• resmi ilanlar

O, davası uğruna kurşun yedi!

17/03/2015 14:00

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) eski il başkanlarından emekli eğitimci Hasan Dinç, partisinden milletvekili aday adaylığını açıkladı. Yıllar sonra aktif siyasete geri dönme kararı alan 74 yaşındaki kurt siyasi, aday adaylığının gerekçelerini anlattı. 12 Eylül Darbesi öncesi kanlı sokak olaylarında silahlı saldırıya maruz kalan ve ölümle burun buruna gelen siyasi, ölüm pahasına sürdürdüğü siyasi mücadelesini, sol siyasete ve bugünkü Ak Parti iktidarına bakışını Bolu Express’e açıkladı.

 

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

MHP Milletvekili Aday Adayı Hasan Dinç ile yaptığımız röportajın ayrıntıları şöyle:

Sayın Dinç, bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

1941 yılında Gerede’nin Çoğullu Köyü’nde doğdum. 1960 yılında Bolu Öğretmen Okulu’ndan, 1965 yıllında da Konya Selçuklu Eğitim Enstitüsü’nden mezun oldum. Çeşitli orta dereceli okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptım. 1995 Mayıs ayında da 35 yıllık hizmet süremi tamamlayarak emekli oldum.

12 Eylül öncesinde aktif siyasette yer aldınız. Siyasete girişiniz nasıl oldu?

1975 yılında Afyon Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, 1977 yılında da burada eğitim enstitüsüne geldim.

Kısa süreli Ecevit iktidarı döneminde hak etmediğimiz bazı muamelelere maruz kaldığımız için istifa etmek durumunda kaldım. İstifa ettiğim dönemde, 3 Ekim 1979 tarihinde MHP Bolu İl Başkanlığı görevine atandım.

Ecevit iktidarı döneminde karşılaştığınız olumsuz yaklaşımlar nelerdi?

Sağcı, milliyetçi ve ülkücü olmam onları rahatsız etti. Eğitim yüksek okullarında, Gazi Eğitim Enstitüsünde, Afyon Milli Eğitim Müdürlüğü’nde çalışmış olan beni Bayburt’un Arpalı isimli bir köyüne sürdüler. Doğrudan köye göndermiş olmaları bana karşı açık bir tavır olarak görülmektedir. Ben bu tavır karşısında hem cumhurbaşkanlığı nezdinde, hem Danıştay nezdinde hak arayışlarına yöneldim. Sonuçta bu iki makamdan da kendime yakın ilgi ve alaka buldum. Ama bu arada da görevden istifa etmek durumunda kaldım.

 

Türkiye’de kanlı olaylarının yaşandığı darbe öncesinde siyasetle uğraştınız. Bu oldukça zor değil miydi?

7 Ekim 1979 tarihinde, göreve başladığım dördüncü günde silahlı saldırıya, suikasta maruz kaldım.

Saldırı nerede ve nasıl düzenlendi?

Bolu Devlet Su İşleri’nin bulunduğu bölgede, bugünkü D-100’e çıkan yol kenarında meydana geldi saldırı.

Akşam saat 19.20 sularında eve giderken arkamdan biri sessizce yaklaştı ve 1 metre mesafeden bana silahıyla ateş etti. Kurşun sol omzumdan girip arkadan çıktı.

Peki ya sonra?

Saldırgan bununla da yetinmedi. Ardından beni öldürmek üzere 14’lü tabancasını ben yere yıkıldıktan sonra başıma uzatarak ateşlemek istedi. İkinci kez tetik düştü; fakat silah ateş almadı, tutukluk yaptı. Bu sayede hayatta kaldım. Yoksa ölmüştüm.

Silah sesi üzerine olay yerine gelen arkadaşlarımla birlikte hastaneye gittik. Saldırgan zaten kaçmıştı. Mustafa Karslıoğlu o dönem devlet hastanesi başhekimiydi. Karslıoğlu benim tedavi olmamı ve kısa sürede sağlığıma kavuşmamı sağladı.

Peki, saldırgana ne oldu? Yakalanabildi mi?

Evet, yakalandı. Mahkemede idamla yargılandı.

Sonuç ne oldu?

Uzun süre cezaevinde kalmadı. Rahşan Affı imdadına yetişti. Aftan faydalanarak serbest bırakıldı.

Saldırgan size yönelik saldırıyı siyasi nedenlerden dolayı mı gerçekleştirdi? Yoksa kişisel bir husumet miydi?

Dev Genç mensubuydu. Saldırgan şahsın işlediği tek suçu bana yönelik gerçekleştirdiği saldırıyla sınırlı değildi. Ayrıca Nüfus İl Müdürlüğü’nde soygun gerçekleştirmiş ve çok sayıda nüfus cüzdanı ile soğuk damga çalmış. Nüfus başmüdürünü yine zorla alıkoymuş, başmüdürü ölümle tehdit etmiş.

Ecevit hükümeti döneminde baskıya maruz kalarak meslekten ayrıldığınızı, sizi öldürmek isteyen şahsın da Rahşan Affı’yla cezaevinden serbest bırakıldığını söylediniz. Anlaşılan Ecevit Ailesi size pek şans getirmemiş.

Ecevit hükümetlerinin takip ettiği siyasi zihniyetlerin karşısında yer aldım. Onların sol olarak nitelendirdikleri her türlü grup karşısında bizler kendimizi sağcı, milliyetçi, ülkücü olarak tanımlıyorduk. Mesleki hayatımda da Türk Milliyetçisi olarak öğrenciler yetiştirmeye devam ettiğim için o dönemde meslek içi gruplaşmalarda bize karşı onların kesin bir tavrı oldu.

Peki, saldırı sonrası siyasi yaşamınız sürdü mü? Yoksa kamu görevine geri mi döndünüz?

MHP İl Başkanlığı görevim ihtilal idaresinin siyasi partileri tümüyle kapattıkları döneme dek sürdü. Devlet memurluğuna o günkü şartlarda dönmem mümkün değildi. Ardından ticarete yöneldim.

1984 yılında Gazi Üniversitesi’ne bağlı Bolu Meslek Yüksekokulu’nda tekrar kamu görevine döndüm. Oradan Bolu Eğitim Enstitüsü ya da bugünkü tanımıyla Eğitim Fakültesi’ne giriş yaptım. 1995 Mayıs ayında da 35 yıllık hizmet süremi tamamlayarak emekli oldum. O günden bu yana da siyasal faaliyetlere devam ediyorum.

Bolu kamuoyu sizleri köşe yazılarınızla, yazdığınız kitaplarınızla da tanıyor. Sivil toplum kuruluşlarında aktif görev alan birisiniz. Bunlardan bahseder misiniz?

Emekli olduktan sonra emekli gibi yaşamadım. Bir kenara çekilmedim. Köşe yazarlığı, kitap yazarlığı ve televizyon programcılığı ile uğraştım. Sivil toplum kuruluşlarında görevler üstlendim. 2003-2005 yılları arasında Türk Ocağı Başkanlığı yaptım. Ardından da Türk Ocağı’nın bir üyesi olarak çalışmalara katıldım. Emekli olduktan sonra, Kutsal Topraklardan Esintiler, Çoğullu Köyü, Kutsal Kitaplar, Ortak Konular ve Farklı Hükümler ile Deryadan Damlalar isimli dört kitap yazdım. Beşinci kitabımın da hazırlıklarını sürdürüyorum.

MHP’de aktif siyaset sonrası dönemlerde hep bir ağabey misyonu üstlendiniz. Yıllar sonra bugün yeniden aktif siyasete yönelişinizin, milletvekili aday adayı olmanızın gerekçeleri nelerdir?

MHP’nin il yönetim kurulu bünyesinde “aday adayı tespit ve tespit edilen kişilere teklif komisyonu” oluşturdu. Bu komisyon tarafından 7 Haziran Genel Seçimleri için tarafımdan aday adayı olmam istendi. Bende aile meclisimde yapmış olduğum istişare toplantısı sonrasında onların bu teklifini kabul ettim.

MHP geçtiğimiz aylarda gergin kongre süreçleriyle gündeme geldi. Kutuplaşma iddiaları gölgesinde gerçekleşen kongrelerde MHP yerel de yeni bir yapılanmaya gitti. Konjonktürü değerlendirdiğinizde MHP sizce genel seçimlere yerelde hazır mı?

Türkiye’de MHP lehine esen çok önemli bir siyasi hava var. MHP bugün 2011 yılındaki genel seçimlerinden ve 2014 yerel seçimlerinden çok daha farklı bir yerde bulunuyor. MHP’nin hem yerelde, hem de ülke genelinde 7 Haziran’daki seçimlerden başarılı çıkacağına inanıyorum.

Kongreler her zaman MHP’de heyecanlı olmuştur. Zaman zaman da tartışmalara sahne olmuştur. Bu o partinin siyasi olgunluğunu göstermektedir. Hiçbir tartışma olmadan, hiçbir yarış olmadan belli kişilerin parti yönetimini ilelebet sürdürmeleri gibi bir durum o partinin demokratik kültürden uzak olduğunu gösterir. MHP çok sağlıklı gelişen bir demokrasiye sahiptir. Büyük Kurultayı’nda da bazı tartışmalar oluyor. İlçe kongrelerinde de oluyor. Ama en kısa sürede bu tartışmalar ve gerginlikler yerini kardeşliğe ve ülkü birliğindeki beraberliğe bırakıyor.

Türkiye normal demokrasi kurallarının işlediği bir ülke olmaktan çıktı. 92 yıllık cumhuriyet Türkiye’sinin ve 69 yıllık çok partili dönemin en sıkıntılı seçim dönemini idrak ediyoruz. Elbette geçmiş dönemlerde de Türkiye olarak sıkıntılarımız oldu. Ama o dönemlerde karşılaşmış olduğumuz sıkıntılarla bugün karşı karşıya bulunduğumuz sıkıntılar mahiyet itibariyle çok farklı. Mesela siyasi partiler arasında gerginlikler oluyordu ama bir yerde bunlar aşılabiliyordu. Şimdi Türkiye bütünlüğünü muhafaza edip edememe konusuyla karşı karşıya. Milli birlik ve beraberliğini muhafaza edip edememe durumuyla karşı karşıya. Demokratik  parlamenter sistemi muhafaza edip edememe durumuyla karşı karşıya. Laik cumhuriyetin yıkılması ve yerine selefi bir İslam anlayışının devlet yönetiminde hakim olması tehlikesiyle karşı karşıya. Bu içinde bulunduğumuz tehditler Türkiye’nin 7 Haziran’daki seçimlerini çok önemli, hatta partiler arası bir yarıştan ziyade bir referandum havasına sokmaktadır. O nedenle 7 Haziran seçimlerini ben Türkiye’nin ve demokrasimizin kader seçimleri olarak değerlendiriyorum. 7 Haziran’da kazanacak olanın devletimizin birlik ve bütünlüğü, demokratik ve parlamenter sistem ile Türkiye Cumhuriyeti olacağına inanıyorum.

Önümüzdeki dönemde Başkanlık sistemi gündeme gelmesi öngörülüyor. Siz başkanlık sistemini Türkiye için nasıl buluyorsunuz? Başkanlık sistemi Türkiye demokrasisine entegre edilebilir mi?

Bu toplumun ihtiyacı değil ama Türkiye’de bunun gerçekleşmesini isteyen birileri var. O birileri istedikleri başkanlık sisteminin ayrıntılarını kamuoyuyla paylaşmış değil. Çeşitli gerekçelerle başkanlık sistemi dayatılmak isteniyor. Ama istenen başkanlık sistemi mahiyeti ve sınırları toplumla paylaşılmıyor. Paylaşılmadığı içinde istenilenin ne olduğunu bilmiyoruz. Fakat ağızlarından çıkan bir kısım cümleler onların istedikleri başkanlık sisteminin ipuçlarını vermektedir. Mesela birkaç gün önce ‘Türkiye anonim şirket olmalıdır’, ‘Şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye’de öyle yönetilmelidir’ söylemleri ortaya atıldı.

Ama Türk devlet geleneğinde bir başkanlık sistemi vardır. Mesela bizde devlet ve hanedan anlayışı vardır. Hanedanlıkla bugünkü başkanlık isteyen kişinin kafasındaki düşünceler birbirleriyle bağdaşmayan sistemlerdir. Farklıdır. Bizim devlet kültürümüzde, geçmişimizde, padişahlık, kağanlık, hakanlık, sultanlık sistemleri bugünkü parlamenter sistem değildir. Ama onunda kendine has, özgün bir yapısı ve sistem içinde bir yeri vardır. Ama bugün başkanlık sistemi isteyenler, istedikleri hakkında teferruatlı ayrıntı vermedikleri için biz bunu tartışmaktan çok uzağız.

Adaylık yarışındaki şansınızı nasıl buluyorsunuz?

Adaylık aşaması benim yetkimi aşan bir mesele. Bu konuda tek yetkili genel merkez. Aday adaylık müracaatı yapan isimler arasında doğru karar verilecektir. Biz yapılacak tercih karşısında her zaman doğru hareket etmekle ve uygun adımlar atmakla mükellefiz. Çıkacak karar karşısında, ‘Neden böyle karar verdiniz?’ diyecek bir pozisyonda olmayacağımızı sanıyorum.

Sayın Dinç, son mesajlarınızı öğrenebilir miyim?

MHP’nin takip ettiği milli birlik ve beraberlik politikasının milletimiz tarafından son dönemde anlaşıldığını ve milletimizin MHP lehine pozisyon aldığına şahit olmaktayım. Bu ülke genelinde nasılsa Bolu’da da böyle olacaktır. Bolu milletini, memleketini seven insanların yaşadıkları bir coğrafyadır. MHP politikalarının Bolu’da ve Bolu insanında karşılık bulacağına inanıyorum. O nedenle de MHP’nin 7 Haziran seçimlerinden Bolu’da çok önemli bir başarı elde ederek çıkacağına inanıyorum.

YORUMLAR  (Toplam 4 yorum)

  • durmuş taşkıran  (19.03.2015 08:56:19)

    sayın hocam hayatınızı güzel yorumlamışsınız ama 1991 seçimlerinde DYP den aday olduğunu yazmamışsınız

  • Başak DİNÇ  (18.03.2015 13:16:48)

    DEDECİCİĞİM ellerinden öpüyorum. Seni çok seviyorum. Başarılar dilerim.

  • Ufuk YÜCEBİLGİÇ  (18.03.2015 13:13:42)

    Anlattıklarınız etkileyici. İnşallah yolunuz ve bahtınız açık olsun diyorum sadece

  • Ahmet DİNÇ  (18.03.2015 12:56:12)

    Ellerinizden öperiz. Allah herşeyin hayırlısını sizlere nasip etsin. Başarılar. Ankaradan selam ve sevgilerimizle.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: