• resmi ilanlar

“KARAKOLDA DOĞRU SÖYLER, MAHKEMEDE ŞAŞAR”

29/12/2017 11:00

Bolu'daki Çatı iddianamesi kapsamında başlanılan yargılamada tanıklar dinlenmeye devam ediyor. Karaçayır'da bulunan Nikah Salonu'nda tanık olarak ifade veren başka bir dosyanın sanığı Necati Durukan, tüm ifadelerini reddetti. Emniyette sayfalar dolusu verdiği Bolu Dağı A.Ş.'nin kuruluşundan, 2000 yılından bu yana örgütün il imamı olarak görev yapan isimlere, Bolu esnafının Kırgızistan'da finanse ettiği örgüt okullarından, çekirdek örgüt kadrosuna kadar tüm söylemlerini yalanlayan Durukan, verdiği pek çok ayrıntıya rağmen “4 günlük gözaltı süresinde kötü durumdaydım. Fotoğraflardan teşhis yaptım ama o kişilerin örgüt içinde olduğunu söylemedim” dedi. Durukan'ın ifadeleri “Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar” yorumlarına neden oldu.

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

FEtO/PDY soruşturmaları kapsamında örgütün Çatı yapılanması kapsamında açılan dava devam ediyor. Yargılamada tanıklar tek tek dinlenmeye dinleniyor. Karaçayır’da bulunan Nikah Salonu’nda tanık olarak ifade veren başka bir dosyanın sanığı olan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak tahliye edilen Necati Durukan, emniyette verdiği sayfalar dolusu ayrıntılı ifadesini yalanladı. Durukan’ın ifadeleri “Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar” yorumlarına neden oldu.

“KAFİLE TÜRKÇE OLİMPİYATLARININ YAPILDIĞI YERE GÖTÜRÜLMÜŞ”

Duruşmada ilk olarak Betül Y., Romanya’daki Türkçe Olimpiyatlarının yapıldığı yere götürüldüğünü söyleyerek, “Bana sormuş olduğunuz Hacer Karagülle’yi tanırım. Dörtdivan ve Yeniçağa’da aile hekimi olarak görev yaptım. Hacer Karagülle’yi eczacı olması nedeniyle tanırım. Çocuğumun rahatsızlığında kendisinden destek aldım. Bu nedenle bir tanışıklığımız oluştu. Çocuğum bir buçuk yaşlarındayken 2011 -2012 yılları arasında Hacer Karagülle’nin rica ve daveti üzerine Akçakoca’da bulunan Skytower isimli otelde konakladık. Bu konaklama turistik gezi mahiyetinde gerçekleştirilen bir organizasyondu. Örgütsel bir yönü bulunmamaktaydı. Ben gruptakilerden çok azını tanımaktaydım. Daha çok Hacer Karagülle’nin ricası ile iştirak ettim. Yine 2013’te Hacer Karagülle bana Romanya gezisinden bahsetti. Ben değişiklik olur düşüncesiyle talebini kabuk ettim. Bu geziye katılanlardan da Hacer Karagülle dışında tanıdığım kimse yoktu. Gezi sırasında ülkenin tarihi turistik yerlerine gidildi. Yine okul ziyaretleri yapıldı. Burada bulunan örgüte müzahir okulda öğle yemeği yedik. Türkçe olimpiyatlarının yapıldığı yere de gittik. Bu etkinlikler dışında başka faaliyetimiz olmadı” dedi.

OKTAY GÜNEŞ ‘BU SANA İLK VE SON UYARIM” DEDİ

Bolu’da İl Gıda Tarım Hayvancılık Müdürlüğünde müdür yardımcısı olarak görev yaparken Oktay Güneş’in tarafından ‘Sen insanların katıldığı organizasyonlara ne için karışıyorsun? Bu seni ilk ve son uyarım’ şeklinde ifadesiyle karşılaştığını belirten Abdulkadir A. “Ben veteriner hekimim. Bolu İl Gıda Tarım Hayvancılık Müdürlüğünde müdür yardımcısı olarak görev yapmaktaydım. 17-25 Aralık süreci sonrasında Fetullahçı yapı olarak bilinen bu gurubun devlet içinde birtakım faaliyetleri bulunduğu söylenince, ben de şube müdürlerini çağırıp kendilerine eğer malum yapıya ve onun organizasyonlarına dahil olan varsa bu bağlılıklarını sona erdirmeleri konusunda uyarıda bulundum. Benim uyarım sırasında herhangi bir söz söyleyen olmadı. Ama bir gün sonra Oktay Güneş odama gelip bana ‘sen insanların katıldığı organizasyonlara ne için karışıyorsun? Bu sana ilk ve son uyarım’ diyerek kapıyı hızla kapatıp odamdan çıktı. Adı geçen şahıs yaşanan bu olaydan önce de ildeki tüm kurum amirlerini ziyaret edip gazete ve dergi aboneliği yapmaya çalışan biriydi. Doğrudan örgüt üyesi olduğuna veya cemaate mensup olduğuna yönelik söylemi olmamıştı. Fakat bahsettiğim hareketleri nedeniyle cemaat denilen yapıya mensup olduğuna dair yaygın bir kanaat mevcuttu. Ben de malum yapıya yakın olduğunu bu kanaat doğrultusunda bilirdim.

“YÜZSÜZLÜK BOYUTUNDA KURBAN PARASI TALEBİ”

Oktay Güneş’in benden kurban parası talebi doğrudur. Fakat ben vermedim. Ama bildiğim kadarıyla bu şahıs kurban parası adı altında para talep etmekteydi. Hatta bu talebini yüzsüzlük boyutuna taşıyacak kadar ısrarla dile getirmekteydi. Söz konusu taleplerini bir listeyle tespit edip etmediğini bilemiyorum” dedi.

“BRÜKSEL’DEKİ PANSİYON MALUM YAPIYA AİTMİŞ”

Bolu İl Sağlık Müdürü olarak görev yaparken Kahramanmaraş’a atanan Mahmut A. da SEGBİS’le tanık olarak dinlendi. Mahmut A., “Ben bahsedilen tarihlerde Bolu Sağlık İl Müdürüydüm. Valiliğin Sosyal Etüt ve Proje Müdürlüğüne gelen yurtdışı projeleri bize iletilirdi. Biz iki tane proje yazarak yurtdışına çıktık. Biri 2013 yılında 112 acil hemşireliği isimli projedir. Diğeri 2015’te sağlık okur yazarlığı isimli projeydi. Biz projenin katılımcılardan bir tanesiydik. 2013’te projeyi personelimiz olan Sevgi Öztürk yazmıştı. Ama projenin asıl sahibi Sosyal Etüt ve Proje İl Müdürlüğü idi. Ben Gürbüz Yavuz’u o müdürlüğün personeli olarak tanırım. Kendisinin FETO/PDY terör örgütü ile iltisakını bilmem. Ancak 2013’te gerçekleştirdiğimiz Brüksel seyahatinde bir pansiyonda kalmıştık. İkincide ise otelde kaldık. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilk kaldığımız pansiyonun örgüte müzahir olup olmadığı konusunda tereddütte düştüm. Bu sebeple isminin Emine olduğunu hatırladığım ve eğitimci olan şahsı aradım. Bana ilk kaldığımız pansiyonun cemaate ait olduğunu fakat sonra el değiştirdiğini söyledi. Bu pansiyonu proje kapsamında ayarlayan Sosyal Etüt ve Projeler İl Müdürlüğü’dür” dedi.  

CUMA KARTAL EĞİTİMCİ-YÖNETİCİ

Cuma Kartal’ın Bursa’dan eğitimci-yönetici sıfatıyla Bolu’ya gönderildiğini belirten Beytullah Ç. “Ben 7.12.2016’da FETO/PDY yapılanmasının Bursa ayağına ilişkin ayrıntılı beyanda bulunmuştum.  Bana ismini sorduğunuz Cuma Kartal isimli şahsı doğrudan tanımam. Fakat Bursa’da irtibatı olan çevreler adı geçen şahsın 2011- 2013 yılları arasında Bursa’da eğitimci-yönetici sıfatıyla çalıştığını söylemişlerdi. Adı geçen şahsın bu tarihten sonra aynı sıfatıyla İnegöl’e gittiğini, oradan da Bolu’ya gönderildiğini duyumlarım nedeniyle bilirim. Ben Cuma Kartal’ı şahsen tanımam. Hakkındaki malumatlarım da duyumlarıma dayanmaktadır. Eğitimci- yönetici tabirinden anladığım eğitimci kimliğiyle beraber yurt, dershane ve okullarda idarecilik yapan şahıslardır. Ben de o anlamda bu kelimeyi kullandım” diye konuştu.

ÖĞRENCİ EVİNİN KİRASINI EMİN SİNOPLU ÖDEMİŞ

Mengen’de kiraladığı evinde öğrencilerin kaldığını ancak kirasını Emin Sinoplu’nun ödediğini söyleyen Ali Raif G., “Ben sahip olduğum bir evi 2014’te Ferda Sinoplu isimli şahsa kiraladım. Burada 4 bayan öğrenci ile bir yıl kadar ikamet ettiler. Daha sonra benim yanıma gelip evde artık erkek öğrencilerin kalacağını söyledi. Ben kabul ettim. Ferda Sinoplu’nun Emin Sinoplu ile evlendiğini öğrendim. Önceki soyadının da Taşkın olduğunu bu sırada öğrendim. Erkek öğrenciler de 2 yıl kadar evimde ikamet ettiler. Evin kirası Emin Sinoplu tarafından ödenmekteydi. Emin Sinoplu burada kalmadığı halde haftada bir gelip burada kalan öğrencilere yiyecek bırakmaktaydı. 2 yıl önce evi boşalttılar. Evde hatırladığım kadarıyla 4 kişi kalmaktaydı. Bunlardan birisi Mustafa C. İdi. Salon dışında gördüğümde hatırladım” dedi.

SAYFALAR DOLUSU İFADEYİ YALANLADI

Son olarak da bir başka dosyanın sanığı olan ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak serbest kalan Necati Durukan, Emniyetteki tüm ifadelerini yalanladı. Çok detaylı şekilde sayfalar dolusu ifade veren Durukan, “Ben daha önce KOM Şube Müdürlüğü’nde ayrıntılı olarak bir beyan vermiştim. Ancak bu beyan öncesinde uzun süre gözaltında bulundum. Uykusuzluk ve birtakım rahatsızlıklarım nedeniyle iyi durumda değildim. Bana örgütün Bolu yapılanmasına ilişkin birtakım resimler gösterilip teşhis yapmam istendi. Şahsın 20 yıldan fazla süreden beri Bolu’da önemli şirketlerde yöneticilik yapan biriyim. Bu nedenle Bolu eşrafını tanırım. Ben gösterilen resimleri bu niteliğim gereği teşhis ettiğimi söyledim. Ancak örgüt üyeliğine ilişkin beyanlar bana ait değildir. Ben önceki ifademde de Adnan Daylan, İbrahim Ergül, Davut Alcı, Ahmet Nuri Gürsoy, Hayrullah Konuk, Sefer Dursun, Mustafa Onur, Erol Altıntaş, Kadir Sanlı ve Dursun Zorlu’dan oluşan bir çekirdek kadro oluştuğunu söylemedim. Hasan Gökçek’in o dönem il imamı olduğunu da bilmiyorum.

2000 YILINDAN BU YANA İL İMAMLARI

Ben 2000-2007 arasında Bolu örgüt imamının Mustafa Arslan olduğuna ve bu dönemde Adnan Daylan İbrahim Ergül, Davut Alcı, Ahmet Nuri Gürsoy, Hayrullah Konuk, Sefer Dursun, Mustafa Onur, Erol Altıntaş, Dursun Zorlu, Yasin Savcı, Mehmet Gökçek, Mehmet Gülen, Selman Akkaya, Şafak Teke, Hasan Umur ve Sadık Arslan gibi şahısların sohbet gruplarında bulunduğunu ifade etmedim. Bu beyanı da kabul etmiyorum.

AHMET ŞAHİN YERİNE AHMET POLAT ÖNEL

İsmail Çolak’ın Ahmet Şahin’i benimle tanıştırdığı ve Mustafa Arslan’ın üzerine geldiğini söylediği doğrudur. Ama yerine geldi tabirinin ne anlama geldiğini bilemiyorum. 2010-2014 yılında Ahmet Şahin yerine Ahmet Polat Önel’in geldiği ve bu dönemde örgüte yeni üye olarak Ali Coşkun, Fahrettin Aydın, Harun Savcı, Mehmet Öztürk, Suat Tarakçıoğlu, Nazmi Uysal, Yıldırım Yılmaz’ın katıldığını söylemedim. Yine Ekrem Bilgin’in Ahmet Polat Önel’in yardımcılığını yaptığını da söylemedim.

İL İMAMI EŞLİĞİNDE DİNİ SOHBETLER

2014-2016’da örgütün Bolu il imamı Cuma Kartal olduğuna ilişkin beyanım olmadı. İl imamı yardımcılarının büyük bölgeci olarak tabir edilen Suat Türkoğlu, Ahmet Çelebi, Ali Osman Çelebi ve Mustafa Caka olduğunu söylemedim. Küçük bölgede bulunduğunu söylediğim iddia edilen Ömer Gülen ve Yüksel Ak’a da ilişkin bir beyanım da yoktur. Ben Suat Türkoğlu’na bağlı küçük bölge sorumlusu Asım Ateş’in grubunda sohbetlere katıldığımı da söylemedim. Ben kandil gecelerinde bir kaç kez Muhammet Mert’in Erdem yurdunda dini sohbet yaptığına şahit olmuştum. Fakat 2014-2016 döneminde Adnan Daylan, Harun Savcı, Erol Altıntaş, İsmail Gezgin, Şafak Teke, Selman Akkaya, Abdullah Onur ve Mustafa Erdoğan isimli şahısların il imamı yardımcısı büyük bölgeci Ali Osman Çelik’e bağlı olduklarına yönelik bir beyanda bulunmadım.

“HİMMETLERİN DAYLAN PETROL’DE MUHASEBELEŞTİRİLDİĞİNİ SÖYLEMEDİM”

Benim bir Estonya gezisine iştirak ettiğim doğrudur. Ancak Cuma Kartal’ın tek tek şahısları gezerek himmet toplandığına ve Ali Osman Çelik’in Adnan Daylan’a ait Daylan petrol tarafından muhasebeleştirildiğine ilişkin beyanları kabul etmiyorum.

SRİ LANKA’DAKİ OKULLARIN MASRAFI BOLU’DAN

Ben Kırgızistan’daki örgüte muzahir okulların Bolu’da örgüt yapılanması tarafından finanse edildiğini ve desteklendiğini yanında çalıştığım İsmail Çolak’tan duymuştum. Ancak Sri Lanka ülkesindeki okulların giderlerinin Bolu’daki esnaflar tarafından karşılandığına ilişkin bir beyanatım yoktur. Bu yönde de bir bilgim yoktur.

SERMAYE ARTIRIMI HİGHWAY’İ ELE GEÇİRMEK İÇİN YAPILMADI

Ben Bolu Dağı A.Ş.’nin tünelin açılmasından sonra Bolu Dağı esnafının bu yöndeki serzenişlerini siyasi çevresi olan İsmail Çolak’a iletmeleri sonrasında kurulduğunu bilmekteyim. İsmail Çolak Cumhurbaşkanımızın Amman gezisine iştirak etmişti. Bu gezide Bolu Dağı esnafının sıkıntılarını kendilerine izah etmiş. Cumhurbaşkanının bu konudaki emriyle böyle bir proje ortaya çıktı. Ancak 10 milyon olarak düşünülen sermaye Cumhurbaşkanının daha büyük bir proje yapılması yönündeki önerisi nedeniyle 54 milyon seviyelerine çıktı. Bu miktardaki bir sermayeyi toplamamız olanaklı değildi. O nedenle Kalkınma Bankasından kredi alındı. Raşit Doğan Enhoş’un da bu aşamada dahil olduğunu düşünüyorum. Sermaye artırımı da bu nedenle yapıldı. Ancak kamuoyuna yanlış aktarıldı. Sanki sermaye artırımı yapılarak projenin örgüt mensupları tarafından ele geçirilmeye çalışıldığı algısı oluşturulmaya çalışıldı. Ben bu algının yanlış olduğunu belirtmek isterim.

VİP SALONDAKİ CEMAAT YEMEĞİ DOĞRUDUR

Highwaydeki Mengen sofrasının üst katında yer alan vip salonda cemaatle ilgili önemli misafirler geldiği zaman yemek verildiğine ilişkin beyanlarım doğrudur. Bu toplantılara katılacakları Adnan Daylan kendisi davet ederdi. Beni de 4-5 kez çağırdı. Fakat ben bir tanesine icabet edebildim. Bu toplantılara Adnan Daylan ile birlikte İbrahim Ergül, Ahmet Nuri Gürsoy, Şafak Teke, Harun Savcı, Erol Altıntaş ve Selman Akkaya’nın katıldıklarını hatırlarım. Benim katıldığım toplantı 2015’te gerçekleşmişti. Bu toplantıda genel siyasi tablo ve yurtdışı gelişmeleri konuşulmuştu. Toplantı tabiri caizse gündemsiz bir sohbet seklinde cereyan etmişti.

ŞİRKET KURUP KENDİ ŞİRKETLERİNDEN İŞ ALMIŞLAR

Mahkeme Başkanı Necati Durukan’a, Lena ve Tuna A.Ş.’nin kimler tarafından kurulduğu ve bu şirketler ile Bolu Dağı A.Ş. arasındaki bağlantıyı sordu. Durukan, “Tuna A.Ş. Ömer Baday ve Adnan Daylan tarafından Highway içinde 4 adet lokantanın işletilmesi maksadıyla kurulmuştu. Bu lokantalar bir dönem işletmeci bulamadığı için bu şirket eliyle işletilmesi yönünde bir irade ortaya çıkmıştı. Ayni zamanda hissedar ve yönetici olan Adnan Daylan ve Ömer Baday’ın bu şekilde bir şirketle kendi şirketlerinden iş almasını ticaret kanununa aykırı olduğuna yönelik tespitiniz doğrudur. Bu hususta POLSAN’ın itirazı nedeniyle adli makamlara yansıyan davalar olduğunu biliyoruz. Yine Adnan Daylan ve Ömer Baday’ın AVM içindeki bir dükkanda Mado isimli dondurma zincirini açmak istemeleri üzerine Lena A.Ş. kurulmuştu.

“ÖNCEKİ BEYANLARIM DOĞRU DEĞİLDİR”

 

Ben ifadem sırasında fiziki şiddet gördüğümü ifade etmedim. Bu sırada avukatımın yanımda olduğu da doğrudur. Teşhis sırasında yanımda avukatım yoktu. Ben sadece teşhis işlemi yaptım. Tanıdığım kişilerin örgüt içinde olduklarına yönelik beyanım olmadı. 4 günlük gözaltı süresinde kötü durumdaydım. İfademi okumam söylendi. Fakat okumama rağmen beynim o sırada okuduklarımı anlayamayacak durumdaydı. Buna rağmen zorlukla okuyup imzaladım. Şimdi beyanlarım geçerlidir.”

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: