Kasım ŞAHİN
Hükümetin, kamudaki ücret dengesizliğini ortadan kaldırmak için 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi çıkarttığını ancak, KHK ücret adaletini tam olarak sağlanmadığını, yeni adaletsizliğin beraberinde getirdiğini, aynı unvan ve aynı kadroda olanların farklı ücret almasının önüne geçilmesi için getirilen düzenlemede öğretmenler ve akademisyenlerin yom sayıldığını belirten Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Hüsnü Yaman, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Öğretmen ve akademisyenlerimiz bu ülkenin kilometre taşıdır. Çocuklarımızı yarınlara hazırlayan, onların geleceklerine yön veren eğitimcilerimiz artık yok hükmünde sayılmaktan, horlanmaktan, itilip kakılmaktan bıkmıştır. Gırtlağa kadar ekonomik sorunlara batmış olan eğitimcilere reva görülen bu muamele kabul edilebilir değildir. Yıllardır öğretmen ve akademisyen maaşlarında herhangi bir iyileştirme yapılmamış, ek ders göstergelerinde de ter bir puan artış sağlanmamıştır. Yaşam koşulları giderek ağırlaşırken, enflasyon oranları artarken, zamlar peşi sıra gelirken, öğretmenlerin ve akademisyenlerin aylık geliri yerinde saymakta, eğitimciler her geçen gün daha da yoksullaşmaktadır. Kredi kartını bile ödemekte güçlük çeken, borcu borçla kapatan, cüzdanı yangın yerine dönen eğitimciler, bu ülkenin kalkınmasından pay almadığı gibi, yapılan iyileştirmelerden hiçbir şekilde faydalanamamaktadır. Eşit işe eşit ücret düzenlemesiyle birlikte eğitimcilerin aylık gelirleri, diğer kamu personeline göre çok düşük kalmıştır. Örneğin ek ders ücreti almayan ir öğretmenin maaşı 1.600 lira civarındadır. 1.600 lira neredeyse kamudaki en düşük maaş seviyesindedir. Bu durum çalışma barışını bozmakta, öğretmen ve akademisyenlerin çalışma şevkini kırmaktadır. Bu tür ayrımcı düzenlemeler, uygulanan yanlış politikalar öğretmenlerimiz ve akademisyenlerimizi tüketmektedir”
Hükümetin, bu güne kadar öğretmenlerin ve akademisyenlerin ekonomik durumlarının iyileştirilmesi noktasında hiçbir adım atmadığını da dile getiren Yaman, “Hükümet öğretmen ve akademisyenleri üvey evlat gibi görmüştür. Oysa hükümet olmak, çalışanlar arasında ayrım yapmak ve sadece bir kesimi memnun etmek demek değildir. Hükümet olmak adaletli bir yönetim anlayışını beraberinde getirir. Ancak, hükümetin yaptığı bu düzenlemenin adaletle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Biz eğitimciler, bu ülkenin temel yapı taşlarını göz ardı eden. Onların haklarını savunma gereği bile duymayan, öğretmenleri ve akademisyenleri umursamayan ve es geçen zihniyeti şiddetle kınıyoruz” dedi.