19 Nisan 2024

YRP Genel Başkan Yardımcısı Aşıla Bolu'da konuştu

25/01/2021 11:00

“NEDEN ÜÇÜNCÜ BİR İTTİFAK OLMASIN”

Yeniden Refah Partisi Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Aşıla, Yeniden Refah Partisi Bolu İl Başkanlığı'nın ocak ayı İl Divan toplantısına katıldı. Yoğun katılımla parti binasında gerçekleştirilen toplantıda konuşan Mehmet Aşıla, gündemdeki konulara da değindi.

“KESİNLİKLE ERKEN SEÇİM OLUR”

Muhalif partilerin erken seçim söylemlerine karşılık olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023'te yapılacağını dile getirdiği erken seçim konusunda değerlendirmelerde bulunan Mehmet Aşıla, “Erken seçim olur. Lakin bu çok erken anlamına gelmez. 2023 Haziran ayından evvel seçim olur. 2023'ün başında mı olur 2022'inin ortasında mı olur sonunda mı olur bu yılın sonunda mı olur, ona net cevap veremeyiz. Ancak 2023 Haziran'ını bekleyeceğimizi düşünmüyorum. Kesinlikle erken seçim olur. Tabi Yeniden Refah Partisi yeni kurulmasına rağmen çok kısa zamanda 81 il 922 ilçede teşkilatlandı. Hiçbir partinin erişemeyeceği sayıya ulaşarak büyük kongresini gerçekleştirdi. Polisin resmi kayıtlarına göre 44 bin kişi ile kongremizi yaptık. Yargıtay'daki resmi rakamlara göre 103 bin kayıtlı üyemiz var. Bir o kadar da Yargıtay'da sisteme girilemeyen bekletilen üyemiz var. Çoğu haberi olmadan başka partilere üye yapılanlar olmuş. Dolayısıyla her haliyle seçimlere hazır bir partiyiz. Bu akşamda Zeytinburnu'nda baş müşahit eğitimi vardı. Sandıklara da seçimlere de hazır bir partiyiz” dedi.

“CHP VE HDP DIŞINDA HER PARTİ İLE İTTİFAK YAPARIZ”

Yeniden Refah Partisi'nin mevcut iki ittifaktan birine mi yoksa kurulabilecek üçüncü bir ittifakı mı dahil olacağı veya tek başına mı seçimlere gireceği şeklindeki seçenekleri yorumlayan Aşıla, “Seçim sistemi değişti. İttifaklar oluştu. Dolayısıyla ‘biz şu ittifakta oluruz bu ittifakta oluruz' şeklinde kesin bir şeyimiz yok. Siyasette 24 saat bile çok uzun bir vakittir. Neyin ne olacağı belli değil. Lakin Genel Başkanımız Fatih Erbakan'ın ulusal bir kanalda bu soruya verdiği cevabı herkes biliyor. Dedi ki; ‘Niye üçüncü bir ittifak olmasın. CHP ve HDP'nin dışında İYİ Parti, Gelecek Parti, Deva Partisi, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi, Demokrat Parti ve Yeniden Refah Partisi'nin de içinde bulunacağı bir ittifak neden olmasın?' Niye CHP ve HDP dışında diyoruz? Onlar da bu ülkenin partileri. Tabi bu algı ile alakalı bir şey. İktidar Partisi, Türkiye'de bu algıyı çok iyi yönetti. 18-19 yıldır, ‘Bay Kemal, CHP zihniyeti, İnönü' derken öyle bir algı oluştu. CHP'ye yakın oldun mu yandın zaten. HDP zaten terörist. İlginç bir şey o da tabi. Güneydoğu'da belediyelere kayyum atayarak mevcut başkanları görevden alıyorlar. Bunlar yasalara göre seçilmiş belediye başkanları, yasalara göre de başkanları görevden aldın mı başkanı meclis içinden seçmen lazım. Buna da müsaade etmiyor. Direk kayyum atanıyor. Dolayısıyla HDP'nin de öyle bir dezavantajı var. Madem öyle kapat gitsin bir daha da açtırma ama öyle de yapamazsın. HDP'liler şimdiden kapatılmaya karşın partisini hazırlamıştır. Dolayısıyla elindeki bu oyuncağı almak için CHP ve HDP ile dışında diğer partilerle bir ittifak olur diye genel başkanımız o gün öyle bir görüş bildirdi. Bu ifadeler siyasette ve kamuoyunda büyük ses getirerek farkındaysanız siyaseti hareketlendirdi. Partiler arası ziyaretler sıklaştı. Her ne kadar basın bize ambargo uyguluyor, yok saymaya çalışıyor ise de bizi çok yakın takip ettikleri aşikar. O açıklamanın ardından görüşmelerin sıklaşmasından bunu anlayabiliriz” ifadelerini kullandı.

“HDP'YE PARTİ DEMEK BİLE DOĞRU DEĞİL”

Yeniden Refah Partisi'nin HDP'ye bakışını anlatan Genel Başkan Yardımcısı Aşıla, “HDP'ye parti demek bile doğru değil. Çünkü çıkıp bir kez bile ‘PKK teröristtir' diyemeyen insanlardan oluşmuş bir partidir. Dolayısıyla ‘HDP cumhuriyetin yasalarına göre kurulmuş bir parti' falan denecek bir durum yok. HDP'nin emri nereden aldığı belli. Çıkıp bir defa bile emir aldığı yerlere ‘terörist' diyemiyorlar. Demek ki onlar idare ediyor. Dolayısıyla HDP'ye normal sıradan diğer partilere baktığımız gibi bakmamız söz konusu olamaz” diye konuştu.

“YERLİ VE MİLLİ AŞI DIŞINDA DİĞER COVİD-19 AŞILARINA ŞÜPHE İLE BAKIYORUZ”

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüse ve Covid-19 aşısına karşı partilerinin yaklaşımlarını da dile getiren Mehmet Aşıla, “Yine genel başkanımızın ifade ettiği gibi hem korona olayına hem de aşı olayına şüphe ile yaklaşıyoruz. Çünkü Siyonistlerin dünya nüfusunu azaltma planları olduğunu biliyoruz. Siyonistlerin Büyük İsrail'i kurma planları dışında bu kadar nüfusun dünya nimetlerinden boştan yere fazladan faydalandıklarını ‘Bize 1 milyar köle yeter, 500 milyon köle yeter' şeklinde çalışmaları olduklarını biliyoruz. Artı bu işe soyunan Bill Gates denen adamın bilişim sektöründe dünyanın en zengin adamı olmuşsun tutmuşsun sağlık sektörüne girmişsin ve basına da yansıyan şekliyle ‘Savaşlarla değil aşıyla dünya nüfusunu azaltacağız' ifadelerini duyduktan sonra bu işe şüphe ile yaklaşmamak zaten ahmaklıktır. Çünkü daha önce koronadan evvel de zaten planlarını yürürlüğe koydular. GDO'lu gıdalarla zaten yıllardır insanları zehirliyorlar. Bugün hangi apartmana gitseniz her apartmanda mutlaka bir kanser bir de kısır vardır. Hem çocuğu olmayan genç aileler vardır hem de kanser hastaları vardır. Çünkü genetiği değiştirilmiş gıdaları hayatımıza soktular. Maalesef bizi yönetenler buna önlem almıyorlar. Doktora gidiyorsunuz diyor ki, ‘Hazır yoğurt yeme. Raf ömrü uzun gıda yeme.' O zaman neden sattırıyorsunuz ve niye kontrol etmiyorsunuz? Dolayısıyla biz milli ve yerli aşı çıkana kadar bu işe şüphe ile bakıyoruz. Yerli ve milli aşının da ham maddesi yerli olmak kaydıyla böyle bir aşının çıkmasını bekliyoruz. Ki biz bu alanda dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biriydik ama bu iktidar ekonomide ve dış politikada yaptığı hataları sağlıkta da yaptı. 2011 yılında Kanun Hükmünde Kararname ile Refik Saydam Hıfzısıhha Kurumunu kapattılar. Dünyaya aşı gönderen Japonya'ya Çin'i koleradan vebadan kurtaran bir ülkeydik. Bugün daha bir, iki ve üçüncü fazların neticeleri alınmamış aşıların denek ülkesi olduk. Bu neden kaynaklanıyor? Adamlar bizi ekonomide ablukaya aldılar borçlandırdılar şuan da maalesef o uygulanıyor” şeklinde konuştu.

“VATANDAŞA BÜTÇE VE İMKAN YOK AMA HOLDİNGLERE VAR”

Son olarak ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar hakkında konuşan Aşıla, “Hükümet maalesef insanları değil önce iş adamlarını kolluyor. EYT'lilere imkan yok, memura ve emekliye bütçe yok, pandemide vatandaşa imkan yok, çiftçinin kooperatiflere borçları yüzünden traktörlerine haciz geliyor, vatandaşın neredeyse nefes almasına bile vergi kesiliyor ama diğer taraftan 5 tane holdinge ballı kaymaklı ihaleler veriliyor ve 128 kez vergi ve harç muafiyeti sağlanıyor. Bunlar da yanlış uygulamalar. Yine herkesin bildiği geçiş garantili köprüler, hasta garantili hastaneler yapılıyor. Osmangazi Köprüsü'nden araç başı 117 TL tahsil ediliyor. Ancak dolar kurundaki artıştan dolayı devlet bu firmalara araç başı 247 TL ödüyor. Devlet araç başı 130 TL fazladan harç ödüyor. 2014-2020 yılları arasında 6 yılda toplam 18.4 milyar dolar yani 140 milyar TL fazladan bu müteahhitlere para ödeniyor. Hal böyle iken diğer yandan çiftçiler ağlıyor traktörlerine ve tarlalarına haciz geliyor. Bütün Türkiye'de sadece bu örneği versek yeter. Çiftçilerin kooperatiflere ve bankalara olan toplam borcu 135 milyar TL. Sadece bu holdinglere köprülerden geçen araçlar için kur farkından ödenen para 140 milyar TL. Bu parayla 135 milyar TL olan çiftçinin borcu kapanır üzerine 5 milyar TL kar kalırdı eğer sözleşme döviz olarak yapılmasa idi” açıklamalarında bulundu.

HABERLER

Tüm haberler »

KÖŞE YAZILARI

TÜM YAZARLAR