• resmi ilanlar

Eski polisler neler anlatıyor(3)

04/08/2017 18:07

TRAFİK MÜDÜRÜ BYLOCK YÜKLEDİĞİNİ KABUL ETTİ! 2'si firari 73 kişinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye oldukjları gerekçesiyle açılan kamu davasında sanıklar savunmalarını yapmaya devam etti. Etkin Pişmanlık hükümlerinden faydalanmak üzere gözaltındayken bildiklerini anlattığını belirten Hakan Eren, anlattığı konuların Savcılık tarafından bilinmesi nedeniyle bu hükümlerden yararlandırılmamasına tepki gösterdi. Bolu eski Valisi İbrahim Özçimen'in koruma polisliğini yapan Fuat Kuru ise, savcılık tarafından belirlenen 18 kriterden kendisine uyan bir maddenin bulunmadığını hakkında ki algının Özçimen'in koruması olduğundan kaynaklandığını belirtti. Trafik Tescil Şube Müdürü Hakkı Kazan ise bylock'u bir dönem telefonuna yüklediğini kabul etti. Haber: Hakan Aydın       HAKAN EREN Gözaltına alındıktan sonra yapıyla ilgili bildiklerini anlattığını ancak savcılığın anlattığı bilgilere vakıf olması nedeniyle 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 221. Maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmadığını belirten Hakan Eren yaptığı savunmada şunları söyledi; ŞEHİTLERE RAHMET, GAZİLERE ŞİFALAR DİLİYORUM Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 15 Temmuz darbe gecesi gerçekleştirilmek istenen hain darbe girişimini lanetliyorum. Şehitlere rahmet, gazilere şifalar diliyorum. Örgüt üyesi suçlaması ile tutuklandım. Hakkımda düzenlenen iddianamede bylock kullanıcısı olduğum ve adı geçen örgütün düzenlediği dini sohbetlere katıldığım iddiası yer alıyor. Bunları kabul etmiyorum. 5-6 KEZ DİNİ SOHBETLERE KATILDIĞIM DOĞRUDUR Aleyhime beyanda bulunan şahısların ifadelerini kabul etmiyorum. Sinan Gül'ü tanımam iddia ettiği gibi kendisiyle iftar programına katılmadım. Bahsettiği adresi bilmiyorum. Cemalettin Küçük'ü polis olması nedeniyle tanırım. Küçük ifadesinde benim nadiren de olsa dini sohbetlere katıldığımı söylemiş. Küçük'ün toplantılara katıldığını belirterek verdiği isimlerde iş arkadaşlarımızdır. Bahsedilen toplantıya katılmadım. Bahse konu toplantı diğer isimlere sorulsun. Veysel Demirtaş'da benim toplantılara katıldığımı belirtmiş. Bu da doğru değildir. İsmail Ece de aynı şeyleri söylemiş. Bu şahsın beyanlarında yer alan kişilerle her hangi bir toplantıya katılmadım. İbrahim Bektaş polistir. 2012 yılı öncesi kendisi ile 5-6 kez dini sohbetlere katıldığım doğrudur. Uğur Selçuk, Osman Hançer, Haydar Demirdirek ve İbrahim Bektaş bu toplantılarda bulunurdu. Ancak 2012 sonrası bu toplantıların yapıldığı ortamları beğenmediğim için bir daha toplantılara katılmadım. İbrahim Bektaş'ın ifadesinin bazı noktalarında çelişkiler vardır. Aleyhime yönelik beyanlarını kabul etmiyorum. Bu toplantılarda telefonların dışarıda bırakılması söz konusu değildir. Böyle bir şey görsem bahse konu toplantıyı terk ederdim. Sanık ile tanık beyanlarında geçen, sohbetlerde konuşmacı olarak katıldığı belirtilen öğretmenleri de tanımam. Bu sohbetlerde de öğrencilere bağış toplandığı da doğru değildir. MEDYA ARACILIĞIYLA HABERDAR OLDUM İddianamede benim bylock kullanıcısı olduğum tespitine yer verilmiş. Sonu 83 71 ile biten hat bana aittir. Bahsedilen programı kullanmadım. İndirmedim. Başkasının da telefonuma indirmesine izin vermedim. Bu programın varlığından medya aracılığıyla haberdar oldum. Suçlamayı kabul etmiyorum. İddianamede bylock programını telefonuma Adem Topal ve Cahit Sağlar'ın yüklediği belirtiliyor. İki şahsıda tanımam. Telefonuma böyle bir yükleme yapılmasına izin vermedim. İDDİA YERSİZ VE HUKUKSUZDUR Bylock kullandığım ve dini sohbetlere katıldığım doğru olsa bile örgüt üyeliğim suçlaması için yeterli kanıt teşkil etmez. Yasa dışı bir örgütten talimat ve destek almadım. Para toplamadım. Her hangi bir para vermedim. Yasa dışı faaliyette bulunmadım. Örgüt üyeliğinin maddi unsurları iddianamede yer almıyor. Şu durum itibari ile iddia yersiz ve hukuksuzdur. ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRIDIR Türkçe olimpiyatlarına dönemin siyasi ve bürokratlarının katılarak destek verdikleri bir gerçektir. Bunlar hakkında herhangi bir adli işlem yapılmazken, şahsımın 5-6 kez katıldığım dini toplantılar sebebiyle, hukuksuz yapılan bylock tespitinden sonra tutuklandım. Bir eylem suç ise herkes için suç olmalıdır. Bir eylem suç değilse herkes suçsuzdur. Bu durumun aksi haller uluslararası hukuka aykırıdır. TRENİ KAÇIRMIŞ! 20.08.2016 tarihinde ikamet ve aracımda arama yapılmıştır. Her hangi bir suç unsuruna rastlanmadı. Ben gözaltına alındıktan sonra yapıyla ilgili bildiğim her şeyi açıkladım. 5237 sayılı Türk ceza kanunun 221. Maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istedim. Ancak benim verdiğim bilgiler daha önceden iddia makamınca elde edilmiş bilgiler olması nedeniyle dikkate alınmadı. Ben o aşamada savcılık makamını neyi bilip, neyi bilmediğini bilecek bir pozisyonda değildim. Yapıya ilişkin bildiğim her şeyi samimiyetle açıkladım. Hakkımda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını talep ediyorum. Benimle aynı statüde bulunan kişiler pişmanlıktan yararlanırken, benim yararlanmamam eşitlik ilkesine haykırıdır. VATAN HAİNLİĞİYLE SUÇLANIYORUM Meslek hayatım boyunca kendimden ve ailemden ödün vermeyerek görevimi şerefimle yerine getirdim. Bu süre zarfında hiçbir örgütsel faaliyette bulunmadım. Vatan sevdalısı bir insan iken vatan hainliğiyle suçlanıyorum. Bu haksızlıktır. Öncelikle tahliyemi ve yargılama sonunda beratımı istiyorum. FUAT KURU ÇELİK YELEKLERİMİZİ GİYDİK Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben 1997 yılında emniyet teşkilatına girdim. 19 yıl boyunca görevimi şerefimle yaptım. 15 Temmuz darbe gecesi hainlere karşı eşimle birlikte çelik yeleklerimizi giyerek silahlarımızı da yanımıza aldık ve görevimizin başına geçtik. Darbe bastırılana kadar görevimizin başındaydık. Tarafıma yapılan isnatları onur kırıcı olduğunu söylemek istiyorum. Hiçbir terör örgütüne üye değilim. Suçlamayı kabul etmiyorum. KORUMA OLMAM ALGIYA NEDEN OLDU Örgüt üyeliğine ilişkin iddianamede belirtilen 18 kriter dahilinde hakkımda aleyhime olabilecek hiçbir delil yoktur. Soyut bilgiler vardır. Üzerinde tarih ve imza bulunmayan bir dilekçenin ardından alınan ifadelerle hakkımda suçlamalar vardır. MASAK raporundaki kayıtlar aleyhime kabul edilmiştir. Hakkında örgüt üyeliği suçlaması ile soruşturma yürütülen Bolu eski valisi İbrahim Özçimen'in koruması olmam sebebi ile bu suçlamayla karşı karşıya kaldım. Üyeliğimin olup olmadığını mahkemenin karar vermesi isteniyor. Yargılama sonucunda bu hükme ulaşacağınıza inancım tamdır. TEVDİ RAPORUNU KABUL ETMİYORUM Bolulu Valiliğince 09.02.2016 tarihli tevdi raporu düzenlenmiştir. Bu tevdi raporunun dayanağı ise aynı Haydar Alagöz'e ait olduğu belirtilen iddiası da yersiz bir dilekçedir. Bu dilekçeye istinaden hazırlanmış olan tevdi raporundaki suçlar tamamen soyut aleyhe beyanlardır. Ben Haydar Alagöz'ün dilekçesine istinaden hazırlanan tevdi raporunu kabul etmiyorum. Haydar Alagöz'ü tanımam. Aleyhime beyanları kabul etmem mümkün değildir. Başbakanlığın belirlemiş olduğu genelgede ‘isimsiz, imzasız, adres bilgisi olmayan ve tarihsiz' dilekçeler işleme alınmayacağı belirtilmesine rağmen Haydar Alagöz'ün verdiği dilekçede bu hususların hiçbiri yok iken dilekçe işleme alınmıştır. Başbakanlığın genelgesi ortadayken şahsımla alakalı olarak Haydar Alagöz'ün dilekçesini itibar edilerek işlem yapılmıştır. Dilekçeyi ve buna istinaden alınan beyanları kabul etmiyorum. Aleyhime ifade verenler idari hususlardan bahsetmişlerdir. Benim bu konularda hiçbir yetkim ve görevim yoktur. Bu ifadeleri verenlerin intikam duygusu ile bunları söylediklerini düşünüyorum. DEVLETİN VALİSİNİ, DEVLETİN TALİMATI İLE KORUDUM Hakkında terör örgütü üyeliği suçlaması ile soruşturma açılan İbrahim Özçimen'in koruması olduğum doğrudur. Devletin Valisini, devletin talimatı ile korudum. Bu şahsın soruşturma geçiriyor olması benim de aynı örgüte üye olduğuma dayanak yapılmamalıdır. Ben vali korumalığı görevini Muş'ta, İbrahim Özçimen'den önce de yapıyordum. 2003 yılında dönemin valisi Mustafa Kartal'ın da koruma polisiydim.Kartal'dan sonra göreve gelen İbrahim Özçimen'de de koruma polisliğine devam ettim. Özçimen Burdur'a atanınca ‘benimle gelmek isteyen olursa götürürüm' demişti. Muş'ta şark görevim sona erdiği için son üç yıldır tercih sıralamasında Burdur'u ilk sıraya yazarak tayin istiyordum. Emniyet kayıtlarından bu kontrol edilebilir. Özçimen'in teklifi üzerine kendi isteğim ile Burdur'a gittim. Burada İbrahim Özçimen'in korumalığına devam ettim. Yine İbrahim Özçimen'in 2010 yılında Bolu'ya atanması üzerine eşim ve benim bir türlü adapte olamadığımız Burdur'dan ayrılarak yine kendi isteğimiz ile Bolu'ya geldik. Koruma polisi olarak Bolu'da da görevime devam ettim. 2014-2015 yıllarında Bolu Valiliğine atanan Ahmet Zahteroğulları'nın da koruma polisliği görevini sürdürdüm. İbrahim Özçimen ile resmi görevim dışında herhangi bir ilişkim olmadı. Kaldı ki İbrahim Özçimen ile birlikte Muş'tan Burdur'a, Burdur'dan Bolu'ya eşim ve benim gibi tayin olarak gelen başka memurlar da mevcuttur. Ama örgüt üyeliği suçlaması ile eşim ve ben karşılaştık. Diğer şahıslar hakkında herhangi bir soruşturma yürütülmemektedir. Eski Vali Özçimen'in terör örgütü üyeliği ile suçlanıyor olması benim aleyhime delil teşkil etmesi suç ve ceza ilkesine aykırıdır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. ÖZÇİMEN'LE 132 EFT İŞLEMİ VAR Dosya içerisinde ayrıntılarına sahip olmadığım MASAK raporları mevcuttur. Aleyhime olduğu belirtilen kayıtlardan da tam anlamı ile haberdar değilim. Ancak kayıtlar tarafıma verildiğinde bu konu ile ilgili savunmamı tekrarlamak istiyorum. Elimdeki bilgilere göre savunma yapacağım. İbrahim Özçimen'in göndericisi olduğu 132 EFT işleminde 62 bin TL'nin benim hesabıma, benim gönderici olduğum EFT işlemleri ile Özçimen'in hesabına 21 bin TL gönderdiğim ifade edilmektedir. Bu işlemlerden hangisinin suç teşkil ettiği belli değildir. Ancak şunu belirtmek isterim; geçmiş dönemlerde de ve şuanda da muhtemelen valilerin bankalarda olan hesap hareketlerinin ya özel kalem yapar ya da koruma polisleri yapmaktadır. İbrahim Özçimen'in garanti bankasında olan maaş hesabını ben takip ederdim. Bu ödemeleri yapmak için de Özçimen'in internet bankacılığı vasıtası ile lazım olan miktarı kendi hesabıma aktarır, ödemeyi yapar sonra da gerekli bilgiyi vali beye iletirdim. MASAK raporunda yer alan İbrahim Özçimen ve şahsımın hesap hareketlerinin detaylı incelenmediğini belirtmek istedim. Bunu yine belirtmek istiyorum ki MASAK raporunda sadece Vali İbrahim Özçimen'in hesap hareketleri yer almış. Ancak Özçimen'den sonra Bolu Valiliğine atanan Ahmet Zahteroğulları'nın da hesap hareketlerinde bilgisi dahilinde ben yapardım. İbrahim Özçimen görevden alındıktan sonra kendisi ile hiçbir parasal işlemim olmamıştır. Üzerime atılı örgüt üyeliği suçlamasını ilişkin olarak iddianamede belirtilen kıstaslar dahilinde aleyhime dair herhangi bir delil bulunmadığından beraatıma karar verilmesini talep ediyorum. Gözaltına alındığımızda Bolu eski valisi Ahmet Zahteroğullarına ait nüfus cüzdanınızdan çıkmış bu hususta bilgi verir misiniz? Ben İbrahim Özçimen'den sonra göreve atanan Ahmet Zahteroğulları'nın da banka işlemlerini takip ettim. Bu sebeple vali beyin nüfus cüzdanı fotokopisi bende bulunurdu. Bu fotokopi tamamı ile unutkanlık sonrası cüzdanımda kalmıştır. Eğer ben bu fotokopiyi farklı amaçlar ile kullanmış olsaydım, kullandıktan sonra yırtıp atardım. Sizinle alakalı iki şahsın Bolu Valiliğinde görev yerlerinin geçmesi söz konusu. Bu değişikliklerin İbrahim Özçimen ile olan yakın ilişkiniz ve örgüt üyeliğinizin bu değişikliklere sebep olduğunu beyan etmişler. Ne diyeceksiniz? Bu kişilerin valiliğe gelen özel dosyaları karıştırdıkları, inceledikleri valinin özel kalemini dinledikleri ve çöplerini karıştırdıklarına yönelik bilgiler şahsına ulaştığında ben de durumu İbrahim Özçimen'e aktardım. İbrahim Özçimen ve özel kalem ile paylaştım. Bundan sonraki süreçte yapılan işlemlerde benim herhangi bir dahilim söz konusu değildir. HAKKI KAYNAK Trafik Tescil Şube Müdürü olarak Bolu'da görev yapan Hakkı Kaynak yaptığı savunmada şunları söyledi; DOSYA KAPSAMINDA EKSİKLİKTİR Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 1980 yılında amcamın şehit edilmesinin ardından polis olmaya karar verdim. 1996 yılında polis akademisini bitirmem üzerine göreve başladım. Görev sürem içerisinde Kosova'da görev yaptım. Üç yılın dışında trafik şubede bir fiil 18 yıl hizmet verdim. Şehit olmak için girdiğim meslekten örgüt üyeliği suçlaması ile atılmış olmam mağduriyete neden oldu. 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında evimde istirahat ediyordum. Göreve çağırılmam üzerine tüm personeli toplayarak göreve geçtim. 10.10.2016 tarihinde BİMER'e yapılan isimsiz bir ihbar sonrası önce açığa ardından da meslekten ihraç edildim. BİMER'e yapılan ihbarda Halvet'li olduğum ve ABD'ye gittiğim belirtilmiş. Hayatımı karartan bu ihbarcıya ait herhangi bir bilgiye ulaşamadım. İhbarı yapan şahsın ismi gizlenmektedir. Bu şahsın tanıklığına dahi başvurulmadan terör örgütü suçlaması yapılması dosya kapsamında eksikliktir. İsmi gizlenen şahıs gerçekten var mıdır? Eğer var ise ihracıma neden olan bu şahıs ile davacı olma olacağımı belirtmek isterim. AB POLİS TEŞKİLATINDA GÖREV YAPTIM İddianamede suçlamaya dayanak olarak yurtdışı giriş çıkışı gösteriliyor. 1996-2002 yılları arasında AB uyum çalışmaları kapsamında Almanya'ya gittim. Trafik mevzuatı ile ilgili çalışmalarda bulundum. Kosova'da 13 ay süre ile görev aldım. Bu esnada 4 kez yurda giriş çıkış yaptım. 2010-2012 yıllarında ilgili sınavları kazanarak AB polisi sıfatı ile Kosova'da çalıştım. İngilizce öğrenmek amacı ile emek ve para harcadım. Bu hususta sarf ettiğim çabaların örgüt üyeliği suçlamasında delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum. Sonu 1222-7555 ile biten hatlar üzerinde bylock tespit edildiği iddia ediliyor. Daha önceden de söylediğim gibi 2010-2012 yıllarında görev yaptım. Ailem ile görüşmelerimi daha ekonomik olması için internet üzerinden yapıyordum. BYLOCK KULLANICISI HERKES DE ÖRGÜT ÜYESİ DEĞİLDİR Kosova'dan gelirken Galaxy Note-1 marka telefona çoğu İngilizce olmak üzere 625'ten fazla program yükledim. Bu programlardan 5-6 tanesi sohbet programıydı. Bu programları yüklememdeki amaç görev yaptığım sırada tanıştığım yabancı ülkelerdeki arkadaşlarım ile ekonomik bir şekilde görüşme gayesidir. Bir süre Viber isimli programı kullandım. Ancak bir süre sonra programın ücretliye dönmesi üzerine başka program arayışına girdim. Bir iki tane sohbet programını yükledim. Ancak beğenmeyince bylock programını indirdiğimi hatırlıyorum ancak bu programı görsek ikonu örümcek ağı şeklindeydi. Hatırladığım kadarı ile ben bu programı 2012 sonu, 2013 başına denk gelen bir tarihte indirmiştim. Ancak programa giriş yapamadım. Yeni kullanıcıya izin vermedi. Bu nedenle de storeden indirdiğim programı kaldırdım. Dosyada bylock tespit tarihi olarak Eylül 2014 ve Ekim 2014 tarihleri belirtilmiş. Bu tarihler benim programı indirdiğim tarihler ile örtüşmüyor. Bu neden ile tespiti hatalı olduğunu düşünüyorum. Emniyetin tespit tarihinde ben bu programı indirmedim. Kullanmadım. Bank Asya'da hesabı olan, bu yapıya müzahir okullara çocuklarını gönderen herkesin örgüt üyesi kabul edilemeyeceği gibi bylock kullanıcısı herkes de örgüt üyesi değildir. İddianamede yer alan hiçbir hususu kabul etmiyorum. Bir hukuk ilkesi olan ‘masum bir insanın hapiste tutulması, suçlu bir insanın serbest bırakılmasından daha ağırdır' sözünü hatırlatarak öncelikle tahliyemi, yargılama sonunda da beraatımı istiyorum. Çocuğunuzu örgüte müzahir okula gönderdiğiniz belirtiliyor. Savunmanızda bu konuya değinmediniz. Bilgi verir misiniz? Kosova'da görev yaparken küçük kızımı yerel bir okula gönderdim. Büyük kızım için okul arayışına girdim. Ancak yerel okullarda eğitim seviyeleri ve ahlaki durumları uygun olmayınca mecburen buradaki yapıya müzahir okula gönderdim. Ülkemizde çocuklarını bu yapıya ait okullara bilerek ve isteyerek gönderen ailelere soruşturma açılmadı. 

...

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: