
Başlığımıza aldığımız bu iki kelime, Allah’a kulluk yapacak olan ve yaptığı kulluğun boşa gitmemesini arzu eden her Müslüman’ın çok muhtaç olduğu iki önemli hasleti ifade eder.
İhsan; İlk karşımıza çıkan manasıyla, iyilikte bulunmak, ikram etmek anlamlarına gelmekte ise de, meşhur Cibril hadisinde ifade edildiği üzere ihsân, en geniş manasıyla; “Her ne kadar kul Allah’ı görmüyorsa da, Allah’ın kulu gördüğü şuuru ve tavrı içerisinde, kulun Allah’a ibadet etmesi” manasına gelmektedir. Bu bir anlamda, insanın iman noktasında öyle bir seviyeye yükselmesi durumunu ifade eder ki, aradaki perdeler kalkar, kul ibadeti esnasında perdesiz olarak Allah’a muhatap olduğu şuurunu takınır, takındığı tavrın Allah’ın murakabesinde, söylediği sözün dinleyeninin Allah, istediği şeyleri bizzat Allah Teâlâ’dan istiyor olduğu şuur ve bilgisini taşımasıdır.
İhlas ise bir Müslüman’ın her işinde ve amelinde, Allah’ın rızasını gözetmesidir. İhlas’ın alanı, bildiğimiz ibadetlerle sınırlı değildir. Evet, namaz Allah emri olduğu için Allah’ı razı etmek niyetiyle kılınacaktır. Oruç, Zekât ve Hac gibi ibadetlerimiz de böyledir. Bunlar sırf Allah rızası için yapılacaktır. Bu düşünceye de ihlas denir. Tabi bunlar yapılırken Allah’ın kendisini görüyor olduğunu düşünmek ise “ihsân” olmaktadır.
İhlas, hayatın her alanıyla ve kişinin her işiyle ilgilidir. Kulluğunu bilen bir insan, gerek ibadetlerinde, gerekse diğer dünyevi işlerinde Allah’ın rızasını gözetirse, ihlaslı bir Müslüman olur. O zaman onun, dünyevi işleri de ibadet hükmüne geçer ve uhrevi bir amel olur. Yani ahirette ibadet yapmış gibi sevap ile karşılaşır.
Burada şu hususa ayrıca dikkat çekmekte fayda vardır. Bir Müslüman’ın ihsân ve ihlasa sahip olabilmesi için, başta Allah’ın emirleri olan farzlarını yerine getirmesi gerekir. Aynı zaman da, Allah’ın yasakları olan haramlardan da kaçınması icap eder.
Çünkü Allah’ın rızası, ilk önce İslam’ın emirleri ve yasakları ile ilgilidir. Emirleri yapmayan ve yasaklardan kaçınmayan bir insanın, ihlas ve ihsân sahibi olduğunu kabullenmek mümkün olmadığı gibi, Allah’ın rızasına ereceğini düşünmek de, kavak bahçesinde, Hindistan cevizi aramağa benzer…
Hayırlı ve Bereketli Cumalar dilerim.
31.01.2014
Bolu Müftüsü
Mehmet ŞAHİN






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!