İmam Hatip Lisesi’nden sahnelere uzanan bir hayat!

17/01/2013 00:00

Ailesi onu din görevlisi olması için İmam Hatip Lisesi’ne yazdırdı. Ancak o müziğe olan tutkusunu keşfedince İmam Hatip’ten ayrıldı ve eline aldığı bağlama ile sahnelerle tanıştı. Düğün salonlarında ve yöresel müzisyenlerin yanında geçen 25 yıllık müzik serüveninin ardından çıkardığı Ehlikeyf isimli albümü ile şimdi Geredeli Ramazan Çelik’e rakip gösteriliyor. Bolulu Yakup Yılmaz albümünü ilk kez ve sadece Express’e tanıttı. Oyun havalarında argo bestelere karşı olduğunu ve pavyonlarda asla sahne almadığını belirten Bolulu Yakup Yılmaz, albümünde çiftetelli ile rap müziğini nasıl buluşturduğunu anlattı.

 

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

Pek çok Bolulunun düğünlerde dinleme fırsatı bulduğu Yakup Yılmaz isimli müzisyen çıkardığı Ehlikeyf isimli albümü ile artık müzik piyasasında. Bolulu Yakup Yılmaz ismiyle müzikseverlerin karşısına çıkan müzisyen, müziğe olan tutkusunu, müzik yapmak için aldığı ilginç kararları ve oluşturduğu müzik tarzını anlattı. Pek çok ortamda Geredeli Ramazan Çelik’le kıyaslanan Bolulu Yakup Yılmaz’la yaptığımız röportajımızın ayrıntıları şöyle:

 

Bize kendinizi tanıtır mısınız?

1970 doğumluyum. Geredeliyim. 1999’dan bu yana Bolu’da yaşıyorum.1987 yılında bir şekilde müziğe merak sardım ve başladım. Evli ve iki çocuk babasıyım. Bir süre muhasebecilik yaptım; ancak müziğe olan aşırı ilgimden dolayı bu mesleğe devam edemedim. Halen bir düğün salonunda müzisyenlik yapıyorum.

 

Peki, müziğe başlangıç serüveninizi anlatır mısınız?

Liseyi Gerede’de imam hatip okulunda okudum. O yıllarda arabesk tarz Arap müziklerine ilgi duymaya başladım. O dönem furyaydı. Kendimce parçalar seslendirmeye başladım. Ardından bağlamaya çalmayı öğrendim. O yıl imam hatiplerden ticaret liselerine geçiş imkanı oldu. Müziğe daha fazla zaman ayırabilmek amacıyla bu liseye geçiş yaptım. 1988 yılından itibaren yöresel şarkıcılara bağlama çalarak eşlik ettim.

 

Neden Arap müziğinden etkilendiniz?

1990 yılına dek Arap müziğinin altyapısı bizden çok üstündü. Gençliğinde getirdiği bir şey olsa gerek arabeske yöneldim. Arap müzikleri adeta içimi okşuyordu. Ancak Türk müziği 90’lı yıllarda atağa geçti ve Arap müziğini geride bıraktı. Ben de öze dönüş gerçekleşti.

 

Müziğe nasıl devam etmeyi başardınız?

Ticaret meslek lisesine devam ederken, Gerede’nin yöresel şarkıcılarına eşlik ettim uzun bir süre. Okul bitince de muhasebecilik mesleğini yeterince sevemeyince müzik daha cazip geldi. Yaklaşık 10 yıldır Bolu’da dinleyenler bilirler, bir düğün salonunda müzik seslendiriyorum. Ayrıca radyoculuk deneyimim oldu. 1993 yılında Gerede Radyosu’nda program yaptım. Bu serüven de üç buçuk yıl sürdü.

 

Uzun bir süredir müzikle uğraştığınızı söylüyorsunuz. Ve artık “Ehlikeyf” isimli albümle müzik piyasalarına girdiniz. Neden albüm için bu zamana dek beklediniz?

Müzik piyasasında nahoş durumlar yaşanıyor. Angara müziği diye bir şey uydurdular. Argo sözcüklerle dolu şarkıları dinletmeye çalışanlarla dolu piyasa. Ben ise ailelerin dinleyecekleri parçalar söyledim bu zamana kadar. Benden öncekiler insanlara yanlış şeyler sundular. Bunları insanlara adeta yedirdiler. İstemeden de olsa bu gerçekleşti. Ama bana ters geliyor. Benim tarzım bu. Böyle bir piyasada yer almak istemeyişimden dolayı geri planda durmayı tercih ettim. Ama baktım ki sahneleri öyle boş kişiler doldurmaya başladı ki daha fazla geri planda durmaya dayanamadım.

 

Geredeli olduğunuzu söylediniz; ancak albümde kendinizi Bolulu Yakup Yılmaz olarak tanıttınız. Neden Geredeli değil de, Bolulu? Gerede’den bir eleştiri aldınız mı?

Ben olaya plaka bazında bakıyorum. Evet, Geredeliyim ama Bolu dışında bir şehre gittiğimde, “Nerelisin?” diye sorulduğunda Boluluyum diyorum. Doğru olması gereken de buydu bence.

 

Peki, müzisyenlik hayatınızda bundan sonraki süreçte olmazsa olmazlarınız nelerdir? Belirlediğiniz sınırlarınızı açıklar mısınız?

25 senedir müzikle uğraşıyorum. Ve asla bar ve pavyonlarda program yapmamayı kendime prensip edindim. Bugüne dek dini bayramlarda asla sahne almadım. Şarkılarıma argo sözler katmam. Bunlar benim olmazsa olmazlarım.

 

Önceki yıllarda Ama Rasim ve Sebenli Cemal vardı. Son dönemde ise müzik deyince Gerede bölgesinde bir hareketlilik var. Ramazan Çelik bunun bir örneği. Sizde Geredeli olduğunuzu söylediniz. Gerede’nin sosyolojik durumunu göz önünde bulundurduğunuzda bu hareketliliği neye bağlıyorsunuz?

 

Ankara’ya yakın olması nedeniyle Gerede’den Ankara’ya geçmişte büyük göçler yaşandı. Bu tür kaynaklarında dolayısıyla Ankara’ya kaydığını düşünüyorum. Gerede’nin Bolu ile diyalogu deprem sonrasında büyük gelişim gösterdi. Yani bu ilçe ile Bolu’nun kaynaşması bu dönemden sonra arttı. Gerede’de tüm yatırımlar Ankara’ya yönelikti. Ancak Bolu ile kaynaşma arttıkça Gerede’nin dinamikleri Bolu’da da ortaya çıktı.

 

Geredeli Ramazan Çelik’i nasıl buluyorsunuz? Onunla kıyaslanacağınız anlar olacaktır mutlaka.

Ben onunla kıyaslanmayı hiç istemiyorum. Çünkü benim kendime has tarzımın olduğunu düşünüyorum. Ben müziğin ailelerin dinleyebileceği şekilde icra edilmesine inananlardanım. Bir müzik parçası seslendirilirken birinin keyif aldığı sözlerden bir başkasının utanıp çekinmemesi lazım.

 

Ramazan Çelik’in Bolu’da çok tutulmasının başlıca nedenlerinden biri de şarkılarında Bolu’nun ismine yer vermesi. “Boluluyum Bolulu” parçası bunun bir örneği. Keza bazı şarkılarında da Bolu’ya ait yöresel bir dili de kullanıyor. Siz albümünüzde böyle bir eğilim gösterdiniz mi?

Bolu’ya özgü bir çiftetelli müziğimiz var. Ama Rasim olsun, Sebenli Cemal olsun çiftetelliyi Bolu’ya uyarlamışlar, buna benzer uyarlamalarda aynı şekilde Zonguldak’ta da vardır.

Ramazan Çelik’te çiftetelli müziğini biraz daha hızlandırdı ve insanlara parçada, “Boluluyum Bolulu, seviyorum ben onu” diyerek seslendi. Anlıkta olsa insanların albenisini kazandı. Keza sahnede oynayarak sergilediği performansta kısa süreliğine tuttu. Şahit olduğum bir durumu anlatayım. Adanalı bir kişi, istek şarkısı olarak “Boluluyum Bolulu” parçasını isteyebiliyor. Adanalının bu parçayla ne işi olur? Ama beğeni topladığı bir gerçek. Bunda çiftetelli müziğimizin büyük etkisi var. Nereye giderseniz gidin bizim çiftetelli müziğimiz beğenilir.

 

Albümünüzde ilgi uyandıracağını düşündüğünüz en dikkat çekici parça sizce hangisidir?

Albümümdeki birinci parçanın adı Raptelli. Çiftetelli ile rap müzik tarzını buluşturdum. Bu şarkının gençlerin büyük beğenisini toplayacağını umuyorum.

Sadece gençler değil, her yaştan insanların beğenisini toplayacak parçalara yer vermeye çalıştım bu albümde.

 

Albümünüzün satışı var mı? Kaç adet basıldı?

Bu ilk albümüm. Bin adet basıldı. Satışı yok. Az sayıda basılan bu albümü tanıtım için eşe dosta dağıtıyorum.

 

Albümünüze sponsor buldunuz mu, yoksa tek başına mı karşıladınız giderlerini?

Sanayi sitesinde esnaf bir tanıdığım müziğimi beğenir. Kendisi bana sponsorluk teklif etti ve tüm giderleri bu esnaf arkadaşım karşıladı.

 

Peki, artık hedefleriniz neler?

Benim amacım Bolu’da yaşayan insanların yanı sıra müziğimle gurbette yaşayan insanlarımıza ulaşmak. Fırsat buldukça da vurguluyorum. Gurbetteki Bolulularımızın boyunları bükük. Her bölgenin ekranlarda bir sanatçısı var. İnsanlar memleketinden birini ekranlarda gördüklerinde onunla gurur duyuyorlar, mutlu oluyorlar. Amacım, ekranlara çıkıp, gurbetteki vatandaşlarımı mutlu edebilmek ve müziğimle onlara ulaşabilmek.

 

Müzik hayatınızda size başarılar diliyor, açıklamalarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.

Ben de sizlere çok teşekkür ediyorum. Express okuyucularına selamlarımı gönderiyor, saygılarımı sunuyorum.

 

Yorum yazın!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz