• resmi ilanlar

Mahkeme Başkanı'ndan FETO sanığına tepki

24/10/2017 11:00

“DİNDAR OLMAKLA CEMAATÇİ OLMAYI EŞİT GÖRÜYORSUNUZ”

Örgüte müzahir Helal Gıda sertifikası alarak vakfında çalıştığını kabul eden ve terör örgütü üyeliği suçlamasıyla eşi, oğlu ile tutuklanan Nizamettin Başaran ifadesinde “Vakıf KHK ile kapandı. Örgüte müzahir mi bilmiyorum. Yani zaten besmele çekilerek yapıldığı için yapanın herhangi bir cemaatten olması gerekiyordu. Çünkü besmele çekmek gerekiyor” dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı “Ne alakası var. Müslüman olan herkes besmele çekmiyor mu? Dindar olmakla cemaatçi olmayı eşit görüyorsunuz. O yüzden başımıza bunlar geliyor” diyerek tepki gösterdi.  

 

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

FETO/PDY soruşturmaları kapsamında Adliye personeli savunmalarını yapmaya devam ettiler. 5’i tutuklu toplam 20 sanığın bulunduğu davada sabahtan 5 sanık ifade verdi.

HALİL İBRAHİM TEKE

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hakkımda düzenlenen iddianamede şüpheli işlemlerin bulunduğu Bankasya hesabı, örgüte müzahir şirkette SGK kaydı bulunması ve dini sohbet toplantılarına katıldığım belirtilerek bu durumum örgüt üyeliği suçlamasına dayanak yapıldığı görülmektedir. İddiaların somut dayanağı yoktur. Kabul etmediğimi belirtmek isterim.

Nt kırtasiyede çalışmam uzun süreli değildir. O dönemde söz konusu işletmenin yakın olması ve kısa süreli iş ihtiyacı duymam nedeniyle çalışmaya başlamıştım. Çalışmam 2011 yılı yaz sonlarına denk gelmektedir. Depo görevlisi olarak görevlendirildim. İş ağır gelince kısa süre çalışmak durumunda kaldım. SGK kaydında 13 gün sigorta primim görülmektedir. Örgütle bağlantılı şekilde yorumlanmasını kabul etmiyorum. Ben kısa süreli iş ihtiyacımı, evime yakınlığı nedeniyle burada çalışarak karşılamak için çalışmıştım. Aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum. Bankasya hesabımı Nt’de çalışmaya başladığımda açtırmıştım. Adı geçen şirket maaş ödemelerini buradan yapmaktaydı. İddianamede Bankasya’da yalnızca mevduat hesabı bulunması suçlama konusu yapılmadığı fakat 17-25 Aralık’tan sonra yeni hesap açtıranların yada mevduat hesabında olağanüstü artış olanların bu suçlamayla karşı karşıya kalındığı belirtilmiştir. Buna rağmen hesabımda artış olmamasına rağmen iddianameye bu husus eklenilmiştir. Belirtilen tarihlerde hesap artışı ve olağanüstü mevduat hareketi bulunmadığı görülecektir.

SOHBET DEĞİL BİTKİSEL ÜRÜN TOPLANTISI

Ben Bakırköy Adliyesinde zabit katibi olarak çalışırken eşimin işi nedeniyle 2015’te Bolu’ya naklen geldim. Burada bir çevrem bulunmamaktaydı. Çalıştığım mahkemenin ihtiyaçları için idari işlere uğradığım dönemde Abdullah Demir’le tanıştım. Hukuk fakültesine hazırlandığını söyledi. Ben de hukuka hazırlanıyordum. Aramızda samimiyet oluştu. Abdullah umreden döndüğünde kendisini ziyarete gittim. Burada Emre ve Bayram ile Ali Osman Kavun da bulunmaktaydı. Tanımadığım bir kaç kişi vardı. Emre o esnada gano exel isimli bitkisel ilaçların tanıtımı için evine davet etti. Emre’nin evinde gerçeklesen tanıtıma iştirak ettim. Emre’nin dışında başkaca uzmanlar orada bulunmaktaydı. Ali Osman’ı gördüm ama kendisiyle iletişime geçmedim. Tanıtım sonrası Emre’ye ürünlerle ilgilenmediğimi beni davet etmemesini istedim. İsmi gecen şahıslarla bir daha da bir araya gelmedim. Ali Osman kavunun beyanlarını kabul etmiyorum. Kendisi Yiğit isimli sahsın kendisine ramazan ayında liste vererek sohbet toplantısı yapmasını istediğini ifade etti. Halbuki ben 2015 Kasım’da Bolu’ya geldim. Bolu’ya gelmek için Adalet Bakanlığına yaptığım başvuru 27.08. 2015’tir. Halbuki ramazan daha önceki bir tarihe denk gelmektedir. Dolayısıyla benim ismimin kendisine verilmesi olanaklı değildir. Bu yöndeki iddia ve isnatları kabul etmiyorum ben bir cemaat yada örgütün sohbetlerine iştirak etmedim. Ben Bakırköy adliyesinin açtığı sınavı kazanarak liyakatle atandım. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Suçsuzum.  Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum.

HÜSEYİN ALAKUŞ

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 1980 yılında Niğde Çamardı’nda doğdum. 2014 kpss’de almış olduğum puanla Bolu Adalet Komisyonunun açtığı sınavla infaz koruma memurluğuna atandım.

Bankasya hesabımı 2010’da bankanın temassız kartının toplu taşıma araçlarında kullanılması nedeniyle açtırmak zorunda kaldım. Otoyol geçişlerinde de kullanmaktaydım. Bu zorunluluk dışında bankanın başka hesabına bir kuruş yatırmadım. Kredi kartı da kullanmadım. Bankasya’da zorunluluk nedeniyle hesap açılmış olmasının aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum.

Masak raporunda Emin Evim isimli şirketle aramda para transferi olduğu görülerek şüpheli işlem olarak görülmüştür. Halbuki şirket hala faaliyetine devam eden ve örgüte müzahir olmayan bir şirkettir. Faize bulaşmamak için bir araç aldım. Havaleler de buna ilişkindir.

“MEŞVERET OLARAK BİLİNEN CEMAATİN MENSUBUYUM”

Ben Abant Eğitim Vakfı kurucu üyelerindenim ve mütevelli heyetindenim. Vakıf halen faaliyetlerini devam ettirmektedir. Burada risale okunmasına yönelik faaliyet yürütmekteyiz. Kamuoyunca okuyucu yada meşveret olarak bilinen cemaatin mensubuyum. Cezaevinde aleyhime tanıklık yapanların benim bu durumumu yanlış değerlendirerek tanıklık yaptıklarını düşünüyorum. Cezaevi çay ocağında risaleler külliyatından eserleri okuduğum doğrudur. Kitapların çoğunu cezaevi kütüphanesinden temin ederim. Bu durumun suçlama konusu yapılmasını kabul etmiyorum. Hain terör şebekesi ile ilgim ve irtibatım bulunmamaktadır. Suçlamayı kabul etmiyorum. Hakkımdaki suçlamanın mensubu olduğum cemaatin yanlış değerlendirilesi sonucu oluştuğunu düşüyorum.

MAKLUBE YERKEN ÇEKİLEN FOTOĞRAFLAR

Maklube yenirken çekilen fotoğraflarda ben de varım. O yemekte yalnızca aleyhime kullanılan 3 kişi değil 15 kişilik grup bulunmaktadır. Yemeği organize eden Abant Eğitim Vakfındaki Abdülkadir Doğruyol isimli şahıstır. Yemeğin özel bir amacı yoktur. Değişiklik olsun diye yemek yedik. Umuma açık bir yerde gerçekleştirilen böyle bir organizasyonun terör örgütüyle bağlantılı olması doğru değildir. Kaldı ki belli bir terör örgütüyle ilişkilendirilen yemeğin olması da bu durumu değiştirmez.

İRFAN GÖKALP

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben vatanımıza ihanet eden hain terör örgütüne üye olmadım, hain ve alçak örgütü hiçbir zaman desteklemedim. Fethullah Gülen alçağının da arkasından gitmedim. Emir ve talimat almadım. Hain terör örgütünü lanetliyorum.

“OĞLUMUN ÖRGÜTLE İLİŞKİSİNİ BİLMİYORUM”

Ben 1990 yılında kadastro ve haritacılıktan mezun olduktan sonra esnaf olarak çalıştım. 1998’de AOF ekonomi bölümünü bitirip 99’da aldığım puanla 2001’de F tipi ceza infaz kurumuna atandım. Evli ve 3 çocuk sahibiyim. Oğlum Sefa Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden 2008’de mezun oldu. Ben 2004’te ceza infaz kurumdaki görevimden atıldım. Bu süreçte ekonomik sorunlar yaşadım. Hamallık yaparak ve tabakhanede çalışarak nafakamı temin etmeye çalıştım. Oğlum bu dönemde bana devlet yurdunda kaldığını söylemişti. Ben maddi sorunlar nedeniyle gidemediğimden nerde kaldığını öğrenemedim. Okulu bitirdikten sonra orda çalıştı. İhracıma ilişkin işleme yönelik dava 2008’de sonuçlandı ve görevime iade edildim. Oğlumun o dönemde örgütle irtibatlı olup olmadığımı bilemiyorum.

Masak raporunda şüpheli belirtilen transferlerden haberdar değilim. Havale ile gelen miktarı oğlum Sefa’nın çektiğini düşünüyorum. Paranın çekildiği yerin de para çekme işleminin Ağrı’da yapıldığı görülecektir. Aynı saatte benim mesaide olduğum da anlaşılacaktır.

KURUMDAKİ PERSONEL ALEYHE İFADEDE BULUNDU

Aleyhime beyanda bulunan ceza infaz kurumu personellerinin ifadelerini kabul etmiyorum. Oğlum bir suç işlemiş dahi olsa bu durum kendisini bağlar. Onun eyleminin benim hakkımda hukuki yaptırıma dahil olmaması gerekir. Kurumdaki personellerin benim hakkımda neden bu şekilde beyanda bulunduklarını bilemiyorum. Oğlum askeri okullar kapatıldığı için halen bir üniversitede eğitimine devam etmektedir. Benim çocuklarım Feto okullarında okumamıştır.

FETO KELİMESİNE TEPKİ GÖSTERMİŞ

Danış T.  2012’de kendisinin ‘feto’ dediğini benim de huna tepki verdiğimi ifade etmiş. Ama 2012’de ‘feto’ gibi tabir olmadığı gibi o dönemde siyasi irade ile cemaat denilen yapı arasında bir ayrım bulunmamaktaydı. Kendisinin benimle 4 yıldan beri konuşmamasının sebebi başka sebepten kaynaklanmaktadır. khk ile ihracımın aleyhime delil yapılması kabul edilecek bir durum değildir. İhraç öncesi savunmam alınmamıştır. İdari işlem kesin bir karar niteliğinde değildir. ohal komisyonundaki başvurum inceleme aşamasındadır.

“OĞLUMUN SUÇLU OLMASI BENİ DE SUÇLU YAPMAZ”

İddianamede aleyhime delil olarak gösterilen iddiaları reddediyorum. FETO/PDY üyeliği için unsur olarak kullanılan olguların hiçbiri bende bulunmamaktadır. Vatan ve milletini seven, hukukun üstünlüğünü savunan bir kişiliğe sahibim. Suçlu olmadığımın ortaya çıkacağından eminim. Devletime herhangi bir serzenişim bulunmamaktadır. Hakkımdaki iddianın oğlum Sefa’nın hain yapının Ağrı’daki okullarında çalışmasından kaynaklandığını düşünmekteyim. Oğlumun suçlu olması beni de suçlu yapmayacağı kanaatindeyim. Hakkımdaki iddiaların cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğunu düşünüyorum. Oğlum suçlu diye benimde suclu görülmemin adaletli ve hakkaniyetli olmadığını düşünüyorum.

MESUT CANER

Hain terör örgütüne üye olmadım. Fetulah Gülen alçağının peşinden gitmedim. Bu örgüte mensup kişi yada kişilerden talimat almadım. Terör örgütünü lanetliyorum.

Ben 92’de liseden mezun oldum. 2000’de çeşitli yerlerde garson ve barmen olarak çalıştım. 2002- 2005 arasında özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edildim. 2004 yılında kpss’ye girdim 2005’te Bolu Adli Yargı Komisyonunun yaptığı mülakatı geçerek Temmuzda F tipinde göreve başladım. Cezaevi mutfağında 12 yıl çalıştım. Görevimi layıkıyla yerine getirmenin huzurunu yaşıyorum. Çocuklarım eğitimine devam etmektedir. örgütle iltisaklı okullarda ilişkileri olmamıştır.

EŞİM BİRİKİMLERİNİ BANKASYA’DA TUTTU

Bankasya hesabımı 2008’de açtırmıştım. Eşim ve annem sıklıkla bankanın temassız kartından yararlanmaktaydılar. Toplu taşıma araçlarında bu kart kullanılmaktaydı. Hesabı bu nedenle açtırmak zorunda kalmıştım. Bankaya destek olacak eylemim bulunmadığı görülecektir. Yapmış olduğum işlemler olağan işlemlerdi. Eşim evlere temizliğe gitmekteydi. Birikimlerini bu bankada tutmaktaydı. Banka hesabını daha çok eşim tarafından kullanılmıştır. 2003-2004 arasında en fazla 7 bin TL üzerine çıktığı ve sonra 1300 TL’ye kadar düştüğü görülecektir. Bankaya destek amacı taşımayan sıradan mevduat işlemleri gerçekleştirdiğim ortadadır.

“ŞÜPHELİ GÖRÜŞMELER EŞİM TARAFINDAN YAPILMIŞTIR”

HTS’de belirtilen sonu 4606 ile biten telefon tarafımdan kullanılmıştır. Diğer GSM hatlarını eşim ve kızım kullanmaktadır. Adnan Daylan, Gürbüz Yavuz ve Oktay Güneş’i ben tanımam. Bu şahıslarla irtibat eşim tarafından kullanılan telefonla gerçekleştirilmiştir. Habibe Güneş’in evine temizliğe gittiğini bana söyledi. Yine Gürbüz Yavuz’un eşiyle de konuşmuş olabileceğini, evine temizliğe gitmiş olabileceğini bana iletti. Eşim Adnan Daylan’ı tanımadığını ifade etmiştir. Zaten yalnızca bir adet görüşme görünmektedir. Bunun muhtemelen avm’den yapılan aramayla olduğunu düşünüyorum. Bu görüşmelerin aleyhime kullanılmamasını istiyorum.

“CEZAEVİ MÜDÜRÜNÜN BASKILARIYLA ALEYHİME İFADE VERİLMİŞ OLABİLİR”

Khk ile ihraç edilmeyi kabul etmiyorum. Ben feto terör örgütünün düzenlediği toplantı veya geziye katılmadım. Aleyhime beyanda bulunan şahıslarla aynı ortamda görev yapmadım. Kendileriyle husumetim bulunmamaktadır. Şahsım hakkımdaki suçlayıcı ifadeler beni üzmüştür. İfade veren şahıslara yalnızca öğlen yemeklerinde servis yapmaktaydım. Cezaevi müdürünün baskı ve telkinleriyle aleyhime bulunduklarını düşünüyorum. Benim sohbetlere katıldığımı duyduklarını ifade etmektedirler ama kimden duyduklarını ifade edememektedirler. Somut bilgi içermeyen beyanları kabul etmemekteyim. FETO/PDY yargılamalarında suçlamaya delil olarak gösterilen kriterlerin hiçbiri sonuçlanmış değildir. Bu kara lekeden en kısa zamanda kurtulacağıma inanıyorum. Mahkemenizden beraatıma karar verilmesini istiyorum.

NİZAMETTİN BAŞARAN

Tutuklu olarak yargılanan Nizamettin Başaran, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. İddianamedeki isnatların tamamı yersizdir. İddiaları ceza yargılaması usulünün ulusal ve uluslararası içtihatların doğruluğunda açıklamaya çalışacağım.

“BENİM AMERİKA’DA TANIDIĞIM YOK”

Ben Bankasya hesabımı Kamboçya’ya eğitim için giden kızımın ihtiyaçları için açtırdım. Bağlantıyı kuran kolej bankada hesabı zorunlu kılmıştı. Bankanın terör örgütüyle irtibatından haberdar değildim. Yine hizmetleri itibariyle bankalar içinde en isabetli seçimdi. Hesap hareketlerimde bankaya finansal destek sağlamak amacıyla yapmış olduğum herhangi bir işlem olmadığı görülecektir. Her ne kadar Amerika’dan 131.65 dolar gönderildiğine yönelik ibare bulunsa da bu durum yanlış anlaşılmadan kaynaklıdır. Benim Amerika’da tanıdığım bulunmamaktadır. Bu ülkeyle irtibatım da yoktur. Kamboçya eğitim gören kızıma belirtilen parayı göndermiştim. Fakat para kendisine ödenemedi. Bu nedenle başka bir yöntemle yeniden gönderdim. Kızıma ulaşmayan para bana iade edildi. ABD’nin dolar hareketlerini kontrol etmek maksadıyla her türlü transferi kendi bankalarından yaptıklarını öğrendim. Ben parayı Kamboçya’ya gönderdim. Paranın iade edilmesinin sebebi budur. Aleyhe kullanılması doğru değildir. Bankasya üzerinden bağışlar yaptığım iddia edilmesine rağmen hatırladığım bir ayrıntı bulunmamaktadır. Bu durumun suçlama konusu yapılmasını kabul etmiyorum.7

 

Dernek üyeliklerim doğrudur. Sanırım 2008’de Bolu’da Türkçe olimpiyatları yapılacağına ilişkin duyum almıştım. Kapalı spor salonunda gerçekleşecek organizasyona ilin ileri gelen siyasi ve bürokratları katılmıştı. Burada konuşma yapan belediye başkanı faaliyetin Abant Çalışanları bünyesinde gerçekleştirildiğini söyledi. Söz konusu faaliyetlerin bu dernek bünyesinde yapılmaya devam edeceğini, derneğin üye sayısı ve faaliyetinin artırılması gerektiğini, kendisinin de bu işin takipçisi olacağını ifade etti. Ben de konuşmadan ve oradaki ambiyanstan etkilenerek derneğe üye oldum. Beni üye yapan kişinin Yunus Gürsoy olduğunu hatırlıyorum. Üye olma maksadıyla başvuru yaptım. Dernek kurulma aşamasındaydı. Adım kurucular arasında da yer almış olabilir. Diğer dernekle alakalı hafızamda çok bir şey kalmadı. Köy kahvesindeyken oraya geldiklerini, hayvancılık ve tarım üzerine paylaşımda bulunduklarını hatırlıyorum. Ben yurtdışı gezilerimde STK faaliyetlerinin faydalı olduğu tespitinde bulundum. Bu derneğin çiftçilere faydalı olacağını düşünerek üye oldum. Bir örgüte mensup olma amacı kesinlikle taşımadım. Abant Çalışanlar Derneğine yalnızca bir kez Türkçe olimpiyatlarını organize etme dışında başka faaliyet olmadı. Dernek Çanakkale, İstanbul, Bursa, Konya ve Urfa’ya turistik seyahatler düzenleyip bedava araç kaldırmıştı. Ben Çanakkale ve Bursa gezilerine gittim.

“KIZIM KAMBOÇYA’DA ZAMAN ÜNİVERSİTESİNE BAŞLADI”

Çocuklarımı örgüte muzahir dershaneye gönderdiğime ilişkin iddia doğru değildir. Kızım burada örgüte muzahir olduğu söylenen dershanenin sbs sınavına girdi. Oğlumun da okuma merak bulunmamaktaydı. 2011 yılında kızım üniversite sınavına girdi. Orta halli bir öğrenciydi. Arkadaşlarından FEM dershanesinden kalkan bir minibüsle İstanbul’a gidilip yurtdışındaki üniversitelerle ilgili bilgilendirme yapılacağını duymuş. Ben de tek başına göndermemek için dershaneye gittim. Bir minibüs dolusu öğrenci ile İstanbul’a gittik. Veli olarak tek ben vardım. İstanbul’a vardığımızda meşhur kolejlerden birine götürdüler. Burada ülke isimleri yazmaktaydı. Her ülkeye ilişkin uzman bilgilendirme yapıyordu. Ben kızımla Avrupa’daki üniversitelerin imkânlarını araştırdım ama imkanlarımız elvermedi. Tam çıkacakken Japonya standının önünde durdum. Başka masalarda Kamboçya ve Tayland için bilgilendirme yapanlar bulunmaktaydı. Kamboçya hakkında bilgi veren şahısla görüştüğümüzde puana bakmaksızın istediğimiz üniversiteye gidebileceğini söyledi. Kızım uluslararası ilişkiler istedi. Orada Zaman üniversitesi cazip geldi. Yıllık 3 bin usd karşılığında kayıt yaptırdım. 2 yıl hazırlık ve 4 yıllık fakülte öngörülmekteydi. Fakat kayıttan sonra sürekli aranarak okul ücretini ödeme konusunda taciz edildim.

ZAMAN’DAN BELTEİ’YE GEÇİŞ

Kızım hazırlığın ilk döneminden sonra arayıp Amerika orijinde olan Beltei isimli üniversiteye geçiş yapmak istediğini, oranın Amerika’daki bir üniversiteyle irtibatlı olduğunu söyledi. Daha önce Zaman’da çalışan halen Belteide olan bir Amerikalı hocayla görüştürdü. 930 dolar karşılığında eğitim sunacaklarını ve kendi pansiyonlarında konaklama imkânından bahsetti. Bu bize cazip gelince kızım bu üniversiteye geçti. 2017’de kendisinin bu üniversiteden mezun olduğunu öğrendik. Fakat eşim, ben ve oğlum tutkulu olduğumuzdan kendisiyle iletişimiz bulunmamaktadır. Örgütsel bir niyetle kızımı buraya göndermiş değiliz.

“ÖRGÜTE MÜZAHİR YURTLARIN SU İŞLERİNİ YAPTIM”

Polat A.Ş’de SGK kaydım bulunmaktadır. Ben köy çocuğu olduğum için tadilat işleri yaparım. Memuriyet öncesi de bir su tesisatçısı yanında çalıştım. Emekli olduktan sonra da bu isleri yapıyordum. Bir ara örgüte müzahir Muradiye yurdundan arandım. Muslukların akıttığı söylendi. Yine aynı gruba ait Daylan yurdunda da problem olduğu söylendi. Tüm tadilat ve isleri isçi temin ederek yaptım. Para ödemesine sıra geldiğinde SGK kaydımın yapılması gerektiği, yoksa ödeme yapılamayacağı söylendi. Bu yöntemle paramı ödediler. SGK kaydımın bu nedenle yapılmış olduğunu düşünüyorum. Ben is sözleşmesi ile adi geçen şirkette çalışmadım.

“TÖVBE TUTMADIĞIM İÇİN SOHBETLERDEN KOVULDUM”

Ben bir dönem gece dışarı çıkan, lokal hayatı olan birisiydim. Benim aileme ve çocuklarıma bağlı yaşantı sürmemi sağlamaya çalışan bir takım insanlar bize el attılar. Bir takım sohbetlere götürmeye çalıştılar. Bu olaylar 2004-2005’li yıllarda gerçekleşmişti. Ben o tarih itibariyle tövbe tutacak birisi değildim. Onlar da bunu anlayınca sohbetlere gelmemi istemediler. Daha doğrusu kovdular. Bu durumun aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum. Evimde ele geçirilen materyalin tarafıma ait olduğunu kabul ederim. Fakat yayla evindekiler bana ait değildir. Yayla evimde 6 aile birlikte kalmaktadır. Miras meselesi nedeniyle husumetimiz bulunmaktadır. Bir dönem burada hırsızlık yapıldığı da adli makamlara yansıyan kayıtlarla sabittir. Dolayısıyla buradan temin edilen dokümanların şahsıma ait eşyalarmış gibi görünmesi doğru değildir.  

15 Temmuzdan sonra eşim, ben ve oğlum tutuklandık. Kızımdan uzun süredir haber alamamaktayız. Sonradan tahliye edilen oğlum halen işsizdir. Emekli maaşım kredi taksitine kesildiğinden maddi olarak da mağduruz. Ben fetocu veya darbeci değilim. Yaşananların tamamını lanetliyorum. Halimi önce rabbimize sonra size arz ediyoruz. Mahkemenizden tahliyemizi talep ediyoruz.

Nizamettin Başaran örgüte müzahir olan Helal Gıda isimli vakıf adına çalıştığını kabul ederek, “Helal Örgüte muzahir olup olamadığını bilmiyorum. Ben sertifika aldım. Vakıf adına işletmelerin ilk kurulum aşamasında organizasyon yapıyordum. O şekilde çalışmıştım” dedi.

Mahkeme Başkanı “Bu vakıf örgüte müzahir miydi?” sorusu üzerine “KHK ile kapandı. Örgüte müzahir mi bilmiyorum. Yani zaten besmele çekilerek yapıldığı için yapanın herhangi bir cemaatten olması gerekiyordu. O işi yapanın bir cemaatten olmama şansı yok. Çünkü besmele çekmek gerekiyor”

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı “Ne alakası var. Müslüman olan herkes besmele çekmiyor mu?

 

Dindar olmakla cemaatçi olmayı eşit görüyorsunuz. O yüzden başımıza bunlar geliyor” dedi. 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: