirak ettim. Ancak 2013 ortalarından sonra sohbetlerde siyasi söylemler yapılması üzerine rahatsız oldum. Toplantılara katılmadım. Bahse konu toplantılar ayda bir kez olurdu. Benimle beraber Sinan Gül, Haydar Demirdirek ve İbrahim Bektaş da toplantılara katılmayı bıraktı. Aleyhime olan iddiayı kabul etmiyorum.

BİLDİKLERİMİ KENDİM ANLATTIM

15 Temmuz girişimi sonrası İl Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya’nın yapı ile ilgili bilgi sahibi olanlara bildiklerini anlatsın çağrısı üzerine Sinan Gül Haydar Demirdirek ve İbrahim Bektaş ile bir araya gelerek yapı ile ilgili bildiklerimizi anlatmaya karar verdik. Ben 2013 sonlarında yapı ile bağlarımı koparttım. Hakkımda hiçbir soruşturma yokken bu yapıya ilişkin tüm bildiklerimi samimiyet ile ilgili makamlara anlattım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Darbe girişimine kalkışan herkesi lanetliyorum. Atılı suçta beraatımı talep ediyorum.

İmdat çiftçi ile aranızda geçen bir konuşma var. Bu konuşma hakkında bilgi verir misiniz ?

Adliyedeki bir işimi halletmek üzere adliyeye gittiğimde imdat çiftçi ile karşılaştım. Kendisi bana “bizimkiler ile görüşüyor musun?” dedi. Ben bizimkiler sözü ile kimi kastettiğini sordum. Sonrasında cemaat toplantılarına katılıp katılmadığımı sordu. 17/25 Aralık sürecinden bahsederek toplantılara katılmadığımı ve bağlarımı kopardığımı söyledim. İmdat çiftçi bana ısrarla cemaatin 17/25 Aralık sürecini gerçekleştirdiğine nasıl inanırsın cemaat böyle bir şey yapmaz dedi. Bunun aksini söylediği beyanı kabul etmiyorum.

Telefonunuzun dijital çözümünde mesajlarınızda “delikanlı” diye bahsettiğiniz bir isim var. Bu kimdir?

 Bahsettiğiniz mesajları Sinan Gül, Haydar Demirdirek ve İbrahim Bektaş ile yaptığımız mesajlaşmalardır. Burada delikanlı diye kastettiğimiz kişi İl Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya’dır.

Ünal Aydın

Bylock kullanıcısı olduğu tespiti sonrası tutuklanarak cezaevine konulduğunu belirten Ünal Aydın yaptığı savunmada şunları söyledi;

TEKNİK OLARAK BYLOCK KULLANICISI OLDUĞUM İSPATLANMAMIŞTIR

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Menfur darbe girişimini kınıyorum. İddianamede bylock kullanıcı olduğum tespitine yer verilmiş. Adıma kayıtlı olan hat üzerinde bylock tespiti yapılmış. Sonu 0191 ile biten hattı 2002 yılından bu yana ben ve yine benim adıma kayıtlı olmasına rağmen eşim tarafından kullanılan sonu 6262 ile biten hatta bu tespitin yapıldığı belirtiliyor. Eşim de dosya kapsamında sanıktır. Biz evimizde yapılan aramada telefonlarımızı teslim ettik. Eşimin teknoloji ile arası yoktur. Evimizde Wi-fi olmadığı için eşime ait telefonun internetini de ben kullanırdım. Eşimin telefonunun teknik özellikleri daha iyi olduğu için telefondaki programları ben kurdum. Ancak ikimiz de bylock indirmedik. İkimiz de bu programı kullanmadık. Her iki hat üzerinde yapılan bylock tespitinin Wi-fi kullanımı veya IP çakışmasından kaynaklanmış olabileceğini düşünüyorum. Kaldı ki mahkeme kararı olmadan MİT tarafından elde edilen bylock verilerinin hukuksuz ele geçirildiğini ve hükme esas olamayacağını düşünüyorum. Bylock mesajlarının içeriklerine ait dökümler bir yıldır gelmedi. Bu nedenle teknik olarak bylock kullanıcısı olduğum ispatlanmamıştır. İddiayı kabul etmiyorum. Benim yapı ile organik bağımı gösteren delil dosya içinde yoktur. İddia makamı tarafından belirlenen örgüt üyeliği kriterlerine uymuyorum. Bu nedenle öncelikle tahliyemi ve yargılama sonunda beraatımı talep ediyorum.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: