
Geçtiğimiz hafta Adana'da bir fabrikada bir vincin sepetine taşıyabileceğinden fazla işçinin bindirilmesi sonucu beş vatandaşımız hayatını kaybetti. Şanlıurfa'dan mevsimlik çalışmak için Adana'ya gelen işçilerinin çoğunun akraba ve aynı köyden olması bu acıyı daha da derinleştirdi. Bu kazanın önüne muhakkak geçilebilirdi. Oradaki vinç opertörünün veya işletmenin gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimi olsa, buna uygun davransa, biraz daha duyarlı davranabilse bu kaza olmazdı. İnşaat sektörünün istihdam artışı için çok önemli olduğunu ve istihdamı arttırıcı sektörlerin başında geldiğini hem uzmanlar söylüyor hem de televizyondaki reklam ve yayınlardan görüyoruz. İnşaat sektörünün can ve kan damarı çalışan işçilerdir. Eğer onlar için gerekli iş güvenliğini sağlayamazsak, onlara bu bilinci veremezsek daha bir çok acı kaza ile karşılaşabiliriz. Yaşanan kazalardan ders almak ve bir daha gerçekleşmemesi için önlemleri almak gerekir. Yaşanabilecek kazaların yaşanmadan görülmesi, fark edilmesi, uyarıların yapılması da bir o kadar önemlidir.
İş güvenliği bilincinin oluşturulması devletin görevli organlarının yapacağı denetimlerle daha etkin hale getirilebilir inancındayım. İnşaatların, fabrikaların, madenlerin kısaca iş sağlığı ve güvenliği riskinin yüksek olduğu yerlerdeki etkin denetimler önemli gelişmelere neden olacaktır. Aynı zamanda hem çalışanlara hem de işverene bu bilinç acı tecrübeler yaşanmadan aşılanmalıdır. Çalışanlara iş güvenliği eğitimi verilebilir fakat bu eğitimin uygulanması ve iş hayatında sürdürülebilir hale gelmesi gerekir. İşveren ve işçi çalışan güvenliği konusunda birbirini uyarmalı, uyarılan da bunun kendi can ve mal güvenliği için olduğu bilincine varmalıdır. Verilen iş güvenliği eğitimlerinin davranışa dönüşmesi ve alışkanlık haline gelmesi ise iş ve işçi güvenliğinin sürdürülebilir olmasının anahtarıdır. İş güvenliğ konusunda birbirimizi uyarmaktan çekinmeyelim. Kaza risklerinin küçük veya büyük olması önemli değil, önemli olan beraber çalıştığın kişinin hayatına ve ailesine önem verdiğindir.
Gazetelerin ve televizyonların yaptığı çağrı ile Bolu'da ilik nakli bekleyen Güler bebek için Kızılay otobüsü valilik önünde bağışçılardan üç tüp kan bağışı alıp gerekli incelemeleri yapıyor. Otobüs geçen hafta cuma, cumartesi ve pazar günü görevdeydi. Bu haftada da Pazartesi, çarşamba ve perşembe günü saat 14:00 ila akşam 20:30 arasında görevde olacak. Diğer günler ilçelerde faaliyette olacak. Bütün vatandaşlarımızdan üç yaşındaki bir çocuğa ve ailesine umut olmalarını istiyorum. Ayrıca yapacağınız bağış sadece Güler bebek için değil ilik nakli için ekleyen birçok hasta içinde umut ışığı olacaktır.
Sevgi ve saygılarımla,






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!