SEDAT TURGAY?IN ARDINDAN

01/08/2007 00:00

Fizik Tedavi Hastanesi Başhekimi Sedat Turgay?ı kaybettik. Bolu?nun yetiştirdiği çok kıymetli bir insan daha aramızdan ayrıldı. Rahmetli Dr. Sedat Turgay?ın ardından böyle bir yazı yazacağımı hiç düşünmemiştim. Ama oluyormuş işte. Ne diyelim? Birileri için kına mı ısmarlasak? Ya da zaten kınalarını hazırlamışlar mıdır? Niye mi böyle söylüyorum? Onu zamanla bütün Bolu anlayacak. İnşallah bu ilk ve son olur. Ben Rahmetliyi her Bolulu gibi uzun zamandır tanırdım. Birkaç kez de ?Hasta doktor? ilişkimiz oldu. Son derece efendi, kibar, konuşurken sesini yükseltmeyen insan sevgisi ile dolu olan biriydi. Bir insanın intihar etmesi, Allah?ın emanet olarak verdiği hayatına kast etmesi, canına kıyması o kadar da kolay değil. Evet, hayat pamuk ipliğine bağlı. Saniyelik olaylar sizin hayat bağınızı koparabiliyor. Ama intihar öyle değil. İntihar insanı taşıyamayacağı kadar ağır yükün altında kalması, ya da katlanamayacağı kadar büyük acı yaşaması sonucunda (Allah korusun) başvuracağı bir yol. Rahmetli?nin görünürde hiçbir sıkıntısı yok. İyi bir işi, saygın bir mesleği var. Toplumda sevilen, sayılan bir kişi. Ne maddi sıkıntısı olabilir, ne iş, ne de aş? Öyle ise başka bir şey olmalı Rahmetliyi hayatından bezdiren! Bu konuda son derece basit, son derece çirkin, son derece seviyesiz olan bir takım söylentiler geliyor kulaklarımıza. Bir insanın gururunu kırıcı, personeli arasında kişiliğini incitici, onu tahkir edici hakarete varan davranışlar, sözlere muhatap olduğuna dair iddialar var. Tabi bunların doğru olup olmadığını zaman gösterecek. Özellikle kamu vicdanı neyin ne olduğuna hükmünü verir. Yine kulağımıza gelenlere göre bütün bürokrasi diken üstünde. Her sabah evden çıkınca yolda nasıl bir tavırla karşılaşacağını, her sabah dairesine varınca kendisini nasıl bir süprizin beklediğini bilmiyor. Esnaf tedirgin. Basından takip ettiğimize göre çok nahoş tavırlar sergileniyor. Evet, etraf çamur oldu. Her taraf vıcık vıcık. İnsanlar bulundukları yere, işgal ettikleri makamla çelişik tavır ve hareketler sergiliyor. Maalesef son zamanlarda, özellikle de seçimden sonra hoş ve etik olmayan tavır ve davranışlara şahit oluyoruz. Evet, nasıl alınmış olursa olsun % 48 iyi bir sonuç. Ama hazmedebilmek gerekiyor. Başbakan?ın dediği gibi; ?Onların 22 Temmuz ve öncesinde kalması gerekiyor.? Belediye Başkanı, Bolu?da herkesin belediye başkanıdır; milletvekilleri de seçildikleri partinin değil, oy vermiş ya da vermemiş olsun bütün Bolu?nun, hatta bütün Türkiye?nin milletvekilleridir. Demokrasi muhalefetin de, iktidarın da, iktidar yandaşı olup da kraldan fazla kralcı kesilenlerinde birbirlerini ?hazmedebilme? rejimidir. Her şey gelip geçici. Mezarlıklar ?kendini vazgeçilmez sanan? insanlarla dolu. O toprak ve taş yığınlarının altında nice böbürlenen, kibirlenen, vatandaşlara yukarıdan bakan, birilerine haddine bildirme, dersini verme iddiasında olanların kemikleri bile kalmamış. Bu sel de gider. İçinde bulunduğumuz vadiden daha önce de böyle seller aktı, gitti. Onlar da benzer gurur ve kibiri yaşadı. Onlarda birilerine günlerini göstermek, hadlerini bildirmek istedi. Ama geride ne kaldı hep birlikte görüyoruz. İdareci kesimde olanlar Gönüller Sultanı Şeyh Edebalı?nın, gönüller ve ülkeler sultanı Osman Gazi?ye vasiyeti tekrar tekrar okumalıdır. ?İnsanlar vardır; sabah gün doğarken doğar, akşam gün batarken de ölürler.? Sel gider geride iki şey bırakır; ya geride kalanları rahatsız eden, midelerini bulandıran pislikler ve kokular kalır, ya da pırıl pırıl parlayan altın renkli kumlar? Kendilerini vazgeçilmez sanan, ona buna ders vermeye kalkışan, kraldan fazla kralcı kesilen, kol kesen baş yaran, insanları hayatlarından bezdirenlere tavsiyem; Ya tarih okusunlar. Ya da mezarlıklara giderek mezar taşlarını okusunlar.

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz