
İzzet Baysal Kültür Merkezinde ‘Duygusal Yeterlilik: Duygularımızın Hayatımızdaki Fonksiyonları ve Olumsuz Duyguların Pozitif Yorumu’ konusunda düzenlenen semineri, Dr. Ivan Kirillov ile Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tuğba Sarı verdi. Seminer boyunca sempatik tavırları ve sohbetiyle konukları sık sık güldüren Dr. Kirillov, seminerin sonunda eğlenceli bir egzersiz de yaptırdı.
Seminerin tamamında mutluluk, korku, şaşkınlık gibi 8 duygumuzu örneklerle açıklayan Dr. Kirillov, “Evrimle birlikte beyindeki ‘basal ganglia’da yeni bir mekanizma gelişti. Bu duygularımız basal ganglia bölgesinde var ve şu net şekilde biliniyor ki tüm Dünya’da insanlar nerede yaşarsa yaşasınlar, hangi kültür içinde olurlarsa olsunlar ‘basal ganglia’larında bu duyguların hepsi var. Duygularımız bu yüzden psikoloji ile ilgili değil, burada tamamen nörofizyolojik bir olgudan bahsediyoruz. Artık biliyoruz ki bu duygular her insanda doğuştan gelen, var olan senaryolar ve bu duygularımız aracılığıyla hayatla baş edebiliyoruz.” diye konuştu.
Duygularımızın hepsinin hayatta kalabilmek için gösterdiğimiz reaksiyonlar olduğunun altını çizen Dr. Kirillov, mutluluk duygusunun oluşmasını ilginç bir nedene bağladı. ‘Basal ganglia’daki mutluluk reaksiyonunun çalışmak için oluştuğunu anlatan Kirillov, “Gerçekten öyle… Mutluluk, enerjimizi etkili şekilde kullanmamız için ihtiyacımız olan duygu. Mutluysanız daha uzun süre çalışabilirsiniz, daha iyi konsantrasyon sağlayabilirsiniz. Eğer mutluysanız çok çalışsanız da yorulduğunuzu hissetmezsiniz yani kendinizi mutlu hissettiğiniz zamanlar dinlenme değil çalışma zamanlarıdır.” ifadelerini kullandı.
Seminerde üzüntü duygusuna esprili bir şekilde yer veren Dr. Kirillov, “İhtiyaçlarınızı karşılayan bir objeyi kaybettiğiniz zaman üzülürsünüz. Örneğin erkek ya da kız arkadaşınızı kaybettiniz. Üzüntü ‘basal ganglia’da en uzun süren reaksiyondur aslında. Bu reaksiyon 3 saate kadar aktif kalır, 3 saatten fazla sürüyorsa artık duygunun kendisi yoktur, düşünceleriniz aktiftir. Üzüldüğümüzde daha çok içimize dönüp bu duyguyu olması gerektiğinden daha uzun yaşarız. Oysa aslında yeterince akıllı davranırsanız 3 saat sonra yeni bir kız ya da erkek arkadaş edinebilirsiniz.” şeklinde konuştu.
Duyguların bütün fonksiyonunun ihtiyaçlarımızı karşılamak olduğunu ifade eden Dr. Kirillov, kötü bir duygunun olmadığını ve hepimizin nörofizyolojik olarak günde yüzlerce kez bu duyguları yaşadığımızı ve bunları değiştiremeyeceğimizi de sözlerine ekledi. Seminer, duyguları daha iyi tanıyabilmek için Dr. Kirillov tarafından yaptırılan eğlenceli bir egzersizle sona erdi.
İlim,insana oksijenden daha fazla gereklidir.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!