81 ilin kadınlarını ağırladık

09/03/2007 00:00

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle 81 il ve KKTC'den gelen Türk Kadınlar Birliği üyeleri Bolu'da toplanarak Termal Otel'de düzenlenen gecede doyasıya eğlendi. Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Bolu'da biraraya gelen 81 il ve KKTC'deki Türk Kadınlar Birliği temsilcileri, kadın sorunlarını tartıştı. Yaklaşık 400 davetlinin katıldığı gecede konuşan Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema Kenderci, töre cinayetlerinin Türk toplumu için utanç verici bir durum olduğunu belirterek, bu utançta İstanbul'un birinci olduğunu söyledi. Kenderci, "Töre cinayetleri bu ülkenin yüz karasıdır. TCK'da töre cinayetlerinin cezalarının ağırlaştırılması için uzun süre uğraş verdik. Ancak biz bunun namus cinayetleri olarak adlandırılmasını istiyorduk. Siyasi iktidar bunu kabul etmedi. Töre cinayeti dendiğinde, sanki işlenen bu cinayetler belirli bir bölgede işleniyormuş da başka yerlerde yokmuş gibi bir anlam çıkıyor. Maalesef töre cinayetlerinde İstanbul birinci sırada. Çok şaşırtıcı ama yıllardan bu yana yaşanan göçlerle bütün bölgelerin dokuları değişti. Dolayısıyla biz buna namus cinayeti diyebilseydik, bütün ülkeyi kapsayacak bir önlemi hayata geçirebilecektik. Bunun için siyasi iktidarlardan şunu istiyoruz; Ceza Kanunu'ndaki "töre cinayeti" sözünün "namus cinayeti" olsun. Bizim sahip çıktığımız kadar devletin de bu konuya el atması ve sahiplenmesi gerekiyor" dedi. Siyasi iktidarın, sığınma evlerini bir an evvel hayata geçirmesini isteyen Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema Kenderci, "Kadını yasal anlamda korumaya almak istediğiniz zaman koruyabilecek müesseseler oluşturulmadı. Ben size bir örnek vereyim. 2 yıl oldu, yerel yönetimler kanunu yapıldı ve nüfusu 50 binin üzerinde olan her belediyeye bir sığınma evi açma mecburiyeti getirildi. Ancak bu güne kadar hiçbir belediye sığınma evi açma projesini hayata geçirmedi. Bu dönem 2 yada 3 sığınma evi hayata geçebilir. Sığınma evlerini açmadığımız takdirde bu kadınları korumamız ve bu cinayetlerden kurtarabilmemiz yasadaki bir hükümle yeterli hale gelmiyor. Bir taraftan çıkıp övüneceksiniz 'çağdaş bir ülkeyiz, AB yolunda emin adımlarla ilerliyoruz' diye, diğer yandan AB 'namus cinayetleri ne?' diye soracak. Demek ki işbirliği ile bu sorunu çözebiliriz. Biz sivil toplum örgütüyüz, onlarda siyasi irade, işbirliğine ihtiyacımız var. Devletin bu konuda kararlılığını göstermesi gerekiyor. Bu konuya ciddi bir bütçe ayrılması lazım" diye konuştu. TCK'da yer alan 'Aile İçi Şiddet' yasasını değiştirmek içinde çalışmalar yaptıklarını ifade eden Kenderci, sözlerine şöyle devam etti; "Kadına şiddeti uygulayan eşin evden uzaklaştırması hükmü yasamızda vardı. Evden uzaklaştırılan eşin aile bireylerini yoksulluğa düşmemeleri için nafaka hükümlüsü haline getirilmelerine karar verilmesi söz konusuydu. Ancak biz gördük ki, Türkiye'de şiddeti sadece eş uygulamıyor. Örneğin bir oğulda anneye veya kardeşe şiddet uyguluyor. Kalabalık ailelerde kayınpeder veya kayınbirader de şiddete başvuruyor. Şiddeti uygulayan eş ifadesini biraz genişlettik. Şiddeti uygulayan eş ya da aile bireylerinden herhangi birisi haline dönüştürdük. Bu bizim için çok önemliydi." Gecede Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema Kenderci'ye Köroğlu heykelinin bulunduğu bir plaket armağan etti..

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz