Dolandırıcı çeteleri yine iş başında

18/10/2018 17:00

Bolu'ya, İstanbul'dan gelerek 49 yaşında Ayşe A.'nın yaklaşık 50 bin lira değerindeki altınlarını kendisini polis olarak tanıtıp alan 20 yaşındaki Barış Y. mahkeme heyetine, işi mağdur tarafla yüz yüze gelmemek şartı ile kabul ettiğini söyledi. Sanık aynı zamanda kendisi ile Bolu'da, “Dayı” lakaplı birinin irtibatta olduğunu, talimatları ondan aldığını ve kendisinin 1'inci grupta yer aldığını ifade etti.

Haber: Erol DEĞİRMENCİ

Olay, geçtiğimiz Mayıs ayında Bolu'nun Kültür mahallesinde gerçekleşti. İddiaya göre, 20 yaşındaki Barış Y., İstanbul'dan aldığı talimat doğrultusunda Ayşe A.'yı arayarak kendisini polis olarak tanıttı. Yaşlı kadının kimliğinin kaybolduğu ve kimliği üzerinden insanların dolandırıldığını söyleyen Barış Y., kadından evde para edecek eşyalarını istedi. Yaşlı kadının altınları teklif etmesi üzerine Kültür mahallesindeki eve gelerek mevcut değeri yaklaşık 50 bin TL olan altınları alan Barış Y., kuyumcuya giderek bozdurma işlemi yaptı. Polis ekiplerinin yaptığı incelemeler sonucunda Barış Y. yakalanıp tutuklanarak cezaevine götürüldü.

“DAYI LAKAPLI BİRİNİN BENİ ARAYACAĞINI SÖYLEDİLER”

Olayın Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasında sanık Barış Y. ve mağdur Ayşe A. hakim karşısına çıkarak yaşananları anlattı. Suçunu kabul eden Barış Y. yaşananları anlatarak, “Ben İstanbul Esenyurt'ta yaşıyorum. Hacizlik dosyalarım vardı ve param olmadığı için ödeyemiyordum. F.Y. isimli bir ağabeyden borç istedim. O da bana Bolu'da bir paket olduğunu ve bu işi halledersem para vereceğini söyledi. Beni Bolu'ya gönderdiler ve şehre geldiğimde beni Dayı lakaplı birinin arayacağını söylediler. Dayının kim olduğunu yada ismi ve soyadını bilmiyorum. Bolu'ya geldiğimde Dayı denen şahıs bana ulaşarak talimatlar verdi ve 1'inci grupta olduğumu anlattılar. Benden müştekinin evine giderek paketi almamı söylediler. Ben bu işi karşı taraf ile yüz yüze gelmemek şartı ile kabul etmiştim. Yine de kabul etmek zorunda kaldım. Taksiye binip kadının evine gidip altınları aldım. Altınları İstanbul'a götürürken bir tanesini param olmadığı için bozdurmak zorunda kaldım. Suçumu kabul ediyorum ve çok pişmanım” dedi.

“ZARARI KARŞILAMAK İSTİYORUM”

Barış Y. savunmasının devamında hem altını bozdurduğu kuyumcu da hem de müştekide oluşturduğu zararı karşılamak istediğini belirterek, “Benim yüzümden karşı tarafta oluşan zararı karşılamak istiyorum. Nakit param yok ve bu borcu bir kere de ödeyecek gücüm de yok. Parayı ay ay kazanıp ödeyeceğim.” ifadelerini kullandı.

“PARAYI ALIN TERİ İLE KAZANSIN”

Sanığın ardından konuşan mağdur Ayşe A. ise “Mayıs ayındaydık. Ev telefonundan arandım. Kendilerini bana Musa Kaya adında bir polis olarak tanıttılar. Kimliğimi düşürmüşüm ve kimliğim üzerinden çok sayıda insanları dolandırmışlar diye anlattılar. Ben duyunca gözlerim karardı ve inandım. Para ile bu durumdan kurtulacağımı söylediler, ben de evde altınlarımın olduğunu söyledim. Almaya geldiler. Beni dolandırmaya hakkı yok. Parayı alın teri ile kazansın. Şikayetçiyim.” ifadelerini kullandı.

ANNESİNE CEP TELEFONU ALACAĞINI SÖYLEMİŞ

Olayda mağdur olan kuyumcu dükkanının sahibi ise sanığın altını bozdururken “Anneme cep telefonu alacağım” dediğini söyleyerek, “Dükkana gelerek bir tane yarım altın bozdurmak istediğini söyledi. Ben şüphelendim ve işim gereği neden bozdurmak istediğini sordum. O da bana annesine cep telefonu alacağını söyledi. 2 gün sonra polisler gelerek hem kamera kayıtlarını hem de şahsın bozdurduğu yarım altını aldı. Ben de şikayetçiyim ve zararımın giderilmesini istiyorum” dedi.

Sanık ve mağdurların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti eksik hususların giderilmesi adına duruşmayı 11 Aralık 2018 tarihine erteledi.