Koç’tan yalanlama

Bolu İl Sağlık Müdürü Dursun Koç’tan, Ömer Faruk Odacı’nın ölümüyle ilgili ortaya atılan iddialara yanıt geldi.

Boluspor’un 20 yaşındaki genç taraftarı Ömer Faruk Odacı Dörtdivan’daki evinde fenalaşırken, ‘Ambulans yok’ dendiği iddiasıyla ailesi tarafından sağlık ocağına götürüldü. Burada da uzun süre bekletildiklerini söyleyen ailesi, yine ambulans olmadığı gerekçesiyle Gerede’deki hastaneye gitmesi gereken Ömer’i kendi imkânlarıyla hastaneye götürürken, yolda Ömer’i kaybettiler. Sağlıkta sürekli aşamalar kaydedildiğini belirten ve bu gelişmeleri vatandaşla da paylaşan İl sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç, bir türlü müdahale edilemediği için genç yaşta hayata veda eden Ömer Faruk Odacı olayına açıklık getirdi. Olayın soruşturmasının devam ettiğini belirten Koç, yapılan tespitlerde 112 çağrı servisine herhangi bir ambulans talebi gelmediğini söyledi. Konuya açıklık getiren Koç, “Bizim sonuçta genç bir vatandaşımız ve olayın şuan soruşturması devam ediyor. Bizim ilk yaptığımız tespitlerde 112 çağrı servisine herhangi bir ambulans talebi gelmediği oldu. Böyle bir talep yok. Dörtdivan’da 2 tane, Gerede’de 5 tane ambulansımız var. Şahıs yakınları tarafından bir minibüsle Toplum Sağlığı Merkezi’ne getiriliyor. Doktorumuz ve acil tıp teknisyenimiz müdahale ediyor. Tabi oradaki kargaşada hasta yakınlarının aceleye getirme sürecinde direk minibüse biniliyor orada müdahale edilirken beklenilmeden Gerede’ye doğru yola çıktığı ve hemen arkasından o kargaşayla ambulans gelmesine rağmen hasta yakınları ‘hemen yetiştirelim’ diyerek ki, hasta geldiğinde zaten tansiyon ve kalp atımı yok, şahıs eks durumda. Bu durumda devam edilerek 10 dakika sonra Gerede Devlet Hastanesi’ne ulaştırılıyor. 112 aranmıyor ve geldiğinde bir minibüsle getiriliyor ve arkadaşlarımız arabaya giriyorlar, o anki panik ortamında müdahaleye başlanıyor. Bu süreçte şahsı 10 dakikada Gerede’ye ulaştırıyorlar. Gittiğinde de zaten bir yaşam belirtisi yok ve vefat ediyor. Yapılan soruşturma var ve devam ediyor. Bu süreçte de yanlış bilgilendirme de yapmak istemem. Ne topluma ne kendi kurumumda ama kendi kurumumla ilgili bir hata varsa kesinlikle biz o konuda rahatız ne gerekiyorsa yapılıyor. Ama buradaki sonuç şahsın vefat etmiş olarak kurumumuza geldiği ve bu aradaki canlandırma sürecinde de dönmediği ve hastanedeki süreçte de geri dönmediğidir. Yakın aile bireylerinde de kalp krizi öyküsü olduğu ve muhtemelen ki şöyle düşünün. Olay üzerinde 5 dakika içerisinde kalpte bir canlandırmaya geçmediğinizde şahıs zaten vefat etmiş oluyor. Evinde yatağında bulunuyor. Ailesi alıyor minibüse götürüyor. Bu arada belki 112 sistemi üzerinden müdahale edilmiş olsaydı belki kurtarılabilirdi. Ama 112 hiç aranmıyor ve ambulans talebi yok. Biz özellikle ısrarla ve mutlaka bir ambulans talep edilsin istiyoruz. Orada öyle bir kargaşa var. Bizim açımızdan talihsiz bir durum. Burada ambulans olmadığı konusu kesinlikle yanlış. Bizim 2 tane ambulansımız var. Her ilçede bir asıl bir yedek ambulansımız var. Buradaki sürecin kontrolünde hasta yakınlarıyla ilgili 2 tane bayan arkadaş müdahale ediyorlar ve minibüs durdurulamıyor. Onların aracındasınız. Biz artık ambulansa dahi hasta yakınını almıyoruz. Çünkü müdahale edemiyorsunuz. Hasta yakını panik yaptırıyor, hasta yakını size müdahale edip kontrol etmeye çalışıyor. İstediğini yaptırmak istiyor. O nedenle biz Bakanlığımızın genelgesiyle ambulansa hasta yakını almıyoruz onlar kendi imkânlarıyla arkadan geliyor. Gerede hastaneye de gittiğinde bizim sağlık merkezimize de geldiğinde şahsın hiçbir yaşam belirtisi olmadığı fakat bu arada bizim yarım saat süren canlandırma işlemimiz takip edilmiş ve geri dönmemiş” dedi.