• resmi ilanlar

EMEP?ten açıklama

29/06/2007 00:00

EMEK PARTİSİ Bolu Milletvekili adayları yazılı bir açıklama yaparak, ?Türkiye?de sendikal alanın siyaset kültürü Türk-İş tarafından oluşturulmuştur. DİSK ve KESK, söylemde bu kültürün dışında kalıyor görünse de aslında bu genel anlayış, bu konfederasyonlar içinde de egemen anlayış olmuştur? denildi. EMEP Bolu Milletvekili adayları Sedat BAYRAM, Lütfiye ÖZKAN, Hüseyin SAKMAK tarafından ortaklaşa yapılan açıklamada, ?sınıf sendikacılığı ile her tür uzlaşmacı sendikacılık eğilimi arasında bu konuya ilişkin temel fark; sendikaların ve çeşitli türden emekçi örgütlerin, sınıf partisini maddi ve manevi her bakımdan açıkça desteklemesidir. Çünkü sınıfın partisiyle seçime girmesi demek, ülkeyi yönetmeye talip olması demektir ve birer sınıf örgütü olan sendikaların da sermayeye karşı en dolaysız mücadele alanı olan siyasi mücadelede tereddütlü bir tutum takınması, sınıf mücadelesiyle; işçi sınıfının iktidar mücadelesi tutumuyla bağdaşmaz. Reformcu, uzlaşmacı sendikacılık ise sendikaların partileri açıkça desteklemesini, ?her fikirden işçinin örgütü olan sendikaların tutumuyla bağdaşamaz? bulduğu için ?çeşitli partilerle aynı mesafede? olmasını, böylece sendikaların, tüm partiler üstünde baskı oluşturarak öne sürdükleri taleplerin bütün partiler tarafından dikkate alınmasını sağlamayı amaçlar! Peki, bu açıdan bakıldığında, 22 Temmuz seçimi için durum nedir? Türk-İş?çi gelenekte ısrar edilmiştir. Nitekim bazı konfederasyon ve sendikalardan; ?Özelleştirmeci partilere oy yok? gibi genel tanımlar yapılsa bile onların da bu açıklamalar ötesinde seçimi etkileyecek bir çalışmaya girdiklerine; aktivistleriyle, üyeleriyle seçimde tutum alma konusunda bir girişimde bulunduklarına dair hiçbir işaret yoktur. Önce sermaye partilerinden hiçbiri, sendikacı aday adaylarını aday listelerine almamış, aldıkları birkaçını da seçilemeyecekleri sıralara koymuş, böylece sendikacılar ve işçiler hakkındaki niyetlerini, sınıfsal tutumlarını göstermişlerdir. Bu köşeden partilerin bu tutumu eleştirilmiş; ama bunun asıl nedeninin, sendika ve sendikacıların, sermaye partileri karşısındaki uzlaşmacı, teslimiyetçi tutumunun olduğuna dikkat çekilmişti. Şimdi ise partiler seçim bildirgelerini yayımlıyorlar. Burada da görüyoruz ki işçilerin ve sendikaların talepleri, bu bildirgelerde laf olsun diye bile yer almıyor. CHP, AKP ve MHP?nin seçim bildirgeleri geçtiğimiz hafta yayımlandı. Sendikaların özgürlükleri ve sendikalaşmayı kolaylaştıracak, patronların keyfiyetlerini sınırlayacak hiçbir vaat yer almadığı gibi, işçi talebi olarak sadece asgari ücretin vergi dışında tutulması (CHP?nin bildirgesinde) yer almış, ama her üç partinin bildirgesinde de IMF-TÜSİAD programı ve ?rekabetçi piyasa ekonomisinin geliştirilmesi? üstüne uzun ve kesin vaatlere yer verilmiştir. İşçileri ilgilendiren işsizlikle ilgili bile sermaye sahiplerine avantajlar sağlamak amaçlanmış, sigorta primlerini düşürmek ve yeni krediler gibi teşvikler vaat edilerek işsizlik, patronlar için bir desteğe dönüştürülmüştür. AKP bununla da yetinmemiş; bildirgesinde, İşsizlik Sigortası fonlarının da patronlara peşkeşi vaat edilmiş. Yani sermaye partileri, kuşların karnının doyması için dolaysız önlemler almak yerine, ata daha çok arpa vererek dışkıdaki arpa miktarını artırmayı tercih eden saf kapitalist önlemleri, bildirgelerinin merkezine koymuşlardır. Kısacası sermaye partilerinin bildirgelerinde, ne sendikal yasaların demokratikleştirilmesine; ne sosyal güvenlik, ne İş Yasası, ne sağlık ve eğitim alanında emekçilerin gasp edilen haklarının iadesine; ne özelleştirme, taşeronlaştırma, esnek çalışma saldırısının durdurulmasına yönelik emek cephesinden yükselen talepler yer bulmuştur. Tersine bu partiler, patronların gönlünü ferahlatacak her vaadi öne çıkarırken, emekçilerin isteklerini çağrıştıracak, patronlarda tereddüt uyandıracak konuları ise bildirgelerine koymayarak tutumlarını açıkça ilan etmişlerdir. Türk-İş geleneğinin sürdürücüsü sendikacılar bu konuda, ?Bu işçi düşmanı partilere oy vermeyin? çağrısı yapıp bunun gerektirdiği tutumu alırlar mı bilemeyiz. Ama sendikalarını yeniden kurmak isteyen, sendikal hareketin sınıf mücadeleci bir çizgiye çekilmesi için çalışan ileri işçiler ve sınıftan yana sendikacılar, sendikalar ve siyaset arasındaki ilişkinin doğru anlaşılması mücadelesine hız vermek; sınıf örgütlerinin sınıf mücadelesinin her alanında yer alması zorunluluğu bilincinin yaygınlaşması için daha çok çalışmak zorundadırlar. Bu seçim süreci bunun için son derece öğretici örnekler sunmuştur ve sunmaya devam edecektir? denildi.
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: