• resmi ilanlar

Havadaki nem Taşlıyayla’dan mı?

16/06/2012 00:00

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi ve TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, son günlerde herkesin ortak şikâyeti olan havadaki nemin Taşlıyayla bölgesine yapılan göletten kaynaklanıp kaynaklanmadığı hakkındaki sorularımıza cevap verdi. Külköylüoğlu, “Bu konuda bizim doğrudan bir çalışmamız olmamakla birlikte, geçmişte yapılan çalışmalar, Taşlıyayla’yı işaret ediyor” dedi.

 

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, Bolu’da yapılması kararlaştırılan yirmi dokuz yeni göletin de ekosistemde geri dönüşü olmayan hasarlar oluşturacağını belirterek, “Doğaya, insanlara saygı göstererek, yapılacak projelerde sadece inşaatçılarla değil, bilim insanları ile de koordineli çalışmasını tavsiye ediyorum” dedi.

 

Doğaya yapılan her türlü müdahalenin geri dönülemez oranda zarar verdiğini hatırlatan Prof. Dr. Külköylüoğlu, “Nem, ekosisteme aynı tuz gibi zarar verir. Taşlıyayla’da hep birlikte maalesef göreceğiz. Yakında o bölgede ki orman sisteminde değişiklikler olacak. Biz hep söylüyoruz oraya başka türler gelecek, mevcut türler azalarak yok olacak. Mevcut sistem bozulmaya başlayacak. Diyorlar ki ‘Çok kuş gelmeye başladı’ Niye geliyor, göl olduğu için geliyor. Daha önce bölge bataklık sayılırdı, ona göre kuşlar geliyordu. Şu andaysa yabancı cinsler de gelmeye başladı” dedi.

ÇED İHMAL EDİLMESİN

Gölet, baraj gibi doğaya müdahale edilen yapılarda mutlaka ÇED Raporu (Çevresel Etki Değerlendirmesi) yapılması gerektiğinin altını çizen Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi ve TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, “Doğu Karadeniz’de on altı ÇED raporu incelenmiş. On altısından sadece dördünde ÇED raporu için toplanan bilim kurulu gidip yerinde inceleme yapmış. On iki tanesinde alanı bile görmemiş. Ben enerji üretimine karşı değilim, bu üretimin uygun şartlarda, uygun yerlerde yapılması tarafındayım. Bu kadar HES’ten enerji fayda etmek yerine gidip rüzgâr enerjisini deneyin, güneş enerjisini deneyin” ifadelerini kullandı.

TAŞLIYAYLANIN ETKİSİ BAŞLADI

Taşlıyayla bölgesine Abant’ın yaklaşık sekiz katı büyüklükte suni bir göl yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, buradan kaynaklanan ekolojik değişiklikler olabileceğini hatırlattı. Konuyla ilgili bire bir çalışma yapılmamasına rağmen dünya literatüründe benzer örnekler olduğunu söyleyen Külköylüoğlu, “HES’lerin aşırı kuraklık ve aşırı nem oluşturduğu konusunda bizim doğrudan bir çalışmamız yok. Bazı gözlenen bilgiler var ki, büyük HES’lerin bu tür etkilerinin olduğunu gösteriyor. Yapılan çalışmalar da, bunların bazıları sadece nem oranını artırmakla kalmayıp o bölgede başka ekolojik etkilere ve zararlara da yol açtığını söylemek mümkün. Hatta öyle ki son zamanlarda büyük barajların depremi tetiklediği bile artık bir takım çalışmalarla dile getirildi. Dolayısıyla HES’ler çevre etkisiyle nem oranını ve belki kuraklığı artırabiliyor. Doğrudan bizim öyle bir çalışmamız olmadığı için çok net konuşmak yanlış olur. Fakat bu tür nem şikâyetlerini bizde alıyoruz” dedi.

BİZ YÜKSEK GÖL ALÇAK OLSA SIKINTI OLMAZ

Taşlıyayla Gölünün, Bolu Şehir Merkezinden yüksekte olmasının en büyük handikap olduğunu söyleyen Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi ve TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer söz konusu olay Seben Taşlıyayla ise 2004 – 2005 yıllarında bu baraj daha henüz başlamamışken bazı ifadelerle, demeçlerle oradaki muhtemel çevre etkilerini dile getirmiştik. Abant’ın en az 8 kat büyüklüğünde bir yer yapıyorsunuz. Kaldı ki ben oranın büyüklüğünün daha fazla olduğunu düşünüyorum. Eğer kesinlikle burası 8 kat büyüktür diyebilen biri varsa ispat etsin. Seben Taşlıyayla Gölet’inin Güney yamacı dağlık, Bolunun ise kuzey yamacında dikkat ederseniz ki kuzey yamacı yani bizim bulunduğumuz bölge nemli, yağışlı. Güney yamacıda sıcak, kurak güneşin hareketine göre, orada olan göl suyu dolayısıyla daha hızlı şekilde buharlaşıyor. Biz vadi olarak daha aşağıda olduğumuz için gölete göre, gölet yaklaşık 1400 metrelerde Bolu merkez olarak biz 726 metrelerdeyiz. Orada buharlaşan su rüzgâr akımı ile dağlara çarpıyor yukarı çıkıyor ve hızlı bir şekilde üzerimize düşüyor. Biz yukarıda olsaydık bu kadar hızlı bir şekilde çıkamazdı. Dolayısıyla nem bu kadar yoğun hissedilemezdi”

TAŞLIYAYLA AMACINDAN SAPTI

Taşlıyayla’da önemli bir alanın sular altında kaldığını hatırlatan Külköylüoğlu, “Burada tarımla uğraşan insanlar, göç etmek zorunda kaldılar. Benim söylemek istediğim bu ÇED raporlarının bilimsel temele oturtulması bu konuda halkın bilinçlendirilmesi ve eğitimine büyük derece destek verilmesi. Sadece halkın değil, yetkililerin de eğitilmesini tavsiye ediyorum” dedi. Seben Taşlıyayla yapıldığı gibi Sarıalan Yaylasına da gölet yapılıyor. Bu gölet, Aladağ Göleti ile Saraycık Göleti arasına yapılıyor. Bu bölgede 3 tane göl oluyor. Şimdi öğreniyorum ki oraya otel yapılacak. Bolulu vatandaş mı yapacak, hayır çok zor. Aladağ 49 yıllığına kiraya verildi. Doğaya biraz saygı gösterilmesini isterim. Aladağ’da ne oldu, kiracısı etrafını tellerle çevirdi, içeriye kimse giremiyor. Hatta çevrede otlayan hayvanlar bile göl kenarına inemiyor. Yarın öbür gün söyleyeyim Sarıalan’ı da öyle yapacaklar. Diyebileceğimiz son şey doğaya saygı, insana saygı. Son verilen karar göre 29 tane HES yapım kararı çıkmış Bolu’da. Ama kaçının kabul edilip edilmeyeceğini bilemiyorum. En azından yapılacak HES’lerin doğru yapılmasını bekliyoruz. Sadece mühendisliğin değil, bilim insanlarında fikirlerinin alınmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

HER YERE GÖL YAPMAK YANLIŞ

Gölet yapılmasına ve HES sistemin karşı olmadığını belirten AİBÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her önünüze gelen çukura HES, HİS yaparsanız, çukur doğanın her yerinde var. Bu işin sonu gelmez. Ben enerji üretilmesine karşı değilim, olaya herhangi bir politik perspektifle bakmadığımın da altını çizmek isterim. Gerekirse HES’te yapalım. Problem HES’in olmasında değil zaten, her şey insanda bitiyor. Diyorlar ki ‘1 elektrik üreteceğim, 2 tarım ve arazilerin sulamalarına yardımcı olacağım, 3 ekonomi konusunda istihdam yaratacağım, 4 ekonomi canlanacak’ Ancak bakıyoruz, yapılan çalışmalara HES kavramı Bolu’da inada bindi. Ben yaparım, mantığıyla yapılmaya başlanıyor. Bilimsellik unutuldu. Seben Taşlıyayla Göleti yapıldı, biri çıksın diyebilsin ki ‘Ben buranın köylüsüyüm para kazanıyorum. Burası sayesinde iş sahibi oldum diyebilsin.’ Taşlıyayla Gölet’inde de bir ÇED raporu yok. Bilirkişi raporu var sadece. Oldukça yanlış ifadeler olan bir rapor olduğunu duydum. Elektrik üreteceğim diyorlar. Onun tek amacı elektrik üretmek değildi ki ne odluda birde elektriğe çevirdiniz işi? Gördünüz ki Seben Taşlıyayla sizin istediğiniz gibi olamayacak.

Sizin amacınız oraya doğa parkı yapmak, insan eliyle yapılmış yapay olan bir yerin doğal olmasını bekleyebilir misiniz. Bunun adına doğal diyebilir misiniz? Uygun yer olsun, uygun şekilde ÇED’ler hazırlansın kurulduktan sonra onun kontrolü uygun şartlara göre yapılsın, enerji üretilsin ve hatta ucuza elektrik sunulsun halka. Doğaya zararı hiç ölçebiliyor musunuz?

Biz doğayı kullanarak sürdürmüşüz yaşamımızı, niye doğaya ihanet ediyoruz anlam veremiyorum. Doğa olmasa hiçbirimiz olmayız. Empati kurup diğer canlılarında bizim gibi doğada yaşama şansı olduğunu kabullenmemiz gerekir.” 

 

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • d.davut  (16.06.2012 22:51:19)

    Taşlıyaylada tarım yapan köylüler göç etmişler!Oralarda tarım olduğunu ilk defa duyuyoruz!!Araştırmadan bir sürü laf!... SONUÇ; "ÇARŞI HERŞEYE KARŞI!.."

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: