• resmi ilanlar

Eski polisler neler anlatıyor? (2)

03/08/2017 16:12

*FETO/PDY soruşturmaları kapsamında Emniyet mensuplarının yargılandığı duruşmalar devam ediyor. Bolu Emniyet Müdür Yardımcılığından emekli olan Ekrem Güneyisi “Milliyetçi bir dünya görüşüm vardır. Şahsımın bilinçli olarak soruşturmaya dahil edilerek, soruşturulmaların sulandırılmaya çalışıldığını düşünüyorum” dedi. *“Bylock programının telefonuma indirildiğini ve kullandığımı daha önce samimiyetimle ifade etmiştim” diyerek bylock kullandığını itiraf eden nadir sanıklardan olan polis memuru Erhan Kılıçarslan “Bylock programını belirli bir süre kullandıktan sonra Tango programı ile mesajlaştıklarını da kabul etti. *Bolu'da teşkilatın içinde örgüte mensup iki prensten biri olduğu iddia edilen Ertuğrul Bozdağ, yurtdışı görevlendirmelere kriterleri yerine getirerek seçildiğini ve yurtdışında da zor görevlerde bulunduğunu belirterek, cemaat tarafından parlatılmaya çalışılan bir örgüt üyesi olduğu iddialarını kesin bir dille reddetti.

Davut Çınar

Derya Aydın

Dilek Güneyisi

Ekrem Güneyisi

Emirhan Karalay

Emrullah Tayıpoğlu

Erhan Kılıçarslan

Erkan Ergül

 

Ertuğrul Bozdağ

Haber: Hakan Aydın – Ebru Eyvazoğlu

Beleiye Nikah Salonu’nda görülen ve emniyet mensuplarının yargılandığı duruşmalara devam ediliyor.

DAVUT ÇINAR

15 Temmuz akşamı tugayda olabilecek bir kalkışmaya karşı görevlendirilen ilk ekipler içerisinde yer aldığını belirten Davut Çınar yapmış olduğu savunmasında şunları söyledi;

“ŞEHİTLER ARASINDA BENİM DE ADIM OLACAKTI”

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 15 Temmuz hain darbe girişimini duyunca görev yerine gittim emniyet müdürünün verdiği talimat doğrultusunda Bolu 2. Komando Tugay Komutanlığı önünde görev yaptım. Darbe girişimi sırasında Tugay’dan kaynaklı olabilecek herhangi bir kalkışma hareketine karşı müdahalede bulunacak ilk ekipler arasında yer aldım. Eğer böyle bir kalkışma olsaydı belki de şu anda şehitler arasında benim de adım olacaktı. Terör örgütü üyeliği suçlanma , onur kırıcı, 15 Temmuz öncesi veya sonrasında herhangi bir terör örgütüne üye olmadım. Feto/PDY terör örgütü ile bağlantım olmadı. Bu örgütün hiçbir faaliyetinde bulunmadım. Şahsıma yöneltilen suçlamaları haksızlık olduğunu düşünüyorum.

“TESPİTİN HATALI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

Bylock kullandığım tespiti iddianamede yer alıyor. Adı geçen programı telefonuma indirmedim, kullanmadım ve başkalarının telefonuma indirmesine veya kullanmasına izin vermedim . Hakkımda yapılan tespitin hatalı olduğunu düşünüyorum.

“TAHLİYEMİ VE BERAATIMI İSTİYORUM”

2015 Kasım ayında eşim geçirmiş olduğu kalp rahatsızlığı sonucu vefat etti. İki küçük çocuğumla hayat mücadelesi veriyorum. Bu mücadeleyi verirken tutuklandım. 6,5 aydır çocuklarımın bana ihtiyacı olduğu bir dönemde yanlarında değilim. Bu hususun mahkemenizce dikkate alınmasını, tahliyemi ve beraatımı istiyorum.

DERYA AYDIN

Eşi de aynı soruşturma kapsamında yargılanan Derya Aydın yapmış olduğu savunmasında şu ifadeleri kullandı;

“36 HAFTALIK HAMİLEYDİM”

Öncelikle üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Bylock kullandığım iddia ediliyor. 03.03.2017 tarihinde gözaltına alındığımda bazı açıklamalarda bulunmuştum. Ancak bu esnada 36 haftalık hamileydim. Özel durumumun verdiği sıkıntı ve gözaltı stresi nedeni ile kendimi tam anlamı ile ifade edemedim. Emniyet aşamasında verdiğim ifadeleri kabul ediyorum ancak bazı hususlarda eklemeler yapmak istiyorum.

“EŞİMLE İNTERNETİ ORTAK KULLANDIK”

Ben çok fazla teknolojiden anlayan biri değilim. Mail atmayı dahi iş arkadaşlarımın 2,5 aylık  çabaları ile öğrendim. Bylock tespitinin yapıldığı belirtilen ve evde aile bireyleri ile ortak olarak kullandığımız sonu 6062 ile biten hat eşim adına kayıtlıdır. Biz bu hattı ortak kullanırdık. Van ilinde yaşanan deprem sonrası buraya tayinimiz çıktı. Bu süreçte internet kesintileri ve bağlantı sorunları yaşıyorduk. Bu neden ile eşimle interneti ortak kullandık. İş arkadaşlarımla da interneti zaman zaman paylaştığım oldu. Bylock tespitinin bu ortak kullanımlar neticesinde yapıldığında düşünüyorum.

“4 AYLIK BEBEĞİM VAR”

Görevimi layığı ile yapmaya çalışan, bu sebeple eleştiriye maruz kalmamak için çaba sarf eden biriyim. Dört aylık bir bebeğim var. Soruşturmalar sırasında anne oldum. Hatalı olarak yapıldığını düşündüğüm bylock tespiti sonrası örgüt üyeliği suçlaması ile yargılanıyorum. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum.

Yurtdışı gezileriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Anlaşmış olduğumuz bir tur firması aracılığı ile Avrupa’ya bir seyahatim söz konusu olmuştur. Bu gezi kapsamında İtalya, Hollanda, Fransa ve Lüksemburg’a gitmiştim. Bir kez de Gürcistan gezim vardır. Bu yurtdışı seyahatleri turistlik amaçlıdır.

DİLEK GÜNEYİSİ

Bolu Emniyet Müdür Yardımcısı Ekrem Güneyisi’nin ev hanımı eşi olduğunu belirten Dilek Güneyisi yapmış olduğu savunmada şunları söyledi;

“BYLOCK NEDENİYLE KAMU DAVASI AÇILDI”

Üzerime atılı terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmiyorum. Bu suçlama nedeni ile hakkımda kamu davası açılmıştır. Açılan davaya temel konu ise sonu 1845 ile biten hatta bylock tespitinin yapılmasıdır. Bir diğer konu ise Bank Asya hesabımdır. Bu konularda açıklamalarda bulunacağım.

“BYLOCK’U MEDYADAN ÖĞRENDİM”

Bylock tespitinin yapıldığı belirtilen ve sonu 1845 ile biten hat eşim adına kayıtlıdır. Bahsedilen programı indirmedim, kullanmadım ve başkaları tarafından telefonuma herhangi bir program indirilmesine izin vermedim. Bu programın adını 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında medyadan öğrendim. Ben kendi halinde ev hanımı olan bir insanım. Bylock tespit edilen hattı ev telefonu olarak ailecek kullanıyorduk. Eşim telefonunda zaman zaman sıkıntı yaşayınca bu telefonu işe götürdüğü de olmuştur. Ben bu telefonda yapılan bylock tespitini kabul etmiyorum.

“BU HESAPLARDAN KESİNLİKLE HABERİM YOKTUR”

2008 yılının değişik zamanlarında bankada iki ayrı hesap açtırdığım doğrudur. Bu hesaplar TL ve avro hesaplarıdır. 4-5 ay sonra da bu hesapları kapattırmıştım. Ancak iddianameden görüyorum ki benim bilgim dışında bankanın şahsım adına dört ayrı hesap açtığını öğrendim. Bu hesaplardan kesinlikle haberim yoktur.

“OKULLARINA ÇOCUKLARIMI GÖNDERMEDİM”

Ben adı geçen örgütün hiçbir faaliyetine katılmadım. Ne şahsım ne de aile bireylerim örgüte ait ev ve yurtlarda kalmadı. Okullarına çocuklarımı göndermedim. Aleyhime herhangi bir tanık beyanı yoktur. Yargılanma sonunda mahkemenizce beratıma karar verilmesini istiyorum.

EKREM GÜNEYİSİ

Bolu Emniyet Müdür Yardımcılığından emekli olduktan sonra FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanan Ekrem Güneyisi yaptığı savunmada şunları söyledi;

“GAZİLERE ŞİFALAR DİLEYEREK ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 15 Temmuz hain darbe girişimini lanetliyorum. Bu hain girişimin bastırılmasında şehit olanlara rahmet gazilere şifalar dileyerek şükranlarımı sunuyorum.

“SORUŞTURULMALARIN SULANDIRILMAYA ÇALIŞILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Evli üç çocuk babasıyım. Ankara, Şanlıurfa, İstanbul ve Bolu’da görevlerde bulundum. Son olarak da Bolu’da emekliye ayrıldım. Görev sürem boyunca TEM, KOM ve istihbarat şubelerinde çalışmadım. Benim görev alanım idari kısımlardır. 2009 yılında Kosova’da iki yıl görev yaptım. Döndükten sonra Bolu emniyetinde müdür yardımcısı olarak görev yaptım. Meslek hayatım boyunca en “En vatansever insan, görevini en iyi yapan insandır” düsturu ile hareket ettim. Hakkımdaki örgüt üyeliği suçlamasından dolayı son derece üzgünüm. Soyut ve nesnesiz iddialar nedeni ile karşınızda bulunuyorum. Mesleğim sebebi ile suç ve suçlu ile mücadele ettim. Devletimin yanında oldum. Adı geçen örgüt ile irtibatım yoktur. Milliyetçi bir dünya görüşüm vardır. Aksi hiçbir şekilde iddia edilemez. Şahsımın bilinçli olarak soruşturmaya dahil edilerek, soruşturulmaların sulandırılmaya çalışıldığını düşünüyorum.

“TESPİTLERİN ŞÜPHELİ OLDUĞU KANAATİNDEYİM”

Bylock tespiti sonrası örgüt üyeliği ile suçlanıyorum. Adı geçen programın storede 2016 ocak ayına kadar indirilmeye devam edilmiş olduğu belirtiliyor. 600 bin kullanıcısı olduğu da belirtilenler arasında. Adıma kayıtlı sonu 18 45 ve 84 84 ile biten iki hattım da bu tespitin yapıldığı iddiaları var. Bylock tespiti aralık 2014 öncesine aittir. MİT tarafından milat sayılan tarihten önce indirilmiş. kayıtlara ilişkin cemaatin manipülasyonlar yaptığı ve data bilgilerini cemaat tarafından silindiği yine MİT raporlarında yer alıyor. Bu neden ile yapılan tespitlerin şüpheli olduğu kanaatindeyim. Suçlamaya dayanak olarak toplanan delillerin 48 saat içinde dosyaya konulması gerekmektedir. Bylock listelerinin sürekli güncellenmesi, listelerin güvenirliliğinin tartışılmasına neden olmaktadır. Şahsımın da yapılan hata sonucu mağdur edildiğini düşünüyorum. Yasadışı elde edilen bilgilerin delil olarak mahkemede kullanılması söz konusu değildir. Bylock tespitini kabul etmiyorum.

“OLMAYAN ŞEY TESPİT EDİLEMEZ”

Bylock tespiti dışında örgüt üyesi olduğuma dair bulgu yoktur. HTS kayıtları ve MASAK raporları aleyhime delil olarak kullanılmamalıdır. Aleyhime tanık beyanı yoktur. Zaten olmayan şey tespit edilemez. Soyut isnatlar sonrası yedi aydır tutukluyum. Devletçi ve milliyetçi dünya görüşüne sahip biri olarak mağdur ediliyorum. Öncelikle tahliyemi yargılama sonunda da beraatımı istiyorum.

EMİRHAN KARALAY

15 Temmuz Darbe girişimi sırasında yıllık izni nedeniyle Kahramanmaraş’ta olduğunu belirten Emirhan Karalay, darbe girişimi sonrası ilk tutuklanan isimler arasında yer alıyor. Karalay yapmış olduğu savunmada şunları söyledi;

“SOYUT İDDİALARA DAYANIYOR”

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Tutukluluğumun üzerinden bir yıl geçtikten sonra aleyhime yapılan isnatlara cevap verebilecek olmaktan dolayı mutluyum. 2007 yılında polis memuru olarak göreve başladım. Dokuz yıl boyunca görevimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Amirlerim tarafında takdir ve taltif ile ödüllendirildim. 15 Temmuz hain darbe girişimi başladığı sırada yıllık izindeydim. İzinlerin iptal edilmesi nedeni ile hemen Bolu’ya dönerek görevimin başına geçtim. 18.07.2016’da önce açığa, sonrasında terör örgütü üyeliği suçlaması ile 18.08.2016 tarihinde tutuklandım. Şahsıma emniyet ve savcılıkta sorulan sorular üzerine bylock kullanmadığımı, Bank Asya da hesabımın olduğunu, bankaya destek olmak amacıyla bu bankada mevduat bulundurmadığımı beyan etmiştim. Ancak sonu 62 35 ile biten hattımda bylock tespit edildiğini sulh ceza mahkemesine çıktığımda öğrendim. Tespitin nasıl yapıldığına dair belge ve bilgi tarafıma verilmedi. Örgüt üyesi üyeliği suçlaması soyut iddialara dayanıyor. Bu nedenle bir yıldır tutuklu bulunuyorum.

“BULGUNUN OLMADIĞI GÖRÜLÜR”

İddianamede bylock kullanıcısı olduğum, örgüte destek olmak için Bank Asya’dan hesap açtırdığım biliniyor. Kimse Yok Mu Derneğine bağış yaptığım, Sevda Alkoçak Kurul ile yaptığım telefon görüşmeleri aleyhime atılı suçlamaya dayanak olarak gösterilmiş. Örgüt üyesi olmak için örgütün hiyerarşik yapısında yer almam örgütün stratejisi doğrultusunda hareket ve eylemlerde bulunmak gerekir. İddianameye bakıldığında bunlarla ilgili bir bulgunun olmadığı görülür.

“HAYAL ÜRÜNÜ BİR İDDİADIR”

Adıma kayıtlı olan sonu 6235 ile biten hatta bylock tespiti yapıldığı söyleniyor. Bylock kullanılmış olması terör örgütü üyeliğine delil sayılmış. Ben bunu kabul etmiyorum. Ben bu programı kullanmadım. İndirmedim. Başkasının indirmesine de izin vermedim. Bu iddia gerçekten uzak hayal ürünü bir iddiadır. Bylock tespitinden şüphelerim mevcuttur.

“BİRİKİMLERİN GELİRİM İLE DOĞRU ORANTILIDIR”

2007 yılında tamamen katılım bankası olması, ikametime yakın olması ve fazla müşterisi olmaması nedeni ile sıra beklemememden dolayı Bank Asya’da hesap açtırdığım ve kullandığım doğrudur. Devletin güvencesi altında yasal faaliyetlerini sürdüren bankada hesabım olması terör örgütü üyeliğine dayanak yapılmasını kabul etmiyorum. Birikimlerin gelirim ile doğru orantılıdır. Başka bir bankada bulunan maaş hesabımı tasarruf için bank asya ya aktarırdım. Bunu talimat veya bankaya destek olmak amacı ile yapmadım. 2007 yılında açtırdığım bu hesap 2016 yılına kadar aktif olarak tarafımdan kullanılmıştır. Suçlamaya dayanak yapılmasını kabul etmiyorum.

“KİMSE YOK MU DERNEĞİNE BAĞIŞ YAPTIM”

Aleyhime delillerden birisi de kimse yok mu derneğine yapmış olduğum bağışlardır. Hayatım olağan akışı içerisinde çeşitli yardımlar yaparak şehit polis ve asker ailelerine organizasyonlar sonrası çeşitli bağışlarım olmuştur. Cuma namazı sonrası bağış yaparım. Kimse yok mu derneğine de bahsedilen bağışları yaptım. İki işten de iki yüz TL bağış yaptığım belirtiliyor. İnsani saliklerle yapmış olduğum bağışların aleyhime delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.

“AYNI YERDE GÖREV YAPTIK”

Hakkımda soruşturma açılan Sevda Alkoçak Kuru ile yaptığım telefon görüşmeleri şüpheli bulunmuş. Meslektaşım olduğu için kendisini tanırım. Aynı yerde görev yaptık. Görüşmeler mesleki iletişim amaçlıdır. Aleyhime delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum. Kaldı ki Sevda Alkoçak Kuru hakkında soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verilmiştir.

“YARGILAMA SONUNDA BERAATIMI TALEP EDİYORUM”

Tüm suçlamalar soyut ve varsayıma dayanıyor. Bunlar nedeni ile bir yıldır tutuklu bulunuyorum. Uzun süre tutuklu sonrası sağlık sorunları yaşıyorum. Tutukluluğum sebebi ile kendim ve ailem mağdur edildik tahliyemi ve yargılama sonunda beraatımı talep ediyorum.

EMRULLAH TAYIPOĞLU

Polis memuru olarak çalışan Emrullah Tayıpoğlu, “Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. 15 Temmuz gecesi yaşanan menfur darbe girişiminin destekçilerini ve bu girişime katılıp organize edenleri lanetliyorum. Bu darbe girişiminde hayatını kaybeden şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum.

“PKK İLE MÜCADELE ETTİM”

Ben 1996 yılında polis memuru olarak mesleğe başladım. Pek çok ilde görev yaptım. Ağrı ilinde 6 yıl süren çalışma hayatım boyunca PKK ile mücadele ettim. Tüm çalışma hayatım süresince kendime “yaratılanı sevdik yaratandan ötürü” düşüncesini ilke edindim ve kendimden, ailemden, sosyal hayatımdan fedakârlık yaparak devletimin ve milletimin bekası için mesleğimi tüm çabamla icra etmeye çalıştım. Böyle bir mesleki geçmişim söz konusu iken terör örgütü üyeliği gibi onur kırıcı bir suçlama ile karşılaşmak ve yargılanıyor olmaktan utanç duyuyorum. İsnat edilen bu suçlamayı kabul etmiyorum.

“MİLLETİME VE DEVLETİME SADIK KALARAK GÖREVİMİ İCRA ETTİM”

20 yıllık meslek hayatım boyunca milletime ve devletime sadık kalarak görevimi icra ettim. Hiçbir örgütten talimat almadım ve bu talimatlar sonrasında faaliyetlerde bulunmadım. Adli ve idari hiçbir soruşturma geçirmedim ve ceza da almadım. Ben TEM, KOM ve istihbarat gibi birimlerde görev yapmadığımı belirtmek isterim. Ben çevik kuvvet ve asayiş şube gibi birimlerde mesleğimi ifa ettim. Bu yapıya muzahir hiçbir okul ve dershaneye gitmedim, çocuklarımı göndermedim. Bu yapının yayın organlarına, dergi ve gazetelerine aboneliğim söz konusu değildir. Bu yapıya destek olmadım, bağışta bulunmadım.

“BYLOCK KULLANMADIM”

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame içeriği incelendiğinde örgüt üyelerinin sık sık GSM hattı ve cihaz değiştirdiği görülecektir. Ben 26 81 ile biten GSM hattımı 15 yıl boyunca kullandım. Örgüt üyesi olsaydım iddia edildiği gibi bu kadar uzun süre aynı hattı kullanmazdım. İddianamede şahsıma ait olan sonu 26 81 ile biten GSM hattında bylock tespitinin yapıldığı hususu yer almaktadır. Az önce de ifade ettiğim gibi ben bu hattı 15 yıldır kullanırım. Hiçbir şekilde adı geçen programı ne bu hatta ne de bir başka cihaza indirmedim, kullanmadım ve başkalarının benim telefonuma indirmesine müsaade etmedim. Bu sebeple atılı suçlamayı kabul etmiyorum.

“HATALI TESPİT YAPILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Bilindiği üzere her bir IP adresi yüzlerce kişi tarafından kullanılabilmektedir ve bir IP adresi için yüzlerce kişinin isminin verilmesi sonrasında bu şahıslarla ilgili bylock kullanıcısı oldukları iddiasıyla işlem yapılmaktadır. Benim kullanmış olduğum GSM hattı avea operatörüne aittir.  Bu operatörle ilgili basında pek çok iddia vardır. Özellikle IP hataları nedeniyle bu operatörlere ait hatlarda hatalı bylock tespitleri yapıldığı malumdur. Ben bylock kullandığıma yönelik tespitin de böyle bir hata sonucu yapıldığını düşünüyorum. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen bazı kararlarda bylock kullandığına yönelik tespit yapılan kişiler için, kullanmış oldukları telefonların bu programın yüklenip indirilmesine müsait olmaması sebebiyle, yine cihazlarının İMEİ numaralarının klonlanmış olabileceği sebebiyle adli kontrol hükümleri uygulanmış ve tutuksuz soruşturmaya tabi tutulmuşlardır. Bilindiği üzere bylock tespitleri MİT’in yapmış olduğu çalışmalara dayalıdır. Ben şahsıma ait İMEİ numarasının da klonlandığını ve bylock tespitinin hatalı olduğunu düşünüyorum. Bylock içerikleri 2016 yılının Aralık ayında çözülmüştür. Ancak o tarihten bu yana hiçbir mahkemeye ulaşan bir bilgi olmamıştır. Bu durumun yapılan tespitlerin güvenilirliği tartışılır hale getirdiğini düşünüyorum. Yine bylock tespitinin atılı suçlama delil olarak kullanılmasıyla alakalı Antalya Bölge İstinaf Mahkemesinin vermiş olduğu karar vardır. İlgili mahkeme sadece bylock kullanımı tespitinin bu suçlamada tek ve kesin delil olarak kullanılamayacağına karar vermiştir. Herhangi bir mesajlaşma yapılıp yapılmadığını, içeriklerini 15 Temmuz sonrası programın kullanılıp kullanılmadığını, kullanıldıysa suç vasfı taşıyan paylaşımlar yapılıp yapılmadığına, yine şahsa ait ev aramalarında örgüt üyeliğini destekler başka unsurlara rastlanıp rastlanılmadığının araştırılması gerektiğine dikkat çekmiş ve bu yönde bir karar vermiştir. Bylocks verileri hackerlık yöntemiyle ele geçirilmiştir. Bu şekilde herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın elde edilen bir delilin hükme esas teşkil etmeyeceğini belirtmek istiyorum ve bu delilerin hukuki delil niteliği taşımayacağını düşünüyorum. Adı geçen bylock programı Google Play Store’den 600 bin defa indirilmiş, 215 bin kullanıcısı olduğunu programı hazırlayan şahıs tarafından açıklanmıştır. Bu program bir grup veya örgütçe kullanılmış bir program değildir. Bu kadar çok sayıda indirilmiş ve kullanılmış olması bunun açık bir göstergesidir. Sahsımla ilgili olarak yapılan bylock tespiti hayali bir tespittir ve aleyhime isnat edilen örgüt üyeliği suçlamasına delil olarak kabul edilemeyecektir.

“MESLEKTAŞLARIMLA İŞ GEREĞİ GÖRÜŞMEM NORMALDİR”

İddianamede aleyhime atılı suçlamaya delil olarak, yapmış olduğum bazı telefon görüşmeleri gösterilmektedir. Dosya içerisinde Fatih Kalaylı, Mehmet Fatih Saraçoğlu, Sinan Köksal, Latif Ayaz, Levent Şahin, Uğur Yaşar Günaydın ve Oktay Güneş ile aramda geçen telefon görüşmelerine ilişkin HTS kayıtları mevcuttur. Belirtmek isterim ki Fatih Kalaylı, Mehmet Fatih Saraçoğlu, Sinan Köksal ve Latif Ayaz benim meslek arkadaşlarımdır. Kendileri ile onların görevleri ile ilgili olarak kendi görev alanım içerisinde görüşmeler gerçekleştirdim. Yine Levent Şahin de emniyet mensubudur. Kendisiyle yaptığım görüşmeler suç ve suçlu ile mücadele kapsamındadır. Uğur Yaşar Günaydın emniyet müdürüdür. Nöbetçi müdürlük yaptığı sırada kendisiyle görev gereği görüşmüşümdür. Oktay Güneş isimli şahsı tanımıyorum. Kendisinin de Bolu ili kapsamında yapılan yargılamalarda sanık sıfatıyla yer aldığını ve firari olduğunu biliyorum. Ben görevim gereği meslek hayatım boyunca pek çok kişiyle görüşüyordum. Bu şahısla bir seferlik görüşmemin de bu minvalde olduğunu düşünüyorum. Gerçekleştirdiğim görüşmelerin üzerime atılı örgüt üyesi suçlamasına dayanak teşkil etmesini kabul etmiyorum.

“DİNİ SOHBETLERE KATILMADIM”

Aleyhime tanıklığı bulunan Necmi Aydın isimli şahsı tanırım. Kendisiyle 2 veya 2 buçuk yıl birlikte çalışmıştık.  Şahsın iddialarının tamamını reddediyorum. Ben bu şahısla ve zikrettiği isimlerle toplantı adı altında aynı ortamda bir araya gelmedim. Adı geçen emniyet personellerini meslektaş olarak bilirim ama bu şahısların da iddia edildiği gibi toplantılara katılıp katılmadığına ilişkin bilgim yoktur. Necmi Aydın’ın beyanlarında geçen sivil şahısları tanımadığımı belirtmek istiyor ve Necmi Aydın’in soyut ve mesnetsiz iddialarının aleyhime delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.

7 aydır tutukluyum. Artık tutukluluk halim bir tedbir olmaktan çıkıp cezanın infazına dönüşmüştür. Ben ve ailem pek çok mağduriyet yaşıyoruz. Bu sebeplerle öncelikle tahliyemi ve yargılama sonrasında da beraatımı talep ediyorum.

ERHAN KILIÇARSLAN

Etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini söyleyen Erhan Kıçarslan da dini sohbetler katıldığını ve bylock kullandığını doğruladı. Kılıçarslan, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Sözlerime hain darbe girişimini kınayarak başlamak istiyorum. Bu hain darbe girişimi sebebiyle yaşamını yitiren şehitlerimize Allahtan rahmet ve gazilerimize şifa diliyorum.

“VATANINA, MİLLETİNE BAĞLI BİR KİŞİYİM”

Ben 2005 yılında polis memuru olarak mesleğe başladım. İstanbul, Eskişehir, Diyarbakır ve Bolu illerine görev yaptım. Meslek hayatım boyunca hiçbir yapı ile bağlantım olmaksızın kendi onurum ile çalıştım. Vatanına, milletine bağlı bir kişiyim. Bu sebeple Diyarbakır’da görev yaptığım dönemlerde vatanıma hizmet etmek bilinciyle terörle mücadele kapsamında çalışmalarda bulundum. Terör örgütüne yönelik mücadeleyi tüm benliğimle gerçekleştirdim. Daha önce emniyet birimlerinde ve savcı huzurunda yapmış olduğum beyanlarımı tekrar etmek istiyorum.

“DİNİ İNANÇLARIM GEREĞİ SOHBETLERE KATILDIM”

Daha öncede ifade ettiğim gibi tamamen dini duygularım sebebiyle bu yapının organize etmiş olduğu sohbet toplantılarına katılım ancak bu toplantıları sırasında hiç kimseden talimat ve emir almadım, örgütsel bir faaliyet gerçekleştirmedim. Bu toplantılarda sadece ibadet yaptık. Namaz kılmak, kuran okumak ve tesbihat yapmak dışında bir faaliyet gerçekleştirmedik. Ben daha önce TEM, KOM, narkotik gibi birimlerde görev almadım. Asayiş biriminde ve karakollarda çalıştım.

“BYLOCK KULLANDIĞIMI İTİRAF EDİYORUM”

Bylock programının telefonuma indirildiğini ve kullandığımı daha önce samimiyetimle ifade etmiştim. Bu programla gerçekleştirmiş olduğum mesajlaşmalar tamamıyla inançlarımla alakalı mesajlaşmalardır. Bu programdan tarafıma gönderilen mesaj içerikleri geldiğinde görülecektir ki sadece dini öğretilerin yer aldığı mesajlardır. Ne şekilde, hangi sayıda ibadet edileceğine yönelik ifadeler geçmektedir. Ben bu örgüte üye olduğum suçlamasıyla 2016 yılının kasım ayında ihraç edildim.

“BAŞIMA GELMEYEN KALMADI”

Tamamıyla dini duygularım doğrultusunda katılmış olduğum sohbet toplantılarından dolayı mesleğimden ihraç edildim. Bu toplantılara iştirak etmem sebebiyle başıma gelmeyen kalmadı. Bu süreçte yaşamış olduğum üzüntü dolayısıyla kalp krizi geçiren babamı kaybettim. İfade etmek istiyorum ki hiçbir terör örgütüne üye olmadım. Hiçbir örgütten talimat almadım ve hiçbir örgütsel faaliyet içinde bulunmadım. Yapmış olduğum tüm bu açıklama sonrasına mahkemenizden beraatımı talep ediyorum. Hakkımda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istiyorum. Yaşamış olduğum mağduriyetlerin giderilmesini istiyorum.

“BYLOCK’TAN SONRA TANGO PROGRAMINI KULLANDIM”

Mahkeme Başkanı sanığa “Tango programını neden indirdiniz?” şeklinde soru yöneltti. Sanık Erhan Kılıçarslan “Bylock programını belirli bir süre kullandıktan sonra kullanılmayacağı söylendi. Aynı şekilde güvenli Tango programının kullanılacağını söylediler. Google Play Store’den indirilen bir ara yüzü vardı. Bylockla ayni olduğunu da emniyette öğrendim. İçeriği bylock gibiydi. Bylock gibi kodlamalar geliyor ve o kodlara göre arkadaşları ekliyorduk” dedi.

Zülfi ve Orhan isimli iki şahıstan bahsetmişsiniz?

Evet. Tangoyu bluetoothla attılar. Zülfi’nin soyadı Arıkanoğlu olabilir. Onlar attıktan sonra telefonuma kurdum.

ERKAN ERGÜL

Aleyhe beyanlar nedeniyle sanık olarak yargılandığını söyleyen Erkan Ergül, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 15 Temmuz darbe girimini lanetlediğimi, bu girişimden dolayı hayatlarını yitiren şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa dilediğimi belirtmek istiyorum. Ben hiçbir örgüt üyesi olmadım atılı suçlamayı kabul etmiyorum.

“POLİS OKULUNDAKİ HUSUMET NEDENİYLE ALEYHİME BEYANDA BULUNULDU”

Bu suçlamaya yönelik düzenlenen iddianamede somut delil yer almamaktadır. Dosyada aleyhime beyanları bulunan Muhammet Kürşat Barış isimli şahsı polis okulunda eğitim gördüğüm dönemden tanırım. Kendisiyle o dönemlerde çok sık tartışır ve kavga ederdik. Birbirimizden hazzetmezdik. Kendisi nöbetleri planlayan ve yazan kişiydi. Husumet nedeniyle benim nöbetlerimi en zor saatlere yazardı. Şahsın aleyhime beyanlarını kabul etmiyorum. İddianamede yer alan Hacı Seçen ve Sefa Bican isimi şahısları tanırım. Kendileriyle 2014 yılı içerisinde aynı evi paylaştık. Ben bir süre sonra Batman’a görevim gereği gittim. Geri döndüğümde Hacı Seçen ile borç mevzu hususunda tartışma yaşadık ve ben bu kişilerle yaşamış olduğum evden ayrıldım. Bu şahısların aleyhime beyanlarını da kabul etmiyorum.

“EVİMDE DİNİ SOHBET ADI ALTINDA TOPLANTI YAPILMADI”

Fatih Kalaylı isimli sahsı da aynı şubede görev yapmış olmam sebebiyle tanırım. Ancak bu şahısla sosyal ortamda hiçbir paylaşımımız olmamıştır. Benim Hacı Seçen ve Sefa Bican ile toplantılara katıldığım söylenmektedir. Ben bu şahıslarla hiçbir dini sohbet adı altında toplantıya katılmadım. Yine bu kişileri aynı evi paylaştığım dönemde evimizde iddia edildiği şekilde dini sohbet toplantıları gerçekleştirilmedi. Bu amaçla evimize hiç kimse gelmedi. Aleyhime tüm tanık beyanlarının soyut ve gerçek dışı olduğunu belirtmek istiyorum ve beraatımı talep ediyorum.

Emre Köksal’ın aleyhinizdeki ifadelerine ne diyeceksiniz?

Emre Köksal’ı şubeden tanırım. Bu şahsın bu yapı içinde olduğunu düşünüyorum. Aleyhime beyanlarını kendisine yönelik suçlamalardan kurtulma saikiyle yapıldığını düşünüyorum.

ERTUĞRUL BOZDAĞ

2. sınıf emniyet müdürü olan ve Birleşmiş Milletler misyonuyla yurtdışı görevlendirmelerle çalışan Ertuğrul Bozdağ, örgütün iki prensinden biri olmakla suçlanıyor. Bozdağ hakkındaki iddialarla ilgili olarak, “İddianamenin bir kısmının tarafıma ulaşmadığı kanaatindeyim. Ancak şu an huzurunuzda savunmamı yapmak istiyorum. Bununla ilgili ek bir süre talebim yoktur. Müdafim de huzurdadır. İfade etmek isterim ki 15 Temmuz hain darbe girişimini kınıyor, yaşamını yitiren tüm şehitlerimize rahmet, yaralılara da şifa diliyorum.

“TÜM SUÇLAMALARA TEK TEK CEVAP VERECEĞİM”

Ben 1988 ve 2015 yılları arasında polis memuru ile 2. sınıf emniyet müdürlüğü arasındaki tüm konumlarda görev yaptım. 07.03.2017 tarihinde örgüt üyeliği suçlamasıyla tutuklandım. Ben üzerime atılı bu suçlamayı reddediyorum. İddianamede şahsımla ilgili olarak yurtdışı görevlerinde bulunmam, kullanmış olduğum GSM hattında bylock tespiti yapılmış olması ve eşimin de bu dosya çerçevesinde sanık olması hususları isnat edilen örgüt üyeliği suçlamasına dayanak teşkil edilmiştir. Tüm iddialar hakkında tek tek açıklama yapmak isterim.

“TÜM KRİTERLERİ YERİNE GETİRDİĞİM İÇİN YUTDIŞI GÖREVLERE SEÇİLDİM”

Yurt dışı görevlendirmeleri kompleks görevlendirmelerdir. Birden fazla iradenin bir araya gelmesiyle oluşan görevlendirmedir. Hükümetin gerçekleştirmiş olduğu politikalar önem arz etmektedir. Memleketimiz açısından 90’ların ikinci yarısından itibaren yurtdışı görevlendirmelerinin daha sık yapılmaya başlandığını belirtmek istiyorum. Bu durum devlet ve hükümet politikaları ile ilgili bir durumdur. Bu görevlendirmelerde koordinasyonu Dışişleri Bakanlığı yapar. İçişleri Bakanlığı da görevlendirmeyi onama makamıdır. Göreve gönderen birimlerin de görevlendirmeyi kabul için aramış olduğu kriterler mevcuttur. Türkiye ile uluslararası kuruluşların iradeleri uyuşması sonrası yurtdışı görevlendirmeler gerçekleştirilir. Benim Birleşmiş Milletler misyonunda görevlendirilmiş olmam bu hususlardan geçerek vücut bulmuş görevlendirmelerdir.

“SOKAK POLİSLİĞİ YAPTIM, KAYIRMA SÖZ KONUSU DEĞİL”

İddianamede adi gecen yapının kendinden olan kişilerin parlatarak en güzel makamlarda istihdamının sağlandığı ve benimde bu yapının parlatmaya çalıştığı şahıslardan olduğum ifade edilmektedir. Ancak benim yurtdışı görevlendirmelerine ne şekilde seçildiğim iddianamede yer almamaktadır. Yine Fetullah Gülen’in “Arkadaşlarımızı korumamız lazım” şeklindeki sözü yer almaktadır. Burada bu yapıdan olan şahısların kayırıldığına dair bir anlatım bulunmaktadır. Şahsımla ilgili olarak ben Bolu’da görev ifa ettiğim dönemlerde sokak polisliği yaptım. Sokak polisliği son derece zor bir görevdir. Bahsedildiği sekliyle herhangi bir kayırılma söz konusu değildir.

“YURTDIŞINDA ZOR ŞARTLARDA GÖREV YAPTIM”

Ben idealist bir yapıya sahibim. Maddi konular benim için her zaman ikinci planda kalmaktadır. Amaçlarımı gerçekleştirme doğrultusunda hareket ettim. Yurtdışında 3 ayrı misyonda görev yaptım. Bunlardan ilki Kosova misyonudur. Kosova’daki görevlendirmem Sırpların çekilmesi sonrasında gerçekleşmiştir. Kaos ve anarşinin had safhada olduğu dönemde Kosova’ya gidip sokak polisliği dahil pek çok zorlu görev ifa ettim. İkinci katılmış olduğum misyon Sudan misyondur. Bu ülkeye 2005 yılında gittim. O dönemde çeyrek asırlık Kuzey Sudan- Güney Sudan savaşı son bulmuştu. Orada da kaos ortamı yaşanmaktaydı ve ben göreve başladıktan sonra da ciddi bir ayaklanma gerçekleşti. Katılmış olduğum üçüncü misyon Somali misyondur. Somali dünyanın en tehlikeli bölgelerinden biridir. Burada bir buçuk yıl zorlu bir görev ifa ettim. Fethullah Gülen’in “Arkadaşlarımızı korumamız lazım” sözüne atıf yapılarak nerede, ne şekilde kayırıldığımı öğrenmek istiyorum. Tamamiyle kendi ideallerim ve amaçlarım doğrultusunda ifa ettiğim bu zorlu görevlerin terör örgütü üyeliği suçlamasında delil olarak kullanılmasını kabul etmiyor ve bunun bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.

“EŞİMİN SUÇSUZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

İddianamede eşimin bu dosyada sanık olarak yer alması da aleyhime delil olarak ortaya konulmuştur. Ben bu iddia ile masumiyet karinesinin, adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiğini düşünüyorum. Eşimin suçsuz olduğunu düşünüyorum. Yargılama sonrası hakkının teslim edileceğini biliyorum. Bu durumun aleyhime delil olarak kullanılması hukuksuz bir durumdur.

“KESİNLİKLE BYLOCK KULLANMADIM”

İddianamede şahsımla alakalı olarak yer alan iddialardan biri de sonu 36 34 ile biten GSM hattımda bylock programını kullanmış olduğum iddiasıdır. Bu hat bana aittir. Ben bu hattı 10 yılı aşkın bir suredir kullanıyorum. Dosyada bylock programının kullanıldığı ve İMEİ numaraları tespit edilmiş iki ayrı cihazdan bahsedilmektedir. 355 ile başlayan imei numarasına sahip telefon cihazını ben 2015 yılı Nisan ayında aldım. Bu telefona ilişkin fatura mevcuttur. Benim bu imei numaralı cihazla bylock kullandığıma yönelik imzasız tespit tutanağı Mart 2015 yılında yapıldığı kaydını içermektedir. Ben ise cihazı aynı yılın nisan ayında almıştım.  Buradaki imkânsızlığın mahkemece dikkate alınmasını istiyorum.

İkinci imei numaralı telefon cihazı da bylock kullanımına müsait olmayan teknik özellikte bir cihazdır. Sağlıklı bir şekilde internet kullanılması bile mümkün değildir. Her iki telefonda da bylock kullanılması ve indirilmesi mümkün değildir. Bu sebeple bylock kullanıcısı olduğuma yönelik tespitin hatalı olduğunu ve atılı suçlamada delil olarak kullanılamayacağını düşündüğümü belirtmek istiyorum.

“ŞÜPHELİ TELEFON GÖRÜŞMEM YOK”

Dosyada şahsımla ilgili olarak HTS kayıtları mevcuttur. Bu kayıtlara göre Adnan Daylan, Hanefi Üzüm, Ufuktan Yiğit ve Uğur Yaşar Günaydın ile yapmış olduğum görüşmeler şüpheli olarak değerlendirilmiştir. Ben Adnan Daylan isimli şahsı tanımam. Avukatımdan öğrendiğim kadarıyla bu şahıs adına 80 civarı GSM hattı mevcuttur. Ben bu hatları kimin kullandığını ve beni arayan şahsın kim olduğunun tespitini talep ediyorum. Kayıtlarda adı geçen Hanefi Üzüm adlı şahsı da tanımadığımı belirtmek isterim. Eşim savunması sırasında öğrendiğim kadarıyla bu şahıs tekvando il temsilcisi imiş. Çocuklarım 2 yıl tekvando eğitimi görmüşlerdir. Çocuklarımın hocasının Hanefi Üzüm’e ait telefonu kullanarak beni aramış olabileceğini düşünüyorum. Yoksa Hanefi Üzüm ile gerçekleştirdiğim bir görüşme hatırlamıyorum. Ufuktan Yiğit ve Uğur Yaşar Günaydın’ı mesleki açıdan tanırım. Bu görüşmeler bu çerçevede değerlendirilmelidir. Aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum

“MAHKEMENİZDEN HERHANGİ BİR TALEBİM SÖZ KONUSU DEĞİL”

Son olarak ailem ve sevdiklerimden ayrı olduğum zor bir süreçten geçiyorum. Bu süreç hem benim hem de ailemin farklı tecrübeler edindiği öğretici bir süreç olmuştur. 22 kişi ile aynı ortamı paylaşıyorum. Fiziksel yetersizliklerin had safhada olduğu bir süreç yaşıyorum. 15 yıllık Birleşmiş Milletler misyonumun heba olma olması söz konusudur. Soyut ve mesnetsiz iddialar sonrasında mesleki kariyerim sona ermek üzeredir. Ben yaşamış olduğum bu zor süreçte hiç kimseden hiçbir şey talep etmemeyi öğrendim. Bu sebeple mahkemenizden de herhangi bir talebim söz konusu değildir.

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: