Memleketimden İnsan Manzaraları 1

09/11/2010 00:00

Sanat Sokağı Dergisi Yazı İşleri Müdürü Semra Kocabaş?la devam ettiğimiz sohbetimizde, Sanat Kahvesi?ni de sorduk kendisine. Sanat Kahvesi?nin neden kapandığını anlatan Semra Kocabaş?tan yeni bir kitabının raflarda yerini alacağı sürprizini de öğrenmiş bulunduk. Sanat Kahvesi, Sanat Sokağı Dergisi?nin ayrılmaz bir parçasıydı, üzülerek neden kapattığınızı sorabilir miyim? Semra Kocabaş: Sanat Kahvesi, Dergimizin bir projesiydi. Açık kaldığı iki yılık süreç içerisinde birçok projemizi gerçekleştirme fırsatı bulduk. Örneğin; salı akşamları ?Alaz?ın Şiir Geceleri? adını taşıyan bir şiir grubumuz vardı ve inanılmaz güzel şiir akşamları düzenledik. Şunu gördüm ki insanlar şiiri ve beraberinde türküyü yani müziği çok seviyorlar. Oturacak yer bulamadığımız geceler oldu. Biz inanılmaz keyifle şiirler okuduk ve konuklarımızla beraber seslendirdiğimiz şiirlerimiz de oldu. Bunun dışında edebiyat sohbetleri vazgeçilmeziydi Sanat Kahvesi?nin. Sıcak bir dekor yapmıştık içinde kütüphanesi olan, her şeyden önce eğitime yönelik bir kahvehaneyi. Ama maalesef hiçbir destek alamadık. Orası bir ticaret merkezi değildi. Çay börek satarak para kazanmayı hedeflemedik; fakat ikinci kat olması, birçok kişinin üzülerek söylüyorum ki sigara kullanıyor olması bu yasaklardan sonra Sanat Kahvesi?ne de çok şans tanımadı. Keşke bu ilin valiliği yahut belediyesi sahip çıkabilseydi bu ilim yuvasına ve keşke gençlik ya da halk buranın gerçekten değerini ve önemini anlayabilseydi. Sanıyorum o zaman kapanmak zorunda kalmazdı. Sizin edebiyata olan ilginiz nasıl başladı, kendinizden biraz bahseder misiniz? Semra Kocabaş: Ben eğitimimi edebiyat üzerine almamış olmanın üzüntüsünü yaşıyorum her zaman. Kısmette başka bir meslek okumak ve o işi yapmak varmış. Fakat şunu gördüm ki sanat ve özellikle edebiyat, hangi okulda okuduğunuz ya da hangi mesleği yapmış olmanızla ilintili değil. Her tür meslek, beraberinde sanatı ve edebiyatı da insanın hayatının içine sokabiliyor. Yani aynı anda beraberce yürütülebiliyor. Ben yazı yazmaya yahut şiir yazmaya diyelim, 1999 yılında depremden sonra başladım. O sürece kadar ne yapmak istediğimi bulmakla uğraşıyordum. Müzik, tiyatro, resim, radyoculuk aklınıza ne geliyorsa sanat adına hepsine bir şekilde vakit ayırıyordum. Sonra anladım ki yapmak istediğim tek şey yazı yazmak. Şiir, hikâye, roman yahut gazetelerde güncel köşe yazıları hiç fark etmez hepsi benim için aynı değerde, yeter ki elimde kalemim olsun, düşüncelerimi insanlarla paylaşabileceğim. Bir dönem şiir kitabı ve deneme kitabımla okuyucuların karşısına çıktım. Kelimelerim yeni yeni olgunlaşıyordu oysa. Yine de güzel dönüşümleri oldu bana. Onlar da benim cümlelerimin emekleme süreciydi. Dergiyle birlikte büyüdük ve şimdi yeni bir şiir kitabımı daha yayına hazırladık. Sanat Sokağı Yayınlarından 2011?de çıkacak olan bu şiir kitabı, benim için oldukça büyük bir önem taşıyor. Ardından asıl istediğim ve niyetlendiğim memleketime dair bir roman yazmak.

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz