KADIN ÖĞRETMEN ‘KANDIRILDIM' DEDİ

01/03/2018 11:00

FETO/PDY terör örgütü üyesi olduğu suçlamasıyla hakkında soruşturma açılan ve Bolu'da öğretmenlik yaparken KHK ile görevinden ihraç edilen Fatma Y., müzahir yapıya ait okullarda çalışmasını “hayatındaki en büyük pişmanlığı” olarak nitelendirerek örgüt tarafından kandırıldığını ve bundan pişmanlık duyduğunu ifade etti.

 

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

Bolu’da öğretmenlik yaparken KHK ile görevinden ihraç edilen ve Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde FETO/PDY terör örgütü üyesi olduğu suçlamasıyla yargılanmaya başlayan Fatma Y., hakim karşısına çıktı. 2011’e kadar müzahir yapıya ait okullarda çalışmasını “hayatındaki en büyük pişmanlığı” olarak nitelendiren Fatma Y., “Dövene elsiz, sövene dilsiz olunmasına yönelik öğretilerle eşitlik, adalet, demokrasi gibi kavramları bayraklaştıran ve tüm insanları kucaklamayı öne çıkaran bu yapı dini hassasiyet gösteren herkesi kandırmıştır. Ben de ayni aldatılmışlık duygusu ile son derece pişmanlık duyuyorum” dedi.

EŞ DURUMUNDAN TAYİN İÇİN SENDİKA ÜYESİ OLDUM

2011’den sonra ise örgütle tüm irtibatına son verdiğini belirten Fatma Y., “Ben 2011’de tüm ilişkimi kestim. Temas ettiğim dönemde de bu yapının bir terör yapılanması olduğu aklıma gelmedi. 1999’da Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nden mezun oldum. Daha sonra akrabalarımın yönlendirmesiyle hayatımın en büyük pişmanlığı olan örgüte muzahir kurumlarda çalışmaya başladım. 2 yıl kadar Sivas’ta Sultan Murat Koleji’nde Türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra edebiyat öğretmenliği branşında çalışma isteğim nedeniyle örgüte muzahir bir lisede 5 yıl kadar çalıştım. Bu lise Erzincan’da bulunmaktaydı. Sonrasında ailemi özlediğim için Kayseri’ye döndüm. Serhat Dershanesinde 2 yıl çalıştıktan sonra dershanelerin durumunu gerekçe gösterip iş sözleşmeme son verildi. 1 yıl da Yelkenoğlu Koleji’nde çalıştım. Dershaneden arkadaşım olan Yeter Ü. önerisi ile eşimle tanıştım.  3 yıl görüştükten sonra 2009’da evlendik ve Ankara’ya taşındık. Eşim örgüte muzahir Maltepe dershanesindeydi. Ben de aynı dershanede çalışmaya başladım. Fakat dershane yönetiminin insana değer vermediğini fark edip istifa edip Kpss’ye çalışmaya başladım. 2013’te yapılan atamalarla Rize Derepazar ilçesine atandım. Buraya atandığımda okula gelen Aktif Sen temsilcisinin uğraşı ile sendika üyesi oldum. Kesinlikle sendikaya üye olmanın beni bir gruba dahil ettiğini düşünmedim. Sendikal kaygılarla üye olduğum sendikada eş durumundan tayin konusunda yardım edeceklerini söylemişlerdi. Eşim de o dönem Bolu’da çalışmaktaydı. 2014’te Atatürk Anadolu Lisesine atamam yapıldı fakat Aktif Sen’in belli bir grubu temsil eden sendika olduğunu fark ettim ve 28 Ocak 2016’da istifa dilekçemi sundum. Nisan aylarında da istifa dilekçemin kabul edildiğini sanıyorum. Sendikaya üye olmamda bir takım mesleki menfaatlerin korunmasını düşünmek ve eş durumundan tayin konusunda yardımcı olacaklarına ilişkin söylemler etkili oldu.

AYET VE HADİS PAYLAŞMAK İÇİN PROGRAM YÜKLENMİŞ

Bankasya hesabımı 2005’te açtırdım. Örgüte muzahir dönemde faizsiz bankacılık nedeniyle bir dönem bu hesabı kullandım. Ancak birikim imkanına Milli Eğitim bünyesine atandıktan sonra kavuştum. Parayı 2013-2014’te burada tuttum. Bolu’ya atandıktan sonra bir ev almaya niyetlendik ve birikimlerimi bu bankadan çektim. Biriktirdiğim miktar 7-8 bin civarındaydı. Bankayı finansal yönden desteklemek amacıyla bir talimat almadım. Evlendikten sonra çocuk sahibi olmak için tedavi görmeye başladım. Bu nedenle bir takım manevi sıkıntılar da yaşamaktaydım. Eşim bu yüzden beni yalnız bırakmamaya gayret ederdi. Zaman zaman kendisinin iştirak ettiği sohbetlerde ben de bulundum. Ev ziyaretlerinde namaz kılınırdı. Ancak örgütsel bir faaliyette bulunmadım. Rıdvan Yücel’in eşi Hilal Yücel bana bir programdan bahsetti. Ayet ve hadis paylaşabileceğimizi söyledi. Adı geçen şahsın evinde Ayşe isimli bir şahısla tanıştım ve ona gittiğimde program yüklemesi o şahsın eşi tarafından yapıldı. O dönem garip gelmedi. Gmail benzeri bir programdı. Birkaç kez Hilal isimli şahıstan mesaj geldiğini hatırlıyorum. Daha sonradan bylock isimli programın ekran görüntüsünü görünce bana yüklenen programın ekran görüntüsünün bylock’a benzemediğini fark ettim. Bylock görüntüsü mavi olduğu halde bunun ekran görüntüsü kırmızı renkliydi. Yükleme işlemi de 2016 Şubat’tan sonra yapıldı.

Ben uzun yıllar malum yapının okullarında çalışan biri olarak dini kisveye bürünmüş bu hain yapının gerçek yüzünü göremedim. Dövene elsiz, sövene dilsiz olunmasına yönelik öğretilerle eşitlik, adalet, demokrasi gibi kavramları bayraklaştıran ve tüm insanları kucaklamayı öne çıkaran bu yapı dini hassasiyet gösteren herkesi kandırmıştır. Ben de ayni aldatılmışlık duygusu ile son derece pişmanlık duyuyorum. 2011’den sonra esim sayesinde bir kaç kez bu yapıyla temas etme dışında bir irtibatım olmadı. Devlet ve milletime ihanet duygusu taşımadım. Suçsuzum, beraatime karar verilmesini istiyorum” dedi. Dijital materyallerde inceleme yapmak üzere duruşma 10 Nisan 2018 tarihine ertelendi.

 

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz