
Sayın Okurlar;
İnsanlar, normalde kendiişleriyle uğraşsalar, yasalardan yana bir tarafsızlıkla hizmette bulunsalar, öte yandan, kendi ayıplarıyla meşgul olsalar, başkalarının ayıplarını aramaya zaman bulamazlar. Dikkat edilirse, örneğin; siyasette, ticarette, muhtelif kurum ve kuruluşlarda velhasıl birçok beşeri münasebetlerde (itham, tenkit, suçlama, ayıplama, hakaret etme gibi, karşılıklı söz düellosunda, biraz düşünür, fazla ileri gitmemek için ölçülü davranabilinir ise meseleler daha da uyumlu hale girer. İşin en ilginç yönü de tahsilden, tecrübeden, insani ilişkilerden nasibini almayanların, akşama kadar laf üretmesindeki dengesizliklerdir. Yani; yaptığı zaten bir iş yok, bir de kalkıyor, hiçte bilmediği ve anlamadığı konularda, akşama kadar eleştirilerde bulunuyor. LAF OLA PADİŞAHIM. Kendi başını bağlamaktan aciz bir düşünce, gelin başı bağlıyorum derse buna da gülünür. Özetle işi az var veya yok ama (işini, gücünü, aşını, atını, nallamış, gözü kapalı gitme misali. Elbette ki plansız programsız, metotsuz yolla çıkanlar, bir yere toslayacak, belki bununla da kalmayacak bir suçu da işleyecek. Böyle işlerin, SENİ BENİ OLMAZ. DOĞRU DOĞRUDUR, YANLIŞ YANLIŞTIR.
Sayın Okurlar;
Suçun, suçlunun ortağı yine suçtur ve suçludur. Bu bakımdan, bütün ortaklıklar zamanla bozulabilir ama suç ortaklığı bozulmaz, çünkü bozulduğu anda, her şey ortaya çıkar deşifre olur. Arlanmaz yüzde, tükenmez söz normaldir. Bunun içindir ki AZ SÖZDE, DOĞRU İŞ, ERLERİN YÜKÜDÜR, ÇOK SÖZDE, MOLOZ SÖZDE YALANCININ YÜKÜDÜR.
Sayın Okurlar;
Kurdun kuzuya, şahinin serçeye, aslanın ceylana, tilkinin de tavuğa gönül vermesine şaşılmaz. Ancak, kuzu kurda, serçe şahine, ceylan aslana, tavuk da kalkıp, tilkiye gönül veriyorsa, bu çok düşündürücü olur. Halkımız bu türlü işlere (bunun altında, Ali Cengiz oyunu vardır derler, nitekim aklın yolu birdir. Akıllı, fikirli, düşünceli, seviyeli, terbiyeli ve Allah’tan korkan insan, suça, yanlışa, asla pirim vermez. İşte bunun içindir ki suçlu suçluyu, doğru da doğruyu bulur. Ancak bu doğruluk, inançlı, imanlı, itikatlı olursa geçerliliğini koruyor. Her suçta ve her suçluda, netice itibariyle, şahsi, gizli, yalan, yanlış, yani hukuksuz işlemlerin görülmesi mümkündür. Bütün mesele, Hak’tan yana, doğrudan yana, yasalardan yana bir tarafsızlıkla hayatı sürdürmektir. Kısas kıyamete kalmaz. Bir kutsi hadisle sözümüzü bitirelim. ‘Başkalarının kusurlarından bahsetmek istediğin vakit, kendi kusurlarını hatırla. O zaman başkalarının kusurlarıyla alakadar olmaya hakkın olmadığını hatırlarsın’. Hz. Muhammed (s.a.v) .






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!