
Günümüzde ebeveynlerin bir çoğunun ortak özelliği çocuklarını eleştirmektir. İnsan olarak ne olursa olsun hep en iyisini hep en güzelini hayal eder kimi zamanda onun beklentisi içerisine gireriz. Çocuk sahibi bireylerde de özellikle bu çoğu kez karşılaşın bir durumdur, onlar için saatlerce çalıştığınızı, birşeyler üretmeye uğraştığınızı bilir ve beklentisi içerisine girersiniz, fakat çocukların maddi açıdan ihtiyaçlarını karşılarken sosyal gelişimi içinde katkı sağlamak gerekmektedir, burada sinemaya götürmek veya sosyal aktivitelere katılmalarından bahsetmiyorum. Sizinle verimli zaman geçirmelerini, oyun oynamalarını, boyama yapmalarını, birlikte ders çalışma veya sizinle birlikte yapacağı aktiviteleri belirtmek istiyorum. Bunları yaparkende eleştirel bir dile sahip olmadan çocuklarınızın yanında olduğunuzu hissettirmeniz en önemli etkendir. Çocuklara negatif bir şey söylerken mutlaka düşünün çünkü o negatif durumu pozitife çevirmek oldukça zor olacaktır. Çocuklar gelişim çağında sadece fiziksel gelişimlerini değil, kişiliğin de de gelişim sürecine giriyor. Bu sebeple çocuğunuzu eleştirmek bu süreçte fayda değil zarar veriyor. Çocuklar neyi duyarlarsa onu yapar neyi görürlerse onu öğrenirler, yetişkinlik dönemlerinde ise çocukluktaki gelişimiyle hayatlarını devam ettirirler. Ders çalışmasını, yemek yemesini, boşaltımla ilgili sorunlar için etiketlemek yerini yanında olduğunuzu hissettirin eleştirip yargılamadan konuşmaya çalışın ve hep yönlendirici olmaya çalışın. Eleştirmek çocuğa doğruyu öğretmediğinden dolayı, doğru bir iletişim becerisiyle alışkanlık kazandırabilirsiniz. Fakat alışkanlık kazandırmadaki en önemli nokta olan tutarlılığınızdan vazgeçmemeniz olacaktır.
Ebeveyn tutumlarında en çok karşılaşılan bir diğer durum ise çocukları korkutmaktır. Bizim kültürümüzde yıllardır gördüğümüz kalıplaşmış terimler vardır; öcü, polis gibi sözcüklerle uyumayan çocuğu uyutmaya, yemek yemeyen çocuğa yemek yedirmeye çalışılır, kimi zaman işe yaradığı düşünülen bu terimlerin kullanılmasını çocuğun bilişsel yapısını etkilediği için doğru olarak kabul etmeyiz. Çocuklar 8-10 yaşlarına geldikleri zaman bu sefer korktukları için uyuyamazlar ve ya yatıcakları yerde güvenli olduklarını hissetmedikleri için anne babayla uyumayı tercih ederler. Karşılaşılan bir diğer tutum ise tehdit etme olarak karşımıza çıkıyor, “uslu durursan oyuncağı sana alırım” dediğimizde uslunun anlamını bilmeyen çocuk için hiç bir şey ifade etmez, “devam edersen babana söylerim” cümlesinde de devam ettiği ve çocuğunuzun yapmasını istemediğiniz durumu açıklarsanız çocuklar kısa bir sürede onu zaten kavrayacaklardır. Tehdit cümlesiyle bunların üstesinden gelmek oldukça zor olmakla birlikte, çocuğunuzla güven ilişkinizde problemler olması ve daha çok çatışmaya girmeniz söz konusu olabilmektedir.
Uzman Klinik Psikolog Nevin Göksu KOYUNCU






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!