• resmi ilanlar

MÜCAHİT KUTLU O İDDİALARA YANIT VERDİ

19/07/2017 11:00

Çatı sanıkları yargılanıyor (11)

*Bolu’da FETO/PDY soruşturması kapsamında yapılan duruşmalar Belediye Nikah Salonu’nda devam etti. Eski İl Genel Meclisi Başkanı Mücahit Kutlu şehir efsanesi haline gelen kayıp flaş bellekle ilgili bilgisi olmadığını söyledi. Kutlu ayrıca İl Özel İdaresi’nde kadrolaşmaya çalıştığı iddiasını da reddederek, “Oktay Güneş’in İl Genel Sekreter Yardımcısı yapılmaması için ricacı olduğum herkes tarafından bilinmektedir. Görevden birkaç kez alınmasına rağmen idari yargı kararı ile dönünce kendisine uzman kadrosu ihdas edilerek ataması yapılmış ve yargı kararı ile genel sekreter yardımcılığına dönmesinin önü kapatılmıştır” dedi.   

*Eşi geçen celse adli kontrol şartıyla serbest kalan, kendisi de tutuklu bulunan Muzaffer Karagülle depoda bulunan ters lale figürlü tablonun kendilerine ait olmadığını söyleyerek “Tablonun Cuma Kartal tarafından verildiği iddiası doğru değildir. İhbar eden şahısların onu oraya koymuş olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

FETO/PDY soruşturması kapsamında Bolu Karaçayır Nikah Salonu’nda görülen duruşmalar devam ediyor. Çarşamba günü sabahtan görülen duruşmada üç sanık ifade verdi.

Mustafa Gürkan

İlk olarak Mustafa Gürkan iddiaları yanıtladı. Gürkan: “Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bankasya’da 2011 Temmuz ayında faizsiz bankacılık ve uygun şartlarda kredi imkânı nedeniyle eşim adına hesap açmıştım. Buradan bir kredi kullandım. Daha sonra kendi adıma da hesap açtırdım. Hesap hareketleri incelendiğinde görüleceği üzere talimat veya yönlendirme doğrultusunda hesabımda artış yapmış değilim. Normal bir mevduat hesabı gibi kullandım. 2014 Aralık’ta yaşanan süreci göz önünde bulundurarak paramı başka bankaya transfer ettim. Suçlamayı hiçbir şekilde kabul etmemekteyim. Kolluk tutanağında belirtilen katılım hesapları da normal bankacılık işlemleri çerçevesinde açılmıştır. Finansal anlamda bankayı destekleme niyetim kesinlikle yoktur.

DERNEĞE KAYIT YAPTIRMADIM

Ben hem sosyal çevre edinmek hem de yaptığım iş gereği dernek ve STK’lar ile irtibat halinde oldum. Üye olduğum belirtilen Detay Mimarlık Mühendislik Derneği’ni isim olarak duymuştum. Ama derneğe hiçbir şekilde üyelik yaptırmadım. Dosyada bulunan üye kayıt formu incelendiğinde form üzerinde ismim ve TC numaram dışında kayıt bulunmadığı ve imzam olmadığı anlaşılacaktır. Söz konusu derneğe bağış yapmadım ve aidat yatırmadım. Bu yöndeki iddiayı kabul etmemekteyim. Dernek yöneticileri tarafından bilgilerimin ne şekilde temin edildiğini de bilmiyorum.

“DENEME SINAVLARI İÇİN ZAMAN GAZETESİ ALDIM”

2013’e kadar Zaman Gazetesi abonesiydim. Oğlum TEOG sınavlarına hazırlandığı için gazetenin deneme sınavlarından istifade etmekteydik. 1 yıl boyunca bu gazeteyi aldım. Fakat 17- 25 Aralık sürecinden sonra yayın politikasındaki değişiklik nedeniyle aboneliğimi iptal ettirdim. Bir daha abone de olmadım. Aynı şekilde Sızıntı Dergisine aboneliğim bulunmamaktadır. Her ne kadar dosya içinde bulunan abonelik ekran çıktılarında benim adıma olmayan abone kayıtlarında cep telefonum kullanılmış ise de bu durumun hangi sebepten kaynaklandığını bilmiyorum. Abone isimleri olan Hasan Y., Abdullah A. ve Mesut K.’yı da tanımıyorum. Formdaki adresler de bana ait değildir. Bunun aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum.

OKTAY GÜNEŞ’İN EVİNDE BULUNAN KURBAN VE HİMMET LİSTESİ

Oktay Güneş’in evinde ele geçirilen kurban ve himmet listesinde adımın niçin bulunduğu hususunda bilgim yoktur. Özel İdare Genel Sekreteri olarak tanırım. Kurumsal toplantılar nedeniyle tanışıklığımız mevcut. Ancak kurban parası veya himmet adı altında para vermişliğim yoktur. Kürşat İ. çalışma arkadaşımdır. Onun adına kurban parası verdiğimiz ve yine referans olduğum belirtilen Mehmet Zeki S. ve İrfan G. isimli şahısları tanımam. Bu yüzden referans olmam da mümkün değildir.

“İHRAÇ KARARI VERİLMESİ İSABETLİ BİR KARARDIR”

Kamu görevimden ihraç olmam hakkındaki suçlamaya delil olarak gösterilmiştir. Ben hain darbe teşebbüsüne kalkışanlar için ihraç kararı verilmesinin isabetli bir karar olduğunu düşünüyorum. Ancak sendika veya dernek kaydı olmayan, bylock kullanmayan, imkânı olduğu halde çocuğunu malum yapıya dair okullara göndermeyen, örgütün sohbet toplantısına katılmayan, örgüte müzahir şirketlerde SGK kaydı olmayan, soruşturmadaki aramada delile ulaşılamayan şahıs adına böyle bir idari tedbire hükmedilmiş olması beni yaraladı. Bugüne kadar elimden geldiğince devletimi yüceltmek için çalıştım. Hiçbir örgüt faaliyetinde yer almadım. Suçsuzum, beraatimi istiyorum.

OKTAY GÜNEŞ’LE 43 TELEFON GÖRÜŞMESİ

Oktay Güneş’le yapılan 43 görüşmesinin olduğu hatırlatılarak, irtibatı olup olmadığı soruldu. Sanık “Benim şube müdürü olduğum dönemde orman içi suların kullanması için Oktay Güneş beni aramıştı. Bunun dışında kendisiyle bir iletişimim yoktur. Samimiyetim de bulunmamaktadır” dedi.

Muzaffer Karagülle

Eşi geçen celse adli kontrol şartıyla serbest kalan Muzaffer Karagülle: “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Şehit olan 250 kadar vatan evladına rahmet, ailelerine sabır diliyorum.  Böyle bir eylemi gerçekleştirenleri de Allah’a havale ediyorum. Ben sağlık astsubayı olarak Kayseri Askeri Hastanesinde çalışmaya başladı. Yanımda çalışan sivil erin şikayeti üzerine soruşturma geçirdim. Dolayısıyla yargılanmamda bu ikinci tecrübemdir. Daha önce şikâyet esnasında Erenköy cemaati ile bağlantılı olduğum, bir kısım dini kitap ve dergiler okuduğum, manevi bir yaşantımın bulunduğu ve Necip Fazıl üstadın eşinin kanını almam hakkımdaki suçlamaya gerekçe yapılmıştı. Yapılan tahkikat sonrası ordudan atılacağım söylendi ve istifaya davet edildim. Bu yüzden Şubat 2000’de istifa ettim.

ORDUDAN ATILIP BOLU’DA ECZANE AÇTIK

Eşim ve benim Bolulu olmamız nedeniyle Bolu’ya yerleşip eşim adına eczane açtık. Darbe teşebbüsünün gerçekleştiği tarihe kadar da burada faaliyet tuttuk. Eşimin 2005’ten beri bende geniş kapsamlı vekâletnamesi bulunmaktadır. Her türlü işlemlerini ben yürütmekteydim. Eşim de eczanede mesleğini icra etmekte. Hakkımdaki asılsız suçlamayla eczanemiz kapatıldı ve silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla huzurunuza getirildik. TSK’den kovulmama neden olan soruşturma yalnızca ordudan ihracım seklindeki bir zarara yol açmıştı. Halbuki huzurdaki kovuşturma hem tutuklanmama hem de terör örgütü üyeliği gibi çok ağır bir suçlamaya gebedir ve bu durum beni ziyadesiyle rahatsız etmektedir.

HAKAN ŞAKAR’LA YAKIN ARKADAŞLIK

2013 Şubat’ta dönemin rektör ve valisinin açtığı o zamanki adıyla Deva Derneği olan derneğe eşimin unvanını kullanarak kayıt yaptırdım. Dernek üyelerinden Hakan Şakar’la samimi oldum. Hakan bey’in eczanenin bilişim sistemini kullanma konusunda ciddi yardımları oldu. Benim bel fıtığı rahatsızlığı sırasında kendisi de kanser hastası olan Hakan Şakar’ın ciddi desteğini gördüm. Yüzme ve yürüyüş gibi etkinlikleri birlikte yaptık. Dernek çatısı altında suç sayılabilecek herhangi bir faaliyetin içerisine de girmedik.

“MÜTEVELLİNİN NE OLDUĞUNU BİLMİYORUM”

İnan Kalaycı isimli şahsın aleyhe beyanı bulunduğu belirtilmektedir. Fakat ben adı geçen kişiyi tanımam. Kendisinin de beni tanıyacağını düşünüyorum. Huzura gelirse teşhis yaptırılmasını isterim. Ssavaş Yıldız isimli şahıs babasının ilaçlarını bizden alırdı. Tanımaktayım. Benim mütevelli olduğumu beyan etmiş. Neyi kastettiğini bilemiyor ve kendisine sorulmasını talep ediyorum. Serkan Özmarka’yı Bankasya’da ticari bölüme bakan kişi olarak tanırım. Bankadan plaket aldığıma yönelik iddiası kesinlikle doğru değildir. Aleyhime tanık beyanlarını kabul etmiyorum.

“BYLOCK TESPİTİNİ EMNİYET’TE ÖĞRENDİM”

Hakkımda Bylock tespiti yapıldığına ilişkin isnadı emniyette öğrendim. Telefonlarımda yapılan incelemede bu programa ilişkin bir uzantı bulunamadı. Araştırmalar neticelendiğinde sözkonusu programı kullanıp kullanmadığıma ilişkin gerçeğin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Ayrıca tutanaklarda belirtilen imei numaralarının bana ait olup olmadıklarını bilemiyorum. İlk tespit tarihi olarak belirtilen tarihlerde kalp rahatsızlığı yaşamıştım ve umre seyahati yapmıştım. Dolayısıyla bu dönemde doğru düzgün cep telefonu bile kullanamadım. Tespitin hatalı olduğunu düşünüyorum. Gerçeğin ortaya çıkarılmasını talep ediyorum.

“HEP KATILIM BANKALARINI KULLANIRIM”

Bankasya’da hesabım olduğu doğrudur. Ticaretle uğraşan biri olarak birçok bankada hesabım vardır. Faizsiz bankacılık nedeniyle katılım bankalarını kullanırım. Hesaplarımda işlem yapıldığını gösterecek olağan dışı bir hareket mevcut değildir. Eşim adına olan hesapları da benim kullandığım doğrudur. Buraya yattığı belirtilen paraların en geç 2 günde içinde çekildiği sabittir. Müşteri ödemelerinin alınmasına yönelik işlemlerdir. Aldığımız talimatla işlem yaptığımıza yönelik emare görülmemektedir.  Bir ev satışından elde ettiğimiz yaklaşık 300 bin TL’lik parayı başka bir bankaya yatırdığımız da sabittir.  Bu durumun aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum.

“ASYA TERMAL’E KONAKLAMAK İÇİN GİTTİK”

Ben ve eşim ülkenin çeşitli yerlerindeki konaklama yerlerinde bugüne kadar konakladık. Rahatsızlığım nedeniyle termal yerleri tercih ettim. Narven’de ve birkaç kaplıcada kaydımız mevcut. 2014 Ocak ayındaki Asya Termal konaklamasını da bu niyetle yaptık. Termal kaplıcadan faydalanma dışında herhangi bir niyetimiz olmadı. Bir toplantı yada strateji toplantısı adı altında organizasyona da iştirak etmedim.

SIZINTI DERGİLERİ HEDİYE OLABİLİRMİŞ

2010’da dershaneye giden çocuğumuzun deneme testlerini alabilmesi için Zaman Gazetesine bir müddet abone olmuştum. Onun dışında malum yapıya müzahir gazete ve dergilere aboneliğim olmadı. Sızıntı isimli dergiye abone olduğuma yönelik iddiayı kabul etmiyorum. Abonelik kaydındaki adres bana ait değildir. Yalnızca telefon numarası benim kullandığım numaradır. Önceki celselerde huzurda dinlenen dağıtım şirketi elemanı bu dergilerin hediye olarak verilmiş olabileceğini söylemişti. Böyle bir işlem yapılmış olabileceğini düşünüyorum. Adres bilgilerime önceki abonelik kaydımdan ulaşmış olabileceklerimi düşünüyorum. İddiayı kabul etmiyorum.

“TERS LALE FİGÜRLÜ TABLO BİZE AİT DEĞİL”

Evimde yapılan aramada bulunduğu iddia edilen ters lale figürlü tablonum şahsıma ait olduğunu kabul etmiyorum. 02.2016 tarihinde İstanbul’daydım. Döner dönmez eşimle gözaltına alındık. Evimde yeni bir arama yapılmış.  Bu aramada koku olmaması için yaz boyu camı açık bırakılan depo olarak kullandığımız yerde adı geçen tablonum bulunduğu ifade edilmekte. Söz konusu tablonun hala jelatininden çıkarılmamış halde bulunduğu belirtilmektedir. Ebatları göz önünde bulundurulduğunda benim bunu daha önceden görmemem mümkün değildir. İhbar eden şahısların onu oraya koymuş olabileceğini düşünüyorum. Tablonun Cuma Kartal tarafından verildiği iddiası doğru değildir. Cuma Kartal’ı doğru düzgün tanımam. Verildiği tarihten beri de ambalajından çıkarılmamış olması manidardır. İhbar eden kişiye bu hususun sorulmasını talep etmiştim. Fakat yeterli tahkikat yapılmadığını düşünüyorum.

“KARTVİZİTTE YAZAN NUMARADAN SÜREKLİ ARANMAMIZ NORMAL”

Eczane işletiyor olmamızdan dolayı müşteri bağlarımızı güçlendirmek ve iletişimi daha kolay sağlamak için kartvizit bastırmaktayız. Buraya yazmış olduğum şahsi telefonla da sürekli aranırız. Bu nedenle birçok kişiyle irtibatlı olmamız gayet doğaldır. Hts kayıtlarında görüştüğümüz belirtilen kişilerin çoğu bizden ilaç alan şahıslardır. Mustafa Yurttaş’ın eşi, Oktay Güneş, Murat Özkan bunlar arasındadır. Hakan Şakar’la da yakın bir ilişkimiz ve samimiyetimiz vardı. Arif Duran ve eşiyle de ailecek görüşürdük. İlaçlarını da bizden alırlardı. Şaban Bayram eczacıdır. İlaç ve provizyonla ilgili görüşmüşüzdür. Dolayısıyla iş ve sosyal çevre için görüştüğümüz şahısların suçlamaya delil yapılmasını kabul etmemekteyim.

KAYBOLAN CD ÇANTASI BODRUM KATTA ÇIKMIŞ

Kürkçüler TOKİ’deki bir evde bulunan dokümanların hakkımdaki suçlama için delil olduğu belirtilmektedir. Benim adı geçen yerde tanıdığım bir kimse bulunmamaktadır. Fakat bir ara dükkanda kullandığımız faks cihazı bozulmuştu. Tamir için götürdüğümüzde yazılım cd’sinin lüzumlu olduğu söylendi. Yazılım cd’sinin içinde bulunduğu cd çantamı, içinde 55 kadar cd ile birlikte tamirciye götürdüm. Ancak bu cd’ler kayboldu. Benim kaybolan cd’lerimin bir kısmı adresi belirtilen yerde ele geçirilen cd’ler arasında bulunmuştur. Diğer cd ve dokümanların sahsıma yönelik olduğu iddiasını kabul etmiyorum.

“BU MİLLETİN EVLATLARINA KIYANLARI LANETLİYORUM”

BOSİAD üyeliğini kargo şirketlerinden indirim sağlanacağı söylendiği için yaptırmıştım. Hiçbir faaliyet veya toplantısına iştirak etmedim. Aidat veya bağış da vermedim. Bu durumun aleyhe kullanılmasını kabul etmiyorum. Ben bugüne kadar hiçbir canlıya zarar vermedim. İnançlı biriyim. Öyle yaşamaya çalışıyorum. Hain darbe girimini bu milletin evlatlarına kıyanları lanetliyorum. Dernek üyeliği, bankacılık işlemleri gibi sıradan hususların örgüt üyeliği ile ilişkilendirilip silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla huzura getirilmeyi kabul etmiyorum. Kalp ve astım hastasıyım. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum.

FOTOĞRAFLAR MÜZE ZİYARETİNDE ÇEKİLDİ

Dosya içinde yer alan bir evin bodrum katından ele geçirilen fotoğraflara yönelik sorulan soru üzerine de Muzaffer Karagülle “Zannedersem bu fotoğraflar Çanakkale şehitleri için Keçioren Belediyesince düzenlenen bir müze seyahati sırasında Ankara’da çekilmişti. Benim evim olduğu söylenen yer de Ankara’da tanımadığım bir adrestir. Fotoğrafta bulunan şahıslardan Arif Duran, Hasan Umur, Yusuf Doğanay ve Ömer Gülen’i tanıyorum. Diğerlerinin kimler olduğunu bilmiyorum” dedi.  

GÜLEN’İN PAPA İLE TOKALAŞTIĞI FOTOĞRAFI BULUNDU

Kürkçüler TOKİ’de bodrum katında bulunan 289 tane evrak hatırlatılarak, çok sayıda dini içerikli filmler, oğullarına ait ders notları, Fethullah Gülen ibareli cdler, Gülen’in Papa ile tokalaştığı ve benzeri 5 fotoğrafı olduğu belirtildi. Karagülle bunun üzerine “Kaybolan cd’lerimin içinde fotoğraf ve filmlerden ibarettir. Bulunan dokümanlarda Fethullah Gülen terör örgütü ile irtibatlandırılan hiçbir doküman bana ait değildir. İçeriklerini kabul etmiyorum” dedi.

İNSAN OKEY OYNAMAK İÇİN DERNEK KURAR MI?

Mahkeme Başkanı Karagülle’ye “Deva Derneğini niye kurdunuz? Dünyayı kurtardınız, hatalıklara çare mi buldunuz. İnsan okey oynamak için dernek kurar mı? Bu soruşturma kapsamında yargılanan herkesin birkaç dernekle ilgisi var mutlaka” dedi.  Karagülle, “Daha çok hekimler bu derneğe üye oldu. Ben de üye oldum. Herhangi bir faaliyetine iştirak etmedim” diye savunma yaptı.

Mücahit Kutlu

Sık sık gündeme gelen Eski İl Genel Başkanı Mücahit Kutlu da savunmasını yaparak hakkında iddianamede yer alan suçlamaları reddetti. Mücahit Kutlu, “Suçlamayı kabul etmiyorum. Ben 1996’da El Ezher Üniversitesi’nden mezun oldum. 2001’de Ak Partinin kurulması sürecinde başkan yardımcısı olarak görev yaptım. 2007-2014 arasında iki dönem il Genel Meclisi başkanlığı görevini yürüttüm. Partinin il disiplin kurulu üyesi olarak görev yaptım.

“MİLLİ GÖRÜŞ ÇİZGİSİNDEN AYRILMADIM”

17-25 Aralık’tan sonra il başkanlığı için Cumhurbaşkanımızın görüştüğü 4 kişiden birisiydim. Hain darbe girişiminde de sokağa çıkıp her vatandaş gibi darbeye karşı gerekli tavrı takındım. Ailem ve ben milli görüş çizgisinde olan biriyim. Bu çizgiden ayrılmadım. Bu yüzden sorgulamayan, takiyye üzerine kurulu yönlendirilmiş bir dünya görüşünü benimsemem mümkün değildir. Bu yapıyla fikriyat olarak tamamen zıt kutuplarda olan biriyim. Bu nedenle hakkımdaki suçlamanın yersiz olduğunu düşünüyorum. “Allah kuru iftiradan korusun” lafını bu yaşımda iyi anladığımı beyan ediyorum.

“EMNİYET MÜDÜRÜ YADA VALİ YERİNE DÜZ BİR MEMURDAN TALEPTE BULUNMAM ANLAMSIZ”

Yüksel Karabulut’un iddialarını kabul etmiyorum. Kendisini yurtdışı projesine götürmem halinde ödenek çıkaracağıma yönelik iddiada bulunmuş. Şahsı tanırım fakat ödeneğin çıkarıldığı karar altında imzam bulunmadığı ve hatta ifadede adı geçen Vali Özçimen’in imzasının bulunmadığı evraklardan anlaşılacaktır. Benim böyle bir isteğim olduğunda İl Genel Meclis Başkanı olarak Emniyet Müdürü yada Vali yerine düz bir memurdan talepte bulunmam anlamsızdır. Söz konusu geziye ilişkin işlemlerin usulünce icra edildiği Sayıştay denetiminden geçmiş, geziye ilişkin evraklarda herhangi bir usulsüzlük tespit edilip edilmediği kayıtlarda sabittir. Bu husustaki beyanı kesinlikle kabul etmiyorum.

BİR ŞEHİR EFSANESİ: KAYIP FLAŞ BELLEK

Aynı şekilde Yüksel Karabulut’un bir şehir efsanesi olarak anlattığı flaş bellek meselesinin ne olduğunu bilemiyorum. Bu olayla beni irtibatlandırmasına da anlam veremiyorum. Beni söz konusu olayla ilgili Savcılığa başvurarak flaş belleğin içindekilerin tespiti hususunda çalışma yapılmasını istediğimi Ak Parti’ye de bildirdim. Oraya da sorulabilir. Benimle irtibatlandırılmasını hiçbir şekilde kabul etmem. Yüksel Karabulut’un geçici görevlendirmesinin benim isteğimle kaldırıldığı da doğru değildir. Gerekirse bu hususta dönemin genel sekreteri Tahsin Akduman dinlenebilir.

“OKTAY GÜNEŞ’İN ÖNÜNÜ TIKAMAK İÇİN RİCACI OLDUĞUMU HERKES BİLİR”

Benim İl genel Meclisi Başkanlığım 17-25 Aralık sürecinden 3 ay sonra sona ermiştir. 2014 yerel seçiminde belediye başkan aday adayı oldum. Yüksel Karabulut’un Özel İdarede kadrolaşma yaptığım iddiası bulunmaktadır. Bu tamamen dayanaksızdır. Bu iddia gerçek dışıdır. Benim böyle bir yetkim de bulunmamaktadır. Ayrıca Oktay Güneş’in İl Genel Sekreter Yardımcısı yapılmaması için ricacı olduğum herkes tarafından bilinmektedir. Görevden birkaç kez alınmasına rağmen idari yargı kararı ile dönünce kendisine uzman kadrosu ihdas edilerek ataması yapılmış ve yargı kararı ile genel sekreter yardımcılığına dönmesinin önü kapatılmıştır. Bu hususun kayıtlarla da sabit olduğunu düşünüyorum. İddiaları kesinlikle kabul etmiyorum.

Mehmet Toprak benim herhangi bir sohbet toplantısında görmediğini fakat tutuklandıktan sonra örgüt mensubu olduğumu düşündüğünü iddia etmiştir. Şahsın basına yansıyan haberlerden dolayı böyle bir beyanda bulunduğu ortadadır.

1 DOLAR YURTDIŞI GEZİMDEN KALMADIR

Arama sırasında bulunan 2 adet 1 dolar benim yurtdışı seyahatlerim için bulundurduğum paradır. Paradan başka bir anlamı bulunmamaktadır. Dini inançlarım gereği başka bir anlamı olması da mümkün değildir. Bu durumun aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum.

“BU KİTABI EDİNMEM MÜMKÜN DEĞİL”

Aramada ele geçirilen bir adet kitabın ne şekilde evime geldiğini bilememekteydim. Zira malum yapıya ilişkin herhangi bir bilgim olmadığından bu kitabı edinmem mümkün değil. Gözaltına alınırken kızımın ağladığını görüp sorduğumda kitabi okulda bir öğretmeninin hediye ettiğini ve kitaplığa kendisinin koyduğunu söyledi. Kitabın okunmamış olduğu da görülecektir. Aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum.

“ÇOCUKLARIMI ALIP DOĞA KOLEJİ’NE GÖNDERDİM”

Çocuğumu 2014’ten sonra Fatih Kolejine okumaya devam ettiğine yönelik iddia eksik yada maksatlıdır. Zira 17-25 Aralık’tan sonra eğitim sezonu bitene kadar çocuklarımı bu okulda tuttum. 2014-2015’te de Düzce Doğa Koleji’ne gönderdim. Parasını ödediğim okula eğitim hayatının bölünmemesi için çocuklarımı mecburen devam ettirdiğim tarihin suçlamaya dayanak yapılamasını kabul etmiyorum. Daha sonra çocuklarımın bu okuldan alındığının belirtilmemesini maksatlı buluyorum.

“SUÇSUZUM, BERAATİMİ TALEP EDİYORUM”

İddianamede suçlamaya konu yapılmamakla beraber, yurtdışı seyahatlerimin dosyaya girdiğini gördüm. Ben tüm seyahatlerim İ Özel İdaresi ve Doğu Marmara Kalkınma Ajansı programıydı. Yazılı savunmamda hangi yurtdışı seyahatine, hangi programla gittiğimi ayrıntılarıyla yazdım. Bu gezilerin örgütle ilişkilendirilmesini kabul etmiyorum. Dosyada bulunan HTS kayıtları da aleyhime şüphe sebebi olarak ileri sürülen bir başka delildir. Ben Bolu’nun tanınmış ailelerinden birine mensubum. Siyasi geçmişim nedeniyle bir çok kişiyle irtibatlı olmam mümkündür. Bir aile şirketimiz vardır. Telefonlardan biri benim adıma kayıtlı ama kardeşim tarafından, diğeri de yeğenim tarafından kullanılmaktadır. Dolayısıyla bana ithaf edilen görüşmelerin bir kısmını ticari faaliyetler nedeniyle kardeşim yapmıştır. Diğer şahıslarla yapmış olduğum görüşmeleri de ayrıntılarıyla yazılı savunmamda açıkladım. Suçlamaya dayanak yapılmasını kabul etmiyorum. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: