Eczane zenginiyiz

31/10/2011 00:00

Türk Eczacıları Birliği’nin (TEB) 2010 yılı verilerine göre toplam 23 bin 636 serbest eczanenin bulunduğu Türkiye’de 3 bin 119 kişiye bir eczane düşüyor. Bolu’da ise 2 bin 796 kişiye bir eczane düşüyor.

 

 

Ortalama nüfusa bakıldığında, eczane sayılarının ülkenin batı bölgelerinde daha yüksek olduğu dikkat çekiyor. Buna göre, eczane başına 3 binden daha az nüfusun düştüğü iller içinde Muğla, Antalya, Aydın, İzmir ve Burdur illeri başı çekiyor. Bir eczaneye Muğla`da 2 bin 85, Antalya`da 2 bin 160, Aydın`da 2 bin 302, İzmir`de 2 bin 369, Burdur`da 2 bin 375, Ankara`da 2 bin 446, Denizli`de 2 bin 472, Isparta`da 2 bin 576, Kırklareli`de 2 bin 600, Edirne`de 2 bin 620, Yalova`da 2 bin 646, İstanbul`da 2 bin 673, Balıkesir`de 2 bin 686, Trabzon`da 2 bin 777, Nevşehir`de 2 bin 795, Bolu`da 2 bin 796, Karabük`te 2 bin 845, Konya`da ise 2 bin 848 kişi düşüyor.

 

“YASADA DÜZENLEME YAPILMALI”

Türk Eczacıları Birliği(TEB) Genel Başkanı Erdoğan Çolak, Türkiye`de eczacılık eğitimi ve serbest eczanelerle ilgili düzenlemeler yapılması gerektiğini bildirdi. Eczacılık fakültelerinin sayı ve kontenjanlarının azaltılması önerisini dile getiren Çolak, şu görüşleri savundu: “Yeni açılan eczacılık fakültelerinin eğitim kalitesi son derece düşük. Bu fakültelerde, daha çok büyük şehirlerdeki köklü fakültelerden öğretim üyeleri gidip ders veriyor. Eczacılık fakültelerinde yeni bir yapılanmaya gidilerek sanayi sektörüyle işbirliğinin geliştirilmesinin yolları aranmalıdır. Fakülte-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi sayesinde araştırma ve geliştirme faaliyetleri hızlanabilir. Bugün buna benzer işbirliği faaliyetleri Trakya ve Hacettepe Üniversitelerinde yürütülüyor. Bunun yanı sıra eczacılık fakültelerinde de branşlaşmaya gidilmelidir. Dünyada artık klinik eczacılık, radyofarmasi gibi farklı branşlarda eğitim veriliyor. Serbest eczane açacak eczacı adayı farklı eğitim alıyor. Dolayısıyla eczacı adayları, mezuniyet sonrası hangi alanda çalışacağına daha fakültede eğitim görürken karar vermelidir.”

Sanayi sektöründeki yüzde 4.5`luk eczacı istihdamının yeterli olmadığını vurgulayan Çolak, “Türkiye`de Ar-ge çalışması yeterince yapılmadığı için ilaç sanayi gelişmiyor. Bunun gelişmesi ve istihdam ortamı oluşturulması için üniversitelerle işbirliğine gidilmesi şart” dedi.

Kamuda reçete kontrol ünitelerinde ve hastanelerde de yeterli eczacı istihdamı olmadığına işaret eden Çolak, ``Avrupa`da 50 yatak başına bir eczacı istihdam edilir. Ancak bizde her hastanede sadece bir eczacı olur. Bu da depo kontrol görevlisi gibi çalışır” ifadesini kullandı.

6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanunda değişiklik yapılması önerisini de dile getiren Çolak, bu düzenlemenin, eczane sayısının nüfusa göre sınırlandırılması gibi önlemleri içermesi gerektiğini söyledi. Bu sınırlamayla Türkiye`de de Avrupa`da gibi 3 bin 500 nüfusa bir eczane düşmesinin sağlanması gereğine işaret eden Çolak, ``6197 sayılı kanunun 5. maddesinde değişikliğe giderek, eczane açılışlarında nüfus sınırlaması getirilmelidir. Buna göre, serbest eczane açma talepleri, ilçe sınırları içindeki nüfusa göre değerlendirilmelidir. Nüfusu 20 bine kadar olan yerlerde 2 bin 500, 20 binden fazla olan yerlerde ise 3 bin 500 kişiye bir eczane düşecek şekilde yeni eczane açma talepleri değerlendirilmelidir`` şeklinde konuştu.

Çolak, eczane sayısının yetersiz olduğu bölgelerde, aile hekimlerinin reçetelerinin eczacı odalarının getirdiği dağıtım sistemiyle hastalara ulaştırıldığını bildirdi.

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz