
Şimdi mevsimlerden sonbahar…
Hazan derlerde hüzne düşerler ama öylemi?

Ayıklanma, belki de ölmüş, sararıp solmuşları ayıklama ve yeni bir bahara yeni renklerle başlama. Yaşanmışlıklar sararıp solarken, onların güzelliğini vedadan önce son bir kez fark etmek.
İşte bu nedenle çok renklidir sonbahar, sarıdan kırmızıya, kahveden yeşile, her rengin tüm tonlarıyla alabildiğince göz dolduran, doğanın dansıdır, son bir veda dansı. Renklerin, rüzgârın, yağmurun, seslerin eşliğinde, mevsimin son dansı…
Ara sıra çıkan güneşiyle, ılık rüzgârlı havasıyla, bulutların hızlı akışıyla, adeta bir yaz sonu aşkının veda busesinde ki duygularla, ilham oluverir şairlere, yazarlara.

Rüzgâr yerde ki kuru yaprakları önüne katarak sürükleyip, küçük yığınlar yaparken cadde ve sokaklarda, anılarda toplanır bu mevsimde analiz için aklın kuytu köşelerinde. Kimi sararmış solmuş, kimi kurumuş, kimi de kurumaya yüz tutmuş.
Karşı sahilde batan akşam güneşi de aslında sonbaharın kızıl renklerini ve hüznünü barındırır üzerinde. Yarın yeni bir günün geleceğini bile bile yine de bir burukluk oluşur kişilerin yüreğinde. Hele bu mevsimde yakamozların, dolunay ve yıldızların daha az görüleceği uzun kış gecelerinin, kapıya dayandığı etkisi çoktur.
Ama bilinir aslında ve umutla beklenir, kendi renkleri gibi olmasa da gelecek olan renkli baharda o gecelerin ertesindedir. O nedenle yitirilmeyen umutlarla doludur sonbahar.

Renklerdir insanın tüm duygularını etkileyip, kişiliğini bile değiştiriveren. Öyle çok renk vardır ki etrafta, adeta mest olup dolaştırır çakır keyif sarhoşlukla.
Öyle ya yeşilin her tonu, kırmızı doğa da bu kadar mı çok renk tonlarına sahip olur?
Sarı, turuncu kahvenin güzelliğine ne demeli?
Aklınıza, gözlerinizin önüne gelen, gelmeyen her rengin mevcut olduğu o yollarda ki yaprak hışırtıları arasında, usul usul acelesiz bir şekilde, mest olmuş ruhla, duygularla, renklere dokunarak yürüyüşlerin yapıldığı, bambaşka bir mevsimdir sonbahar.

Dallarda tutunamayıp süzülerek düşen altın sarısı yaprakların, edalı yüzüşlerini dalgın dalgın izler gözler, gökyüzünün bulutlarını da alıp geldiği, birikmiş sularda ki eşsiz sonbahar yansımalarında.
Aşkı anlatır, aşkı kendinde yaşatır sonbahar, bambaşka farklı bir üslupla, fısıltıyla, coşkuyla.
Sevgi ve saygılarımla…
Fatma Marmara






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!