
Ensari, yaptığı açıklamada, evlilik içi çatışmalarda kendini çaresiz hisseden kadınların, eğitim seviyeleri düşük ve ekonomik özgürlükleri de olmayınca, şiddete maruz kaldıklarında hakları arayamadıklarını söyledi. Dr.Hülya Ensari,"Bu kişiler, ayrılacakları zaman ekonomik özgürlükleri olmadığından, çocuklarına bakamayacaklarından, erkeklerin şiddetine, baskısına attığı dayağa sessiz kalıyor" diye vurguladı. Ailelerin kız çocuklarını evlendirdikten sonra onların sorunlarıyla yeteri kadar ilgilenmediğini belirten Ensari, "Aile, kız çocuklarını evlendirdikten sonra eşlerinin sorumluluğu altına girmiştir düşüncesine sahip olurlar. Bu düşünce içerisinde bulunan kişiler çaresizlik nedeniyle her şeye katlanmak durumunda kalıyor. Bu gücü fiziksel gücüyle hisseden erkekler istedikleri olmadıkları zamanda kadına şiddete başvurabilmekte. Şiddeti teşvik eden tüm unsurlara yönelik toplum bir mücadelenin başlatılması gerek" şeklinde konuştu.
Kadına olan şiddetin önlenmesi için çok köklü tedbirlerin alınması gerektiğini bildiren Dr. Ensari, başta kadının eğitim seviyesinin arttırılması gerektiğini söyledi. Eğitim konusunda da yorum yapan Ensari, "Kız çocuklarının mutlaka okutulması, cinsiyet ayrımcılığının ortadan kalkması, bununla ilgili toplumda bir bilincin oluşturulması, kadınların iş hayatına atılması, daha çok çalışması ve ekonomik özgürlüklerinin ellerinde bulundurmasının çok önemli olduğunu" belirtti.
Töre cinayetlerinde temel unsurun eğitim olduğunu kaydeden Dr. Hülya Ensari, "Töre cinayetleri, daha çok eğitim seviyesinin düşün olduğu bölgelerde Yaygın durumda. Bu bölgelerde kız çocuklarının mutlaka okutulması gerek. Mutlaka ekonomik özgürlüklerini ellerine geçirmesi gerek. Eğitim seviyesi düşük olan aileler o bölgelerde böyle bir gelenekte varsa küçük yaşta çocuklarını evlendiriyor. O kız çocuklarının aileye getireceği ekonomik yükten kurtulmuş oluyorlar. O bölgelerde boşanma olaylarının da zaten yadırgandığı bir bakış açısı ile kendisini o evliliğe mahkum gören kişiler, şiddete çok rahat maruz kalabiliyor. Başkada bir alternatifi de yok. Ya o kişi şiddete maruz kalıyor, ya da intihar ederek kurtulmaya çalışıyor." dedi.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!