• resmi ilanlar

DİĞERLERİNE GÖRE DAHA AZ TANINIYORDUM

24/09/2013 00:00

Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Başkan Aday Adayı Cahit Çıngı bu hafta sonu yapılacak olan temayül yoklaması öncesi gazetemize konuştu. Çıngı, bir yıldır sürdürdüğü çalışmaları hakkında bilgiler verirken, Bolu ile ilgili planlarını, süreçte hazırladığı projelerini anlattı.

Röportaj: Ebru EYVAZOĞLU- Nermin KAYA

Cahit Bey, bu hafta sonu partinizde aday belirleme süreci yaşanacak. Aylardır aday adayı olarak bir takım ziyaretler yaptınız. Süreçte neler tespit edildi?

10 Ekim itibari ile aday adaylığı sürecimde bir yıl dolacak. Diğer iki aday adayı arkadaşım Bolu kamuoyunun benden daha iyi tanıdığı isimlerdi. Benim tanınırlık konusunda biraz eksiklerim vardı. Bu süreçte onları telafi etmeye çalıştık.

Bu bir yılın oldukça verimli geçtiğini düşünüyorum. Esnaflarımızı ziyaret ettik. Çalışanların sorunlarını dinledik. Sivil Toplum Örgütlerini ve meslek odalarını ziyaret ettik. Onlardan da Bolu ile ilgili fikirlerini, sorunları ve çözüm önerilerini aldık. Bizim de tabi ki tam anlamıyla bitmemiş olmakla beraber Bolu ile ilgili projelerimiz oluştu. Bu hazırlıklarımızın bir kısmını Salı günü basın ile paylaşacağız. Bolu ile ilgili ön görülerimizi bu toplantıda paylaşacağız. 

“EN ACİL BEKLENTİ İNSANA SAYGI”

Bu ziyaretleriniz esnasında en acil çözülmesi gereken sorunlar nelerdir?

İnsanların en acil beklentisi kendilerine saygı duyulması. Falanca yere gidiyordum,  dönüp dönüp aynı yere vardım, hangi sokaktan gideceğimi bulamadım şeklinde şikayetler yansıyordur. Bolu’da yaşayan bizler için bile bu kadar zorken, dışarıdan gelene Allah yardım etsin. Gideceği yere bulamayan insan Bolu’da rahat rahat dolaşamadıkça insanlar şehir içine girmiyor. Düzensiz, programsız ve insana saygılı olmayan yürütülen çalışmalar en büyük şikayet bana göre.

Şu an ki mevcut belediyenin zafiyeti midir bu?

Kesinlikle öyle. Şu an ki belediye anlamında değil ben bunu bir zihniyet olarak görüyorum. Önemli olan insana saygıdır. O eksikliğin AKP’li belediyelerin önemli bir kısmında olduğunu görüyorum. O bir zihniyet, bakış açısı. Kentteki hemşerilerine, orada yaşayan insanlarına, tüm canlılara genel olarak bir bakış açısını gösterir. Orda bir sorun var.

ŞEHRİN GELECEĞİ İKİ KİŞİYE BAĞLI OLMAYACAK

Yerel seçimlerde bana göre yapılan en büyük hata, yerel yönetimlerin yapmak zorunda oldukları işleri, görevlerini seçim vaadi olarak sunmasıdır. Salı günü açıklayacağım dediniz ama biraz ipucu alsak. Projeleriniz çöp toplamak ya da yol yapmak olmayacak değil mi?

Projelerim içinde yol ve çöp konuları yok. Onlar zaten sizin de dediğiniz gibi görevli olacağımız konular. Bunu ben yapıyorum diye övünmek son derece absürt bir konudur. Bir annenin evladına yemek hazırlaması gibi birşeydir.

Biz daha çok vatandaşına değer veren insanların sorunlarına eğilen, sosyal demokrat partilerin yapması gereken sosyal projelerimiz olacak.  Şehirde yapılacaklar bir iş iki kişinin ağzından çıkacak kararlara bağlanmayacak. Halka danışacağız. Mahalle örgütlenmeleri yapacağız. Bu örgütlenmelere küçük bütçeler ayıracağız. Mahallelerde muhtarı, imamı, okul müdürü gibi kişilerin bulunduğu halk meclisleri bu bütçelerin nereye harcanacağına karar verecek.

Yerel yönetimlerin bütçesi Ankara’dan gelir. Bu bağlamda da yaygın bir kanaat vardır. Hükümet muhalif belediyelere yeterli bütçe göndermez. Önümüzde bir Eskişehir örneği var. Ürettiğini satarak Belediyeye bütçe sağlıyor. Bu durumda Bolu’da hizmete devam edebilmek için alternatif üretim projeleriniz var mı?

Belediyenin bütçesi ile ilgili çok net bilgilere sahip değilim açıkçası. Ama iller bankasından gelen bir para var. Bu parayı sizin bakış açınızla ne yönde kullandığınız önemli. Yani gidersiniz ne olduğu belirsiz bir otoparka harcayabilirsiniz.

Burada araya gireceğim. Kültür Park’a inşa edilen otopark konusunda rakibiniz Yüksel ceylan gibi mi düşünüyorsunuz? Sayın Ceylan’da “o parayla on tane otopark yapılırdı” şeklinde bir açıklama yapmıştı…

Benzeri düşünüyoruz belki. Çünkü şehrin yakın çeperlerinde belirli alanlarda otoparklardan söz ediliyor. Nedir bu işte Karaçayır’da, Uğur Mumcu Parkının o civarda belki bir otopark gibi. Bin araçlık bir otopark işlevsel olmaz. Daha küçük otoparklara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Birde çok büyük masraflarla yapılıyor o otopark. Ben çok rantabl bir proje olduğunu düşünmüyorum. O meblağlarla altı tane sekiz tane daha küçük ama şehrin belli noktalarına serpiştirilmiş otoparklar şehrin sorununu daha çok çözerdi.

“BENİM ARTILARIM ÇOK DAHA FAZLA”

Peki, sizi diğer iki rakibinizden sizi ayıracak, hem partililerinizin hem de Bolu halkının size destek vermesini sağlayacak olan nedir sizce?

Benim artılarımın daha fazla olduğunu düşünüyorum. Mutlaka bir inşaat mühendisi Belediyeyi yönetecek diye bir kural yok ancak bu meslekten olmanın şehre başka bir bakış açısı kazandırdığını düşünüyorum. Ben 35 yıllık bir inşaat mühendisiyim. Her meslekte olduğu bizim mesleğimizde de hiçbir şey kâğıt üzerinde ki gibi değil. Ancak yaşayarak tecrübe kazanıyorsunuz. Tecrübe önemli bir faktör.

35 yıllık meslek hayatım da 7 yıl kamuda 28 yıl özel sektörde çalıştım. Farklı illerde farklı kültürlerden insanlarla çalıştım. Bunların benim hayatımda önemli artılar olduğunu düşünüyorum. Çeşitli sivil toplum örgütlerinde görev yaptım. Atatürkçü Düşünce Derneği, İnşaat Mühendisleri Odası gibi. Bunların hepsini bir merdivenin basamakları gibi üst üste koyduğunuzda önemli avantajları olduğunu düşünüyorum.

İnsani ilişkilerimin, dışarda bazıları tarafından her ne kadar farklı anlatılsa da, gelişmiş olduğunu düşünüyorum.

Siyasette emek verdim. Aktif siyaset hayatımdan sonra da siyasetten kopmadım. Hem Bolu’da ki hem Türkiye’de ki siyaseti yakından takip ettim.

Zaman zaman sizlere de yansıyordur, Cahit Beyin Ankara’da dostları var şeklinde ki cümleler. Bunların hepsi emek vererek kazanılan şeyler. Hiçbir dostluğu özellikle siyasette para ile satın alamazsınız. Bunların hepsi yıllardır bir ibrikten süzülürcesine emek verilerek kazanılmış dostluklardır. Evet, doğrudur, Türkiye’nin birçok yerinde siyasi dostlarım var. Onun için birçok yere daha rahat girip çıkabiliyorum. Siyaset mahallesinin yabancısı değilim. Ben bu mahallenin çocuğuyum.

‘ÇOK YAŞA PADİŞAHIMCILAR’ YÖNETİCİLERE ZARAR VERİR

Bolu Belediyesi’nin Kent Meydanı ve İzzet Baysal Caddesi uygulamalarını bir İnşaat Mühendisi gözüyle nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bolu Belediyesi yıllardır “ben yaptım oldu” mantığıyla yönetiliyor. Belediyecilik bir ekip işidir. Çalıştığınız kadro önemlidir. Siyasette de, bulunduğunuz üst makamlarda da ‘çok yaşa padişahımcılar’ her zaman yöneticilere zarar verir. Burada da böyle bir yapı olduğunu görüyorum.  Alaaddin beye bir şey sorduğunuz zaman “Ben akşam yatayım da, sabahleyin karar vereyim” mantığını görürsünüz. Yönetici olunan hiçbir kurumda böyle bir siyasi anlayış olmaz. Belki espriyle söylüyor Belediye Başkanımız ama, bakış açısını da gösteriyor. Kent Meydanı ile ilgili birçok proje gelmişti. Hatta ticari bir pazaryeri gibi sunulmuştu. Buna ilk karşı çıkanlardan biri bendim oda başkanı olarak. Aşama aşama diğer sivil toplum örgütleri de karşı çıktı. Proje sayısı böylece 7’ye yükseldi. Çok farklı dönemlerden geçti. Kent Meydanı dediğimiz yer törenlerin düzenlendiği bir yer. Bolu için tarihi önem arz eden binalarımızın olduğu, bir ili simgeleyen bir alanı konuşuyoruz. Bu Aktaş Mahallesindeki, Kalıcı Konutlardaki bir alan değil. O gün de Üniversitedeki hocalarımızdan aldığım bilgi ile buranın 1930’lu yıllarda yapılmış, o günün mimari geleneğine, Askeriye –Adliye-Valilik yelpazesinde sıralanmış, onun arasına Atatürk Anıtı, tören alanı oluşturulmuş bir alan. Ayrıca Bolu’da birçok kültürlerin yaşadığını biliyoruz. Birçok tepe var. Ki birçok eser de çıktı. Oradan da her an tarihi eser çıkabilir ve biz orda tarafız diye ben çok net bir açıklama yaptım. Bunda da hemen hukuki yola başvururuz dedik ve ondan sonra bir geri çekilme oldu. Şu haliyle düzenlenmesi yine tartışılacak bir şey. Kent Meydanını konuşuyoruz. Kent meydanları vatandaşa daha fazla özgürlük alanları sağlanan, yeşilin, suyun, doğanın çok olduğu yerler. Biz yeşili bulduğumuz yerden bir şey geçirmeye çalışıyoruz. Belediyecilik elde kalanı korumak ve üstüne de bir şeyler katmaktır. Yeşil alanlara daha fazla yeşil katmaktır.  Biz Bolu’nun yeşiliyle övünüyoruz. Şehir merkezinde beton yığınından başka bir şey yok. Olanı da ticari alanlara dönüştürmüşüz. İnsanların doğal olarak gelip dinlenebileceğialanlar yok. Çocuklarımızın oynayabileceği bir alan yok.

“OTEL, GÖLCÜK’Ü TİCARİLEŞTİRİR”

Gölcük’ün de bu şekilde ticarileştirildiğini düşünüyor musunuz?

Her yere para olarak bakmak yanlış. Doğal güzelliği olan yerler, nasıl insanların yaşamına renk katar diye bakmalıyız. İlla her bulduğumuz yeşil alana bina yapacağız diye bir kural yok. Günü birlik tesisler vardır. İnsanlar gelir ve akşam dönerler. Türkiye’de Gölcük’ü bilmeyen yok. Konya’dan, Adapazarı’ndan, Bursa’dan da araba görürsünüz. Gölcük’ü Abant’tan daha çok severiz biz. Dokusu daha güzeldir, daha sıcaktır, bir mesire yeri havasındadır. İnsanlar oraya gelir mutlu olurlar. Ama eğer oraya bir otel yaparsanız o otelin ticari alanları haline dönüşür ve insanları aşama aşama oradan uzaklaştırmış olursunuz. Biz orda 3 bin-5 bin kişiyi gördük. Bu insanların yavaş yavaş ayağını kesmiş olursunuz. Otel de burası benim alanım diye git gide sahiplenecektir. Gölcük çok özel bir alandır. Dört mevsim gidebileceğiniz bir alandır. Ticaretin kuralı gereği oraya bir otel yaptığınızda ticarileştirmiş olursunuz. Küçük çadırlar açabilirsiniz. Günübirlik tesisler yapılabilir. Yemek yenecek, küçük alışveriş yapılacak yerler var. Bunlar yapıldı ve gerekli şeyler. Herşeye yanlış demek doğru değil. Ama konaklama tesisi yapılırsa Bolu’nun çok şey kaybedeceğini düşünüyorum. Bu iş bir plan dahilinde, bilimin ışığında, dünyadaki örnekleri gözetilerek yapılmalı. Çok acele kararlar alındığını görüyorum.

“HERŞEYE YANLIŞ DEMEK DOĞRU DEĞİL”

Belki muhalefetin doğasıdır eleştirmek ancak on yıldır yapılan işler içerisinde takdir ettiğiniz bir şey yok mu?

Tabi ki doğru işler var. Herşeyi eleştirmek doğru değil. Baktığımız zaman bence Alaaddin Bey, Bolu’da görev yapmış en şanslı belediye başkanı. 2002’de Ak Parti iktidara geldikten sonra, 2004 yılında Alaaddin Bey iktidar partisinden Belediye Başkanı oldu. Bu bir belediye başkanı için çok büyük bir avantajdır. Çünkü bizim birçok belediye başkanımızın kösteklendiğini biliyoruz.

Atatürk Orman Parkının, Bolu halkının yaşamına sunulması çok doğru birşeydi. Ama dikkat ederseniz bazı şeyler bir başka yerde görülmüş, aynen monte edilmiş. Biraz daha özgün birşeyler olabilirdi. Orman Parkına yeni bir ağaç dikilmedi. Oralara yeni ağaçlar dikilebilir, yükselti oluşturulabilir. Yani biraz daha estetik olabilirdi.

Bir kente bakış açınız önemli. Tabi ki Atatürk Orman Parkı, karaçayır Parkı, Alt yapı çalışmaları önemli şeylerdi ama mesela alt yapı çalışmalarına bakın kaçıncı kez patlıyor. Mutlaka yapılan doğru işler var ama yanlışlar daha fazla. Ben bir kente, o kentin insanlarına sevgiyle yaklaştığını düşünmüyorum.

Son sözleriniz neler olacak?

Sizlerin aracılığı ile ben Bolululara, öncelikle de partili üye arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Sandığa giderken o yürüdükleri yolda kendi özgür iradeleri ile baş başa kalsınlar. Hangisi benim akrabamdı, çocukluk arkadaşımdı değil, Bolu’ya kim daha iyi hizmet verir diye düşünsünler. Kimin yanında ki ekibi daha iyi hizmet verir diye sağduyu ile gözden geçirsinler. Oylarını öyle kullansınlar diye düşünüyorum. Tüm partililerime de sevgilerimi saygılarımı sunuyorum.

 

 

 

 

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • Esin arslan  (25.09.2013 02:40:24)

    Size güveniyoruz başarılı olacağınıza inanıyoruz umarım üyeler de bunun bilincindedir....

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: