• resmi ilanlar

'Ak Parti adayının değişme ihtimali var'

28/10/2013 00:00

Ak Parti Bolu Belediye Başkan Aday Adayı Tahsin Akduman, Bolu Express Gazetesi’ne verdiği özel röportajda, “Alaaddin Yılmaz, Bolu için gerçekten önemli çalışmalara imza attı. Ama bu esnada birilerinin canı yandı, hatalar oldu. Bolu’da Ak Parti adayının değişme ihtimali var” dedi ve adaylık gerekçelerini açıkladı. Akduman, adaylık sürecinde Ak Parti’nin kamuoyu araştırmalarında ise, isminin rakiplerinden önde çıkacağını savundu.

 

Son 14 yıl içerisinde yapılan pek çok seçim için kamudan istifa edip aday adayı olarak siyasette boy gösteren Akduman, “Artık jübilemi yapıyorum” diyerek, Ak Parti’den aday gösterilmemesi durumunda İl Özel İdaresi’ndeki hizmet serüvenine nokta koyduğunu kaydetti. 2002 yılından bu yana Ak Parti içinde gerçekleşen ve bugüne dek siyasette beklentilerine ulaşamayan Akduman, hakkındaki “Bacanak kurbanı siyasi” nitelendirmesine ise ilk kez karşılık verdi.

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevinden istifa ederek, Ak Parti’den Bolu Belediye Başkan Aday Adaylığını açıklayan Tahsin Akduman ile yaptığımız röportajın ayrıntıları şöyle:

 

Bolulular sizi bürokrasideki hizmetlerinizle yakından tanıyor; ancak özgeçmişiniz hakkında bilgi verir misiniz?

1957 yılında Bolu’da doğdum. İlk, orta ve liseyi Bolu’da, üniversiteyi ise Ankara’da okudum. İstanbul’da master yaptım. Makine Yüksek Mühendisiyim. İlk görev yerim Adapazarı. Burada 5 yıl görev yaptım. Arından da Ankara’da 3 yıl süren görevim oldu. 28 Şubat döneminde Ankara’da Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde şube müdürü idim. 28 Şubat döneminde yaşananlar, baş gösteren kanunsuzluklar herkesin malumu.

28 Şubat’ta çalıştığım kurumda iki kişinin tayinini çıkardılar. İki kişi arasında bende yer aldım. Beni de Tunceli’ye göndermek istediler. İşimi kötü yaptığımdan, sorumlulukları yerine getirmediğinden değil. Muhafazakar duruşumdan, misyonumdan ötürü hukuksuz atamayla karşı karşıya kaldım. Ama Ankara’daki eşimiz dostumuz bizi Tunceli’ye göndermediler.

1999 yılında ise 12 Kasım depremi oldu. Bolu’ya yakınlarımın yanına geldim. Karşılaştığım manzarada pek çok insan Bolu’dan kaçıyordu. Sadece bizim Bolu’daki kurumumuzdan 15 kişinin tayinini istediğini öğrendim. Ailemi burada okullar kapalı olduğu için Ankara’ya götürdüm.

Sanırım Bolu’da göreve bu dönemlerde başladınız.

Evet. O yıl Ramazan Ayı yine Bolu’ya geldim. Rahmetli babam çadırda yaşıyordu. Çadırda oturduğumuz an telefonum çaldı. Açtığımda telefonda Hakkı Fidan’la görüştüm. DSP-MHP koalisyonunun olduğu bu dönemde yerel siyasette etkin bir isim olan Hakkı Fidan beni Bolu’da görev yapmaya davet etti. Ben de kendisine, muhafazakar duruşumu ve misyonumu göz önünde bulundurarak, “Gelirsem yarın öbür gün beni görevden alırsınız!” yanıtını verdim. Bana, “Hayır öyle bir şey olmaz” deyince, kendisiyle DSP’nin o dönemde çadırda hizmet veren il başkanlığında görüştüm. Bana, “Herkes Bolu’dan kaçıyor. Sen Bolu’nun evladısın. Bu zor günlerde Bolu’ya Bolu insanına hizmet etmelisin” dediler.

Memleketimizin içinde bulunduğu durumu düşününce, teklifi kabul ettim. Ardından Bolu’da Köy Hizmetleri’nde, çadırda görev yapmaya başladım.

 

Peki, deprem döneminde Bolu’da çalışmalarınız neler oldu?

Bolu’da deprem manzarası korkunçtu. Yıkılan, ağır hasarlı binalar oldukça fazlaydı. İnsanlar çadırlarda yaşıyorlardı. İnsanlara çadır kentler yaptık. Prefabrik konutlar için altyapı çalışmaları gerçekleştirdik.

 

Peki, o dönem DSP-MHP koalisyon hükümetinin yerel siyasileriyle ilişkileriniz nasıl oldu?

Yaklaşık 6 ay sonra, depremin yaraları sarılmaya başlandıkça, particilik faaliyetleri yine baş gösterdi.

Ben Bolu’da bir yandan deprem yaralarının sarılması için, bir yandan siyasilerle mücadele verirken, ailemde Ankara’daydı. Adeta üçe bölünmüş vaziyetteydim.

Benim görevden alınmam konusunda ısrarlı yaklaşımlar oldu, özellikle DSP’li siyasilerden. Hatta dönemin DSP Merkez İlçe Teşkilatı Başkanı yanıma gelerek, “Tahsin Bey, beni senin yüzünden mahvettiler. Ne olursun bırak görevi” dedi. Hakkı Fidan ise verdiği sözün arkasında durdu, “Göreve devam et” dedi.

Ama yine de ben istifa dilekçemi verdim. Çünkü benim görev yapmamdan dolayı bazı insanların sıkıntıya düşmeleri beni de üzdü.

 

Peki ya sonra?

Devlet Su İşleri’nde (DSİ) görevli arkadaşlarım beni çay içmeye davet ettiler. Kendileriyle bir araya geldiğimde, bana kurumlarına gelmeye davet ettiler. Aşırı ısrarlar sonrasında arkadaşlar orada kurum değişikliği için bir dilekçe yazdılar. Bana da ısrar üzerine ısrar göstererek imza attırmayı başardılar. Böylece DSİ’de 3 yıl süren hizmet sürecim başlamış oldu.

Ak Parti kurulduğunda ise beni Köy Hizmetleri’ne yeniden müdür tayin ettiler. Sonraki dönemde ise özel idareler ve köy hizmetleri birleşti. Bu tür görevlere normalde sürekli mülkiyeliler sahip oluyor. O dönem çevremizdeki insanların önerileri ile 2005 yılında İl Özel İdaresi Genel Sekreteri oldum. 8 yıldır da bu görevi sürdürdüm. Bu görevde, valilik, milletvekilleri, belediye ve il genel meclisi ile koordineli şekilde çalışmak gerekir. Türkiye’nin hiçbir kentinde İl Özel İdaresi Genel Sekreteri görevinde benim kadar uzun süreli çalışmış bir başka kimse yok. Bu anlamda bir ilki gerçekleştirdim.

 

33 yıl süren kamu geçmişiniz var. Zorlu ve sorumlulukları yüksek görevlerde bulundunuz. Karşılaştığınız büyük sorunlar oldu mu?

Ben kamudaki görev sürem boyunca bir kez dahi ceza almadım. Elbette ki yargı karşısına çıktım, yargılandım. Ancak ne disiplin, ne de yargı kararıyla ceza almadım.

 

Belediye başkan aday adaylığınız siyasi anlamda ilk girişiminiz değil. Daha önce hangi seçimlerde göreve talip oldunuz?

1999 yılında Fazilet Partisi’nden Bolu Belediye Başkan Aday Adaylığımı açıkladım. Parti içindeki yarışta, Alaaddin Yılmaz, Mehmet Güner, Servet Türker, İbrahim Çavuşoğlu, Hasan Hüseyin Ayar ve ben vardık. Parti araştırmalarında o dönem ben aday oldum ama gösterilmedim. Daha sonra memuriyete geri döndüm. Bu seçim sonrası kendime bir söz vermiştim. Cebimde para olmasa da, gerekirse kredi çekip aday adayı olacağım konusunda. Büyük söylemişim herhalde. Aday olamadım. Benim bacanağım (Yüksel Coşkunyürek) aday adaylığını açıklamıştı. Ona nasip oldu adaylık ve sonrasında milletvekilliği. Daha sonra 2004 yılında yine Bolu Belediye Başkanlığı için aday adaylığımı açıkladım. Bu süreçte de Alaaddin Yılmaz, Ali Ercoşkun ve ben yarıştık. Adaylık Alaaddin Yılmaz’a nasip oldu. 2007 ve 2011 Genel Seçimleri’nde de yarışa dahil oldum. Ve yeni bir yarışta yeniden hizmete talip oldum.

 

Peki, Sayın Akduman yerel seçimler için aday adaylığına sizi yönlendiren gerekçeler neler oldu?

Alaaddin Yılmaz Bolu için gerçekten önemli çalışmalara imza attı. Bu esnada birilerinin de canı yandı, hatalar oldu. Alaaddin Yılmaz, yollar, parklar, birtakım hizmetle konusunda mesafe aldı. Ama şimdi Alaaddin Bey’in hizmet süresi yaklaşık 10 yıl oldu. Kendisi için yoruldu veya azmi kırıldı demiyorum. Ama herkesin eksiklikleri olabilir. Bu sefer Bolu’da adayın değişme ihtimali var. Bu ihtimal karşısında da, kendi kendimize “Kim aday olacak?” sorusunu sorduk. Bolu’ya uzun yıllar hizmet vermiş biri olarak, Bolu’nun evladı olarak, elimi taşın altına koymaya karar verdim. Çünkü Bolu’da benim ayak basmadığım toprak parçası yok. Bilgi, birikim ve tecrübelerimi Bolu için kullanmak istiyorum.

Ben sadece göreve değil, büyük bir vebale de talip oldum. Çünkü bu iş vebal işi. Yarın ahrete gittiğimde, bilgi ve birikimimi bu halka hizmet için daha fazla kullanmadığım için hesaba çekilirim.

 

2002 yılından bu yana Ak Parti’de dahil olduğunuz tüm yarışlarda, bacanağınız Yüksel Coşkunyürek’in Ak Parti’de aktif görev alması sizin karşınıza bir handikap olarak çıktı. Coşkunyürek’le akrabalık bağınızın olması sizin, “Siyasette bacanak kurbanı olduğunuza” dair yorumlamaları beraberinde getirdi. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?

Evet, bacanağımın Ak Parti’de aktif görev almasını kimileri benim için bir handikap olarak yorumladı. Ama ben bu değerlendirmelerin yeterli olduğunu düşünmüyorum.

 

Peki, bu seçimde de aday gösterilmezseniz, kamuya yeniden dönmeyi düşünüyor musunuz?

Bunun için futboldan örnek vermek istiyorum. Bir futbolcu, futbol serüveninin zirvesinde iken jübilesini yapar ve aktif futbola veda eder. Bu yerel seçimleri de ben böyle değerlendiriyorum. Bolu’ya önemli hizmetlerimin olduğu inancındayım. Hizmet aşkım şu an zirvede. Belediye hizmetleri ile İl Özel İdaresi hizmetleri birbirine oldukça benzer. Belediyeler, sınırları içinde görev yaparlar ama belediyelerin sınırları bittiğinde ise bizim görev sınırlarımız başlıyor. Örneğin okul yapmak, hastane yapmak belediyelerin görevleri arasında değildir ama bunlar ve bunlara benzer yüzlerce işi biz İl Özel İdaresi olarak gerçekleştirdik. Bu nedenlerle aday olmadığım takdirde İl Özel İdaresi’ne geri dönmeyeceğim.

 

Bu defa ki yarışta kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?

Bugüne kadar aday adayı olduğum tüm seçim dönemlerinde yapılan anketlerde, kamuoyu araştırmalarında zirvede ismim yer aldı. Zaten benim en büyük desteğimde halk. Adayı halkın belirlemesi halinde aday olacağıma inanıyorum. Araştırmalarında bunu göstereceğine inancım sonsuz.

 

Peki ya parti içi temayül yoklaması yarışında şansınızı nasıl yorumluyorsunuz?

Bolu ili düzeyinde baktığınız zaman parti teşkilatlarıyla sürekli istişare eşliğinde çalışıyorduk. Her gün onlarla iç içeydik. Bugüne kadar parti ayrımı yapmadım. Bu ifadelerim partizanca yorumlanmasın. Aday gösterildiğim takdirde de sadece Ak Parti kamuoyunda değil, CHP ve MHP’li seçmenlerden de oy alabileceğime inanıyorum. Bu kriterlerin göz önünde bulundurulacağına inanıyorum.

 

Belediye sınırları dışındaki tüm bölgelere, Bolu’nun en uç noktasındaki bir köye hizmet götürmekten sorumlu olan İl Özel İdaresi’nin genel sekreteriydiniz. Taşrada da oldukça fazla tanınan biri olarak neden milletvekilliği değil de, Bolu Belediye Başkanlığı’na talip oldunuz? Milletvekili aday adaylığı sizin için daha avantajlı değil mi?

Ben milletvekilliği için de aday adayı oldum. Ama bu kez yarışın adı, yerel seçim. İl Özel İdaresi hizmetleriyle Belediye hizmetleri birbirine benzerlik gösterir. Bende bu şekilde hizmeti seviyorum. Bizim belediyeyle ortaklaşa yürüttüğümüz birçok çalışma var. Yolların daha düzgün olması, Bolu’nun havasının, suyunun daha elverişli olması adına Belediye’yle ortak yürüttüğümüz çalışmalar halen devam ediyor.

 

İl Özel İdaresi’ndeki göreviniz süresince Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’la birtakım konularda ters düştüğünüz basına yansıdı. Şu an ilişkileriniz ne durumda?

Belediye başkanı, Vali Bey ile ben ile ya da İl Genel Meclisi ile zaman zaman çatışmıştır. Ama ben bu gibi durumları kendime has üslubumla çözmeye çalıştım. Bu gibi durumlarda, eğer ki çözüm noktasında başarılı olmasaydım, İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevimi sürdüremezdim. Beni çoktan görevden alırlardı. Ama ben gerekli beceriyi gösterdim.

 

Yerel seçim sürecinde Bolu için oluşturduğunuz plan ve projeleriniz neler?

Projelerim elbette ki var. Bazılarının çalışmaları da halen sürüyor. Bu açıklamayı yapabilmem için önce aday olmam lazım. Onları da daha sonra görüşelim. Ancak şimdilik şunu belirtebilirim; Belediye Başkanı olmam halinde, Alaaddin Bey’in projelerini devam ettireceğim. Eksiklikleri varsa, tamamlayacağım.

 

Bürokrasiden istifa ederek, siyasette aday adaylığını açıklamış isimler üzerine, “Koltuklarını sağlamlaştırmak için aday adayı oluyorlar” şeklinde yaygın eleştiriler yapılır. Mevcut pozisyonunuz göz önünde bulundurulduğunda bu eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz?

Az önceki açıklamalarımda da belirtim, jübilemi yapıyorum. Ayrıca eğer bu eleştirilerin haklılık payı olduğunu farz edersek, ben de defalarca siyasette aday adayı oldum. Ama beni genel müdür de yapmadılar, müsteşar da yapmadılar…

Hakkımdaki eleştirilerden birinde de, teşkilatlardan gelmediğim yönünde ifadeler yer alıyor. Ama ben teşkilatlara uzak bir isim değilim. Daha önce bu partide kaç kere aday oldum? Teşkilatlara bugüne dek hem maddi, hem de manevi olarak destek verdim. Onlarla hemen hemen her gün beraber oldum. Teşkilatlarda isim olarak yer almamış olabilirim. Ama bununda nedeni hukuki kısıtlamalardır. Ben teşkilatlardan ayrı biri değilim. Milletvekillerimizle sürekli koordineli çalıştık.

 

Röportajımızın artık sonuna geldik. Kamuoyuna Bolu Express Gazetesi aracılığıyla iletmek istediğiniz mesajlarınız neler?

 

Bolu Belediye Başkanı olduğum takdirde Bolu’da hizmetler aksamadan yürütülecektir. Devam eden projeleri tamamlayacağız. Eksiklikleri tamamlayıp, belki de daha iyilerini yapacağız. Çünkü ben kendisiyle barışık bir insanım. Bunu da görevim boyunca çevreme yansıtacağım.

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • bolulu  (30.10.2013 03:46:29)

    çalışan hata yapar sen eleştirme bakayım senide çalışmadığın için eleştirenlerin çok sen kim belediye başkanlığın kim.yüzü gülmez kişiliğinle otur oturduğun yerde. allaaddini eleştirmek sanamı düştü.köroğlu etkinliklerine bir bAK.allaaddin her kesimi kucaklıyor sense kibirinden kimseye yanaşamıyorsun

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: