• resmi ilanlar

Kıdemsiz işçi

22/07/2011 00:00

Kıdem tazminatının kaldırılması ile ilgili tepkilerini dile getiren Emek Partisi İl Başkanı Sedat Bayram, “Kıdem tazminatı gibi en temel iş gücü maliyetlerini azaltmaya, işçi sınıfı ve sendikaların kolunu kanadını kırmaya geldi” dedi.

Kıdem tazminatının geçtiğimiz yıllarda gündeme Kıdem Tazminatı Fonu, sermayenin olası bir kriz ile karşı karşıya bulunduğu yeni dönemdeki ihtiyaçlarına paralel bir adım olduğunu belirten Bayram, “Geçmişte defalarca gündeme getirilen Kıdem Tazminatı Fonu, genel olarak sermayenin olası bir kriz ile karşı karşıya bulunduğu yeni dönemdeki ihtiyaçlarına paralel bir adım. Fonun asıl amacı, patronların yaklaşan kriz ortamında işçileri, en az maliyetle bireysel ya da toplu olarak daha kolay işten çıkarmasının önünün açılması. Yapılması düşünülen düzenleme ile işçilerin fondan en az 10 yıl sonra para alabileceği için, hükümet patronlara 10 yıl boyunca işçileri istediği gibi çalıştıracak ‘açık çek’ veriyor. Söz konusu 10 yıl içinde kıdem tazminatı için ayrılması düşünülen fonlar sermaye birikim sürecine aktif destek olarak sunulacak. Fonun birikimleri borsa, mevduat vb. yöntemlerle kullanılacağı için, yerli ve yabancı sermayeye, özellikle olası bir kriz ortamında, sıcak para ‘servis etmek’ kolaylaşacak. Hükümetin elinin altında istediği zaman kullanabileceği ‘hazır kaynak’ olacak. İşçilerin kıdem tazminatları en az bir yıl çalışmaları karşılığında 30 günlük ücret tutarında ödeniyor. Ancak sendikalı işçilerin önemli bir bölümü, toplu iş sözleşmelerinde 40, 45, hatta 50 gün üzerinden kıdem tazminatı alabiliyor. Fon sistemine geçildiğinde bu kazanımların hiçbir hükmü kalmayacak. Kıdem tazminatı hakkının tüm işçiler için geçerli olması ve bu alanda doğacak mutlak hak kayıpları ile toplumun önemli bir kesimi bu düzenlemeden olumsuz etkilenecek. Mevcut uygulamada erkek işçiler askerlik hizmeti nedeniyle, kadın işçiler ise evlilik gerekçesiyle istediklerinde kıdem tazminatlarını alabiliyorlar. Kıdem tazminatı fonu kurulması halinde bu önemli hak ortadan kalkacak. Üstelik tıpkı sigorta primlerinde olduğu gibi, kıdem tazminatı fonu primlerinin işçinin gerçek ücretinden değil, daha düşük bir tutar üzerinden yatırılması gündemde. 1000 TL alan bir işçi yıl sonunda 1000 TL kıdem tazminatı alabilirken, işverenlerin fona aktarması düşünülen yüzde 3’lük prim sonrasında bu rakam yıllık sadece 360 TL olacak. İşçinin kıdemi arttıkça, alacağı kıdem tazminatı miktarı şimdiki sisteme göre çok daha düşük olacak. Hükümet ve patronlar ‘Kıdem tazminatı ile iş güvencesi birlikte olmaz’ iddialarını sık sık gündeme getiriyorlar. Oysa Avrupa ülkelerinin çoğunda hem kıdem tazminatı, hem de iş güvencesi hükümleri birlikte varlığını sürdürüyor. Üstelik Türkiye’de iş güvencesinden 30’dan fazla işçi çalıştıran işyerleri (toplam işyerlerinin sadece yüzde 4’ü) yararlanabiliyor. Fonun devlet güvencesinde olması olumlu bir şeymiş gibi yansıtılıyor. Çalıştırdığı işçilerin sigortalarını bile düzenli yatırmayan patronların, devlet güvencesini suistimal etmeyeceğinin garantisini kim verecek? Öte yandan Fon kaynaklarının tıpkı işsizlik sigortası fonunun GAP’a ve karayollarına kaynak olarak aktarılması gibi asıl amacı dışında kullanılmayacağının da garantisi yok. Kıdem tazminatı fonu üzerinden yürütülen tartışmalar ve getirilmek istenen sistem ile patronların işgücü maliyet kalemleri kuşa çevrilirken, sermayenin sözcülüğünü yapan gazete ve televizyonlarda fon tartışmaları, tıpkı sağlık ve sosyal güvenlik alanında önemli hak kayıplarına neden olan ‘reformlar’ gibi, işçilerin lehine düzenlemeler içerdiğine ilişkin aldatıcı haberler yayılıyor. Yoğun işten atılmaların yaşandığı, emekliliğin mezarda bile imkansız hale geldiği Türkiye koşullarında, işçilerin en önemli güvencesi olan kıdem tazminatının fona devredilmesi, işçi sınıfı ve sendikalar açısından son önemli kalenin de düşürülmesi demek. Aynı tehlike çok kısa bir süre içinde kamu emekçilerinin de kapısını çalacak. Çünkü kıdem tazminatının kamudaki karşılığını memurların emekli ikramiyeleri oluşturuyor. Kıdem tazminatının kaldırılmasını ‘Genel grev nedeni sayarız’ iddiasında bulunan sendika ve konfederasyonlar sözlerinde samimilerse, zaman geçirmeden bir araya gelerek emeğe yönelik kapsamlı saldırılara karşı ortak eylem ve mücadele programı çıkarmak zorundalar. Bir taraftan bunlar yapılırken, diğer taraftan tüm işyerlerinde, kıdem tazminatını ve diğer saldırılara karşı grev komiteleri oluşturulmaya başlansa iyi olacak” dedi.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: