Toplumumuz öyle bir hal almış ki bunu nasıl anlatsam bilemiyorum. Dost sanılan insanların birçoğunun, bir dalda dokuz ceviz görmeden bir taş atmaktan imtina eder duruma geldiğini görünce inanın, insanın morali bozuluyor. Her şey bir çıkara bağlanmış adeta.
Şair bu durumu ne güzel ifade etmiş.
xxx
Dünya malı elde iken düşman bile dost olur…
Elde bir şey kalmayınca dost bile düşman olur
xxx
Daha düne kadar dost, dostun eyerlenmiş atıdır düşüncesi hâkimken, bu gün ne olduysa, bu toplumun başına taş mı düştü deher şey bir anda çıkara dönüştü. Anlayamadık.
Hâlbuki büyüklerimiz bize arkadaş seçerken, iyi bir kavun seçmek için yüzlercesiniyokladığınız halde ancak içlerinden birini seçtiğiniz gibi arkadaş seçerken de aynı özeni gösterin ki ileride pişman olmayasınız derlerdi.
Bu konuda Uzakdoğuluların arkadaş seçmedeki metotları da bizimkinden oldukça farklı ve de oldukça da, etkileyici olup şöyledir. Yeni bir arkadaş seçmek elbette o kadarda kolay değil. Zira arkadaş olarak seçilen kişi mantar yemeğine benzer. Zehirli veya zehirsiz olmadığını ancak yedikten sonra anlayabiliriz inancı vardır onlarda. Şayet zehirsiz çıkarsa, Onun uğrunda ölmek insana şeref verir.
Ama bu devirde uğrunda seve seve ölüme gidilecek bir arkadaş bulmak da mümkün olmuyor ne yazık ki. Bu konuyu en güzel şekilde ifade eden Divriğili Kul Himmet olsa gerek. Zira kul Himmet bir şiirinde bunu şöyle dile getiriyor.
xxx
Seyyah oldum şu âlemi gezerim
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kendi efkârımlaokuryazarım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
xxx
Bir dost kırk yılda kazanılır deseler de bununda bu devirde geçerliliği kalmamış sanki. Çünkü Her şey dönüp dolaşıp çıkara dönüşmüş adeta.
Başlangıçta dost sandıklarının ne maksatla size yanaştıklarını anlamanız mümkün değil. Damlanın kendini tamamladıktan sonra damladığı gibi sonradan anlaşılıyor sizinle kurulan dostluğun nedeni. Günümüzde dostluğun esemesinin okunmadığını ve de “ Her şeyi bir yana bırak. Kendi çıkarına bak.” Düşüncesinin toplumumuzda hâkimolduğunu en güzel şekilde dile getiren şair Erhan Tığlı bakın bu konuda ne diyor.
xxx
Dünya kırk kulplu bir kazan
Kulplar çoktan tutulmuş deme
Bekle elbet senin de gelir sıran
Sakın olma oyunbozan
Yoksa girersin okkanın altına
Hemen verilir cezan
xxx
Eğri cetvelle doğru çizgi çizilemeyeceği için bu şekilde yozlaşmaya yüz tutmuş bu toplumun, zararın neresinden dönülürse o da kardır diyerek, ıslahat yapmak,tüm toplum adına bir kazanç olacağından, bu ıslahat hareketini geciktirmeden başlamak gerekir diye düşünüyorum. Bu ıslahatta ancak eğitimle olur.
İşte raydan çıkmış olan bu lokomotifi ve de arkasında çektiği vagonları tekrar eski olmasa bile ona yakın dostluk anlayışına yakın raylara oturtmak da hiçbir zaman çıranın ışığına bile getirmediğimiz eğitimcilerimize düşüyor. Rahmetli Atatürk’ün dediği gibi “Öğretmenler! Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır”
Bilmem doğru söz yemin ister mi?
HOŞÇA KALIN
FEVZİ SAÇLI