• resmi ilanlar

Anneler ve babalar aman dikkat!

07/10/2014 13:00

Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Ali Evren Tufan, aile içi şiddetin çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerini olumsuz etkilediğini bilimsel araştırma verileriyle ortaya koydu. Ataların “Kavgalı eve kız vermezler” sözünü doğrulayan cinsteki bilimsel verilere dayanan açıklamalarında Doç. Dr. Tufan, “Anne ve babası arasında yaşanan şiddete tanıklık eden çocuklar büyüdüklerinde, küçükken gördükleri davranışları, öğrendiklerini, kendi ilişkilerinde de uyguluyorlar. Aile içi şiddet yaklaşık 3’te 1 oranında kuşaktan kuşağa aktarılabiliyor” dedi.

 

Haber: Mehmet KORKUSUZ

Son dönemde basınla paylaşılan asayiş raporlarında,  aile içi şiddet vakaları sayısında artış gözleniyor. Pek çok eş arasında süren bu gerilim çocuklar üzerinde nasıl etkiler bırakıyor? Hiç düşündünüz mü? Bolu Gazeteciler Cemiyeti’nin Kurban Bayramı için hazırladığı bu özel sayıda, Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Devlet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Ali Evren Tufan’dan bu sorunun yanıtını aradık.

Doç Dr. Tufan, aile içi şiddetin tüm dünyada yaygın olarak görülen ve toplumun her tabakasında, her eğitim düzeyinde karşılaşılan biri durum olduğunu belirtti.

Yakın zamana kadar psikiyatri uzmanlarının şiddetin gözle görülebilir etkilerine odaklandıklarını belirten Doç. Dr. Tufan, çocuklara atılan tokat veya çocuğun bu tartışmalar yüzünden oluşan başarısızlık ve ihtiyaçlarının takip edilememesinin kendilerini etkilediğini söyledi. Gelişen teknolojiyle birlikte son yıllarda yapılan bilimsel araştırmaların aile içi şiddetin çocuklar üzerinde etkisini anlamada farklı sonuçlar verdiğini aktaran Doç. Dr. Tufan, bu araştırmaların şimdiye dek çok da önemsenmeyen tartışmaların bile çocuklar üzerinde etkileri olabileceğini gözler önüne serdiğini bildirdi.

Amerikalı bilim adamlarının 2012’de yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarını ortaya koyan Doç. Dr. Tufan, “Anne ve babalarının tartışmalarına şahit olan çocukların beyinlerindeki görmeyle ilgili alanda kalınlık azalıyor. Sadece görmek bile çocuğu etkileyebiliyor. Bunlar son zamanlarda fark ettiğimiz şeylerden sadece biri” dedi.

“EŞLER ARASINDAKİ SÖZLÜ TARTIŞMALAR BİLE ÇOCUKLARA ZARAR VERİYOR”

Hakaretlere varan tartışmalara ve fiziksel şiddete şahit olmanın çocukları olumsuz etkilediğini belirten Doç. Dr. Tufan, ebeveynlerin karşılıklı diyalog içerisinde sorunlarını çözmeleri gerektiğini, bu yöntemin uygulanması halinde çocuklarının da kendilerini örnek alacaklarını belirtti. Doç. Dr. Tufan, ebeveynlerin karşılıklı diyalog içerisinde sorunlarını çözmeleri halinde çocuklarında farklı bakış açılarını görebileceklerini, öfkelenmeden kendi durumlarını nasıl savunabileceklerini öğreneceğini savundu. Doç. Dr. Tufan, öte yandan fiziksel şiddetin havada uçuştuğu ya da sözlü şiddetteki, “Senin ailen beni hep aşağıladı”, “Ben sizin için saçımı süpürge ettim ama yaranamıyorum” gibi eşler arasındaki tartışmaların çocuklara olumsuz etkilerde bulunduğunu belirtti.

“ŞİDDET GÖSTEREN ERKEKLER KARŞISINDAKİNİN TEPKİSİNİ YANLIŞ YORUMLUYORLAR”

Psikiyatri uzmanlarının yakın geçmişe kadar aile içi şiddet uygulayan erkekleri daha güvensiz, daha fazla alkol ve madde kullanımı olan, olgunlaşmamış bir birey olarak görme eğiliminde olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tufan, son yapılan bilimsel araştırmaların farklı noktaları da gündeme taşıdığını belirtti.

Doç. Dr. Tufan, duyguları tanımlamak için kullanılan fotoğraflarla eşlerine şiddet uygulayan erkekler üzerinde bir araştırma yapıldığını söyledi ve araştırma sonucunu aktardı. Doç. Dr. Tufan, araştırma sonuçları için şu ifadeleri kullandı: “Şiddet gösteren erkeklerin, daha nötr yüz ifadelerini, örneğin şaşkınlık, üzüntü, mutluluk gösteren yüz ifadelerini yanlış adlandırdıkları, karşılarındakinin kendileriyle dalga geçtiklerini falan düşündükleri ortaya çıktı. Yani bu bireylerde karşısındakinin duygusuna yönelik bir hassasiyet var. Ama karşısındakinin tepkisini yanlış yorumluyorlar. Karşısındakinin bir davranışını düşmanca yorumlayabiliyorlar. ‘Vay sen bana neden böyle baktın?’, ‘Sen beni aşağılamak istedin?’, ‘Hep böyle yapıyorsun!’ gibi tepkiler veriyorlar. Nitekim şu an batılı ülkelerde yürütülen araştırmalardan biri de o. Şiddet uygulayan eşlere eğer duyguları tanımlamayı öğretebilirsek, o zaman bu tartışmalar azalabilir.”

KORKUNÇ GERÇEK! AİLE İÇİ ŞİDDET KUŞAKTAN KUŞAĞA AKTARILIYOR

Aile içi şiddete tanıklık eden çocukların beyinlerinde yaşanan olumsuz değişiklikleri bir kez daha hatırlatan Doç. Dr. Tufan, “Anne ve babasının arasında yaşanan şiddete tanıklık eden çocuklar büyüdüklerinde, küçükken gördükleri davranışları, öğrendiklerini, kendi ilişkilerinde de uyguluyorlar. Aile içi şiddet yaklaşık 3’te 1 oranında kuşaktan kuşağa aktarılabiliyor” diyerek, ürkütücü gerçeği ortaya koydu.

“AİLE İÇİ ŞİDDET GÖREN ÇOCUKLAR AKRAN İLİŞKİLERİNDE SORUN YAŞIYORLAR”

Aile içi şiddete tanıklık eden çocukların olumsuz etkilenmemeleri için gerçekleştirilen bilimsel çalışmaların ayrıntılarını da aktaran Doç. Dr. Tufan,Aile içi şiddete tanıklık eden çocukların beyinlerinde değişiklikler olduğunu belirtmiştik. Öfkelerini yönetmeyi, daha yapıcı bir şekilde davranmayı daha az beceriyorlar. Akran ilişkilerinde daha çok sorun yaşıyorlar. Şiddete tanıklık eden çocukları bireysel görüşmelerle destekleyici şekilde rehabilite etmeye çalışıyoruz. Duygularını tanıma, ifade etme noktasında yardımcı oluyoruz. Aynı zamanda çocuk psikiyatristi çalışmalarımızın belki de yüzde 50’si çocukladır. Ama bunun yanı sıra anne ve babalarla da çalışıyoruz. Çoğu zaman bize gelen sorunlarda, şöyle bir bakıyoruz ki, çocuğun sınav kaygısı var, öğrenmeyle ilgili birtakım eksikliği var ama aynı zamanda evdeki tartışmalar ve ortam buna etkide bulunuyor. Bizde o zaman anne ve babalara bu sorunu nasıl çözebilecekleri, nasıl olumlu etkide tartışabilecekleri noktasında rehberlik ediyoruz. Çok daha ağır sorunları bulunan ebeveynleri ise ebeveyn psikiyatristlerle de ortak değerlendirdiğimiz oluyor” diye konuştu.

ÇOCUKLARIN HER GÖRDÜKLERİ HUYU KAPMA EĞİLİMLERİ NEDEN KAYNAKLANMAKTA?

Çocuklarının zeki olduğu yönünde ailelerin değerlendirmelerde bulunduğu, çocuklarının her gördükleri huyu kapma eğilimleri hakkında da konuşan Doç. Dr. Tufan, bu eğilimi şöyle açıkladı: “Çocuklar bir an önce büyümek isterler. Etraflarında olan, ilgisini çeken, etrafı eğlendiren davranışı hemen kapar ve onu yapmaya çalışırlar. Kendi akrabalarımdan örnek vereyim. Benim erkek yeğenim Karadenizli bir ailenin evladı. Dedesi onun yanında, “Benim torunum çapkın olacak!” şeklinde söylemlerde bulunuyor. Henüz 5 yaşında olduğu halde babaannesine, “Sen kadınsın. Elinin hamuruyla erkek işine karışma!” ifadesini kullanıyor. Peki, bu yaştaki bir çocuk bu söylemleri nereden ve nasıl öğreniyor? Tabi ki çevresinden öğreniyor. Yani kendisini yetişkin gibi göstermek için yetişkinlerin yerine geçebilmek için ve de etrafta gülündüğü ya da hoş karşılandığı için bu davranışı tekrar tekrar yapabiliyor. Bu tarz yaklaşımların yüzde 90’ı zararsız ama bu tür olumsuz davranışların üzerinde durmayarak, “Aman benimki de büyümüş. Maaşallah” diyerek, olumlu tepkiler vermeyerek kısa zamanda bu davranışları unutturabilirsiniz aslında çocuklara. Çocukların beyinleri tıpkı bir oyun hamuru gibi, yapılan her şey, duydukları, onların beyinlerinde hemen iz bırakır.”

“ÇOCUKLAR KAYIT MAKİNESİ GİBİDİR”

 

Açıklamalarının sonunda, anne ve babalara çok önemli uyarılarda bulunan Doç. Dr. Tufan, “Tartışma, anlaşmazlık hayatın bir parçası. Aile içerisindeki sorunları ya da anlaşmazlıkları çözmeye çalışırken, yakındaki çocukları muhakkak dikkate almak lazım, onları unutmamak lazım. Çocuklar kayıt makinesi gibidir. Her ne kadar dikkat etmiyor, fark etmiyor gibi görünseler de etrafta gördüklerini ve duyduklarını hemen kaydedeceklerdir” dedi. 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: