• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

ŞİİR ANA

02.04.2012 21:28:28

02.04.2012

Televizyon ve bilgisayarlar hayatımızın içine girdi gireli, tüm istediklerimizi orada bulabiliyoruz. Bizler için bu durum kolaylık ve rahatlık oldu.

Aslında bu bizim, okuma alışkanlığımızı da kaybettirdi. Kitap gazete dergi okumaz hale geldik. Oysaki eskiden elektriğinde olmadığı ya da sık sık kesildiği dönemlerde gaz lambası ışığında okumaya çalışırdık. Esasen biz o an en iyi arkadaşımızla buluşmuş olurduk ve o bizde öyle bir tutku yaratırdı ki ayrılmak istemezdik. Kitabın sonuna yaklaştığımızda gidiyor derdik, bitiyor değil.

Bir dönem resimli foto romanlar çıkmıştı. Kimileri aşkı, kimileri de vurdulu kırdılı kahramanları anlatmaktaydı. O sıralar tam bizim gençlik dönemimiz ve tabii aşkı anlatanlar makbuldü. 

Bir gün arkadaşımla onların kapısının önüne oturduk, yığdık yanımıza fotoromanları başladık okumaya. Kendimizi öyle kaptırdık ki aradan geçen saatlerin farkında bile değildik. Bir ara kafamızı kaldırdığımızda vakit bir hayli geç olmuştu. Millet işten eve dönüyordu. Bizse açlık susuzluk hissetmeden, saatlerce oturmuştuk romanları bitirmek adına. Tam da oradan genç delikanlılar geçiyor ve gülümseyerek bize bakıyorlardı. Biz zaten okuduğumuz romanların etkisindeyiz ya onlar bizi beğendi diye düşünüyorduk.

 Arkadaşımla birbirimizin yüzüne bakınca gerçeği gördük. O siyah beyaz romanların tüm siyah baskısı çıkmış ve bizim yüzümüze bulaşmıştı.  Elimiz yüzümüz kapkara olduğunu fark ettik. Öyle utandık öyle utandık ki uzun süre o gençlerin güzergâhından uzak kaldık.

Değerli bir yazar dostum, Recai ağabeyim, annesi dil kökü kanserine yakalandı. Umutsuz ve tedaviye cevap vereceğine de olumlu gözle bakılmıyordu. Oğlu iyileştirmek adına ne yapabilirim diye çırpınıp duruyordu. Annesi yok mu olacaktı? Umut yok mu? Hayır olmalıydı.

İşte böyle düşünceler içinde birden aklına geldi. Canı annesinin adını dağlara taşlara yazmalıydı, baktığı her yerde ve hep yaşamalıydı. Çeşme, cami, okul, hayır bu değildi, bu ancak bir iki yerde olabilirdi. Öğretmen ve yazar olması, aklında bir ışık yanmasını sağladı. Kütüphane kurmaya karar verdi.

Türkiye’nin ilk kütüphaneler zinciri de böylece kurulmuş oldu. Gerçekten de o açılan 31 kütüphanelerin her birinde, köyde, beldede şehirde annesinin adı yaşamaya başladı. Bu arada mucize oluştu, tedavilerden cevap alınıyordu ve annesi hızla sağlığına kavuşuyordu.

Anne bu, oğulcuğu onun için bir şeyler yaparda o hiç boş durur mu? Her kütüphane açılışında şiirler okuyarak, insanlara şiir ana oldu, herkes onu şiir ana bildi ve öyle seslendi. O kütüphanelerden ikisi de bizim ilimizde. Teşekkür ederiz Recai Şeyhoğlu  ve hep sağlık içinde yaşa şiir (Rasime) ana. Saygı ve sevgiler sizlere, kitap dostları ve kütüphanecilere. Kitabın kendine has o güzel kokusunu bana her defasında hissettirenlere.

Sevgi ve saygılarımla…

Fatma Marmara

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: