• resmi ilanlar

CUMA SOHBETLERİ

03/12/2015 11:00

Bolu İl Müftülüğü vaizlerinden Harun Bakan ve Kadir Öztürk'ün hazırladığı ‘Cuma Sohbetleri'nin bu haftaki bölümü Bolu Express'te

NAMAZ, CAMİ ve  GENÇLİK ÜZERİNE

“(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yapmakta olduğunuz bilir.” Ankebut Suresi, 29/45.

“Söyleyiniz sizden birinizin kapısının önünden her gün beş sefer yıkandığı bir nehir aksaydı o kimsede kir adına bir şey kalır mıydı? Ashab onun üzerinde kirden bir şey kalmaz dediler. Rasûlullah (s.a.v.), işte beş vakit namaz aynen böyledir. Allah o namazla kulunun hatalarını siler süpürür.”  Tirmizi, Emsal, 80.

“Öğreneceği veya öğreteceği bir hayır (ilim ve amel) için benim şu mescidime gelen, Allah yolunda cihad eden mücahit hükmündedir.” İbn Mace, Mukaddime 17.

 

Kendime bir saray yaptırıp da yanında bir cami inşa etmezsem Allah’tan utanırım.

Tuğrul Bey

Namazsız İslam salt ideolojiden ibaret kalır. Namaz ibadettir, teslimiyettir, tefekkürdür, zikirdir, duadır, ilticadır, huşu ve hudûdur. Abdest ile her türlü maddi ve manevi kirden arınan bir insan için namaz hayat dersidir. Namazdaki niyet, zihnimizi ve kalbimizi ibadete hazır kılma, varlığımızı Rahman'a sunma dersidir. Namazdaki iftitah tekbiri, dünyevileşmeye sırt çevirme dersidir. Namazdaki kıyam, her gün müminler için bir istikamet dersidir. Namazdaki kıraat ve Kur'an, Cenab-ı Hak ile konuşmaktır, ahitleşmektir. Namazdaki rükû, Allah'tan başkasına eğilmemek için bir derstir. Namazdaki secde bize topraktan geldiğimizi öğreten bir tevazu dersi ve Rabbimize en yakın olma çabasıdır. Namazdaki tahiyyat, Rabbimizle ve bütün müminlerle bir selam ve barış oturumudur. Namazdaki selam, melekleri şahit kılarak huzur-ı ilahîden edeple ayrılıştır. 

Prof. Dr. Mehmet Görmez

Secdenin hakkını verebilen mümin, bir rahmet insanıdır. Emindir, dürüsttür, güven verir, müttakidir. Yüce Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle hareket eder. Ona kulluğun hazzına erdiği için kendisini tutsak edebilecek her türlü tutku, baskı, ilgi ve çekim karşısında özgürdür.

Dr. Ekrem Keleş

Namaz ateşe vurmaktır. Nasıl eğri ağaçtan baston ve asa gibi şeyler yapılacağında ateşe vurulup ısıtılarak şekil verilir ve düzeltilirse, insanın nefs-i emmareden kaynaklanan eğrilikleri namaz sayesinde zahir olan azamet-i ilahîye nurlarıyla ısıtılıp düzeltilir. 

Prof. Dr. H. Kâmil YILMAZ

İnsanlar ikiye ayrılır; vaktini beşe ayıranlar (beş vakit namazını kılanlar), vaktini boşa ayıranlar.                                                                                     Necip Fazıl Kısakürek

 

İslâm’a göre hayat, namaz arası yaşanır, namaza göre programlanır. Beş vakit namazını muntazam kılan bir kimse, vaktin çocuğu olarak kendini programlar; iki namaz arasında günah işleyemeyeceğine göre mümkün mertebe kendisini günahlardan uzak tutar.

Günde beş vakit namaz, ruhun beş öğün gıdasıdır. Bunun için arada sırada namaz kılan kimse, ruhi gıdayı dengesiz bir şekilde alıyor demektir. Bugün çağın hastalıkları denen depresyon, stres, doyumsuzluk, huzursuzluk gibi marazların temelinde de bu dengesiz beslenme yatmaktadır.

Prof. Dr. Ali Akben

Namazı, bizim Allah’ın huzuruna varmamız şeklinde düşündüğümüz kadar ve belki daha fazla Allah’ın bizi huzuruna kabul etmesi olarak da anlamlandırmamız gerekir. Dolayısıyla Allah’ın bize sunduğu bu lütuf ve kerem hamd edilmesi gereken nimetlerin -belki de- en başında gelir.                                                                                                       Doç. Dr. Bekir Kuzudişli

Mescitler, Allah’ın evleri olduğundan huzur ve sükûnetin kaynağıdır. İnsanların nefes almasını sağlayan, onları manevi yönden tatmin eden bir rahatlama yeri, kimsesizler için bir sığınak, yalnızlıktan bunalan ruhların sosyalleşmesine katkıda bulanan toplumsal mekânlardır. Her yaş ve sınıftan Müslümanın rahatlıkla ziyaret edip ibadetlerini eda edebilecekleri yerlerdir.

 

Caminin manevi atmosferine alışan, buralarda huzur bulan, kalbi mescitlere bağlı, gönlü iman ve irfan dolu ve Allah’a kulluğun şuuruna varan gençler, hem kendilerini günahlardan ve kötülüklerden koruyacak, hem de gelecek neslin inançlı ve huzurlu olmasına katkı sağlayacaktır.

Prof. Dr. Yusuf Ziya Keskin

 

Cami, ibadetle hayat bulur. Ezanın duru, sade ve nazenin terennümüyle kalbimize dokunarak bizi namazla dirilmeye davet eden camiler, yönünü yeniden hatırlayan, inancı perçinlenen ve aynı kubbenin altında duaya açılan gönüllerle kendisi de hayat bulur. Hep birlikte “sadece sana kulluk eder ve sadece senden yardım isteriz.” (Fatiha, 1/4.) diyen müminlerin duaları, tesbihatı ve zikirleriyle günün beş vaktinde canlanan ve hayat bulan camiler, içerisinde toplanan inananların yaptıkları zikirlerle “kalplerinin huzur bulduğu”, “kötülük ve çirkinlikleri sahibinden uzak tutan” namazların kılındığı birer hayat pınarı hâline gelir.

Haydar Bekiroğlu

İslam medeniyeti için bir cami medeniyeti veya camilerde de namaz kılındığı için bir namaz medeniyeti ismini verebiliriz rahatlıkla. Efendimiz (s.a.s.) Mescid-i Nebi’de sadece namaz kılmadı ve beş vakit namaz kıldırmakla yetinmedi. Devlet işlerinin tamamını orada görüyordu. Yabancı devlet adamlarıyla orada görüşü- yordu, eğitim orada yapılıyordu, Ashab-ı Suffa orada eğitiliyordu; hatta kenarında üstü açık sofa gibi bir yer yapılmıştı. 400 kadar Ashab-ı Suffa orada kalıyordu. Dayanışma oradaydı, İslam ordusu cihada orada hazırlanıyordu. Eğitim, tebliğ, sohbetler orada yapılıyordu. Hayatın merkeziydi, daha doğrusu İslam toplum hayatının kalbi cami idi, Mescidi Nebi idi.

Abdullah Yıldız

Hz. Peygamber, gençleri toplumun saygın üyeleri olarak her zaman gözönünde bulundurmuştur. Kabileyetlerine göre yönlendirmeler yapmıştır. Enerjilerini doğru kullanabilmeleri için en güzele ve hayra davet etmiştir.

Suyu akışına bırakmak suyu zayi etmektir. Gençliği kendi hâline bırakmak geleceği zayi etmektir.

Yrd. Doç. Dr. Cafer Acar

Genç; Mus’ab b. Umeyr gibi davası için her şeyini feda edebilendir, Selahaddin Eyyubi gibi Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya kavuşma rüyasıyla yaşayandır, Fatih Sultan Mehmed gibi Ayasofya’da namaz kılma idealini taşıyandır.

Cihangir İşbilen

Bir müslümanın yalnızca kendisinin namaz kılması yetmez. O, aile fertleri başta olmak üzere çevresindekilerin de namaz kılmalarına önayak olmalıdır. Çünkü dünyevî sofralar da manevî sofralar da aile boyu oturulduğunda feyizli olur. Bir evde aile boyu Rabbin huzuruna durulduğunda, o haneye huzur ve bereket iner.           

Prof. Dr. Ali Akben

Farz namazları kılmayan kimse dinden çıkar mı?

İslâm dininde namaz, dinin direği olarak kabul edilmiş (Tirmizî, Îman, 8; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 231, 237) ve kelime-i şehâdetten sonra anılmıştır (Buhârî, İman, 2; Müslim, İman, 4, H. No: 109). Namazdaki secde de kulun Allah’a en yakın olduğu hal olarak nitelendirmiştir (Müslim, Salât 215; Nesâî, Mevâkît, 35).

Namaza gereken önemi vermeyen ve terk edenler, münafık (Nisâ, 4/142; Tevbe 9/54) olarak nitelenmiş, namazla alay edenlerle dostluk yapılmaması önerilmiş (Mâide, 5/54-58); namazı zayi edenlerin Cehennemde gayya kuyusuna atılacakları bildirilmiş (Meryem 19/59); . Cehennemliklerin ağzından orada bulunma nedenleri olarak da “Biz namaz kılanlardan değildik” açıklamasına yer verilmiştir. (Müddessir, 74/43).

Hz. Peygamber (s.a.s.) de, namazın terki hakkında şöyle buyurmaktadır: “Gerçekten kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terk etmek vardır” (Müslim, Îmân, 37, H. No: 256; Ebû Dâvûd, Sünnet, 15), “Bizimle onlar (münafıklar) arasındaki ayırıcı temel unsur namazdır. Namazı terk eden kimse küfre düşer (Tirmizî, Îmân, 9; Nesâî, Salât 8).

Bütün bu bilgilere ve İslam dininin genel ilkelerine bir bütünlük içerisinde bakıldığında; namazın farz olduğuna ve İslam’ın bir gereği olduğuna inanmayanlar, namaz kılmayı kendisi için bir zillet kabul edip kibrinden dolayı namaz kılmayanlar, namaza düşman olanlar ve namazla alay edenler, İslâm’dan çıkmış olurlar. Bu sayılan şekillerde olmayıp, farz olduğunu kabul ettiği halde tembelliği ve ihmalkârlığı sebebiyle bir namazı terk eden kimse dinden çıkmaz fakat büyük bir günah işlemiş olur (Mevsilî, İhtiyâr, İstanbul, I, 37). Mazeretli veya mazeretsiz olarak namazı terk eden kişi, namazlarını kaza etmelidir. Mazeretsiz terk edenlerin ayrıca tövbe ve istiğfar etmeleri gerekir.

 

HER PAZAR GÜNÜ SABAH NAMAZINDA GENÇ ARKADAŞLARIMIZLA BİLAL-İ HABEŞİ CAMİİ’NDE BULUŞUYORUZ.

 

 

CUMA SOHBETLERİ sayfamız Bolu İl Müftülüğü vaizlerimizden Harun BAKAN ve Kadir ÖZTÜRK tarafından hazırlanmaktadır. 

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • Dursun YILMAZ  (05.12.2015 07:39:08)

    Ankebut suresinde (Namazı da dosdoğru kıl)anlamına gelen Kurandaki Arapça kelime yada cümleyi öğrenmek istiyorum.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: