• resmi ilanlar

CHP’de demokrasi rafa mı kaldırılıyor?

30/07/2013 00:00

CHP Belediye Meclisi Üyesi Naci Yörük, Bolu Express Gazetesi’ne verdiği özel röportajda, CHP’de yerel seçim hazırlıklarını sekteye uğratan istifaları ve istifalar sonrası yönetimlerin görevden düşüşünü ilk kez değerlendirdi. CHP’de ana gündemi oluşturan gelişmeler karşısında büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Yörük, sürece halen müdahalede bulunmadığını belirttiği parti genel merkezinin merkez ilçe örgütüne atadığı kayyum yönetiminde tartışmalı isimlere yer vermesini ise, “Abesle iştigal” sözleriyle karşıladı. Yörük, belediye başkan aday adayları arasında taraf olduğu gerekçesiyle eleştirilen Milletvekili Özcan için ise, “Bu saatten sonra tarafsızım dese, buna kendisi bile inanmaz” dedi.

 

Yörük açıklamalarında ayrıca, görevden düşen örgüt lideri Faruk İyigün’ün Milletvekili Tanju Özcan için “Baykal döneminden kalan hizipçi politikalar sergiliyor” şeklindeki çıkışını ve Milletvekili Özcan’ın il örgütündeki istifalar üzerine yaptığı, “Kimse benimle başkasının üzerinden yarışmasın” şeklindeki söylemlerini değerlendirdi. Yörük son olarak, görevden düşen il ve merkez ilçe örgütü yönetimlerinin seçildiği kongrelerde parti içi demokrasinin sağlanması amacıyla uygulanan çarşaf liste yönteminin yeni dönemde rafa kaldırılıp kaldırılmayacağı yönündeki tartışmaları yorumladı.

 

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

 

Geçtiğimiz haftalarda CHP’li Belediye Meclisi Üyesi Hüseyin Ekrem Serin’le yaptığımız röportajın ardından bu kez CHP’de ön sıralarda görmeye alışık olduğumuz bir isim, Belediye Meclisi Üyesi Naci Yörük, Bolu Express Gazetesi’nin konuğu oldu.

Hüseyin Ekrem Serin’in CHP Merkez İlçe Örgütü’nün düşmesi sonrası yaptığı değerlendirmeler sadece kamuoyunda geniş yankı uyandırmakla kalmadı, kendisinin il örgütünün de görevden düşebileceği yönündeki öngörüleri geçtiğimiz günlerde hayat buldu. CHP’de çok tartışılan gündemi bu kez Naci Yörük’le görüştük. Sorularımızı yönelttiğimiz Yörük’ten samimi açıklamalarla karşılaştık. Bir solukta okuyacağınızı düşündüğümüz ve beğeneceğinizi umduğumuz yaklaşık 30 dakika süren röportajın ayrıntıları söyle:

 

Sayın Yörük, dilerseniz CHP’de ana gündem konusu haline gelen ve yerel seçim hazırlıklarını baltaladığı görüşlerine neden olan istifalardan başlayalım.

Herkes gibi bende olayları kaygıyla izliyorum. Bütün gerçek CHP’lileri üzdüğü gibi gelişmeler beni de derinden üzüyor. Umarım bu süreci fazla sıkıntı çekmeden atlatırız.

Yaşanan gelişmeler CHP’ye umutla bakan herkesi karamsarlığa düşürüyor. Partide herkes aklını başına alıp, bin düşünüp bir kere konuşmalı ve ona göre hareket etmelidir. Şu an ki mevcut Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın kaba ve hoyrat davranışları, kendisinin herkese sataşması ve önümüzdeki seçimler öncesi adaylık için kendisinin bile umudu olmadığı bir zamanda bizim CHP olarak bütün bunları bir kenara bırakmamız şart. Bizlerin birbirimizle uğraşmamıza ve enerjimizi kendi bünyemizde harcamamıza hiç gerek yoktur. Bir kez daha tekrarlamak istiyorum, yaşananları maalesef kaygıyla izliyorum.

 

Yeni yönetimlerin belirleneceği kongreler öncesi çağrılarınız neler olacak?

İl ve merkez ilçe örgütlerinin düşmesi sonrası kayyum atamaları sürüyor. Ardından seçimlere gidilecek ama pek çok kişide ortamında daha da karışacağı yönünde beklentiler var. Bu süreçte çok dikkatli davranılması gerektiğini düşünüyorum. Seçimlerde aday olacak arkadaşlarımın da bu süreçte son derece dikkatli davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Gerçek bir CHP’li olarak, il ve merkez ilçe yönetimlerine adaylıklarını açıklayacaklara herkesi kucaklayarak hassas davranmalarını öneriyorum.

 

Belediye başkan adaylığı yarışında 3 ismin bulunması parti içinde kutuplaşmaları beraberinde getirdiği yönünde görüşler ortada. Sizce CHP’de aday belirleme takviminin sekteye uğraması yaşananlarda etkili oldu mu?

Evet, bu kesinlikle doğru bir tespit olur. Belediye Meclisi Üyesi arkadaşlarımızdan Hüseyin Ekrem Serin’de size geçtiğimiz günlerde verdiği röportajında da bahsetmişti. Bu yaklaşıma katılmamak mümkün değil. İlk aday adaylık girişiminin yapılmasının üzerinden yaklaşık 1,5 yıl geçmiştir. İlk adaylık açıklamasının ardından diğer adaylarda bunun neticesinde öne çıkmaya başlamışlardır. O dönemlerde eski il ve merkez ilçe yöneticilerine, ‘Diğer illerde bu denli erken tarihte adaylık açıklaması var mı?’ sorusunu yönelttim. Ben öyle tahmin ediyorum ki; Bolu her konuda pilot il olduğu gibi CHP içinde pilot bir bölge görevi üstlendi. Ben başka illerde bu denli erken adaylık açıklaması yapıldığını sanmıyorum.

 

Peki, parti içi kutuplaşma hakkındaki yaklaşımlarınız neler?

Ardından madem böyle bir şey oldu diyerek, milletvekilimizle görüştüm. Aday adaylarının yapmış oldukları ziyaretlerde hiç değilse periyodik olarak yöneticilerin, belediye meclisi üyelerinin ve il genel meclisi üyelerinin faydalı olabileceği yerlerde bütün adaylarla gezmelerini önerdim. Ama bu konu üzerinde maalesef fazla durulmadı. Belediye meclisi üyesi arkadaşlarımız dahil herkes şu an bir taraf olmuş durumda. Desteklemiş oldukları aday adayı isimlerle de ziyaretlerini sürdürmektedirler. Ben arkadaşlarımın yaklaşımlarına saygı duyuyorum; ancak yanlış olduğunu da kişisel bir görüş olarak belirtmek istiyorum. Çünkü biz belediye meclisi üyesi isimler sadece CHP’nin değil, Bolu’nun meclis üyesiyiz. Bizlerin bütün aday adayı arkadaşlara eşit mesafede olması gerekir. 3 tane aday adayı arkadaşımız var. Bu da partimiz için bir zenginlik. Ama genel merkez aday adaylarının kendi başına çalışıp daha fazla kişiye ulaşabileceklerini söyledi. Fakat ortaya çıkan tablo bizlere parçalanmış görüntüsü vermekte. Yani bu da CHP’li eski bir üye olarak beni kaygılandırıyor ve çoğu kişide benle aynı görüşte. Belediye meclisi üyelerinin oysaki tüm aday adaylarına eşit mesafede olmalı, onlara aynı ölçüde destek olmalı. Bir aday adayının peşine takılmak benim prensiplerime aykırı ama yapanlara da saygı gösteriyorum.

Evet, herkesin gönlünde bir aslan yatar. Hepsini desteklesinler demiyorum tabi ki ama bunun da alenen yapılmaması taraftarıyım. Bu eşitlik uygulanamazsa bundan sonraki süreçte nasıl bir bütünlük oluşturulabilir ki? Şu an Meclis’te CHP’li 13 üyeyiz. Ama eminim yarısı tarafını belirledi.

 

Merkez İlçe Örgütü eski Başkanı Faruk İyigün’ün örgütteki istifalardan ve yönetiminin görevden düşmesinden sorumlu tuttuğu Milletvekili Tanju Özcan için “Baykal döneminden kalan hizipçi politikalar sergiliyor” şeklindeki çıkışını nasıl yorumladınız?

Basından öğrendiğim kadarıyla bilgi sahibiyim. Bu bilginin doğruluğundan emin değilim ama aylar önce Faruk İyigün’ün bir istifası söz konusu olmuştu. Bu konuda kendisiyle görüşmedim. Böyle bir söylentinin oluşması adeta yarayı ortaya koyuyor.

Faruk İyigün tarafından yapılan ve Milletvekili Tanju Özcan’ın hizipçi yaklaşım sergilediği yönündeki açıklamalarını ben yanlış karşıladım. Bu yaşananlarda belki genel merkezin hatası daha büyük. Çünkü bu tür olaylara genel merkezin meydan vermemesi gerekirdi. Genel merkezin çıkıp, ‘Hop, siz ne yapıyorsunuz?’ demesi çoktan gerekirdi.

 

Peki ya Tanju Özcan’ın il örgütündeki istifalar üzerine yaptığı, “Kimse benimle başkasının üzerinden yarışmasın” söylemlerini nasıl buldunuz?

Faruk İyigün’ün demecini ne kadar yanlış buluyorsam, milletvekilininkini de yanlış buluyorum. Milletvekilinin kast ettiği insanlar Ak Partili değiller ki! Yine kendi partisi bünyesindeki insanlar. Bu tartışmalar bence parti bünyesinde yapılmalıydı. İçeride bir çatışma yok desem, bana kim inanır? Bizler bir an evvel polemikleri bir kenara bırakmak durumundayız. Eğer biz belediyeyi kazanmak istiyorsak, bu tür polemikleri bırakmalıyız. Herkes taşın altına elini sokup, ortak hareket etmeli. Bu şekilde parçalanmış hareketler bizlere yarar sağlamaz.

 

Aday adaylık sürecinde defalarca Tanju Özcan’a yönelik tarafsızlık çağrısında bulunuldu. Bu çağrılar ne denli olumlu ya da olumsuz yanıt buldu halen tartışılıyor. Ancak benim sormak istediğim bu saatten sonra sizce Özcan nasıl bir yaklaşım sergilemeli?

Tanju Özcan’la siyasete girdiği günden bu yana aynı çatı altındayız. Şu an benim 3 aday adayına da, her ne kadar içimden gelmese de, eşit mesafede olmam gerek. Çünkü muhakkak birisini tutuyorumdur. Ama böyle olmak zorundayım. Milletvekili de bunu yapmak zorunda. Ama Tanju Özcan’ın kimi tuttuğunu artık herkes biliyor. Zaten ‘Her şeye kadın eli değecek’ diyerek bunu deklare etti. Bundan sonraki süreçte Milletvekili Tanju Özcan ‘Taraf tutmuyorum’ dese bile buna kendisi dahi inanmaz. Ama yine de ben kendisinden tarafsızlık değil ama tüm aday adaylarına eşit mesafede olmasını bekliyorum.

Ayrıca, il ve merkez ilçe örgütleri istenilen belediye başkan adayı, belediye meclis üyesi adayı ve il genel meclisi üyesi adayı için oluşturulacak olursa, çok rahat kazanabileceğimiz seçim hayal olur.

 

CHP’de il ve merkez ilçe örgütü kongrelerinde parti içi demokrasinin sağlanması amacıyla yönetimler çarşaf liste yöntemiyle belirlendi. Ancak bugün oluşan tabloda ise kimileri tarafından yaşananların sorumlusu olarak çarşaf liste olarak gösteriliyor. Sizce CHP’de düne kadar dayatma olarak kabul edilen blok liste yöntemine yeni kongrelerde dönüş yapılmalı mı?

Yaşananlarda muhakkak çarşaf liste uygulamasının etkisi vardır. Ama bana göre asıl büyük etki, il ve merkez ilçe örgütleri yöneticilerinin tavırlarından kaynaklanmaktadır. Bunu yabana atamayız.

Çarşaf liste ile farklı görüşteki, farklı yapılardaki insanlar yönetimlerde yer aldılar. Ama diğer taraftan bakarsanız, demokrasinin de gereği bu değil midir? Demokrasi yönetimlerdeki farklı kişilerin farklı görüşlerinin olmasını gerektirmez mi? Bir kere partideki arkadaşlarımızın ve parti genel merkezimizin şu soruların yanıtını kesinlikle bulması gerekir; Biz ön seçim yapacak mıyız? Herkes özgürce aday olabilecek mi?

Bana kalırsa, milletvekili adayı, belediye başkan adayı, belediye meclis üyesi adayları ve il genel meclisi üyesi adaylarını belirlemede ön seçim olmazsa olmaz olmalıdır.

Yoksa blok listelerle ya da aday adayı arkadaşların hazırlayacakları listelerle mi seçime gireceğiz? Bu soruları parti genel merkezinin düşünmesi gerekir.

Bizler dileyenlerin gönüllerince çalışabilmeleri için çarşaf liste istiyoruz. Şimdi biz demokratik mi olalım istiyoruz, yoksa içe dönük bir parti mi olmak istiyoruz? Önce bunun kararı verilmeli. Eğer demokratik olan tercih edilmeyecekse, bizler tabana nasıl yayılacağız? Bizler söylemlerimizde, herkesin seçme ve seçilme özgürlüğünü kullanabilmesi çağrısını yapıyoruz. Bunları söylerken blok tartışmaları yapmak oldukça abes. Ben oldum olası blok liste uygulamasına, merkez yoklamasına karşı çıktım. Eğer sosyal demokrat bir siyaseti benimsemişsek, seçimlerimiz çarşaf listelerle olmalı, adaylarımızı ön seçimler belirlenmeli. Demokrasiyi dilediğini söyleyip, blok listeyi savunan kimse karşıma çıkmasın! Bunu diyenler ya demokrasiyi bilmiyor, ya siyaseti bilmiyor ya da kendisinin farklı düşünceleri var.

Bugün dilerseniz bir inceleyin, parti yönetimindeki herkes blok liste ister, dışarıdakilerde çarşaf liste ister. Ama hepsi çeşmenin başına geçene kadardır. Çarşaf liste ile yönetime gelenler bir süre sonra kendileri de blok ister. Ama böyle bir şey olmaz, olmamalı.

 

Yeni seçilecek yönetimler artık parti içinde birlik ve beraberliği sağlayabilir mi? Önümüzdeki süreç CHP’de suların durulmasına sizce yeterli gelir mi?

 

Biliyorsunuz istifalar nedeniyle yönetimler düştü. Ama genel merkezin kayyum atamalarına bakıyorum, istifa eden bir isim ardından kayyum olarak yeniden yönetime getiriliyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? İstifa eden bir isim neden kayyum olarak atanır? Bunu anlamak mümkün değil. Yönetimden istifa eden birinin yeniden yönetimlere girmesi ve kayyum olarak atanması son derece abesle iştigaldir. Merkez ilçeden istifa edeni yine merkez ilçeye atayana kadar be mübarek bari bu isimleri il örgütüne ata. Ben olsam bu isimlerin üzerlerini anında çizerim.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: