• resmi ilanlar

Hüseyin Kaya?nın kaleminden DEPREMİN GERÇEK YÜZÜ

09/11/2009 00:00

Depremler korkutur. Korku üzerine gidildiği oranda hafifler. Bilimsel gerçeklikler içinde yok olur gider. Önemli olan bilime inanmak... Ortaya koyduğu sonuçlara sıkıca sarılmak ve önlemler almakla korku yok olur. Deprem ülkesi olmamız nedeniyle depreme karşı bilinç seferberliği yaratmak, üniversitelerin görevidir. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu Deprepselliği ile ilgili yaptığı çalışmalarla katkılarını gösteriyor. 11-12 Kasım 2009 günlerinde düzenlenecek deprem sempozyumu bunun kanıtı. Depremden korkmak gerekmiyor. Önemli olan bilinçli olmak ve depreme karşı önlem almak. Verilen mesaj bu. Dünyanın Oluşumu Dünyamız 12900 km çapında karpuza benzeyen bir gezegendir. Evren düzeni içinde oluşmuş Samanyolu Galaksi içinde yer alır. Milyarlarca yıldızı bulunan Samanyolu Galaksinde adına Güneş denilen yıldız etrafında belli bir yörüngede döner ve evrensel sistemin parçası olarak oluşan kurallara uyar.Ayrıca kendi etrafında dönme ritmini de sürdüren dünyanın, Ay isimli uydusu vardır ve Ay hem dünyanın etrafında hem de kendi etrafında döner. Dünyanın diğer gezegenlerle ve gök cisimleriyle yakınlaştığı ya da uzaklaştığı yörüngelere ve kütlelerin yoğunluğuna göre, çekim kuvvetleri oluşmaktadır. Çekim kuvvetleri, doğru, ters ya da çoklu şekilde olabilmekte, ayrıca güneş patlamalarıyla oluşan isin yüklemeleri altında farklı çekim biçimleri olabileceği düşünülmelidir. Dünya Üç Katmandan Oluşmaktadır. Dünyamızın oluşum süreci ve zaman yolculuğu incelendiğinde, önceleri alev topu durumunda olup giderek soğuması sonucu katmanlardan oluştuğu bilimsel olarak kabul edilmektedir. Milyarlarca yıllık zaman içinde soğuyarak oluşan katmanlar, aşağıdaki şekilde tanımlanabilir. Birincisi Magma Tabakası. Atom patlamaları sonucu binlerce derece sıcaklığın oluştuğu ve dünyayı karpuza benzettiğimizde kırmızı olan bölümüdür. İkincisi Manto tabaka. Atom patlamaları etkisiyle, madensel özelliklerin sıvı-eriyik halde bulunduğu ve volkanların püskürttüğü lavlardır. Doğal gelişim zamanı içinde madenleri oluştururlar. Karpuz örneğini devam ettirirsek, kırmızı kısmı ile dış yüzeyi arasında kalan kabuğun altındaki beyaz bölümdür. Üçüncüsü Dış Kabuk Tabaka. Ekolojik çevresel sistemin oluştuğu ve üzerinde canlı cansız varlıkların bulunduğu kısım. Karpuz örneği olarak düşündüğümüzde, yeşil dış yüzey. Bu üç tabaka kendi içinde başka tabakalar meydana getirmiştir. Dünyamiz, 4 Milyar Yıl Yaşında. Yaşadığı enerji patlamaları sonucu giderek soğuması nedeniyle üç tabakadan oluşan dünyamızda dış kabuk çok incedir. Dış kabuk derinliği en kalın yerinde 200 km, en ince yerinde 20 km dır. Farklı kalınlıklardaki dış kabuk, iç patlamalarla yasadığı baskılar nedeniyle kırılarak plakalara bölünmüş durumdadır. Bu plakalar, sıvı haldeki manto tabakanın üzerinde yüzerek hareket etmekte ve birbirleriyle çarpışmakta, milyonlarca yıl devam eden çarpışmalar sonrasında dağlar oluşmaktadır. Hindistan plakasının Asya plakasına çarparak altına girmesiyle oluşan yükseklikler bu gün için Himalaya dağları diye bilinmektedir. Bazı yerlerde ise, volkanik püskürmeler nedeniyle dağlar oluşmaktadır. Dünyanın soğuması döneminde plakalar arasındaki çarpışmalarla oluşan yeryüzü şekilleri oluşurken; zamanla, içindeki gazların karmaşık yapısı atmosferi oluşturmuş ve yasam başlamıştır. Atmosfer şartlarında oluşan suyu, güneş ışınlarının etkilemesiyle ortaya çıkan biyolojik çevre, insanın yasayabileceği zemini de hazırlamıştır. Kendi döngüsü içinde zaman yolculuğuna başlayan yasam, bitkiler, hayvanlar ve insan olarak şekillenme sürecine devam etmektedir. Depremlerin Oluş Nedeni Dünyamızın dış kabuğunu oluşturan büyük plakalar, kendi içlerinde küçük parçalara ayrılmaktadır. Plakaların birbirinin altına girmesi,üstüne çıkması, ayrılması, sürtünmesi, kendi etrafında dönmesi gibi olaylar yaşanmaktadır. Bu olaylar, Mağma tabakada yaşanan enerji birikimlerinin manto ve dış kabuk tabakayı zorlaması sonucu oluşmaktadır. Zorlamalar sıvıda kaynama, katı tabakada ise kırılma şeklinde olmaktadır. Biyolojik çevrenin bulunduğu dış kabuk kırılmaları, faylanma olarak isimlendirilmekte ve buna deprem denilmektedir. Dış kabuk kırılmaları iki şekilde olur. a-VOLKANIK KIRILMALAR...Magma tabakanın enerjisiyle yükselen manto tabakanın erimiş madenlerince katı tabaka içinde oluşan bacalardan farklı zamanlarda yükselen volkanik patlamalarca oluşur. b-TEKTONIK KIRILMALAR...Magma tabakanın enerjisiyle manto tabakanın erimiş madenleri üzerinde yüzer durumda bulunan dış kabuk plakalarının birbirlerinin etkilemeleri sonucu oluşur. Kırılmalar insanlar tarafından DEPREM olarak isimlendirilir. Depremlerin Yararları Dünyada depremler olmasaydı, Magma tabakanın yarattığı enerjinin büyüklüğü artardı. Daha büyük patlamalara neden olabilecek enerji birikimi oluştuğunda dış kabuğun patlaması yine yaşanır, dış kabuk-yeryüzü parçalanması gerçekleşebilir ve yasam bitebilirdi. Bu açıdan yaklaşıldığında depremler, yaşamı sonlandırabilecek büyük bir patlama ve parçalanmayı önleyen özellikler taşıması nedeniyle yaşamın devamı için yararlıdır. Deprem oluşmasına neden olan enerjinin açığa çıkması olayı, deprem yaşanılan bölgedeki yeni hammadde kaynakları ve bitki örtüsü değişimi ve çeşitliliği bakımından uzun dönemde çevresel zenginlik anlamına gelebilir. Deprem Oluş Şekilleri, Büyüklüğü, Şiddeti Depremlerin oluş biçimlerinin incelenmesi sonucu kategorize edilmesi, tanımlanmış deprem tiplerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Depremler aşağıd6aki şekillerde oluşur. Doğrultu Atılımlı depremler(ileri hareket eden) Yanal Atılımlı depremler(Yana doğru açılarak açıklık yaratan) Düşey atılımlı depremler(Yer, zemin çökmesi yaratan) *** Depremler, günümüzde bilimsel yöntemlerle incelenmektedir. Sismoloji adi altında yapılan bilimsel çalışmalarla dünyanın neresinde hareketlilik olduğu gözlemlenebilmektedir. Depremler, faylaşma (kırılma) olan yerde çıkan enerji büyüklüğüne göre derecelendirilmekte ve buna magnitüd denilmektedir. Enerji büyüklüğüne göre yapılan hesaplamalarda kullanılan Richter ölçekli yönteme göre, 6 seviyesinde bir deprem, 5 seviyesinde bir depremden 10 kat büyüktür, 7 seviyesinde bir deprem ise 100 kat büyüktür. Depremlerin büyüklüğünün hesaplanmasında kullanılan rakamlar, geometrik dizilim olarak düşünülür. 9 seviyesinde büyüklüğü olan bir depremde yörenin coğrafik yapısı değişir. Depremin büyüklüğü başka, yıkım şiddeti başkadır. Depremin yıkım şiddetini ölçmede farklı bir yöntem kullanılır. Yıkım şiddeti, 12 seviyeli bir kabul yöntemiyle, enerji miktarı, fa yıllanma mesafesi, zaman, sürtünme gibi çok değişken faktörler hesabıyla bulunur. 7 seviyesinde bir deprem bir bölgede yıkım şiddeti 10 iken. 7 seviyesinde bir başka yerdeki depremin yıkım şiddeti 11 olabilir.
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: