• resmi ilanlar

Kene ile ilgili bilinmeyenler

02/07/2011 00:00

Uzmanlar, yaz aylarının gelmesinin virüslü keneleri harekete geçirdiğini, Haziran-Eylül ayları arasında kene ısırıklarında artış meydana geldiğine işaret etti. Doğal ortamda çalışanların ve piknikçilerin kene ısırıklarına maruz kaldığını dikkati çeken uzmanlar, vücudu ısıran kenelerin ezilmemesi ve zorla çıkarılmasının zehiri vücuda yayacağını kaydetti. Uzmanlar, vücudun herhangi bir yerini ısıran kenenin uzman kişiler tarafından çıkarılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Yaz aylarının gelmesi ile birlikte kene vakalarında da artış görülüyor. Kene ısırıklarına ne fazla, ormanlık alanlara gidenler oluyor. Hafta sonunu fırsat bilerek soluğu ormanlık alanda alan piknikçiler kene ısırıklarına maruz kalanların başında geliyor. Uzmanlar, kene vakalarının en fazla Haziran-Eylül ayları arasında görüldüğünü, vatandaşların kene ısırıkları konusunda dikkatli olması konusunda uyarıda bulunuyor. Uzman Dr. Ömer Hilmi Alga, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)'nin halk arasında kene hastalığı olarak bilindiğini söyledi. Alga, kene hastalığının hafif seyirli olabileceği gibi kanamaların ve organ yetmezliklerinin görüldüğü ağır seyir de gösterebilen bulaşıcı bir hastalık olduğunu dile getirdi. Alga, bu hastalığa yakalananlarda ölüm oranının ortalama yüzde 15-30 olduğunu ifade etti. Türkiye'de görülen vakalarda ölüm oranının yüzde 5 olarak tespit edildiğini dile getiren Uzman Dr. Alga, "Hastaların çoğu hastalığın seyri sırasında gelişen beyin, karaciğer, böbrek, kalp ve akciğer yetersizliklerinden ölürler. Keneler haricinde ayrıca hastalara ve salgılarına temasla, virüsü geçici olarak taşıyan hayvanların kesilmesi sırasında hayvana ait kan ve dokulara temasla da bulaşmaktadır. Hatta hastalarla aynı ortamda kalındığında özellikle kanamalı seyreden vakalardan solunumla dahi geçtiğine dair araştırma sonuçları vardır. Tarım çalışanları, hayvancılık yapanlar, çiftlik çalışanları, çobanlar, kasaplar, mezbaha çalışanları, et ürünleri market işçileri, veterinerler ve hasta hayvan ile teması olanlar, bu hastalığın takibini yapan sağlık personeli, askerler, kamp yapanlar, deri fabrikası çalışanları, piknik alanına gidenler" dedi. Kenelerin hepsinin hastalık taşımadığını belirten Alga, günümüzde yaklaşık 850 tür kene olduğunu, bunların 30 kadarının bu hastalığın bulaşmasında rol oynadığını dile getirdi. Hastalık taşıyan keneler erken tespit edilip uzaklaştırıldığında, virüsü vücuda bulaştırma fırsatı bulamayacağını belirten Alga hastalığın, genellikle kene ısırmasından 16–24 saat sonra bulaştığını ve bulaşmanın, 3-5'inci günlerde en yüksek derecenin görüldüğünü kaydetti. Vektör kenelerin hareketleri sıcak iklimde arttığından dolayı hastalığın mevsimsel özellik gösterdiğine dikkati çeken Alga, en sık Haziran-Eylül aylarında görüldüğünü söyledi. Alga, havaların ısınmasıyla birlikte insanların piknik alanlarına yönelmeleri, hastalığın kırsal alanların yanı sıra büyük şehirlerde de ortaya çıkmasının en önemli nedeni olduğunu da dile getirdi. Türkiye'nin, hastalık taşıyabilen kenelerin yaşamaları ve hayatlarını devam ettirebilmeleri için oldukça uygun bir coğrafik özelliğe sahip olduğunu dile getiren Alga, "Özellikle hayvancılığın yapıldığı bölgelerde tek tek vakalar ve salgınlar görülebilmektedir. Görüldüğü bölgeler Tokat, Sivas, Çorum, Amasya, Yozgat, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Erzincan, Kastamonu, Bartın, Ankara, Çankırı, Bolu, Balıkesir gibi illerin kırsal alanıdır" ifadelerini kullandı. Kene teması ile virüsün alınmasının ardından hastalığın belirtilerinin genellikle 1–3 gün arasından ortaya çıktığını kaydeden Alga, "Bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir. Hasta insan veya hayvanlara ait kan, vücut sıvıları veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda hastalığın belirtilerinin ortaya çıkma süresi 5–6 gündür; bu süre de en fazla 13 gün kadar olabilmektedir. Hangi olguların ağır seyrettiği bilinmiyor. Sıklıkla ani başlayan ateş, baş ağrısı, aşırı halsizlik, yorgunluk, eklem ve kas ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal, boğaz ağrısı, gözlerde kızarma, sulanma ve yanma, sarılık, hastalığın başlangıç bulgularını takiben; 3. ve 6. günlerinde deri altına kanama, burun kanaması, diş eti kanaması, idrar yolu veya mide-barsak kanaması, iç organlarda kanama gelişir” dedi. Virüs, kenenin ağız salgısında ve mide içeriğinde bulunduğundan uzaklaştırılması sırasında salgısının bulaşmasını önleyecek ve kusturulmayacak yaklaşımda bulunulması gerektiğini belirten Alga, "Bu nedenle vücuttan uzaklaştırılırken ezilmemeli, başı kopartılmamalı, parçalanmamalı, ısı ve kimyasal herhangi bir madde uygulanmamalı. Bir penset veya cımbız yardımıyla sağa sola oynatılarak alınması en uygunudur. Uzaklaştırma sırasında keneye elle temas edilmemeli, eldiven kullanılmalı. Kene uzaklaştırıldıktan sonra ısırma alanına antiseptik bir madde uygulanmalı, eller sabunla iyice yıkanmalıdır" diye konuştu. Uzman Dr. Ömer Hilmi Alga, kene ısırıklarından korunmak için şu önlemlerin alınması gerektiğini söyledi: "Hayvan barınakları, hayvanların dolaştığı piknik alanları, otlaklar, çalılıklar, su kenarları, av alanları gibi kenelerin bulunduğu yerlerden kaçınılmalıdır. Bulunulması gerektiğinde çıplak ayakla veya kısa giysilerle bulunulmamalı, korunaklı giyinmeli (lastik çizme giyilmeli veya pantolonların paçaları çorap içine alınmalı), eve dönüldüğünde vücut kontrol edilmeli. Hastalığın saptandığı bölgelerde hayvanlarda kene kontrolü ve düzenli ilaçlama yapılmalı. Gerek insanları gerekse hayvanları kene saldırılarından korumak için 'repellent' olarak bilinen böcek kaçıranlar cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek kullanılabilmektedir. Aynı maddeler hayvanların baş veya bacaklarına uygulanabilir; ayrıca, bu maddelerin emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir. Vücutta kene saptandığında zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı. Tanı alan ya da şüphelenilen hastalar izole edilmelidir. Temas önlemleri alınmalıdır. "

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: