''EFELER DİYARINDAN KÖROĞLU MEMLEKETİNE SELAM GETİRDİM''

26/08/2015 11:00

Genel Meclis kararı ile Muğla'dan Bolu'ya koalisyon görüşmeleri hakkında bilgilendirme yapmak için gelen CHP Muğla Milletvekili Akın Üstündağ, efeler diyarından Köroğlu memleketine selam getirdi.

Haber: Seda Namdar

Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki basın toplantısına katılan Muğla Milletvekili Akın Üstündağ, Efeler Diyarı Muğla'dan Köroğlu'nun memleketi Bolu'ya selam getirdiğini söyleyerek koalisyon sürecinde nelerin yaşandığını paylaştı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak vatandaşın koalisyon istemine uygun olarak davrandıklarını söyleyen Vekil Üsündağ, yenilenen seçim noktasında halkı aydınlatmayı görev edindiğini ifade etti.

''İYİ NİYETİMİZLE BAHÇELİ'YE GİTTİK''

Millet iradesine saygılı bir parti olarak davrandıklarını açıklayan Üstündağ, Bahçeli'ye başbakanlık teklifinde bulunarak iyi niyetlerini ortaya koyduklarını ancak MHP'nin ilk aşamada bunun olmayacağını söylediğinde memleket hükümetsiz kalmasın düşüncesi ile AK Parti ile koalisyon görüşmelerine gittiklerini açıkladı.

''GERÇEK BİR KOALİSYON GÖRÜŞMESİ YAPILMADI''

AK Parti ile yapılan görüşmelerin koalisyon görüşmesi olmadığını, partiyi ve halkı oyalayarak 45 günlük sürenin doldurulmasına yönelik bir süreç olduğunu gördüklerini söyleyen Üstündağ, ilk aşamada 14 ilkeyi görüşmeye sunduklarını ve Davutoğlu'nun bu ilkelerden ikisini bahane ederek koalisyona sonuç vermediğini bildirdi.

KOALİSYONA GÖTÜRÜLEN 14 İLKE

Muğla Milletvekili Akın Üstündağ, koalisyon görüşmelerine sunulan 14 ilkeyi açıkladı. Üstündağ'ın açıklamaları şöyle:  ''14 ilkenin biri darbe anayasasının değişmesiydi. Yeni demokrat bir anayasa oluşturmak, anti demokratik yasaları kaldırmak istedik. Hukuk devletinin tesisini istedik; daha düne kadar el üstünde tuttukları hakimleri savcıları bugün ülkeden kaçırttılar. Siyasi ahlak yasasının çıkartılmasını istedik. Siyaset ve rantın birbirinden bağımsız olmasını istedik. Siyasette kullanılan kaynakların açık ve şeffaf olmasını istedik. Refahın tabana yayılmasını istedik; emeklilerimizle, çiftçilerimizle, memurlarımızla, taşeronlaşmayla ilgili birçok noktada asgari ücrete kadar refahın tabana yayılmasını istedik. Ama ülke, ekonomik kriz haline geldi artık şu noktada refahtan maalesef bahsedemiyoruz. Dolar  3 lirayı, Euro 3,5 lirayı buldu bunun etkileri 3-4 ay sonra görülecek. Eğitim politikasındaki sorunların çözümünü istedik.'' 

''MUĞLA'DA VATANDAŞ EVİNİ SURİYELİLERDEN KORUMAK İÇİN NÖBET TUTUYOR''

Üstündağ: ''Barışçıl ve rasyonel bir dış politika dedik ki bu çok önemli bir noktadır. IŞİD'e gönderilen TIR'lar, devletin resmi olarak yaptığı silah kaçakçılığı ve Suriye'deki rejimi değiştirme politikası maalesef ülkeyi çok büyük sıkıntıya sokmuştur. Hem uluslararası arenada  hem de iç bünyemizde büyük yaralar açmıştır. Doğu'da PKK'dan korunmak için  nöbet tutan halk gibi Muğla halkı da dağlarda gezen Suriyelilerden evlerini korumak için nöbet tutuyor . Çok vahim bir durumdur bu. Dağdan inen Suriyeliler evdeki yemeğe, paraya, altına ne bulduysa saldırıyor. Halk böyle bir durumla karşı karşıya. Türkiye Suriyeli mültecilerin yaşama alanı olduğu kadar diğer Batılı ülkelere bir transit geçiş noktası olmuştur. Bunun sıkıntılarını da hem ekonomik anlamda hem de sosyal anlamda maalesef hep beraber yaşıyoruz.

Şeffaf bir kamu maliyesi istedik. Yolsuzlukla etkin bir mücadele istedik. Gerçek bir koalisyon görüşmesi olsaydı bu yolsuzlukla ilgili maddeyi ben çok merak ediyordum. Ama bunu dahi görüşme fırsatı bulamadık.   Gençlerin potansiyel suçlu olarak görülmemesini istedik. Gezi olaylarında eğitimin parasız olmasını isteyen gençleri dahi içeri atan bir zihniyete karşı biz bunun doğru olmadığını ortaya koymaya çalıştık. Özgürlük alanlarının genişletmeye çalıştık. Şu anda AKP'ye muhalif olan hiç kimse özgürlük anlamında iyi bir noktada değildir. Yazarların içeri atıldığı bir noktada özgürlükten söz etmek mümkün olmuyor. Sansürsüz bir medya istedik. Kendi yandaş ve havuz medyasını görmek istemediğimizi söyledik. Medyanın özgürleşmesini istedik. Cumhurbaşkanının anayasal çizgiye çekilmesi. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile bir yetki karmaşası olabileceğini daha önceden söylemiştik. Normal bir Cumhurbaşkanı olmayacağını söyleyen Erdoğan, anayasaya da uymadı. Başbakandan bakanlara kadar kendine kukla yaptığı bir sistemi gerçek bir başkanlık sistemine giden yolda bunları kullandı. Arkadaşımız seçimden sonra korkuya kapıldı, 1 hafta kendi kabuğuna çekildi ama MHP'nin takıldığı tavırla tekrar sesi çıkmaya başladı, başkanlık istemi söylemlerine kaldığı yerden devam etti.''    

''CUMHURBAŞKANI SİVİL BİR DARBE YAPAN DİKTATÖRDÜR''

1. partiye görev verip başarısız olduğunu gören Cumhurbaşkanı'nın görevi 2. partiye vermesi gerektiğini söyleyen Üstündağ,  Erdoğan'ın CHP'nin hükümeti kurma ihtimaline bile tahammül edemediğini ifade ederek sözlerini şöyle sonlandırdı;

''Muğla'nın efeleri, sarayın gönderdiği diktatörlere, yapılan haksızlıklara karşı halkı koruma adına nasıl dağlara çıkıp savunduysa, Bolu beyine karşı Köroğlu felsefesini yaratan Bolulu hemşehrilerimize bu diktatörü hep beraber yok etmeyi öneriyorum.''

 

 

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz