• resmi ilanlar

“ADLİYE İMAMI OLACAKSIN DEMEDİLER”

23/10/2017 11:00

Bolu'da 5 tutuklu ve 15 tutuksuz olarak yargılanan 20 adliye personeli FETO/PDY terör örgütü üyesi olma suçundan ilk kez hakim karşısına çıkarıldı. Adliye İmamı olarak suçlanan Ali Osman Kavun, dini hassasiyetlerinin FETO terör örgütü tarafından kullanıldığını söyleyerek “Dini duygularım istismar edildi ve ardından da benim bilmediğim farklı bir yapı çıktı” dedi. Mahkeme Başkanının “Bolu'ya Adliye imamı olarak mı atandın?” şeklindeki sorusuna “Bana görüşmede yalnızca adliyedeki şahıslara sohbet yapmam söylenmişti. Adliye imamı olacaksın ya da oldun şeklinde beyanda bulunulmadı. Ben de adliye imamı olduğumu kimseye söylemedim” dedi.

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

Bolu’da FETO/PDY soruşturmaları kapsamında haklarında iddianame düzenlenen 20 adli personelin yargılanmasına Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanıldı. 1’i kadın 5 tutuklu ve 15 tutuksuz sanık ilk kez hakim karşısına çıktılar.

ABDULLAH DEMİR

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Silahlı terör örgütü üyeliğinden dolayı yargılanıyor olmaktan büyük üzüntü duymaktayım. Huzurunuzda savunma yapma imkânına kavuştuğum için de kendimi şanslı hissediyorum. Yapılan soruşturma sırasında herhangi bir delil gösterilmeden yapıyla ilişkili olduğum ifade edilerek açığa alındım ancak evimde yapılan aramada herhangi bir örgütsel dokumam elde edilemedi. Bilgisayarımda da örgütle ilgili belgeye rastlanmadı. Ne fiili olarak içinde bulundum ne de düşüncesini destekledim. Buna rağmen 1 yıl tutuklu kaldım.

“KOPYA SKANDALI NEDENİYLE ATANAMADIM”

Ben öğretmen Lisesinden mezun olduktan sonra Türkiye derecesiyle Erciyes Üniversitesi Türkçe öğretmenliğini kazandım 2010’da mezun oldum ancak 2010’daki kpss’de gerçekleştiği sonradan ortaya çıkan kopya skandalı nedeniyle yeterli puan alamadım. Bu sürede Ağrı’da ücretli öğretmenlik yaptım.  Bu nedenle en azından bir devlet memurluğuna atandıktan sonra öğretmenliğe geçiş yaparım mantığıyla Ağrı Adliyesi zabit kâtipliğine başvurdum. Sınavı 21 kişi geçmişti. 13 kişi alınacaktı. Ben de memuriyete böyle başladım. Eşim bu esnada Bolu’da göreve başlamıştı. Bu nedenle yüksek lisans imkanı bulabilirim düşüncesiyle 2012 Şubatta Bolu’ya geldim. İhraç olduğum tarihe kadar da Bolu’da çalıştım. Her ne kadar kamu görevinden ihraç olmam hakkımdaki suçlamaya delil olarak gösterilmiş ise de hukuki süreci devam eden idari kararın aleyhime kullanılmasının olanaklı olamadığını düşünüyorum. Zira ihraçtan önce savunmam dahi alınmamıştı. OHAL komisyonunda itirazım incelenmeye devam ediyor.

BANKASYA’DAN 22 AY VADELİ KREDİ

Hakkımda ileri sürülen isnatlardan birisi Bankasya hesabımdır. Fakat dosya içindeki kolluk tutanağında açıkça banka hesabında olumsuz bir durum olmadığı değerlendirilmiştir. Ben bu bankadan yalnızca 2012 Mayıs’ta kredi kullandım. 22 ay vadeli kredinin son üç ayı araştırma yapılan döneme denk gelmektedir. Bunun dışında hesabımda toplu taşımada kullandığım dıt kartın ödemeleri bulunmaktadır. Buna rağmen iddianamede bir durumun suçlama konusu yapılarak aleyhe kullanılamayacağını düşünüyorum.

“0.6 PUAN FARKLA ATANAMADIĞIM İÇİN KOPA MAĞDURU OLDUM”

Kayseri’de bulunan bir dershaneye gittiğim iddiası kolluk veya savcılığın tespiti değildir. Ben bunu kendim beyan etmiştim. Bunun da tespit edilirse aleyhime kullanılmaması için açık yüreklilikle söylemiştim. Buna rağmen beyanım yanlış anlaşıldı ve öyle zapta geçirildi. Ben hızlandırılmış kurs olduğu için başvurmak zorunda kalmıştım. Başka da dershane bulunmamaktaydı. Benim kendi beyanımın aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum. İfadem sırasında bana sınav sorularının verilip verilmediği soruldu. Ben o esnada da kopya mağdurlarından bir tanesi oluğumu ifade ettim. Hak etmedikleri halde ortalamanın üzerinde puan alan 300’den fazla aday nedeniyle standart sapma düşmüş ve standart sapma puanını 1’in altında almıştım. Bu yüzden 81. 9 puan alanların öğretmen olarak atanması yapıldığı halde 81.3 alan şahsımın ataması yapılmamıştı. Atamayı 0.6 puanla kaybeden biri olarak böyle bir sorunun muhatabı olmayı kabul etmiyorum. Kopya teşebbüsünün mağduru olduğumun dikkate alınmasını talep ediyorum. Dershanede eğitim görürken adı gecen dershanenin bir şubesine saldırı gerçekleşebileceğinden bahisle Doğu Beyazıt’ta güvenlik güçlerinin dershane şubesini korumaya başladıklarını görmüştüm. Terör örgütünün eğitim faaliyetlerini yürütüldüğü bir birim devletin polisi tarafından korunamayacağı için o dönemde bu dershanelerin legal ortamda olduğu kanaatimce ortadadır. Legal olan bir dershaneye gitmenin bir suç konusu yapılamayacağını düşünüyorum.

“ÖRGÜTSEL BİR AMAÇ İÇİN TOPLANMADIK”

Kolluk ifadeleri sırasında aynı dosyada yargılanan Emre Çevik ve Bayram Yurtseven’le birlikte Ali Osman Kavun’un düzenlediği ev sohbetlerine iştirak ettiğim ifade edilmiştir. Ben kolluk ifademde adı geçen şahıslarla Adliye dışında da birlikte olduğumu ifade etmiştim ancak bu örgütsel toplantı için bir araya geldiğimiz şeklinde algılanamaz. Halı daha maçlarında ve Emre Çevik’in tertiplediği, adliye personelinin davet edildiği gano excel bitkisel ürünlerinin pazarlamasını yapıldığı toplantılarda görüşmüştük. Ali Osman Kavun’un satın almayı düşündüğü araçlar hakkında konuştuğumuz da doğrudur. Yine idari işler odasında ve Halil İbrahim Teke ile bekar evinde ders çalışmak için bir araya geldiğimizi beyan etmiştim. Bunun örgütsel bir toplantı gibi algılanmasını kabul etmiyorum. Görüşmelerimiz tamamen olağan ve sosyal hayata ilişkin görüşmelerdir. Bu toplantılarda örgüt toplantılarında yapıldığı gibi telefon toplanması, şahısların kod adının kullanılması ve güvensizlik yaratacak davranışlar sergilenmesi gibi olaylar kesinlikle yaşanmamıştır. Ali Osman Kavun’u üniversitenin hukuki işlerini halleden şahıs olarak tanırım. Hatta geldiğimde adliye personeli sanmıştım. Zira sürekli adliyedeydi. Adliye personeli ve bir hakimin odasında görünce kendisinden çekinmedim. Kod adını da duymadım. Adı geçen şahsın bana örgütsel bir telkin veya talimatı olmadı.

“KALDIĞIM BEKAR EVİNİN ÖRGÜT EVİ OLUP OLMADIĞINI BİLMİYORUM”

Aleyhe beyanda bulunan Bahattin Sağlam’ın ifadelerini de kabul etmiyorum. Ben Ağrı Adliyesinde göreve başladım. Ailem bu sırada Tutak’ta ikamet etmekteydi. Oradan geliş gidiş bir saati bulmaktaydı. Yol şartları nedeniyle geç kaldığım olmuştu. Bir keresinde Bahattin Sağlam beni görünce birlikte kaldığı bekar evine davet etti. Ben kabul etmemiştim. Fakat ısrar edince yemeği dışarda yeme ve ancak yatmak için eve geç saatte gitme şartıyla talebini kabul etmiştim. Tutak’a gidemediğim dönemlerde bu bekar evinde 4-5 kez kalmış olabilirim fakat bu evde herhangi bir örgütsel faaliyete iştirak etmedim. Yine bu evin adı gecen yapıya bağlı olup olmadığını da bilemiyorum. Bu durumu delil olacak bir duruma şahit olmadığım gibi örgüte muzahir olup olmadığını da sorgulamadım. Tanıklar dinlendiğinde olayın açığa kavuşacağını düşünüyorum.

“İLLEGAL BİR YAPI İÇİNDE BULUNMADIM”

Örgüt üyeliğine dayanak gösterilecek bylock ve diğer kriterlerin ne şekilde değerlendirileceği açıklığa kavuşturulmuştur. İddianamede açıklanan hususların delil teşkil etme olasılığının olmadığı görülecektir. Ancak bu durum iddianamede aleyhime kullanılmıştır. Ben hayatımın hiçbir döneminde illegal bir yapı içinde bulunmadım ve mensubu olmadım. Her Türk vatandaşı gibi bir terör örgütü olduğunu fark ettim. Hain darbe girişimini azmettiren ve icra edenlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum fakat örgütsel bir faaliyet içinde olmadığımın kesinleşmesi nedeniyle beraatımı talep ediyorum.

“SENİ SAMİMİYETE DAVET EDİYORUM”

Mahkeme başkanı sanık olarak yargılanan Abdullah Demir’e kaldığı bekar evinin örgüt evi olup olmadığını sordu. Abdullah Demir “Örgütsel bir durum gözlemlemedim. Bilmiyorum” şeklinde yanıt verdi.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı “Sen öğretmenlik okumuş, orta zeka üstünde bir insansın. Kaldığın evi ne evi olduğunu bilmemen hayatın olağan akışına uygun değil. O yüzden seni samimiyete davet ediyorum” dedi. Abdullah Demir, 4-5 kez kaldığı evin örgüt evi olup olmadığını bilmediğini söyledi.

 

ALİ OSMAN KAVUN

“Adliye imamı” iddiasıyla yargılanan Ali Osman kavun, bylock kullandığını ve adlie sohbetlerini düzenlediğini kabul etti.

“CAMİYE GİDİP GELİRKEN OKTAY GÜNEŞ’LE TANIŞTIM”

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben 2005 yılında Bolu’ya geldim. Bolu’da tanıdığım pek kimse bulunmamaktaydı. İmam hatip mezunuyum dimi hassasiyetim bulunmaktadır. Oturduğum yerde camiye gidiş gelişlerde Oktay Güneş’le tanıştım, kendisinin de kamu görevlisi olduğunu söyledi. Yine il merkezinde ve Sümer Mahallesinde bulunan bir yurtta gerçekleştirilen toplantılara davet etti. Söz konusu yurttaki toplantılara emekli olduğunu bildiğim ve isim-adres bilgilerini hatırlamadığım üç beş kişi katılmaktaydı. Ben de bu sohbetlere iştirak ettim. Sohbeti doğrudan Oktay Güneş vermekteydi.

“ÖRGÜTÜN KARADENİZ SORUMLUSUYLA OKTAY GÜNEŞ TANIŞTIRDI”

2009’da askere gittim döndüğümde Oktay Güneş beni daha sonradan örgütün Karadeniz sorumlusu olduğunu öğrendiğim Yiğit isimli şahısla tanıştırdı. Şahsın ‘Yiğit’ isminin kod adı olduğunu, gerçek isminin ise Fatih Yalınkılıç olduğunu öğrendim. Bu şahıs bana adliyede bir sohbet gurubu oluşturup oluşturamayacağımı sordu. Ben de kabul ettim. 2011-2012 yıları arasında Bolu Adliyesinde zabıt katibi olan Mehmet Ali Yıldırım ve Yavuz Selim Sağırlı isimli şahıslarla bir sohbet grubu oluşturarak kuran-ı kerim okuyup, ilmihal bilgilerini paylaşıp risale okumak suretiyle toplantılar yapmaya başladık. Fakat Yavuz Selim sohbete gelme konusunda gönülsüzdü. Mehmet Ali’nin de tayini çıkınca sohbetler sonlandı. 2015 başına kadar herhangi bir sohbet grubumuz olmadı. Bu ara dönemde kimseyle irtibatlı değildim.

“YİĞİT’İN YANINDA GELEN KİŞİ BYLOCK’U TELEFONUMA YÜKLEDİ”

2014 sonu ve 2015 başında Yiğit isimli şahıs benimle yeniden irtibata geçti. Adliyede yeni bir sohbet grubu oluşturmamı istedi. Sohbete katılacakların isimlerini de o verdi. Bu listede Bayram Yurtseven ve Emre Çevik vardı.  Bana bu görüşme sırasında Yiğit isimli şahıs bylock isimli programdan bahsetti ve oradan görüşmemizi istedi. Yiğit’in yanında gelen Enes isimli şahıs kendi bilgisayarından bir ara kabloyla benim telefonuma bylock programını yükledi. Ben bundan sonra Bayram ve Emre ile sohbet toplantıları yapmaya başladım. Sohbet toplantıları düzensizdi. Bu toplantılarda kuran-ı kerim okuyup ilmihal bilgileri paylaşıyorduk. Ancak bazı dönemlerde bir şey yapmadan yemek yiyip ayrıldığımızda olmaktaydı. Bu toplantılara Abdullah 3 kez iştirak etmişti. Ben bu toplantılarda hiçbir şekilde şahıslardan himmet ve bağış toplamadım. Bu nedenle bu yöndeki iddia ve beyanları kabul etmiyorum.

KOD ADI KEMAL

Her ne kadar benim ‘Kemal’ kod adını kullandığım belirtilmiş ise de bu yöndeki isnat ve iddia doğru değildir. Adliyede irtibatlı olduğum şahıslar benim gerçek adımı da bilmektedirler. 10 yıldan beri üniversitenin hukuk servisinde çalışıyorum. Sürekli adliyeye gidip gelmekteyim. Dolayısıyla gerçek ismimi bilen şahıslara kendimi kod adıyla tanıtmama yer yoktur. Kod adı kullandığım ifadesinin aleyhime kullanılmamasını talep ediyorum.

Bankasya’da bulunan hesabım tamamen bir tasarruf hesabı olarak açılmıştır. Faizsiz bankacılık nedeniyle tercih ettim. 2009’da açılan hesaba talimat veya yönlendirme ile kesinlikle para yatırmadım. Hatta talimatların verildiği belirtilen Ocak 2014’te 70 bin TL çektiğim görülecektir. Bankaya örgütsel emir doğrultusunda ve yardımda bulunmak maksadıyla para yatırdığım doğru değildir

“OKTAY GÜNEŞ’İN YÖNLENDİRMESİYLE ÜYE OLDUM”

Abant Çalışanlar Derneğine üye olduğum doğrudur. Oktay Güneş’in yönlendirmesiyle üye olmuştum. Derneğin iki üç faaliyetine iştirak ettim. İlki Çanakkale şehitleri için yapılan faaliyetti. Diğeri de demokrasi ödüllerinin verilmesine ilişkin faaliyetti. Örgüte ait olduğu bildirilen derneğe aidat yatırmadım. Bu yüzden aidatımı yatırmadığım için ihraç edeceklerini düşünerek istifa için dilekçe sunmadım. Üyeliğimin aktif olup olmadığımı bilemiyorum.

“İl İMAMI OLARAK YORUMLANACAK FAALİYETİM OLMADI”

Muharrem Aksu, Levent Koçer ve Adnan Dursun’un beyanlarını kabul etmiyorum. Adı geçen şahısları tanıyorum. Benim il imamı ve adliye imamı olduğum söylemişler. Benim il imamı olarak yorumlanabilecek faaliyetim olmamıştır. Bu yöndeki isnatların kabul etmiyorum.

“SOHBET TOPLANTILARINI BEN YAPIYORDUM”

Emre Çevik ve Bayram Yurtseven’in sohbet toplantıları düzenlediğimiz beyanlarına diyeceğim yoktur. Düzensiz ve ayda bir olacak şekilde organize ettiğimiz toplantılarımız olmuştu. Bu toplantılarda sohbeti ben yapmaktaydım. Yine ifade ettiğim gibi ben bu toplantılar esnasında bağış ve himmet adı altında herhangi bir para toplamadım. 2012 yılı ile 2015 yılı arasında bir sohbet grubu yoktu. Buna niçin gerek duyulmadığını bilemiyorum.

“BYLOCK ÜZERİNDEN YALNIZCA YİĞİT İLE KONUŞTUM”

HTS kayıtlarında adı geçen Uğur Karaca isimli şahsı İl İdare Kurulunda çalışıyor olmasından tanırım. Aramızda futbol muhabbeti de bulunmaktaydı. Çok eskiden beri tanımaktayım. Görüşmeler bu tanışıklık kapsamında beşeri münasebetler kapsamında olmuştur. Murat Özkan’ı müdür yardımcısı olarak tanırım. AB projeleri yaptığını bildiğim için projeye dahil etmesi için görüşmüştüm. Erhan Uyman ve Ahmet Özdemir’i tanıyorum ama neden görüştüğümü bilemiyorum. Tamer Kasım İBBF dekanıydı. İş nedeniyle görüştüm. Serkan Çakır da MYO’da müdür yardımcısıydı. Disiplin soruşturmalarını sormak için görüştüm. Bylock kullandığım iddiasını izah etmiştim. Bu programı indirdiğim doğrudur. Yalnızca Yiğit isimli şahısla iletişim kurdum. Bu şahıs da bana sohbet toplantıları ile ilgili ayrıntıları sormaktaydı. Başka örgütsel görüşmemiz olmadı.

“ÖRGÜT BENİM DİNİ HASSASİYETİMİ KULLANDI”

Ben 34 yaşındayım. Bugüne kadar terör örgütüne yönelik herhangi bir propaganda yapmadım. Ben imam hatip mezunu olmam nedeniyle dini hassasiyetim mevcuttur. İrtibatlı olduğum şahıslar bu hassasiyetimi kullandılar diye düşünüyorum. Faaliyet olarak tarafıma yüklenen fiiller sırasında maddi manevi çıkar sağlamadım. Dini duygularım istismar edildi ve ardından da benim bilmediğim farklı bir yapı çıktı. Bu olay nedeniyle sedef hastalığına yakalandım. Samimi beyanımın göz önünde bulundurulmasını ve tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.

 

Mahkeme Başkanı “Örgütün Bolu yapılanmasında başka kimler var? Yiğit isimli şahıs tarafından Oktay Güneş dışında başka kimseyle irtibatlandırıldın mı?

“Bir de Murat Baltacı isimli bir öğretmenle irtibatlandırdı. Adliyedeki personelden sorumlu olduğunu söylemişti. Bunu dışında başkaca kimseyle bağlantılanmadım. Bolu ilindeki örgüt hiyerarşisindeki diğer şahısları tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Bolu’ya Adliye imamı olarak mı atandın?”

“Bana görüşmede yalnızca adliyedeki şahıslara sohbet yapmam söylenmişti. Adliye imamı olacaksın yada oldun şeklinde beyanda bulunulmadı. Ben de adliye imamı olduğumu kimseye söylemedim.”

Mahkeme Başkanı: “Sohbet toplantılarına iştirak eden şahıslar bu toplantıların terör örgütü FETO/PDY yapılanmasının, yani o dönem cemaat olarak bilinen yapının sohbet toplantısı olduğunu biliyorlar mıydı?

“Biliyorlardı. Sohbet organizasyonun Fethullah Gülen adlı şahsın sohbeti olduğunu bilmekteydiler.”

“SOHBETE GELECEK İSİMLERİ YİĞİT VERDİ”

Mahkeme Başkanı: “Yiğit isimli şahıs adliyede sohbet organize edeceğin şahısların isimlerini verdi mi?”

“Emre Çevik, Abdullah Demir, Bayram Yurtseven ve Halil İbrahim Teke’nin isimleri bana Yiğit isimli şahıs tarafından verilmişti. Ancak Abdullah bu sohbete 3 kez katıldı. Ben bu şahısları adliyeye geldiğimde kendim çağırdım.”

“BEN KEMAL KOD ADINI KULLANMADIM”

Mahkeme Başkanı: “Kollukta daha önce ‘Yiğit bana Kemal tarzı bir isimi kullanmamı önerdi’ demişsin. Diğer sohbete katılanlar da seni Kemal olarak tanıyor. Madem kod adı kullanmadıysan Kemal ismini nerden biliyorlar?”

“Ben Yiğitle görüştüğümde bana Kemal kod adını kullanmamı söylemişti. Fakat ben kullanmadım. Emre belki bu adı başka bir yerden duymuş olabilir. Ben kendisine bu kod adını kesinlikle söylemedim.”

“GİZLİ SAKLI NE İŞ YAPIYORUZ DİYE SORMADIN MI?”

Mahkeme Başkanı: “Tanımadığın bir adam gelip sana kod adı veriyor. Gizli haberleşme programı yüklüyor. Akıllı, orta zekalı bir adam olarak ‘gizli saklı ne iş yapıyoruz. Niye kod adı kullanıyoruz. Kuranı kerimi neden saklı okumamız gereksin’ demen gerekmez mi? Bunun örgütsel faaliyet olduğunu anlamadın mı?”

“Bylock programı o dönemde gizli bir haberleşme programı değildi. Google Play store’de rahat bulunabilmekteydi. Bu yüzden bana önerilen faaliyetin gizli ve örgütsel olduğunu anlamadım. Faaliyetimin içeriğinde de örgütsel bir faaliyet bulunmamaktadır.”

“YİĞİT’TEN SONRA BATI KARADENİZ SORUMLUSU EMİN”

Mahkeme Başkanı: “Yiğit isimli şahıstan sonra Emin isimli bir şahısla irtibat halinde olduğunu söyledin. Emin kimdir?”

 

Ben Emin isimli şahsın gerçek adının Osman Mumcu olduğunu sonradan öğrendim. Yiğit isimli şahıstan sonra Batı Karadeniz temsilcisi olduğu söylendi. Onunla da bylock üzerinden yazıştım. Bana ayet, hadis gibi dini içerikli şeyler göndermekteydi. 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: