• resmi ilanlar

Röportajlar

“Bolu’da yatırımların önünü açıyoruz”

MEHMET KORKUSUZ

19.06.2014 15:19

Bolu Vali Yardımcısı ve Toprak Koruma Kurulu Başkanı Ayhan Kartlı, kurulun çalışmaları ve işlevi hakkında Bolu Express Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu. Olası yatırım projelerinin kente kazandırılması öncesinde, Toprak Koruma Kurulu’nun söz konusu projenin gerçekleştirilmesinin planlandığı bölgede çalışmalar gerçekleştirdiğini belirten Vali Yardımcısı Kartlı, “Bolu için vazgeçilmez olması halinde, Toprak Koruma Kurulu yatırımların önünü açmaktadır” dedi.

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

Bolu’da Toprak Koruma Kurulu Başkanlığı’nı üstlenen Bolu Vali Yardımcısı Ayhan Kartlı ile yaptığımız röportajın ayrıntıları şöyle:

Sayın Kartlı, Toprak Koruma Kurulu hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz?

Toprak Koruma Kurulu esasında, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’na dayanarak çalışan bir kurul. Şu anda ilimizde tarımdan sorumlu vali yardımcısı başkanlığında arazinin bulunduğu yere göre, belediye ya da il özel idare temsilcisinin, ticaret ve sanayi odası başkanının, ziraat odası başkanının, sivil toplum kuruluşlarından TEMA’nın ve ziraat mühendisleri odasının, tarım il müdürünün, çevre ve şehircilik il müdürünün, kültür ve turizm il müdürünün üye olduğu bir kurul.

Kurul kararlarını nitelikli çoğunlukla veriyor. Kurulun yapısından bahsettikten sonra, nasıl çalışıyoruz, amaç nedir, bunlardan da bahsetmek isterim.

Esas olan tarım için ayrılmış toprakların, yani mülkiyet kaydında tarım arazisi olduğu belli olan toprakların tarımdan başka amaçlara kullanılmasıyla ilgili bir talep geldiğinde, bu öncelikle Toprak Koruma Kurulu’na gelir. Burada kanunun özündeki amaç, başvuruya konu olan arazi tarımsal alanda mı daha verimli, yoksa tarım dışında başka bir amaca tahsis edildiği takdirde mi daha verimli? Hangisi kamunun daha çok yararınadır? Bu arazinin üzerinde bitkisel üretim yapılarak mı, yoksa bitkisel üretimden vazgeçilip, sanayi, turizm, imar planı, şehirleşme gibi kullanılması mı kamunun menfaatine daha uygundur? Toprak Koruma Kurulu, esasında bunun tespitini yapar ve bu konuda bir görüş belirtir. Bu verilen görüşlere göre ayrıca, toprağın yapısına göre Tarım Bakanlığı’nın da bunu onaylaması gerekiyor.

Tarım topraklarımız, sulu mutlak tarım arazisi, kuru mutlak tarım arazisi, sulu marjinal tarım arazisi, kuru marjinal tarım arazisi ve kuru özel ürün arazisi gibi temel sınıflara ayrılıyor. Bunlarda toprak yapısının derinliği, arazinin meyili, toprağın içindeki kimyasal faktörlerin özellikleri de tarım arazisinin niteliklerini gösteriyor.

Sulu mutlak tarım arazilerini ve kuru mutlak tarım arazilerini öncelikle korumak gerekiyor. Çünkü bunlar halk arasında taban arazisi diye nitelendirilen verimli ve düz topraklar. Bu toprakların bazıları toprak kuruluna gelmeden özel ürünler dediğimiz marjinal topraklar, verimsiz topraklar tarım il müdürlüğünün incelemesi sonucu eğer uygun görülüyorsa, valimizin uygun görüşüyle tarım dışı alanlara tahsis edilebiliyor. Örneğin bir çiftçiye, bir köylüye, köy yerleşik alanı dışında ev yapmak için bir arazi lazımsa, ona tahsis edebiliyoruz. Onun dışında mevzi imar planı gerektiren tüm yatırımlarda Toprak Koruma Kurulu’na alıyoruz. Toprak Koruma Kurulu araziye giden ekiplerimiz, arazinin uydu üzerinden görüntüsünü, yerel fotoğraflarını, arazi büyüklüğünü, meyilini, sınırlarını ve oradan yapılması gereken yatırımın alternatifinin olup olmadığını belirten bir rapor hazırlarlar. Eğer onlar, bu yatırımın yapılmasının başka alternatif arazi bölgede olmadığına dair kanaat getiriyorsa, toprağın sınıfına göre biz kurulda görüşürüz.

Peki, verimli tarım arazilerinin tamamı kayıt altında mı? Rakamsal bir veri paylaşabilir misiniz?

İlimizdeki arazilerimizin genel durumu hakkında elbette ki bir fikrimiz var ama bunlar parsel parsel her başvuruda ayrı ayrı üzerinde çalışılıyor. Ekiplerimiz gittikleri zaman orada sadece kağıt üzerinde çalışmıyorlar. Araziden toprak numunesi alıyorlar, eğimini ölçüyorlar. Bolu’da bir parsel hakkında bir başvuru geldiği zaman üzerinde çalışıyoruz.

Peki, Toprak Koruma Kurulu’nda son sözü kim söylüyor?

Toprak Koruma Kurulu’nun verdiği esas olarak sayın valinin onayına tabi görüştür. Bazı kararlarda son sözü Toprak Koruma Kurulu’nun kararı üzerine sayın valimiz söylüyor ama bazı kararlarda özellikle mutlak tarım arazilerinin ve sulu mutlak tarım arazilerinin kararlarında ayrıca, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na evrakları gönderiyoruz. O süreçte ayrıca, yatırımın yapılacağı, yani tarım arazisi hangi alanda kullanılacaksa, turizmse Turizm Bakanlığı, sanayiyse Sanayi Bakanlığı, eğitimse Milli Eğitim Bakanlığı, ticaretse Ticaret Bakanlığı ya da yetki verdiyse ildeki temsilcisi “uygundur” şeklinde kamu yararı yönünde görüş veriyor. Dolayısıyla Toprak Koruma Kurulu kararı, kamu yararı kararıyla birlikte Tarım Bakanlığı’na gidiyor ve nihai Tarım Bakanlığı da onaylarsa, bunu biz imar planı yapan belediyeyse belediye, değilse özel idareye gönderiyoruz ve onlar o toprak üzerinde imar planı ve planlama çalışması yapabiliyorlar.

Toprak Koruma Kurulu kararlarının önümüzdeki dönemde sıkça gündeme gelmesi öngörülüyor. Dershanelerin özel okula dönüştürülmesi gündemde. Ve bununla ilgili Başbakan Erdoğan ile hükümet sözcüleri, okul ve yurt yapım konusunda tölerans sağlayacaklarını açıkladı. Aynı şekilde kentteki koruma kurulu da tölerans sağlayabilecek mi?

Toprak Koruma Kurulu esasen kamunun mülkiyetinde olan ait bir araziyi tahsis eden bir kurul değil. Toprak Koruma Kurulu’nun kararı, mülkiyeti kimin üzerinde olursa olsun, tarım toprağı ise tarım arazisi olarak tapuda tescilli bir arazinin tarım dışı bir alanda kullanılmasıyla ilgili karar verir. Konu sadece sayın başbakanımızın açıkladığı alanlarla sınırlı değil. Şimdiye kadar da zaten Bolu için elzem olan, Bolu için vazgeçilmez olan durumlarda zaten Toprak Koruma Kurulu özel ve önemli bir yatırım varsa da onun önünü açmıştır. Ya da kurula gelmeden önce biz yatırımcıyı zaten yönlendiriyoruz. Bir çalışma yapmadan önce bize gelenlere diğer kuruluşların nasıl görüş verebileceklerini, nasıl sonuç alabileceklerini öngörülerimiz doğrultusunda yönlendirebiliyoruz. Ben şahsen Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile ilgileniyorum.

Yatırım ilimiz için vazgeçilmez ise, ilimize hem istihdam, hem de gelir sağlayacak bir tesis ise ve bizim tarımsal alanlarımız için toprak bütünlüğümüzü bozmuyorsa, DSİ ve diğer kuruluşların görüşlerini alıyoruz. Sulama bütünlüğü bozuluyor mu veya orada turizm için orada arkeolojik bir alan var mı, görüşler alıyoruz. Zaten kurul olmanın amacı da budur. Matematiksel değildir kurul kararları. Yoksa kurul olmaz, liste yapar şu doğru şu yanlış derdiniz.

Biz kurul olarak geçtiğimiz hafta sahaya indik. Hem Abant’taki topraklarla ilgili bazı talepler vardı, hem de ilimizin şu an tarımsal varlığının önemli bir kısmı olan güney bölümümüzde bir yatırım vardı. Sayın Başbakanımız hem eğitim kalitesinin arttırılması, hem de mevcut dershanelerin okullara dönüştürülmesi politikasını yürütürken, şöyle bir şey dememiştir; “Bolu’nun illa en değerli tarım arazisinde bunu yapacağız.” Çünkü sayın başbakanımız toprağın korunması ve kollanması ile ilgili yasaların çıkarılması yönündeki mevzuatın geliştirilmesi yönündeki özel talimatları olmuştur. Mesele burada doğruyu bulmaktır. Mesela biz şimdi yatırımcıya diyoruz ki, “İlimizin kuzey bölgesi sulama açısından daha zayıf, tarım arazisi daha meyilli. Örneğin D-100’ün kuzeyindeki yatırımlara çok daha sıcak ve töleranslı davranıyoruz.” Dolayısıyla o bölgelerde bir yatırım olursa, biz çok daha sıcak bakabiliyoruz. Ama bunu biz tarım alanlarımızın korunması ve gelecek nesillere iletilmesi konusundaki sorumluluğumuzu da bir kenara bırakamayız. Eğer biz bu konuda bir sorumsuzluk yapar isek, sanıyorum ilk hesabı da sayın başbakan sorar, diye düşünüyorum.

İki buçuk yıldır Toprak Koruma Kurulu’nun başkanısınız. Toprak Koruma Kurulu’nun geçmişi ne kadar?

Toprak Koruma Kurulu 2005 yılından bu yana var. Kurulun ve kanunun işlerliğini sağlamak ayrı bir sorundur ama Bolu bunu başarmıştır.

Bu soruyu şu nedenle sordum; Bolu’da tarım arazileri üzerinde geçmişte farklı uygulamalar oldu. Deprem felaketi sonrası oluşturulan kalıcı konutlar tarım arazisi üzerinde yükseldi, keza çevre yolu da verimli tarım alanları üzerinden geçti. Siz bu uygulamaları nasıl karşılıyorsunuz?

Geçmişi değerlendirirken, o günün koşullarını da göz önünde bulundurmak gerek. O günü yaşamadan değerlendirmelerde bulunmak çok afaki olur. Sonuçta bende 1999 yılındaki depremde Sakarya’da görev yapıyordum. O anı yaşayıp, onları planlayan insanlarında düşündükleri şeyler, göz önüne aldıkları birtakım öncelikleri vardır. O öncelikleri bizzat yaşamadan bugün her şey oturmuşken, olağan şekilde bunlara bakmak daha kolay. Yani geçmişe döndüğümüz zaman herkes bakış açısına göre, bir şeyler bulabilir. Türkiye gelişen dinamik bir ülke. Sanayisi, turizmi, kentleşmesi artan bir ülke. Dolayısıyla bunun yansımaları Bolu’da da var. Bolu’da sanayi, turizm ve kentleşme açısından gelişim gösteriyor. Bolu öğrenci kenti olduğu için hızlı bir büyümesi var. Buradaki yöneticilerin çoğu kamu görevlisidir. Toprağı korumanın yanı sıra ilimizin gelişimi ve sağlıklı büyümesi sorumluluğunu da taşıyorlar.

Okulla ilgili özel bir durum var. Okul kent içerisindeki okullar belediyenin uygun gördüğü konut alanlarında da imar planlarında değişiklik yapılarak yapılabilecek bir yatırım. Bir turizm yatırımı gibi değil. Kentin ortasında siz bir tatil köyü kuramazsınız; ancak ormana yakın bir yerde kurarsınız ve alternatif azalır. Ama eğitim böyle değil. Okul yatırımında toplam yatırım 10 dönümlük bir arazi ise, 10 dönümü şehirde rahatlıkla bulabilirsiniz. Şehrin kuzey tarafları buna müsait. Biz onu da gösteriyoruz. Hatta yatırımcı gözüyle bakıp, konuya uzman arkadaşlarımızı fikrini bu konuda bizzat yatırımcı ile görüşerek görüşlerimizi iletiyoruz.

Peki, çevre yolu için görüşleriniz neler?

Güney çevre yolu zannediyorum şehrimizden geçen D-100 Karayolu hem şehrin içinden geçiyor, hem de bölgemiz depreme yatkın olduğu için anladığım kadarıyla dönemin planlayıcıları oradan kaçınmışlar. Şimdi orada buna karar veren seçilmiş meclis üyeleri var. Ve o dönem karar alan yöneticileri var. Kaldı ki o zaman Toprak Koruma Kanunu yürürlükte değil. Yatırımcı seçimini, kamu idaresi seçimini bu yönde yapmış. Şu anda Toprak Koruma Kanunu’nda şunun geldiğini söyleyebiliriz; Bir yatırımı yaparken turizme, kentleşmeye, doğaya bakıyorsun. Bir de bunun tarım arazisini etkiliyor mu bir de ona diyor artık. Artık yeni bir unsur ekleniyor. Yeni dönemde bu yapılıyor. Bütün yatırımlar için baktığımda, tarım toprakları için ciddi bir talep gelmemiştir. Böyle bir dönüşüm talebi gelmedi. Geldiği zamanda zaten bizler birçok unsuru değerlendiriyoruz. Ve sonuçta eğer bu kamuoyuyla paylaşılması gerekiyorsa da, paylaşıyoruz.

Toprak Koruma Kurulu tarım alanlarınız korumak için daha ne gibi çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyor?

Toprak Koruma Kurulu’nun kanundaki tanımı belli. Bize öncelikle başvuru gelir. Biz bu başvuruya göre karar veririz. Toprak Koruma Kurulu’nun geleceği planlamak gibi bir görevi yok. Çünkü planlayıcı kuruluşlar başkalarıdır. Belediyeler, il özel idareler gibi… Önceden bunu öngörmek mümkün değil. Dolayısıyla Toprak Koruma Kurulu’ndan bütün şehrin planlamasını eklemek yerine, bunlar yapılırken toprakları maksimum koruyarak, bu topraklardan maksimum verim almayı düşünmekle olur. Yoksa biz bir planlayıcı değiliz. Toprak Koruma Kurulu’nu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu gibi, ÇED değerlendirme raporları gibi düşünebilirsiniz. Kanun koyucu bu konuda tek kişinin görüşlerinin yetersiz kalabileceği düşüncesiyle bunu öngörmüş ve bunu çeşitli kamu kuruluşlarının temsilcileri ile oluşturmuş. Sivil toplum kuruluşları da var bunun içerisinde.

Son eklemek istediklerinizi öğrenebilir miyim?

Sayın valimiz tarımla ilgili görevleri bize verdi. Biz yatırımcımıza hangi alanda olursa olsun açık olduğumuzu, bunun için gece gündüz mesai mefhumu gözetmediğimizi Ayhan Kartlı olarak rahatlıkla söyleyebilirim. Yatırımcılarımızın her türlü yanınızdayız. Planlamasından, bürokratik işlemlerin yürütülmesine kadar her zaman yanındayız. Ama bu topraklar bizim çocuklarımızın da toprağı. Bu ülke büyüyor. Bu ülkenin modernleşmeye, kentleşmeye, sanayileşmeye ve turistik tesisleşmeye ihtiyacı olduğu kadar sağlıklı şekilde beslenmeye de ihtiyacı var. Dolayısıyla verimli topraklarımızı koruyalım. Bu konuda bireysel duyarlılığımız da geliştirelim. Bireysel duyarlılığımızla da hareket edelim. Sadece bir iş bir tarım toprağından başka bir yerde daha verimsiz bir toprakta yapılabiliyorsa, biz bu işi orada yapmalıyız. Yoksa bazen yatırımcı kısa vadeli bütçesini oluştururken, yatırımı orada yapmak onun biraz daha maliyetini düşürüyor olabilir. Ama bu ülkenin maliyetini arttırıyordur. Bir yatırımın bir yatırımcısına maliyeti var, birde halkımıza, toplumumuza maliyeti var. Yatırımcıya maliyeti düşürürken, toplumumuza maliyeti arttırmak gibi bir lüksümüz yok. O nedenle ben diyorum ki, sanayileşmemizi, kentleşmemizi daha yamaçlara yönlendirmeliyiz. Eskilerde öyle değil midir? Kentlerini yamaçlara kurmuşlar. Depremden de korunmak için böyle yapmışlar. Biz ecdadımızın bulduğu, yaşadığı ve yaşattığı bir geleneği yaşatmalıyız. Düz tarım arazilerinde bunu yapacağımıza, daha verimli arazilerde yapmalıyız. Benim kişisel görüşüm, böyle ormana yakın alanlarda yaparak, şehrin nefes alan bir okul daha iyi olmaz mı? Hem ferah bir ortamda okul yapılması oradaki çocukların gelişimini eğitim kalitesini de arttıracaktır diye düşünüyorum.

Sizin verdiğiniz örnekten gidiyorum; Bir tarım arazisi içinde okulu koyduğunuz zaman buraya çocuklar servisle gidecek. Tarımsal faaliyetler bulunduğu için orada iş makineleri olacak. Orada önceden yapılmış sulama tesisleri var. Biz birçok şeyi düşünüyoruz. Benim sohbetimizde paylaşamadığım ya da aklıma gelmeyen birçok unsuru değerlendirip, o değerlendirme dışında en objektif şekilde değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Ben şahsen gönül huzuru içerisindeyim. Çalışma arkadaşlarımda hem Bolu’nun büyümesini, hem gelişmesini isterken, aynı zamanda Bolu’nun bir tarım kenti olduğunu da unutmadan sorumluluklarını yerine getirdikleri için ben şahsen mutluyum.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: