
Haber: Ebru EYVAZOĞLU
Bolu Barosu Kadın Hakları Komisyonu Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle Adliye önünde bir araya gelerek, kadına yönelik şiddette ürküten oranlara dikkat çekti. Bolu Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Fatma Kubilay, son on yılda kadına şiddetin yüzde 1400 arttığını, çocuk gelin sayısının aynı hızla yükseldiğini söyledi.
Bolu Barosu Başkanı Av. Ferit Atalay’ın ve erkek avukatların da destek verdiği açıklamada Bolu Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Fatma Kubilay, kadın bedeni üzerinden yapılan siyasete, ne giyeceğine, kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına müdahale edildiğine dikkat çekti.
“EN BÜYÜK ŞİDDETİ YAKINLARINDAN GÖRÜYORLAR”
Kadınların yönetim kadrolarında yeterince bulunmamasının bedelinin ödendiğine işaret edem Kubilay, “Uluslararası hukukun bütün çabalarına rağmen, hem dünyada hem de ülkemizde çığ gibi büyüyen kadına yönelik şiddet, çağımızın bir utanç kaynağı olarak insanlık onurumuzu yaralıyor. Kadın erkek eşitsizliğinin bir sonucu olarak insan hakları ihlallerinin birinci derecede hedefi olan kadınların toplum hayatındaki yeri pek çok ülkede geleneklere ve dini kültüre göre belirleniyor, kamu otoritesi doğrudan doğruya kadının kimliğini ve onurunu hiçe sayan düzenlemeleri uygulamaya koyuyor. Bugün dünyada milyonlarca kadın, çalışma hakkından, seyahat özgürlüğünden yararlanamıyor; pantolon giydiği için kırbaçlanabiliyor, bisiklete binmesi, sandalyeye oturması kamu otoritesi tarafından yasaklanabiliyor. Binlerce kadın mezhep savaşlarının yol açtığı acımasız dünyada canlarından oluyor, tecavüze uğruyor. Türkiye’de de kadın, taraf olduğumuz uluslararası belgelere ve yasal düzenlemelere rağmen fiziksel, duygusal, ekonomik şiddetle ve acımasız emek sömürüsüyle karşı karşıya bulunuyor. Evde, işte, okulda, sokakta fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalan, çocuk yaşta evlenmeye zorlanan kadınların, namus veya töre adı altında yaşam hakları ellerinden alınıyor. Kadınlarımız daha çocuk yaşlardan itibaren en büyük şiddeti en yakınlarından; babalarından, eşlerinden hatta oğullarından görüyor” dedi.
“KADINLARIN YÖNETİM KADEMELERİNE GETİRİLMEMESİNİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ”
Kadına şiddet olaylarının gün geçtikçe arttığına dikkat çeken Fatma Kubilay, “Son on yılda kadına şiddetin yüzde 1400 arttığı, çocuk gelin sayısının yükseldiği bir süreçten geçiyoruz. Kadın bedeni üzerinden yapılan siyasetin, onların ne giyeceğine, kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına müdahale ettiğine, öğrenci yurtlarının sosyal alanlarının, ortaöğretim kurumlarının yemekhanelerinin ayrıldığına, en sorumlu makamdakilerin karma eğitimin yanlış olduğunu söyleyebildiğine tanık oluyoruz. Dayatılan eğitim sistemiyle kız çocuklarımızın eğitimden uzaklaştırıldığını, geleceklerinin çalındığını gözlemliyoruz. Kadınların yönetim kademelerine getirilmemesinin bedelini ödüyoruz. Demokrasi ve kadına özgürlük adı altında uygulanan bu politikaların, kadınlara özgürlük getirmeyeceği gibi ülkeye de refah getirmeyeceği aşikardır. Dünya üzerinde kadınını eve kapatan gelişmiş tek bir toplum yoktur. Şiddeti yenememiş toplumlarda demokrasiden söz etmek ise mümkün değildir.
Hukukun üstünlüğünü, eşit vatandaşlığı, insan haklarını ve demokrasiyi yerleştirmek için kadına yönelik ayrımcılığı ve şiddeti silmek zorundayız” diye konuştu.
OMUZ OMUZA MÜCADELE ÇAĞRISI
Kubilay sözlerini şöyle sürdürdü: “Şiddete uğrayanların değil, şiddet uygulayanların utanç duymasını sağlamak zorundayız. Cinsel taciz ve istismar davalarında mağdurların defalarca mağdur edilmesine, şiddet uygulayanların ise yeni suçlar işlemek üzere tahliyelerine yol açan uygulamaların terk edilmesini sağlamak zorundayız. Tecavüze uğrayan kız çocuklarının ruhsal bütünlüğünün zedelenip zedelenmediğini soruşturan, kadın katillerine ‘haksız tahrik’ adı altında ceza indirimi sağlayan erkek egemen adaleti değil, gerçek adaleti hakim kılmalıyız. İnsan hakları mücadelesinde, kadına yönelik her türlü ayrımcılığı; emeğine, bedenine ve kimliğine yönelik şiddeti reddediyor, demokrasiye ve eşit vatandaşlığa gönülden bağlı herkesi omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz.”






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!