• resmi ilanlar

Devlet Bakanı Yazıcı özür diledi

10/02/2010 00:00

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Tekel işçilerinin eyleminde PKK'nın parmağı olduğunu söylemesi üzerine yanlış anlaşıldığını ifade ederek, "Ben onlara PKK'lı demedim. Yanlış anlaşılma varsa özür dilerim" dedi. Kamu Görevlilerinin Sendikal ve Demokratik Hakları Çalıştayı, Abant Palace Otel'de başladı. 3 gün sürecek olan toplantının ilk gününe Devlet Bakanı Hayati Yazıcı da katıldı. Toplantı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yazıcı, Tekel işçilerinden özür diledi. Dün yaptığı açıklamada Tekel işçilerinin eyleminde PKK'nın parmağı olduğunu ve işin şeytani olduğunu söyleyen Yazıcı, "Tekel işçilerine, onların sürdürdüğü greve ilişkin bir değerlendirme yaptım. Türkiye'de ne fraksiyon varsa bunlar Tekel işçilerin eylemine müdahiller ya da müdahil olmak istiyorlar. Bunun içerisinde Türkiye'de PKK da varsa vardır. Yoksa benim orada hiçbir şekilde Tekel işçilerinin PKK'lı olduğu, PKK'lı olabileceklerine ilişkin bir sözüm olamaz. Ama öyle anlaşılmışsa onların hepsinden özür dilerim. Tekel işçilerine benim böyle bir şey söylemem mümkün değil. Ama Türkiye'de iktidara, güvenliğe, birliğe ve düzene karşı olanlar bunu kurcalıyorlar. Tekel işçilerini de kullanıyorlar. Tekel işçileri bir hak arama peşinde. Ama başkaları başka şey arama peşinde. Ben bunu ifade etmeye çalıştım. Onları istiskal edecek bir sözüm olamaz. O anlamda anlaşıldıysa herkesten gerçekten çok özür dilerim" dedi. 4-C?yi DEğERLENDİRDİ Şubat sonuna kadar 4-C sözleşmesinin imzalanması konusunu da değerlendiren Yazıcı, "Eylem yapan arkadaşlarımız 8 bin 500 dolayında. 2 bin 500 kadarının da sözleşmesi haziran sonunda sona erecek. Bu 8 bin 500 arkadaşımızın iş akitleri 31 Ocak 2010 tarihi itibariyle bitmiş ve 1 şubat tarihiyle kıdem ve ihbar tazminatları onları çalıştıran işveren tarafından hesaplarına yatırılmıştır. Devlette iş ilişkileri bitmiştir. Ama devlet bu vatandaşlarımıza dönük, 2 yıl önce defalarca söyledik, istenen talepleri 2 yıl önce ötelenmiştir. Bu yıl da bunların 4-C statüsünde çalıştırılmalarına ilişkin kararname yayınlanmıştır. Kararnamede iyileştirmeler yapmışız. Dolayısıyla bu kararnameden yararlanacak olan Tekel işçilerinin başvurmaları için 1 aylık süre var. Tercih kendilerine ait. Biz bu arkadaşlarımızı hem harcamaları bakımından hem ailevi sosyal kimliği bakımından onları korumak amacıyla öncelikle çalıştıkları illerde, kadroların yeterli olmaması halinde mücavir illerde yerleştireceğiz. Şu ana kadar 500'ü aşkın başvuru var. 350 tanesinin yerleştirmesi yapıldı. Diğer başvuranların yerleştirmelerini de perşembe günü yapacağız" diye konuştu. BAZI KİŞİLERİN KATILMAMASI ÇALIŞTAYIN ÖNEMİNİ AZALTMAZ Kamu Görevlilerinin Sendikal ve Demokratik hakları çalıştayına KESK ve Kamu-Sen'in katılmamasını, "Bazı kişilerin katılmaması Türkiye'de çalışan ve bundan yararlanacak olanlar açısından bu çalıştayın önemini azaltmaz" şeklinde değerlendiren Yazıcı, "Türkiye'de kamuda çalışanlarla ilgili onların grev ve toplu sözleşme haklarını konu edinen ilk çalışma. Şimdiye kadar böyle bir çalışma yapılmadı. Biliyorsunuz ki 4688 sayılı kamuda çalışanların özlük haklarını tartışırız. Sonuçta bir mutabakat çerçevesinde bakanlar kuruluna sunarız. Biz 15 Ağustos'ta müzakerelere başladık. Sendikaların talep ettikleri arasında grev ve toplu sözleşmeli sendikalar bizde dedik ki bunların çok değişik uygulamaları var. ILO kararları var. Bütçemizde anayasal düzenlememiz var. Tüm bunları enine boyuna hem teorik açıdan hem de bir çalıştay yaparak bunları tartışalım dedik. Ve 2010 yılın ilk aylarında yapalım dedik. Tutanağa geçelim, toplantıya katılan, müzakerelere katılan MEMUR-SEN, KAMU-SEN ve onların sendikalarının tutanakta imzası var. Dolayısıyla grev ve toplu sözleşmeye dönük talepleri hem dünya hem Türkiye uygulaması açısından çalıştayda enine boyuna tartışmayı kararlaştırdık. Yapılan bu çalışma sonucunda istediğimiz taleplerin hiçbiri sonuçsuz kalmayacak. Kararlaştırdığımız konuların hiçbiri görmezden gelinmeyecek. Bunun uygulamasını yapıyoruz. Buna ilişkin davetlerimizi Kasım ayı başında yaptık, tüm sendikalara konfederasyonlara göndermiş bulunuyoruz. Ve nitekim KESK 6 kişi ile çalıştaya katılacağını bildirmişti. Kamu-Sen ise 'bunları tanımayız, biz çalıştay bilmeyiz, toplu sözleşme birer haktır, bunu verin gitsin' diyor. Davet ettiğimiz kurumlardan ve kişilerden bu konuyu önemseyenler katılmış ama belli düzeyde katılmış. Önemsemeyenler bunun önemini kavrayamayanlar katılmamış. Bazı kişilerin katılmaması Türkiye'de çalışan ve bundan yararlanacak olanlar bu çalıştayın önemini azaltmaz" şeklinde konuştu. ÜZÜNTÜ VERİCİ BİR ŞEY Danıştay'ın YÖK katsayı uygulama kararını iptal etmesine üzüldüğünü de söyleyen Hayati Yazıcı şöyle konuştu: "Üzüldüm. Üzüntü verici bir şey. Gerekçeyi de okudum. Gerekçe bana göre hukukçu kimliğimle söylüyorum, çok tartışılabilir bir gerekçe. Danıştay daha önce YÖK'ün uygulamalarına ilişkin katsayı ve buna benzer düzenlemeleri salt YÖK denetimi dahilinde ilişkin kararları da var. Ama bugün Danıştay farklı karar veriyor. Ama beğenelim beğenmeyelim ortada bir yargı kararı var. Hukuk devletinin gereği, beğenseniz de beğenmeseniz de bir yargı kararı var, bunlara uymak ve uygulamaktır. Bu konuda öğrencilerimizi mağdur etmeyecek çalışmaları da açıklayacağız."
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: