• resmi ilanlar

UMUT ORAN; "TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR"

01/04/2018 11:00

Cumhuriyet Halk Parti 24. Dönem İstanbul Mİlletvekili Umut Oran, Bolu'ya gelerek, partilileriyle buluştu. CHP İl Binasında yapılan toplantıda değerlendirmelerde bulunan Oran, gündeme dair açıklamalar yaptı. 2019'da yapılacak olan seçimlerde başarılı olmak zorunda olduklarını ifade eden Oran, “Tarihin akışını değiştirmemiz gerekiyor. Cumhuriyet rejimini tekrardan rayına sokmamız gerekiyor.” diye konuştu.

 

Umut Oran’ın katılımıyla Cumhuriyet Halk Partisi Bolu İl Binasında düzenlenen basın toplantısına CHP Bolu İl Başkanı Kazım Karsu, CHP Bolu Merkez İlçe Başkanı Ersan Türkoğlu ve partililer katıldı. Toplantıda ilk konuşmayı yapan CHP İl Başkanı Kazım Karsu, ülkenin ekonomik durumuna değindi. Karsu; “Türkiye ekonomik durumdan karanlık günlere hızla yuvarlanıyor. İktidara göre ekonomimiz gittikçe büyüyor ama bize intikal eden bir şey yok. Hormonlu bir büyüyüş diye düşünüyorum. Hikâyeye göre; Adana’da kamyona 10 cm büyüklüğünde salatalıkları yüklemişler, İstanbul’a ulaştığında salatalıklar 12 cm olmuş.  Neden diye sormuşlar: şoför hormonlu demiş. Bizim ekonomimizde böyle hormonlu.” dedi. Karsu’nun ardından konuşan Umut Oran, Bolu’da olmaktan ötürü mutluluk duyduğunu ifade ederek sözlerine başladı. Oran şöyle devam etti; “Burada olduğum için çok mutluyum. Bolu benim evim, yuvam benim şehrim. Burada olduğum zaman kendimi iyi hissediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi olarak kendi iç seçimlerimizi tamamladık. İlçe kongrelerimiz, ilk kongrelerimiz, kurultayımız bitti. Tüzük kurultayımız bitti. Bu kongre süreçlerinde ben de buradaydım. Güzel ve birlik beraberlik içinde bir seçim yaşandı. Artık Cumhuriyet Halk Partisi olarak önümüzdeki sürece bakıyoruz.”

 

 

16 Nisan’da yapılan referandumla birlikte rejimin değiştiğini iddia eden Oran, “Artık tarihi bir sürece yaklaşıyoruz. Bu tarihi süreçte tarihi başarılar kazanmak zorunda olduğumuz bir gerçek var. Tarihin akışını değiştirmemiz gerekiyor. Cumhuriyet rejimini tekrardan rayına sokmamız gerekiyor. Bizi bekleyen bu süreçte iki önemli büyük tehdit var. Bunlardan biri rejim tehdidi önümüzdeki süreç bu açıdan çok önemli. Rejim tehdidini hepimiz biliyoruz. Demokrasi, özgürlük, temel haklar, fikir özgürlüğü, insan hakları, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı şu aşamada OHAL ve KHK’larla ülke yönetilmeye çalışılıyor. Tek adam ve tek parti anlayışı içinde. Türkiye Cumhuriyeti, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti rejimi büyük tehdit içindedir. 16 Nisan itibariyle zaten rejim değişti. 16 Nisan’da oylar çalındı, çırpıldı. Yüksek Seçim Kurulu iktidar yönünde manipülasyon yaptı. Mühürsüz oyları devreye soktu. Zaten bu konuda da AKP Genel Başkanı atı alan Üsküdar’ı geçti dedi. Ama aslında 16 Nisan’ı unutmamamız gerekiyor. Bu konu Türkiye Cumhuriyeti için önemli bir tarih. 16 Nisan’da aslında rejim değişti. Şu anda Adalet ve Kalkınma Partisi tek adam ve tek parti devleti eliyle yeni rejimi uyguluyor. OHAL kapsamında her türlü KHK’larla karar alarak, parlamentoyu yok sayarak yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı belli bir çerçeve içinde tutarak şu anda rejim değişmiş durumda.” diye konuştu. 2019’da yapılacak seçimlerde iktidara gelerek yeni bir demokrasiyi inşa etmek zorunda olduklarını söyleyen Umut Oran, “Önümüzdeki seçimde kim kazanırsa kazansın, aslında rejim bir süre böyle devam etmek zorunda. Çünkü buradan tekrardan bir değişiklik için ya parlamentodan 3/2 çoğunluk gerekiyor. Ya da tekrardan referandum gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak hem 1980 darbesinden sonraki askerlerin yapmış olduğu siyasi partiler yasası, seçim kanunu, baraj gibi eksiklikleri, yanlışlıkları, hem de 16 Nisan manipülasyonla haksız bir şekilde ele geçirilen ve değiştirilen bu rejim bir müddet böyle devam edecek ama sonrasında bizim yeni ve halk için işleyen bir demokrasi, kucaklayıcı bir demokrasiyi inşa etmek sorumluluğundayız. Bir taraftan seçime hazırlanırken, bir taraftan da daha iyi bir Türkiye hayalini ve bunun nasıl olması gerekiyor, politikalar, programlar, eğitim, sağlık, engellilerle ilgili, yaşlılarla ilgili, gençlerle ilgili, kamuda istihdamla ilgili bir çalışma içerisindeyiz. Çünkü biz Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandıktan sonra ülkeyi bu ucube sistemle belli bir süre yöneteceğiz ama hemen kucaklayıcı, gerçek demokrasi rejimine ülkeyi dönüştürmemiz gerekiyor.” dedi.

 

 

Gelecekte dünya ile rekabet etmenin yolunun eğitimden geçtiğini ifade eden Oran şöyle devam etti; “Dünyanın farklı bir ritmi var, farklı bir gündemi var. Dünyada zaman hızlı akıyor. 4 ana bölümde aslında devrim yaşanıyor. Bunlardan biri dijital devrim dediğimiz konu. İnternet yapay zeka gibi. Oradaki hız çok süratli ve yayılması çok hızlı şekilde işliyor. Robot devrimi var. Enerji devrimi var, özellikle yenilenebilir enerji konusunda. Dördüncü olarak uzay çağı devrimi var. Gelişmeler hızlı ilerliyor. Bizim, Türkiye olarak, hem bu iç rejime karşı, hem de bu dış tehdide karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor bunları ıskalamamamız gerekiyor. Özellikle bu dijital devrim hızlı yayılıyor ve bunun getirmiş olduğu hız tüm dünyayı ilgilendiriyor. Bir çok meslek belki yok olacak, yeni meslekler türeyecek. Bizim hayatımızda sağlıktan, eğitimden, güvenliğe kadar bunlar ciddi şekilde etkileyecek. 2025 yılına kadar yaklaşık 500 milyon insan işini kaybedecek ve bunların yerine robotlar ikame edilecek. Önümüzdeki süreç işsizlik konusunda çok önemli boyutlar getiriyor. Eğitim konusu da çok önemli. Çünkü geleceğin mesleklerinde robotlarla rekabet etmenin yolu eğitimden geçecek. Bu gelişmelere endüstri 4.0 deniliyor. Bunun olabilmesi için eğitimin de 4.0 olması lazım. Türkiye’de eğitim hala ortaçağa doğru evriliyor. İmam hatip liseleriyle, bütün eğitim dinselleştiriliyor, ticarileştiriliyor ve otoriter bir eğitim yapılıyor. Yukardan tek adam sınav sistemi değişecek diyor, sistem değişiyor. Bu eğitim sistemi ile gelecekteki gelişim yakalanamaz. Eğitim sistemine bu değişikliği de ciddiye alarak önem veriyoruz.”

 

2019’da yapılacak olan seçimlerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Umut Oran şöyle konuştu; “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bizim en önemli gündem maddemiz. Öncelikle onu kazanmamız lazım. Kazandıktan sonra Cumhuriyeti layık olduğu şekle çevirmemiz lazım. Atatürk’ün bizim önümüze verdiği hedefler doğrultusunda. Burada AKP yine halkı aldatmaya ve kandırmaya devam ediyor. Bir algı operasyonu yapıyor. Dikkat ederseniz hep tek parti olalım, bizi seçin, AKP iktidarı sürsün Türkiye büyüsün masallarıyla her seçime girdiler. Bu seçime tam tersi AKP bir koalisyonla bir ittifakla giriyor. Bugüne kadar söylediği her şeyi bir anlamda reddediyor. Türkiye Cumhuriyeti koalisyonlarda çok çekmiştir diyor ve şu anda koalisyonda, ittifakta olduğu parti ve o partinin genel başkanı yan yana koyduğunuz zaman, Bahçeli’nin Erdoğan’la ilgili söyledikleri sözler ne yenilir, ne yutulur cinsten. Her iki taraf da inanılmaz eleştiriler yaptılar. Ama şu an hepsi tükürdüklerini yalıyorlar. Attılar tuttular şimdi de yutuyorlar halkı da yine bunla kandırmaya çalışıyorlar. Benim şahsi görüşüm; Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bizim bu ittifak tuzağına düşmememiz gerekiyor. Bizim ittifakı yukarda değil, makam odalarında değil, meclis koridorlarında değil, parti binalarında değil, ittifakı, sokaklarda, meydanlarda, üniversitelerde, esnafın bulunduğu yerlerde, gençlerin bulunduğu yerlerde, mahallelerde yapmamız gerekiyor. Yani ittifakı halkla beraber sağlamamız gerekiyor. Halkın koalisyonunu kurmamız gerekiyor. Bunun için bazı süreçler başlatmamız gerekiyor. En önemli aracın ki bu konu ile ilgili tüzük değişikliğimiz de oldu. Halkın koalisyonunu sağlayacak en önemli aracın Cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci olduğunu düşünüyorum. Onu da daha evvel ifade etmiştim. Orada da şu olursa halkın koalisyonunun olabileceğine inanıyorum; katılımcılık olabileceğini, çoğulculuk olabileceğini, ortak akılla kolektif bir irade çıkabileceğine inanıyorum. O da Cumhurbaşkanı adayını tek adamlar gibi, parti devletler gibi, yukardan aşağı atama yerine, şu olsun bu olsun demek yerine, önce bu adayları belli kriterler koyarak Cumhuriyet Halk Partisinin kayıtlı üyelerinin belirlemesi birinci turda. Örnek verirsek, 20 aday çıkabilir 15 aday çıkabilir. Cumhuriyet Halk Partisinin 1 milyon 200 bin kayıtlı üyesi bu adaylara oy verir ve onun içinde bir sıralama yapılır. O sıralamaya göre, ilk 2, ilk 3 üyemizin seçeceği ilk 2 yada ilk 3’ü de seçmene götürmenin katılımcılık, çoğulculuk sağlayabileceğini bunu teşvik edebileceğine inanıyorum. Bir anlamda, halkın katılımıyla her partiden her fikirden, her sesten insanların katılımıyla aday belirlediğimiz noktada, o aday halkı temsil eden halkın koalisyonunu halkın iktidarını temsil eden, halkın da iradesini temsil edecek aday olacağına inanıyorum. Bu süreci doğru yönetebilirsek bizim üye sayımızın beş on katı halkla beraber büyük bir devrim yapabileceğimizi ve karşı tarafın da tuzağına düşmeyeceğimizi, karşı tarafın da ezberini bozacağımızı, onları bir anlamda ters köşe yapabileceğimize inanıyorum. Dönem böyle bir dönem, üç seçimde de başarılı olabilmemiz için aynı şeyleri yapmamamız gerekiyor.

 

Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemememiz gerekiyor. Farklı sonuç istiyorsak, iktidar olmak istiyorsak, o zaman daha evvel yapmadığımız şeyleri, ezber bozan, karşı tarafı şaşırtan süreç ve eylemleri ortaya koymamız gerekiyor. Bu anlamda ben önümüzdeki üç seçimde en kritik konunun Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinin bir eyleme dönüşmesi ve bunun da haklın koalisyonu ve halkın ittifakı sağlanarak bir anlamda halkın Cumhurbaşkanını seçmemizle sonuçlanacağına inanıyorum. Ondan sonra da yapmamız gereken şey daha iyi bir Türkiye modelini ortaya koymak. Yeni bir Türkiye modeli ortaya koymak lazım. Daha demokratik, daha katılımcı, daha çoğulcu, daha özgür, herkesin adil ve eşit bir şekilde yaşayacağı, gençlerin umutlu bir şekilde, geleceklerine umutla güvenle bakabilecekleri bir Türkiye’yi inşa etmemiz gerekiyor. Böyle bir süreç içindeyiz. Bu süreçle beraber Türkiye’nin günlük sorunları da devam ediyor. Ekonomi büyük bir çıkmaz içinde. Bir taraftan bu algı operasyonu, TÜİK’in rakamlarla oynayarak belli parametreleri değiştirerek büyüme göstermesi. Ama bu büyümeye bakıyorsunuz, Türkiye’de zamda artış var, vergide artış var, faizde artış var, dövizde artış var, enflasyonda artış var. Ekonomi kurallarını altüst eden bir görüntü aslında kendi kendini ortaya koyuyor. Burada sahte bir durum var, yalan bir durum var. Bir tarafta büyüme olursa, öbür tarafta işsizlik artmaz, faiz artmaz, enflasyon artmaz. Bugün Türkiye’nin en önemli önceliklerinden bir tanesi de insanlarımızın borçlarının artması, insanlarımızın günlük hayatlarını sürdüremez hale gelmesi. İşsizliğin dışında mevcut tarım alanlarımız, hayvancılıkla uğraşan insanlarımız şu anda büyük bir darboğaz içindeler. Bolu içinde de benim yapmış olduğum görüşmelerde hemen patates diyorlar Bolu için önemli. Patates de şeker pancarı gibi büyük bir çıkmazın içinde. Şeker pancarında yaşanan olaylar var. Onları özelleştirerek kendi kendimizi vuruyoruz. Onları kapatma ve yeni işsizler yaratma noktasında hareket ediliyor. Tarımda, hayvancılıkta, sanayide, ihracatta Türkiye’nin açıkları büyüyor. Cari açık büyüyor, dış ticaret açığı büyüyor, bütçe açığı büyüyor, en önemlisi güven açığı büyüyor. İnsanlarımız Türkiye’de kendilerini güvenli hissetmiyor, güven olmadığında yatırım da olmuyor. Dışarıdan da yatırımcı gelmiyor, içerdeki yatırımcı dışarı gidiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin açıkları büyüyerek devam ediyor. Aslında ülkemizin gerçekten her tarafı ayrı bir cennet, kuzeyi, güneyi, doğusu batısı cennet. Güler yüzlü sıcakkanlı çalışmak isteyen insanlarımız da var. Ama siyaset sistemi bir türlü rayına oturmadı, tam tersine daha kötü hale geliyor bu tek adam ve tek parti devletiyle. Terörün her türlüsü var. Gündemde değil ama trafik terörü bir günde 5 ayrı kazada 28 ölüm, 56 yaralı oldu. Dün 6 şehidimiz var. Yani, Türkiye aslında yönetilemiyor. Önümüzdeki üç seçimin de ben Türkiye’nin geleceği açısından inşallah Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarıyla daha iyi bir Türkiye, daha mutlu ve huzurlu bir Türkiye tekrardan inşa edilmesine vesile olur diyorum.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: