Ahmet Baysal hastanelerde gelinen süreci anlattı:

15/11/2015 11:00

“VERİLEN SÖZLER TUTULMADI” İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal, Tıp Fakültesi ve Merkez Ünite ile ilgili girilen süreç hakkında konuk olduğu Köroğlu Haber'de konuştu. Ahmet Baysal “Orayı Bolulular istedi. Zamanın Bakanı devreye girdi, Amcamı ikna etti. Orası bizim ilk hastanemizdi. Benim vakıf olarak elimden bir şey gelmiyor. Verilen sözler tutulmadı. Böyle mi olmalıydı?” diyerek Bolululardan hastanelere sahip çıkmalarını istedi.

Yaklaşık 10 gündür Bolu’nun gündemine yerleşen Tıp Fakültesi ve Merkez Ünitesi afiliasyon sürecini, eser sahipleri Baysal Ailesi değerlendirdi. İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal Köroğlu Haber’e içini döktü. Merkez Ünite’nin atıl vaziyetten kurtarılıp, eski haline kavuşturulacağı yönünde kendisine verilen sözlerin tutulmadığını söyleyen Baysal, Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Metin Tahaoğlu’na sitem etti. Baysal bir yıldır kendisine verilen sözün tutulmasını beklediğini söyledi.

 “BOLULULARA 11 MAYIS’TA DURUMU ANLATACAKTIM”

AİBÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 3. Basamağa alınarak Merkez Üniteyle eşleştirilmesine razı olmadığını söyleyen Baysal, “Söylenecek çok şey var. Bu bir sene öncesine dayanıyor. 11 Mayıs 2015’te Şükran Günleri’nin ilk gününde bana konuşma fırsatı vermişlerdi. Hastanenin bu acıklı durumu o günlerde de devam ediyordu. Ben, konuşmamda Bolululara hastanenin bu durumunu açıklayacaktım. Ona göre hazırlandım. Hazırlanmadan önce Tahaoğlu’na telefon ettim. Hastanenin ne zaman eski haline döneceğine dair bir tarih vermezseniz ben bu konuşmayı yapacağım dedim. 10 Mayıs’ta oldu bu. Tahaoğlu bana telefonda Ankara’dan heyetin geleceğini ve heyetin kararına göre bu hastanenin ne şekle dönüştürüleceğine karar verileceğini söyledi. Afaki sözler epeydir söylenip duruyor ben yarınki konuşmamda Bolu Halkına duyuracağım hastaneyi gittikçe kaybedeceğiz dedim. “Ne yapayım? Ben o heyet karar vermeden ne söyleyebilirim?” Dedi. Ben de bu konuşmayı yapacağımı söyledim” dedi.

Tahaoğlu ile yaptığı görüşmenin ardından kendisini AK Partili Milletvekili Ali Ercoşkun’un aradığını söyleyen Baysal, gelişmeleri şöyle anlattı:

 “ERCOŞKUN’LA DA GÖRÜŞTÜK”

 “O akşam, ben bizim mütevelli heyet üyeleri ve muhtarlara Otelcilik Meslek Lisesi’nde bir yemek daveti vermiştim.  Orada bir telefon geldi bana Ali Ercoşkun aradı, görüşmek istediğini söyledi. Toplantıdan sonra Öğretmenevinde buluşalım dedim. Geç de olsa oraya gittim baktım Ercoşkun bekliyor orada. Bana “Ağbi Tahaoğlu ile bir şeyler konuşmuşsunuz yarın bir konuşma yapacakmışsınız, yapmayın o konuşmayı” dedi bana.  “Çünkü biz orayı öyle bırakmayız, size söz veriyorum” dedi. “Orası İzzet Baysal’ın bize emanetidir biz orayı eski haline muhakkak getireceğiz. Eski üniteleri kayboldu, kapandı ama eski haline getiririz” dedi. Aynı şeyi ona da söyledim. “Ali Bey, sen bu akşam bana bir milletvekili olarak AK Parti’nin bir elemanı olarak bana söz ver dedim. 3 ay de, 5 ay de fakat bir tarih ver. Şu tarihte biz burayı eski haline getireceğiz diye söz ver” dedim. “Efendim bu bir Hastaneler Birliği’nin projesidir. Ben bitmeden nasıl söz vereyim?” dedi. Öyle deyince “Yarın sen de olacaksın orda. Ben konuşmamı halka duyururum başka yapacağım bir şey yok” dedim. Ercoşkun da “Peki ne yapalım? Hayırlısı neyse o olsun” dedi ve üzgün ayrıldı”

Ercoşkun’la yapılan görüşmede de hastane için geçerli bir söz alamadığını söyleyen Baysal, 11 Mayıs sabahı Tahaoğlu’nun kendisini tekrar arayıp bu kez söz verdiğini ifade etti.

TAHAOĞLU BU KEZ SÖZ VERİYOR

 “11 Mayıs sabahı bana Tahaoğlu Öğretmenevi’ne telefon etti. “Ahmet Bey siz bana böyle bir şey söylediniz. Ben Ankara’yla temasa geçtim. Size kesinlikle söylüyorum bu hastaneniz en geç 6 ay içinde eski haline dönüştürülecek. Orada biliyorsunuz Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi var. Zaten orası prefabrik şekilde çalışıyor ve kâfi gelmiyor. Sizin Devlet Hastanesi’ni de ona ilave ederek mükemmel bir bölge hastanesi şekline getireceğiz. Ankara’nın bana söylediği bu. En son 2015 sonunda tamamlamış olacağız” dedi bana. “Kesin mi?” diye sordum. “Kesin” dedi bana. Bu yüzden ben orada yapacağım konuşmayı bu şekilde bağladım. Hem hastaneden bahsettim, fakat dedim sözü aldık sabah telefon ettiler 6 ay içinde hastanenin eski haline getirileceğine dair Ruh ve Sinir Hastalıkları İzzet Baysal Bölge Hastanesi olarak alet, edevatı ile açılacağını söyledim. Onların verdiği söz üzerine ben bu şekilde konuyu arz ettim Bolululara”

Hastaneye yönelik söz verilmesinden sonra 11 Mayıs Şükran Günleri’nde yaptığı konuşmanın ardından aylar geçmesine rağmen hastanede bir gelişme olmadığını gördüğünü söyleyen Baysal, bunun üzerine Tahaoğlu’na bir mektup yazdığını ancak Tahaoğlu’nun buna cevap dahi vermediğini şöyle anlattı:

 “TAHAOĞLU’NA MEKTUP YAZDIM ANCAK CEVAP DAHİ VERMEDİ”

 “Fakat o zamandan beri hala yapılamadı ve basına ilettiğim 23.10. 2015 tarihli bir mektup var Tahaoğlu’na yazılı. Daha önce kaç kez aradım bana hep bu senenin sonunda 2015 sonunda bu hastanenin eski haline getirileceğini, yapımına başlandığını, tadilatının yapıldığını, eskimiş binanın yenilenmesinin yapıldığını yıl sonuna kadar da hastanenin açılacağını söyledi. Ben de bunun karşısında baktım bir şey yapıldığı yok o basına verdiğim 23.10.2015 tarihli yazımı yazdım. Cevap dahi alamadım.

 “BOLULULARA HASTANENİN ACIKLI HALİNİ DUYURMAK ZORUNDA KALDIM”

Bolululara hastanenin bu acıklı halini duyurmak zorunda kaldım. Çünkü bizim yapacak bir şeyimiz yok vakıf olarak. Biz Bolululara emanet ettik. Bolulular sahip çıksın bu hastaneye. Madem Bolululara vakfedildi bu hastane vakıf olarak. Bu hastane Bolulularındır. Biz vakıf olarak, mütevelli heyeti üyelerinin de tüm gayretlerine rağmen, Dr. Mesut Bey kaç kere görüştü Tahaoğlu ile bu konuda. Nihayet mecbur kaldık bu deklarasyonu yapmaya”

Afiliasyona razı olmadığını ifade eden Baysal, AİBÜ Tıp Fakültesi’nin Merkez Üniteyle birleşmesinin verimsiz olacağını söyleyerek “Biz oranın üniversiteye afiliye olarak çalışmasının doğru olmadığı inancındayız” dedi.

 “ÜNİVERSİTEYE AFİLİYE OLARAK ÇALIŞMASINI DOĞRU BULMUYORUZ”

Baysal şöyle konuştu:“Rektörle de konuştum ben bunu duyunca. Rektör’e ben hastanenin verimli olmazken bu şekilde nasıl verimlilik sağlanacak? Bana söz verdiler onlar eskisi gibi devlet hastanesi ile 2. Basamak olarak çalışacağına dair. 2. Basamak bir hastane olacaktı o Bolu’da. İzzet Baysal’ın ilk hastanesidir o. Merkez’de bir İzzet Baysal Devlet Hastanesi vardı biliyorsunuz. Yetişmiyordu. Yetişmediği için şimdiki hastane ayrılmıştı Devlet Planlamadan 2. Hastane olarak. Onu bizden Bolulular istediler. Devlet Bakanı devreye girmişti amcamı ikna etti. ‘Bu hastane Bolu’ya yetmiyor, yukarıda da zaten bir arazi var bana tahsis edilmiş gelin imkan varsa buraya 2. Hastaneyi yapalım’ dediler. Biz de karar verdik, yaptık. Bu hastaneyi bizden Bolulular istedi. Devlet Planlamada vardı ama her sene az miktarlarda pay ayırabiliyordu. Yani biz oranın üniversiteye afiliye olarak çalışmasının doğru olmadığı inancındayız. Verimli bir şey olmayacak.

 “BİZİM ELİMİZDEN BİR ŞEY GELMİYOR”

 

Bolulular bugün kapılarda Köroğlu Hastanesi’nde. Yapanlardan Allah razı olsun adına da İzzet Baysal dediler şükranla anıyorum tabi. Kuyruklar halinde bekliyorlar. Bolu’dan çok şikayet geliyor bana. Bir bayan bana geçen sene “11 Mayıslarda sizlere şükran günleri düzenleyeceklerine o hastaneye sahip çıksın Bolulular” diye şikayet etti. Durum son derece acildir sağlık konusunda. Ben bu kadar yapabiliyorum. Bizim elimizden bir şey gelmiyor. Devlet söz verdi el atması lazım. Böyle mi olmalıydı?”Haber Merkezi

Yorum yazın!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz